> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi  (Okunma Sayısı 766 defa)
14 Eylül 2011, 11:56:12
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 14 Eylül 2011, 11:56:12 »



Seri Sebeplerin Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi


Sorumluluklar belli sebeplere bağlıdır. Ancak bu sebepler bizatihi masla­hatları var kılan ve mefsedetleri defeden durumlar değildir. Bilakis sebepler gerçekte hükümlerin ve bunlara bağlı maslahatların ortaya çıktığı zamanı be­lirler. Maslahatları var kılan ve mefsedetleri defeden Allah'tır (cc). Fakat O, ya­rattığı bazı şeyler arasında illiyet bağı kurmuş ve bu bağ sürekli olagelmiştir, ta ki kulları, sebepler meydana gelince onlara bağlı olarak meydana gelecek hayırları bilip hayırlara talip olsunlar, serleri bilip o serlerden sakınsınlar.

Bazı şeyler arasındaki bu sebep sonuç ilişkisi Allah'ın (cc) koyduğu ka­nunlar gereği genellikle gerçekleşir. Ama çoğu kimseler bunun farkında de­ğildir. Teşvik edilen nice kimseler kulak asmamış, korkutulan nice kimseler korkmamış, sakındırılan nice kimseler sakınmamış, dikkat çekilen nice kim­seler umursamamış, sabırla emrolunan nice kimseler sabretmemiştir.

Allah (cc) dileseydi bütün illiyet bağlannı ortadan kaldırırdı. Bütün so­nuçları sebeplerden bağımsız, sebepleri de sonuçlardan bağımsız yaratırdı. Fakat O adetullah olarak çoğunlukla bu bağları var kılmıştır. Böylece diledi­ğini dalâlete düşürüp dilediğini hidayete erdirir.

O, dileseydi bedenleri yiyip içmeksizin ayakta tutabilirdi. Bedenin parça­larından biri bedenden ayrıldığında insan bunun yerine bir başkasını koy­maya veya değiştirmeye ihtiyaç duyar. O, ateş olmaksızın yanma acısını, ye­me, içme ve cinsel ilişki olmaksızın bunlardan elde edilen hazlan yaratabi­lirdi. Bu durum tüm haz ve acılar için geçerlidir. Dileseydi haz ve acılar ol­maksızın yalnızca sebeplerini ya da haz ve acıları sebepleri olmaksızın yara­tabilirdi. Allah'ın bitki ve hayvanlara verdiği kuvvet de böyledir. Dileseydi doğrudan bu kuvvetle elde edilecek sonucu yaratırdı. Bitki ve hayvanlar da hiçbir kuvvet kullanmaksızın gıdalarım alır, yiyeceklerini elde eder, tehlike­leri hiçbir güç harcamaksızın def ederlerdi.

Bu ilahi kanunları görmeyen cahil kimseler, sebep sonuç arasındaki illiyet bağının büyük çoğunlukla mevcut olduğunu görünce sebeplerin sonuçlan meydana getirdiğini, onlara varlık kazandırdığını zannederler. Ve meydana gelen sonuçların, efendilerin efendisi, sebeplerin de yaratıcısı olan Allah ile olan bağım görmeyerek, onları bu sebeplere izafe ederler. Şair şöyle der;

Gecem yüzünün güzelliğini ortaya çıkarsaydı Kınayanlar benim ona meylettiğim gibi ona meylederdi Ancak gecem yüzünün güzelliklerini gizledi Onların hiçbiri de benim makamıma gelemediler.

insanların Allah'ın (cc) bilinmelerine imkan tanımadığı şeyleri bilmeye merakı son derece fazladır. Bu tür konuları düşünmeleri, öğrenmeye çalış­maları onların şaşkınlık ve gafletlerini arttırır. Doğru olan, geçmiş nesiller­den faziletli kimselerin yaptığı gibi bu tür konularla ilgilenmemektir. Basiret melekesi, gözlerin görme kabiliyeti gibidir. Dağın arkasında olanları gözüy­le görmeye çalışan kimsenin bu gayreti, önündeki engel durduğu sürece hiç­bir fayda vermez. Aynı şekilde Cenab-i Allah'ın vehim, zan, batıl inanç gibi şeyleri önüne engel koyup insanlardan gizlediği meseleleri de insanoğlu bi­lemez, insanın inandığı nice esaslar vardır ki ona aykırı olan şeyleri inkar eder. Ancak zamanla doğruyu anlayınca hata ettiğini farkeder.

Kişinin, amellerinin en faziletli olanlarını düzenli bir şekilde sürdürmesi, mutluluğa götüren yollardandır. Öncelikle yapılması gereken amelleri ihmal etmemek tercihe şayandır. Mutluluk her yönüyle dine uymak ve dine aykırı olan heva ve hevesleri terketmektir. Allah (cc) şöyle buyurmuştur: "Kim be­nim hidayetime uyarsa, o sapmaz ve bedbaht olmaz".[20] Yani dünyada doğ­rudan ayrılmaz ve ahirette cehennemlik olmaz.

"Rabbinizden size indirilene uyun"[21] ayetiyle ilgili olarak Ibn Abbas şöyle demiştir; indirilenden maksat Kuran ve sünnettir. "Kim Allah'a ve resulü­ne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur".[22]

Allah'ın bir emrine istenildiği şekilde itaat eden kimsenin kalbinde bir nur oluşur, itaat etmeye devam ettikçe nur birikir ve kişi irfan sahibi kulla­rın derecesine ulaşır. "Bizim yolumuzda gayret gösterenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz." [23] Bu yollan Allah'a itaat eden ihlas sahibi kimse­ler bilir. Amellerde ihlas olmaması ancak kalplerdeki karanlığı arttırır. Zira onlar ihlası terketmek ve amellerinde riyaya düşmekle Allah'a itaatsizlik et­mişlerdir.

Sonuç olarak; Allah (cc), kendi zatım ve sıfatlannı insanlara hiçbir te­fekkür ve gayretleri olmaksızın beyan etseydi, insanlar O'nun cemâline aşık olup O'nun kemâli karşısında hayrete düşüp kalırlardı. Fakat O, ken­disiyle cennetlik kulları arasındaki örtüyü kaldırırken, cehennemlik kulla-nyla arasını örtüyle kapattı. Allah'ın kapattığı örtüyü hiç kimse kaldıra­mayacağı gibi O'nun ihmal ettiği, cezalandırdığı kimseleri de kimse kurta­ramaz.

Allah'ın takdiri ezelî ve ebedîdir. İnsanlar hakkında takdir olunan şeyle­rin yazıldığı mürekkep kurudu. Allah'ın takdirinde yer alan tek bir zerreyi bile hiç kimse bir saniye ne ileri ne de geri alamaz. Her şey ezelde takdir edi­lip yazıldığı gibi cereyan eder. Cennetlik olmak için gereken vasıflar cehen­nemlik bir kimsede bulunsa o yine de cennete giremez. Cehennemlik olma­yı gerektiren vasıflar cennetlik bir kimsede bulunsa o yine de cehenneme git­mez. "Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme di­ye bir şey yoktur"[24], "Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer Allah sana bir hayır dilerse, O'nun ke­remini geri çevirecek de yoktur." [25]


[20] Taha 123

[21] Araf 3

[22] Ahzab 71

[23] Ankebut 69

[24] Ra'd 11

[25] Yunus 107



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 17:56:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi rüya tabiri,Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi mekke canlı, Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi kabe canlı yayın, Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi Üç boyutlu kuran oku Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi kuran ı kerim, Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi peygamber kıssaları,Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesi ilitam ders soruları, Sonucun Meydana Geldiği Zamanı Göstermesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes