Konu Başlığı: Tasarruflarında Zulümlü Ve Adaletli Yöneticiler Gönderen: Ekvan üzerinde 09 Eylül 2011, 16:44:10 Tasarruflarında Hem Zulüm Hem De Adalet Bulunan Yöneticiler Devlet başkanı ve hakimler bir yandan zulmederken bir yandan da adaletli davranırlarsa adaletleri zulümlerini örter mi sorusuna şöyle cevap veririz: Zulümleri sebebiyle dünyada zayi ettikleri malları tazmin etmeleri gerekir. Bunları tazmin ederlerse zimmetlerindeki borç düşer. Sadece tazmin edinceye kadar geçen süre zarfında ilgili kişileri mallarından mahrum etmiş olma sorumluluğu kalır. Şayet tazmin etmezlerse, bu ahirette onların sevaplarından düşülür. Sevapları yetmeyip biterse zulmettikleri kimselerin günahlarından onlara verilir. Sonra cehenneme atılırlar. Yani önce sevaplarından alınır, sevapları bitince zulmettikleri kimselerin günahları yaptıkları zulüm miktarınca onlara yüklenir. Kan akıtma, namusu lekeleme, şerefi zedeleme, daha önce yerine getirmeleri gerektiği halde sonraya bıraktıkları haklar ya da sonraya bırakmaları gerektiği halde önceye aldıkları haklar vb. konulardaki zulümlerle ilgili hükümler aynıdır. Alemlerin Rabbi şöyle buyurmuştur: "Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan İş bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu adalet terazisine getiririz. Hesap gören olarak biz herkese yeteriz." [20] Şöyle bir soru sorulabilir: bir kimse borçlu İken ölse ve fakat bu borçtan ya da bunu ertelemiş olmaktan ötürü günahkar değilse, ahirette bu borç miktarınca onun sevaplarından alınır mı? Buna şöyle cevap veririz: Evet ahirette o borcu miktarınca yaptığı iyiliklerin sevabından alınır. Nasıl ki, borçtan ötürü ya da borcu ertelediği için günahkar olmasa bile dünyada malı, evi, köleleri ve cariyelerine el konuyorsa ahirette de sevapları bitinceye kadar alınır. Sevapları yetmezse, alacaklılarının günahlarından ona bir şey yüklenmez. Çünkü o isyankar ve günahkar değildir. Günah ise ancak isyankar ve günahkarlar içindir. Bu durumda hayret edilecek bir şey yoktur. Bu, Allah'ın dünya ve ahiretteki adaletidir. Sevapları bittikten sonra geriye kalan borcun hükmü ne olur sorusuna da şöyle cevap veririz: bu Allah'ın bileceği bir iştir. Dilerse alacaklıya hakkını bizzat kendisi verir, dilerse vermez. Bu meselenin cevabı ilgili hadisin sıhhatine bağlıdır. Borçlunun sevapları alınırken, vacip olan imandan ötürü elde ettikleri alınmaz, mendup olan imandan ötürü kazandığı sevapların alınıp alınmayacağı ise tartışmalıdır. Bu mesele ilgili hadisin delaletinin umumîliğine bağlıdır. [20] Enbiya 47 |