> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi  (Okunma Sayısı 599 defa)
17 Ağustos 2011, 13:34:57
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 17 Ağustos 2011, 13:34:57 »



Maslahatlarının Değişmesine Bağlı Olarak Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi  :


Tasarrufların her birinde maksatlarını gerçekleştirecek ve maslahatları te­min edecek durumlar vardır. Herbir konuda genel ve özel maslahatları te­min edecek durumlar vardır.; Eğer maslahat tüm tasarruflar ile ilgili genel bir maslahat ise bu tüm tasarruflarda konulmuştur, bazı tasarruflara mahsus bir maslahat ise yâlnızca söz konusu tasarruflarda konulmuştur.

Bazen kimi konularda şart koşulan bir şey bir başka konuda iptal edici kı-lınabilir. Bu her iki konudaki maslahata nazaran böyle olur. Örneğin lehine ve aleyhine hüküm verilen kişilerin niteliklerini, başkalarının ortak olmaya-cağr şekilde detaylı anlatmak şart koşulmuştur. Ta ki hüküm mübhem bir konuda gerçekleşmiş olmasın. Oysa aynı durum selemde olsa bu selemi bo­zar, çünkü bu selemin amacım gerçekleştirmeyi imkansız kılar.

Kira, müsakat ve müzaraa akillerinde akit süresinin sınırlandırılması şart koşulmuştur, oysa süre sınırlaması nikah akdinde olsa akdi bozar. Çünkü bu nikahın maksatları ile çelişir.

Yine menfaatler üzerinde yapılan bağlayıcı akitlerde sürenin belirlenme­si şart koşulmuştur, oysa nikah akdinin süresi eşlerden ömrü daha az olanın ömrü ile sınırlandırılmıştır.

Din garar içerdiği için ve ihtiyaç bulunmadığından mevcut olmayan şe­yin satılmasını, kiraya verilmesini ve hibe edilmesini yasaklamıştır. Oysa menfaatler üzerine yapılan akitlerde menfaatler mevcut olmadığı halde caiz kılmıştır. Çünkü menfaatlerin akit sırasında var olması düşünülemez. Men­faatlerin maslahatları ancak bu şekilde tahsil edilebilir.

imam Şafiî her ikisi de mevcut olmadığı halde menfaatlerin menfaatler karşılığında kiraya verilmesini caiz kabul etmiştir. Nitekim din Kur'an Öğre­timi karşılığında cinsel ilişki ile yararlanmayı caiz kılmıştır. Bu ise mehir olarak Kur'an Öğretimi takdir edilen nikah akdini caiz kılmıştır. Bu konu ile il­gili hadiste yer alan ifadeler şu şekilde anlaşılmalıdır: "Seni ezberinde olan Kur'an'ı öğretmen veya ezberinde olan Kur'an'ı telkin etmen karşılığında o kadınla evlendirdim". Nitekim Hz. Şuayb da Hz. Musa'nın on yıl boyunca çobanlık yapması karşılığında kızını onunla evlendirmiş, böylece hz. Pey­gamberin cinsel ilişki menfaatlerini Kur'an öğretme menfaatleri ile mukabe­le ettiği gibi, o da cinsel ilişki menfaatlerini çobanlık menfaatleri ile mukabe­le etmiştir.

Yine din, mevcut olmayan ve miktarı bilinmeyen bir kâr karşılığında mevcut olmayan ve bilinmeyen bir iş üzerinde mudarebe akdi yapılmasını caiz kılmıştır. Çünkü her iki taraf açısından mudarebe akdinin fayda ve mas­lahatı yaygın bir biçimde ancak bu şekilde gerçekleşir. Ancak bununla bir­likte din, kira akdinde şart koştuğu üzere mudarebe akdinde de her iki be­delin de büyük ihtimalle elde edilebilecek olmasını şart koşmuştur.

Yine bilinmeyen ve mevcut olmayan bir meyve ve bilinen fakat mevcut olmayan iş karşılığında müsakat akdine cevaz verilmiştir. Müsakat ve müza­raa akitlerinde işin bilinemez olması bir ihtiyaç değildir. Nitekim cuale akdinde de bedel olarak verilen şeyin bilinemez olması bir ihtiyaç değildir. An­cak müsakatın her iki bedelinin de yaygın olarak mevcut olması şart koşu-lurken cualede bunun imkansız olması sebebiyle bu şart koşulmamıştır. Eğer meyve mevcut ise en doğru görüşe göre gararın ortadan kalkması ve akitler-le ilgili kaidelere uygunluğu sebebiyle müsakat akdi caiz olur.

Bilinmeyen ve mevcut olmayan meyve ve bilinen iş karşılığında müsakat akdine cevaz verilmesinin bir benzeri süt emzirme üzere bir kadının tutul­masıdır. Bu akitte de tıpkı müsakat ve müzaraa akdinde meyve ve ekinin mevcut olmayıp meçhul olması gibi süt mevcut olmayıp miktarı da bilinme­mektedir. Süt emzirme ile ilgili akitte ücret bilinir olmalıdır, çünkü müsakat akdinde yapılacak işte olduğu gibi burada ücretin bilinemez olmasını gerek­tiren bir ihtiyaç yoktur.

Ziraat için tarla kiralamada suyun akde tabi olması gibi, süt emzirme için yapılan kira akdinde de süt emzirmenin akdetabi olması için çocuğa bakma­yı da şart koşanların görüşünün delili yoktur. Bu geçerli değildir, çünkü süt emzirme akdindeki en büyük amaç çocuğun bakımı değil süttür. Yüce Al­lah'ın "Eğer sizin için çocuğunuzu emzirirlerse onlara ücretlerini verin"[30] ayetinde ücretin verilmesini yalnızca süt emzirmeye bağlaması da bunu gös­termektedir.

Ekin ekmek ve ağaç dikmek üzere tarlanın kiralanmasında nehir, pınar ve kuyu sularının akde girmesi de böyledir. Bu suların değirmen ve köşklerin kiralanmasında akde girmesi de böyledir. Çünkü bu kiralamanın amaçları ancak böylece gerçekleşir. Zira bu sular, evlerden yararlanmada tamamlayı­cı unsurdur. Değirmenlerde, tarlalarda, ağaç dikim yerlerinde ise sular bun­lardan yararlanmayı gerçekleştiren asıl unsurdur.

Bilinmeyen bir iş üzerinde bilinmeyen bir kişi ile cüale akdi yapılması da caiz görülmüştür. Çünkü zayi olan şeyi geri getirme maslahatı genellikle an­cak bu şekilde hasıl olur. Cuale akdinde, kira akdinde şart koşulan şeyler şart koşulmuştur. Çünkü bu konuda genel kaidelere aykırı davranmayı ge­rektirecek derecede önemli bir ihtiyaç yoktur. Ancak şu durum bunun dışın­dadır: Dinsizlere karşı yapılan savaşta müslümanlar müşriklerin kalelerin-deki açık yerleri o müşriklerden elde edilecek mallardan bir bedel karşılığın­da gösterirlerse, bu mal bilinmeyen, malik olunmayan ve teslim edilmesi he­nüz mümkün olmayan bir mal olsa da cihad maslahatlarını yerine getirme­de buna ihtiyaç olduğundan cuale akdi sahih olur.

Satılan, kiraya verilen ve hibe edilen malın görülmesi aldatmayı ortadan kaldırmak için şart koşulmuştur, oysa kadının güzelliği nikah akdinin en bü­yük maksatlarından olduğu halde evlenilen kadını görmek nikah akdinde şart koşulmamıştır. Çünkü bunu şart koşmak kadınlara ve velilere zarar ver­mekte ve kişinin öz saygısı ve hayasını düşürmektedir. Akit meclisinde mev­cut olmayan malı, niteliklerini belirterek satmayı caiz görenler, alıcının malı almasından sonra akdi feshetmek veya geçerli kılmak arasında seçim hakkına sahip olduğunu söylemişlerdir. Aynı durum kadınlara ve velilere büyük zarar vereceği için nikah akdinde bu söz konusu olmamaktadır.

Akit meclisinde mevcut olmayan malın niteliklerini belirtmek şart koşul-duğu halde nikah akdi yapılırken mevcut olmayan kadının niteliklerini be­lirtmek şart koşulmamıştır. Çünkü bu durum kadının değerini düşürür onu alçaltır. Ayrıca erkek kadına, onu görüp niteliklerini kendisine haber verecek birini gönderme imkanına sahiptir.

Din, evlenmeye talip olan erkeğin evlenmeyi istediği kadını görmesini teşvik etmiştir. Ta ki neye teşebbüs ettiğini iyice bilerek nikaha rağbet göster­sin, nikah işleminden geri durmak veya nikah işlemine teşebbüs etme konu­sunda basiret sahibi olsun. Kadını görmek yalnızca ona talip olduğunda ken­disine müsbet cevap verilmesi açık bir şekilde umut edilen kişiler hakkında caiz görülmüş olup, kendisine müsbet cevap verilmeyeceği kesin olarak bili­nen veya zann-ı galiple bilinen kişi hakkında bu caiz değildir. Eğer iki du­rum birbirine eşit olursa bu konuda her iki ihtimal de söz konusu olabilir, çünkü bakmak ancak caiz kılan sebebe dair zann-ı galip bulunduğunda he­lal olur.

Evlenmeyi isteyen erkek evlenmek istediği kadını göremezse onu görecek birini kadına gönderir. Erkek kadına bakma veya bakacak birini gönderme işlemini kadına talip olmadan önce yapar, ta ki talip olduktan sonra onu gö­rünce hoşuna gitmediğinden onu bırakarak hem kadını hem de velilerini kır­mış olmasın..

Şöyle bir soru sorulabilir: Tadılabilen şeylerde tat kişinin kastettiği şey olduğu halde niçin tatmak şart koşulmamıştır? Örneğin kiralanan binek hayvanlarının binmek ve yürütmek suretiyle denenmeleri şart koşulsa ol­maz mı?

Buna şu şekilde cevâp veririz: Bu şart koşulmamıştır, çünkü satılan ve ki­ralanan malın dış niteliklerini görmek onun gizli niteliklerine zahiren delalet eder. Dolayısıyla dış niteliklerini görmek yeterli olup, bu gizli niteliklerini görme yerine geçer. Yiyecek maddeleri ile akitlerde bunların tadılması şart koşulsa malın çoğu tadanların tatması ile telef olur. Çünkü kişi gıda madde­sinin tadına baktığı halde beğenmeyebilir veya alma niyeti olmadığı halde lezzetlenmek amacıyla tadına bakabilir.    .

Vakıf işleminde vakfın maslahatlarını gerçekleştiren, mevcut olmayan menfaatler ve gelirlerin; fakirler, gaziler ve hacılara yapılan vakıfta olduğu gibi mevcut ancak bilinmeyen bir şahsa temlik edilmesi veya evlatlardan sonra onların evlatlarına ve gelecekte kıyamete kadar mevcut olacak fakirle­re ve miskinlere vakıf yapılmasında olduğu gibi mevcut olmayan ve bilinmeyen şahsa temlik edilmesi meşru kılınmıştır. Çünkü kıyamete kadar devam edecek bu sadakanın maslahatı ancak belirttiğimiz şekilde sağlanmak­tadır.

Köprü ve mescitlerin yapımına ve maslahatlarına vakıf yapılması duru­munda olduğu gibi menfaatlerin sahibi bulunmayan şeylere harcanması da böyledir.

Vakıfta genel kaidelere aykırı davranılmıştır. Çünkü vakıfta asıl maksat menfaatler ve gelirler olup bunlar da kıyame^ gününe kadar devam etmek­tedir. Maslahatı büyük olduğundan maslahatım elde etmek amacıyla bu konuda genel kaidelere aykırı davranılmıştır.

Vasiyetler de böyledir. Vasiyetler konusunda maslahatlarını elde etmek amacıyla genel kaidelere birkaç noktadan muhalefet edilmiştir. Ölen kimse­lerin iyilik yapmak imkanları ortadan kalktığında derecelerini yükseltmek ve günahlarım iyiliklerle silmeye ihtiyaçları olduğundan onların maslahatla­rını gözetmek amacıyla vasiyet caiz kılınmıştır. Bu yüzden vasiyet akdinde kabulün icaptan sonra gelmesi caizdir. Aslında kabulün icaba bitişik olması gerekir. Eğer kabul, icaptan yüz çevirmey...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi
« Posted on: 18 Nisan 2024, 20:43:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi rüya tabiri,Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi mekke canlı, Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi kabe canlı yayın, Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi Üç boyutlu kuran oku Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi kuran ı kerim, Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi peygamber kıssaları,Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesi ilitam ders soruları, Tasarrufların Hükümlerinin Değişmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes