> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri  (Okunma Sayısı 922 defa)
13 Eylül 2011, 14:40:26
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 13 Eylül 2011, 14:40:26 »



Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri


1- Maslahatların Derecelen

Maslahatlar dereceleri bakımından ikiye ayrılır.

1- Allah (cc)'m kullarına vacip kıldığı maslahatlar. Bu da kendi içinde de­recelere ayrılır; üstün, en üstün ve bunların ortasında olanlar. En üstün mas­lahatlar, bizatihi değerli, en kötü mefsedetleri ortadan kaldırıp, en çok terci­he şayan maslahatları meydana çıkaranlardır. Resulüllah (sav)'e amellerin en üstünü hangisidir diye soruldu, Allah'a iman dedi, sonra hangisi diye so­ruldu, Allah yolunda cihad buyurdu, sonra hangisi diye sorulunca da Allah indinde kabul edilen hac buyurdu. [76]

Hadiste iman amellerin en üstünü olarak nitelendirildi. Zira iman etme, maslahatların en güzelini elde etme ve mefsedetlerin en kötülerini defetme demektir. Ayrıca iman bizatihi değerli olduğu gibi ona sahip olan kimseyi de değerli kılar. îmanın iki ayrı maslahatı vardır. Birincisi dünya maslahatıdır ki iman edene müslümanlara uygulanan hükümler uygulanır, canı, malı, eş ve çocukları himaye edilir. İkincisi ahiret maslahatıdır ki bu da cennete gir­me ve Rahman'in rızasına nail olmadır.

Hadiste imandan sonra cihad zikredildi. Zira cihad bizatihi değerli de­ğil, araç olarak değerlidir ve farz kılınmıştır. Faydaları iki çeşittir; birinci­si maslahatların elde edilmesidir. Bu da uhrevi ve dünyevi maslahatlar olarak ikiye ayrılır. Dinin yüceltilmesi, kafirlerin yok edilmesi, inananların yüreklerinin ferahlaması, kafirlerin mallarının ganimet olarak, kadın ve çocuklarının köle olarak alınması dünya maslahatına örnek olarak verile­bilir. Cihadın ahiret maslahatı ise çok büyüktür. Allah (cc) şöyle buyuru­yor; "Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirseniz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz."[77] Ayette hem öldürülenlere hem de galip gelenlere büyük mükafat vadedilmiştir. Ancak galip gelen öldü­rülenden daha üstündür. Zira o cihadın maksadını yerine getirmiştir. Öl­dürülme, öldürme mesabesinde değildir. Zira öldürülme kişinin kendi fi­ili değildir. Fakat öldürülen din uğruna öldürmek üzere saldırıya geçtiği için sevap kazanır.

Cihadın ikinci faydası ise hem dünya hem de ahiret mefsedetlerinin defe-dilmesidir. Zira cihad günahların affına vesile olur. Dünya mefsedetlerinin defedilmesine gelince; her şeyden Önce kafirlerin, Öldürülmeleri ya da kor­kudan müslüman olmaları suretiyle kalplerindekİ inkara son verilmiş olur. Ayrıca kafirlerin müslümanları istila edip öldürmelerine ve müslümanların mallarını alıp çocuk ve eşlerini köle edinmelerine engel olunmuş olur. Yine dinin kutsallığına halel getirilmemiş olur.

Hadiste hac üçüncü derecede zikredildi. Zira haccm maslahatı cihadın maslahatından daha azdır. Hac ibadetinde de hem maslahatın elde edilme­si hem de mefsedetin defi vardır. Allah katında makbul olan haccın müka­fatının cennet olması, maslahatın elde edilmesi; günahların affedilmesi ile azaptan kurtulma ise mefsedetin defidir. Resulüllah şöyle buyurmuştur: "Kim günaha girmeyip kötü söz söylemeden hac ibadetini tamamlarsa bü­tün günahlarından arındırılır, tıpkı anasından doğduğu günkü gibi günah­sız olur."[78]

Elde edilmesi vacip olan maslahatların dereceleri bir noktaya kadar kade­me kademe azalır. En düşük mertebeden bir derece daha aşağısı artık men-dup olan maslahatların en üst mertebesidir.

Farz-ı ayın olan maslahatlar gibi farz-ı kifaye olan maslahatlar da elde edilen maslahat ve defedilen mefsedet açısından farklılık arz ederler. Savunma savaşı, hücum savaşından; cana ya da bedenin her hangi bir uzvuna yö­nelik saldırıyı defetme, mal ve benzeri menfaatlere yönelik saldırıyı defetme­den daha üstündür. Aynı şekilde iyiliği emretme ve kötülükten menetme, emredilen maslahatın ya da menedilen mefsedetin derecesine göre farklı de­recelerdedir.

2- Allah (cc)'m kullarına mendup kıldığı maslahatlar. Bu maslahatlar kul­ların daha iyi olmaları içindir. Mendup olan maslahatların en üst derecesi, vacip olan maslahatların en alt derecesinden daha aşağıdadır. Mendup mas­lahatlar da en üst dereceden en aşağıya kadar farklılık arz eder. Bunlardan daha aşağı mertebede mubah maslahatlar vardır. Mendub-u kifaye olan maslahatlar da elde edilen maslahat ve üstünlük açısından farklılık arz eder.

2- Mubah Maslahatlar

Mubah olan maslahatlar dünyevidir. Bunların bazıları daha faydalı ve da­ha önemlidir. Bunlar için ahirette ecir söz konusu değildir.

Bir hurmanın yarısını yiyen kimse, dünyevi bir maslahat elde etmek su­retiyle kendisine iyilik etmiş olur. Yarım hurmayı sadaka olarak veren kimse ise uhrevi bir maslahat elde etmek suretiyle kendisine iyilik ettiği gi­bi fakir kimseye de dünyevi bir maslahat sağlamış olur. Faydası sadece kendisine olan uhrevi bir maslahatı gerçekleştiren kimse ecrini alır. Ancak faydası bir başkasına da sirayet eden bir maslahatı gerçekleştiren kişi ken­disi ecir kazandığı gibi diğer kişi de ahiret ya da dünya maslahatı elde et­miş olur.

3- Mefsedetlerin Dereceleri

Mefsedetler Allah'ın yapılmasını haram kıldığı ve mekruh kıldığı mefse-detler şeklinde ikiye ayrılır.

Haram kılman mefsedetlerin de iki farklı mertebesi vardır. Birincisi bü­yük günahlardır. Bunların da büyük, en büyük ve orta derecede olanları var­dır. En büyük, mefsedeti en fazla olandır. En düşük mertebede olan da mef-sedeti en az olandır. Büyük günahların dereceleri bir noktaya kadar azalır. En düşük mertebedeki büyük günahtan bir derece aşağısı artık küçük gü­nahların en üst mertebesidir. Küçük günahlar haram kılman mefsedetlerin ikinci mertebesini oluşturur. Küçük günahların dereceleri de bir noktaya ka­dar azalır. En düşük mertebedeki küçük günahtan bir derece aşağısı artık mekruh kılman mefsedetlerin en üst mertebesidir.

Mefsedetlerin ikinci mertebesi mekruh olanlardır. Mekruh olan mefsedet­lerin dereceleri de bir noktaya kadar azalır. En düşük mertebedeki mekruh­tan sonra artık mekruh olma vasfı ortadan kalkar ve mubah sınırı başlar.

Resulüllah (sav) büyük günahların üç farklı mertebesini şöyle açıklamış­tır: "Resulüllah'a soruldu, en büyük günah nedir? Şöyle cevap verdi; seni ya­ratan Allah'a şirk koşman. Sonra hangisi? Rızık korkusuyla çocuğunu öldür­men. Sonra hangisi? Komşunun hanımıyla zina etmen."[79]

Hadis-i şerifte bizatihi kötü olan Allah'ı inkar, en kötü mefsedetin elde edilmesi ve en iyi maslahatın defedilmesi anlamına geldiği için büyük gü­nahların en kötüsü kabul edilmiştir. Zira Allah'ı inkar ile mefsedekelde et­menin yanı sıra iman maslahatı da defedilmiş olmaktadır.

Allah'ı inkar etmeninleri iki çeşittir: Birincisi dünyai; inkar edenlerin ka­nı dökülebilir, mallarına el konulabilir, eş ve çocukları köleleştirilebilir. İkin­cisi ahiret mefsedeti; ebediyen cehennemde kalırlar ve Yargılayıcının gazabı üzerlerine olur. Allah'ı inkar edenin en üstün maslahatları defetmiş olması da şöyle olur; dünyada tevhid, iman, Islamm izzeti gibi şereflerden mahrum olup böylece öldürülme, esir alınma, mallarına el konulma açılarından em­niyet içerisinde olmaz. Ahirette de Rahman'ın rızasını ve cennet nimetlerin­den yararlanma fırsatını tepmiş olur.

Hadiste inkardan sonra ikinci sırada çocukların öldürülmesi geçmekte­dir. Zira bu durumda doğru yoldan sapma, cana kıyma, adalet dairesinden çıkıp günah ve isyan dairesine girme söz konusudur. Böylece kişi ahiret aza­bına maruz kalır, diyet ve kefaret cezasına çarptırılır ve adalet şartı aranan velayetlerden azlolunur.

Hadiste çocuk öldürmeden sonra komşunun eşiyle zina etmesi zikredil­miştir. Zira bu fiilde nesebin karışması gibi mefsedetler bulunur. Ayrıca komşuyu sıkıntıya sokan utanç verici bir durum ortaya çıkmış olur. Bu fiili yapan kişi dünyada had cezasına çarptırılacağı gibi ahirette de azaba maruz kalır ve adalet dairesinden çıkıp günah ve isyan dairesine girmiş olur. Böy­lece bütün velayetlerden azlolunur.


[76] Buharı, İman, 1 /77; Müslim, iman, 1 /88

[77] Nisa 74.

[78] Buhari, Hac, 3/382; Müslim, Hac, 2/983

[79] Buhari, Tefsîru suretı'l-Furkan, 8/492



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri
« Posted on: 16 Nisan 2024, 21:00:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri rüya tabiri,Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri mekke canlı, Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri kabe canlı yayın, Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri Üç boyutlu kuran oku Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri kuran ı kerim, Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri peygamber kıssaları,Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleri ilitam ders soruları, Maslahat Ve Mefsedetlerin Dereceleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes