๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 20 Ağustos 2011, 13:10:12



Konu Başlığı: UNUTMA SEBEBİYLE ELDE EDİLEMEYEN MASLAHATLAR
Gönderen: Ekvan üzerinde 20 Ağustos 2011, 13:10:12
UNUTMA SEBEBİYLE ELDE EDİLEMEYEN MASLAHATLAR VEYA GERÇEKLEŞEN MEFSEDETLER


Unutkanlık insanların sıkça karşılaştığı bir durumdur. Unutan kimse için günah söz konusu değildir.

[Emredilen Fiillerin Unutularak Terk Edilmesi]

Emredilen şey, telafisi mümkün olan bir konu olduğunda unutmakla sa­kıt olmaz. Çünkü dinin amacı emredilen şeyin maslahatının elde edilmesi­dir. Buna göre; bir kimse namaz, oruç, hac, umre, kısas veya Allah yahut kul haklarından birini unutursa şu iki durum söz konusu olur:

A.Telafinin mümkün olmaması; örneğin cihad, cuma namazı, küsuf (gü­neş tutulması) namazı, -bir görüşe göre- farz namazlarla birlikte kılınan sün­netler, bazı durumlarda cenaze namazı, eş, ana-baba ve kölelerden barındı­rılması gerekenleri barındırmak, ana-baba ve çocukların nafakalarını temin etmek gibi konular unutularak yerine getirilmediğinde bunların vacipliği or­tadan kalkar.

Tercih edilen görüşe göre kişinin eşine verdiği giysi bir mülkiyet naklidir. Çünkü selef-i salihin ve hakimlerin hiçbirinden, zevcenin giysi hakkını koca­nın ölümünden sonra onun mirasından aldıklarına veya yetimler için giysi hakkını ölenden aldıklarına dair bir şey nakledilmemiştir.

B. Telafinin mümkün olması; örneğin namaz, zekat, oruç, adak, borçlar, keffaretler, hanımlara yapılan nafaka harcamaları bunlardandır. Bunlar derhal yerine getirilmesi gereken (alel-fevr) vaciplerden ise derhal telafi edilmesi gerekir. Yerine getirilmesi için geniş zaman bulunan (ale't-terâhî) vaciplerdense bunun vacipliği süreye bağlı olarak devam eder. Ancak yi­ne de bunları derhal yapmak daha iyidir. Çünkü hayırlı işlerde acele et­mek gerekir.

[Yasaklanan Fiillerin Unutularak Yapılması]

Haram kılınan şey unutularak yapılmışsa iki durum söz konusudur:

A. ibadetle ilgili yasaklanan fiillerin unutularak yapılması; örneğin na­mazda konuşmak ve namazı bozacak derecede çok fiiller yapmak, hac, oruç­ta veya itikafta unutarak yasaklanan şeyleri işlemek gibi.   .

Eğer ibadetle ilgili olarak yasaklanan şey ihramda av hayvanı Öldürmek, saç ve tüyleri tıraş etmek, tırnakları kesmek gibi itlaf türünden bir fiil ise kef-faret borcu ortadan kalkmaz. Çünkü keffaretler telafi edici olarak vacip ol­muştur. Telafi ediciler ise unutmakla ortadan kalkmaz.

ibadetlerle ilgili yasaklanan şey itlaf türünden değilse, herhangi bir bede­le gerek olmaksızın günah ortadan kalkar.

Bir kimse abdest almayı unutarak namaz kılsa namazı sahih olmaz. Çün­kü kişi yapması emredilen bir şeyi unutmuştur.

Kişi bir zaruretin söz konusu olmadığı normal durumlarda göz yumul­mayacak bir necaseti unutarak namaz kıldığında bunun mazur sayılıp sa­yılmayacağı konusunda iki görüş vardır: Birinci görüşe göre necasetlerden temizlenmek de tıpkı hadesten temizlenmek gibi yapılması emredilen hu­suslardan olduğundan kişi mazur sayılmaz. İkinci görüşe göre ise namaz kılan kişide necasetin bulunması yasaklanan hususlardandır. Emredilen şeylerin telafisi yalnızca hatırlandığında vacip olur. Çünkü bir şeyin emre-dilmesinin amacı o şeyin maslahatının elde edilmesidir. Bunun hatırlan­dıktan sonra da telafi edilmesi mümkündür. Bir şeyin yasaklanmasının amacı da o şeyin mefsedeflerinin ortadan kaldırılmasıdır. Oysa yasakla­nan şey meydana gelip de mefsedet gerçekleştiğinde artık bunu ortadan kaldırmak mümkün olmaz.

B. İbadetler dışındaki yasaklanan fiillerin unutularak yapılması; unut­ma halinde bunların günahı ortadan kalkar, tazmin etmek gerekli olur. Bir kimsenin cariyesini satıp sonra da satım akdini unutarak cariyesi ile cinsel, ilişkide bulunması, eşini bain talakla boşayan kişinin boşamayı unutarak cinsel ilişkide bulunması, cariyesini azat eden kişinin azat ettiğini unuta­rak onunla cinsel ilişkide bulunması veya satması, bir gıda maddesini sa­tan kişinin satım akdini unutarak gıda maddesini yemesi bu duruma ör­nek olarak gösterilebilir. Tüm bu durumlarda kişi için günah söz konusu olmaz. Kişinin tasarrufları da geçerli olmaz. Bu durumlarda cinsellikten is­tifade vb. gibi telef edilen menfaatlerin tazmin edilmesi gerekli olur. Çün­kü tazmin, telafi edicilerden biridir. Telafi yükümlülükleri unutmakla or­tadan kalkmaz.

Allah adına herhangi bir şey yapmaya, karısını boşamaya yahut kölesini azat etmeye dair yemin eden kişinin yeminini unutarak yeminine aykırı bir şey yapması halinde yeminini bozmuş sayılıp sayılmayacağı konusunda alimler arasında görüş ayrılığı vardır. Tercih edilen görüşe göre yeminini bozmuş olur. Şafiî dışmdaki.üç imam (Ebu Hanife, imam Mâlik, Ahmed b. Hanbel) bu görüştedir. Çünkü yemin ederken kullanılan sözcüğün, yalnızca hatırlama durumunda kullanılması yaygın olmadığından, yemin hatırlama durumu ile sınırlandırılamaz.

[Unutkanlığın Süresi]

Unutma, istisnalar bir kenara bırakılırsa, çoğunlukla kısa süreli olup uzun zaman sürmeyen durumlar için söz konusu olur. Bu sebeple bir kimse unutarak namazda yasaklanan bir şeyi yaptığında bu fiil kısa süreli olursa alimlerin ittifakıyla mazur görülür. Uzun zaman sürerse bunun mazur görü­lüp görülmeyeceği konusunda iki görüş vardır:

Birinci görüşe göre mazur görülür. Çünkü bu unutmayla yasaklanan bir şey çiğnenmemiştir.

İkinci görüşe göre mazur görülmez. Çünkü din yaygın olan ve olmayan özürleri birbirinden ayırarak, yaygın olanlardan kaçınmakta zorluk oldu­ğundan bunları affetmiş, ama nadiren meydana gelen özürlerde baskın bir zorluk hali bulunmadığından bunları mazur görmemiştir. Bu sebepledir ki biz de pire kanı ve sivilcelerden çıkan kan ile bu ikisi dışında nadiren mey­dana gelen diğer necasetleri birbirinden ayırırız. Yine taş ile yapılan temizlik sonucunda vücutta kalan necaset İle diğer necasetleri birbirinden ayırırız. Çünkü taş ile yapılan temizlik sonucunda vücutta necasetin kalması yaygın bir durumdur.