Konu Başlığı: IHTÎYAT GÖSTERMEK Gönderen: Ekvan üzerinde 20 Ağustos 2011, 13:02:02 MASLAHATLARI ELDE ETME VE MEFSEDETLERİ ORTADAN KALDIRMA KONUSUNDA IHTÎYAT GÖSTERMEK Dinin elde edilmesini emrettiği maslahatlar iki türlüdür: Birinci Tür: Elde edilmesi vacip olan maslahatlar. İkinci Tür: Elde edilmesi mendup olan maslahatlar. Dinin kaldırılmasını emrettiği mefsedetler de iki türlüdür: Birinci Tür: Mekruh mefsedetler. ikinci Tür: Haram mefsedetler Din, mekruh ve hşram mefsedetleri ortadan kaldırma konusunda ihtiyat gösterdiği gibi meridup ve vacip maslahatları elde etme konusunda da ihtiyat göstermiştir.' [İhtiyat Çeşitleri] ihtiyat iki çeşittir: Birincisi: Mendup İhtiyat Buna vera' adı verilir. Buna örnek olarak şu durumları sayabiliriz: Uykudan uyandıktan sonra elleri su kabına sokmadan önce üç kere yıkamak. Kaynaklan birbirine yakın olduğunda alimlerin görüş farklılığından çıkarak hepsinin kabul ettiği şekli esas almak, Anlaşmazlık durumlarında hakimlerin, tarafların arasını ıslah etmesi, Var olduğu zannedilen her türlü mefsedetten kaçınmak ve var olduğu zannedilen her türlü maslahatı elde etmek. Buna göre bir kimse herhangi bir akitte, akdin herhangi bir şartında yahut rüknünde şüphe ederse akdi tüm şartlan ve rükünleri ile yeniden yapmalıdır. Bir kimse bir ibadeti tamamladığında aradan uzun zaman geçtikten sonra ibadetin rükünlerinden veya şartlarından herhangi birini yapıp yapmadığında şüphe etse vera'ya uygun olan ibadeti yeniden yapmasıdır. Bir kimse bir başkasını herhangi bir borçtan, tazirden, had veya kısas cezasından ibra edip etmediğinde şüphe etse hasmını bunlardan ibra eder. Böylelikle hem iyilik yapanların sevabına kavuşur, hem de hasmı kesin olarak bu haklardan kurtulmuş olur. Kişi kölesini azat edip etmediğinde veya cinsel ilişkiden önce karısını bo-şayıp boşamadığında nikah ve azat işlemlerini yenilemelidir. Kişi boşama işlemini cinsel ilişki öncesinde mi sonrasında mı yaptığında şüphe etse, iddet sona ermemişse ric'at ve nikah işlemini yenilemeli, iddet sona ermişse yalnızca nikahı yenilemelidir. Bir kimse karısını bir kere mi İki kere mi boşadığmda şüphe etse, vera'a uyarak nikahının devam etmesini istiyorsa "eğer karımı iki kere boşamamış-sam o boş olsun" demek suretiyle, boşamayı ikinci boşamanın meydana gelmemiş olmasına bağlayarak karısını bir kez daha boşasm. Böylelikle karısını iki kere boşamamış olur. Bir kimse karısını boşadıktan sonra boşamanın ric'î mi yoksa hul' yoluyla mı olduğunda şüphe etse karısına dönerek nikahını yenilemelidir. Çünkü boşama ric'î ise karısına dönmek suretiyle bunu telafi etmiş olur, hul' ise yeni nikah yapmak suretiyle bunu telafi etmiş olur. Zekât, keffaretler veya borçlan ödemede kullanılan mal ve paranın helal olup olmadığında şüphe eden kişi bunları yeniden ödemelidir. Kişi abdest aldığını kesin olarak bildiği halde abdesti bozup bozmadığında şüphe etse, vera'a uygun olan abdestini bozup yeniden abdest almasıdır. Abdestini bozmadan abdest alırsa tercih edilen görüşe göre vera' gerçekleşmiş olmaz. Çünkü söz konusu durumda abdestsizliği ortadan kaldırma niyetini kesinleştirmesi mümkün olmaz. Abdestin var olması niyeti kesinleştirmesine engel olur. Nitekim benzer bir şekilde Şaban ayının devam etmesi bu ayın otuzuncu gecesi Ramazan orucuna kesin olarak niyet etmeyi engeller. Bu, Şafiî mezhebinin temel prensiplerinden biri olan "Asıl istıshabı bazı meselelerde kesin niyete ve tasarrufun geçerli olmasına engel olur" kaidesine uygun bir hükümdür. Diğerleri ile bunun arasında bir fark yoktur. Kişi, erkeklik organından gelen sıvının meni mi yoksa mezi mi olduğunda şüphe etse, önce eşiyle cinsel ilişkide bulunup sonra gusletmelidir. Böylelikle gusül niyetini kesin yapabilir. Cünüp olmadan guslederse bu yıkama yalnızca abdest organları için geçerli olur. Çünkü abdest organları dışındaki organlarda temizliğin asıl olması, gusül niyetinin kesinleştirilmesine engel olur. Bunun benzeri çoktur. Tüm bu konularda esas olan ilke: "Şüphe veren şeyi bırakıp şüpheli olmayanı esas almak"tır. Şüpheli şeyleri terkeden kişi dinini ve şahsiyetini korumuş olur. İkincisi: Vacip İhtiyat Bu, vacipliği kesin olan birşeyi elde etmeye veya haramlığı kesin olan bir şeyi ortadan kaldırmaya vesile olduğu için riayet edilmesi vacip olan ihtiyattır. Maslahat vacip ve mendup arasında bulunsa ihtiyata uygun olan bunu vacibe hamletmektir. Böylelikle kişinin zimmetini sorumluluktan kurtarması gerçekleşir. Eğer maslahat Allah katında vacip ise kişi zaten onun maslahatım elde etmiş olur, mendup ise onun maslahatım elde ettiği gibi vacibe niyet etme sevabını da almış olur. Çünkü iyiliğe niyetlendiği halde onu yapamayan kişi için bir sevap yazılır. Mefsedet mekruh ve haram arasında bulunsa, ihtiyata uygun olan bunu harama hamletmektir. Eğer mefsedet Allah katında gerçekten haram ise kişi kaçınmakla zaten ondan kurtulmuş olur. Haram değil ise en azından mekruh mefsedetten kurtulmuş ve haramdan kaçınma niyetinden dolayı da sevap kazanmış olur. Vacibi yapmak mendubu yapmaktan daha faziletli olduğu gibi haramdan kaçınmak da mekruhtan kaçınmaktan daha faziletlidir. Vacip bir fiilin maslahatını elde etme konusunda ihtiyat gösterme ile ilgili şu örnekler zikredilebilir: 1- Bir kimse beş vakit namazdan birini unuttuğu halde hangisi olduğunu bilemese beş vaktin tümünü kaza etmelidir ta ki diğer dört vakit fazladan kılarak da olsa vacip olanın maslahatını kesin olarak elde etmiş olsun. 2- Bir kimse namazın rüku, secde veya rükünlerinden birini unutsa ancak hangisi olduğunu bilemese vacibin maslahatını elde edebilmek için ihtiyaten, kesin olarak bildiği şeyi esas alarak namazını tamamlar. Kesin olarak bilmen şeyi esas almak, iki durumdan daha zor olanını esas alıp fiili ona göre yapmaktır. Örneğin kişi terkettiği rüknün birinci rekâtta mı ikinci rekâtta mı olduğunda şüphe etse bu rüknü ilk rekâtta terketmiş olduğunu kabul ederek namazını ona göre kılar, çünkü bu diğerine göre daha zordur. 3- Hünsa-i müşkil,[23] Örtünme vacibinin maslahatını elde etmek için ihtiyaten namazda kadınların örtünmesi gibi Örtünür. 4- Müslümanların ve kâfirlerin cenazeleri birbirine karışsa, müslü-manların yıkama, defin ve kefenleme haklarının yerine gelmiş olması için ihtiyaten tüm cenazeleri yıkar, kefenler ve defnederiz. Cenazenin kâfir mi müslüman mı olduğu konusunda iki farklı şahitlik yapılsa cenazeyi yıkar, kefenler, namazını kılar ve müslüman mezarlığına defnederiz. Müslümanların ve kâfirlerin cenazeleri birbirine karıştığında kâfirler üzerine namaz kılmayız, yalnızca müminler üzerine namaz kılmaya niyet ederiz. Çünkü kafirler üzerine namaz kılınması haramdır. Şahitlerin çelişmesi durumunda namaz konusu dışında ihtiyat mümkün olmaz. 5- Bir kimseye iki nisaptan biri üzerinden zekat vacip olmakla birlikte hangi tür üzerinden zekatın gerekli olduğunu bilemese, mesela zekatı ödenecek malın; sığır, deve, dinar, dirhem, buğday, arpa içinden hangisi olduğunu bilemese, sorumluluktan kurtulması için iki tür maldan da zekât ödemesi vaciptir. Bu tartışmaya açık bir konudur. Çünkü temel prensip; her iki tür maldan da zekatın vacip olmamasıdır. Beş vakit namazdan birini unutma konusu bu meseleden farklıdır. Çünkü o meselede aslolan her bir namazın kişiye vacip olmasıdır. iki nisap türünden zekatın vacip olması gerçekleştikten sonra kişi hangisinin zekâtını verdiğinde şüphe etse bu durum iki namazdan birini kılıp da hangisini kıldığında şüphe eden kişinin durumuna benzer. 6- Hac için ihrama giren kişi; ifrad, temettü' veya kıran haclarından hangisini yaptığı konusunda şüpheye düşse, şüphe tavaftan önce meydana gelmişse, bu şüpheden kesin olarak kurtulmak için kıran haccı yapması gerekir. Böylelikle gerçekte niyet ettiği kıran haccı idiyse sonradan kıran yapmış olması zarar vermez. Önceden temettü haccına niyet etmiş idiyse kıran haccı yapmakla umreyi hacca bitiştirmiş olur. Önceden niyet ettiği ifrad haccı idiyse kıran haccına niyet etmesi zarar vermez. Kişi ihtiyata uyarak kıran haccı yapmakla her halükârda hac yükümlülüğünü yerine getirmiş olur. 7- Bir kadın vefat iddetinin mi boşama iddetinin mi kendisine gerekli olduğunda şüphe etse, sorumluluktan kesin olarak kurtulmak için her iki iddeti de beklemesi gerekir. 8- Bir cariyenin kocası ve efendisi ölse, hangisinin önce öldüğünde şüphe etse, kesin olarak temizlenmiş olmak için hem istibra hem de vefat iddeti beklemesi gerekir. 9- Bir kadın kendisinden gelen kanın âdet kanı mı, istihaza kanı mı olduğunda şüphe etse, sorumluluktan kesin olarak kurtulmak için her namaz için gusletmesi gerekir. Eğer kanı gerçekte adet kanı ise gusletmesi gerekli değildir. Adetten temizlenmiş ise gusletmesi gereken bir haldedir, gusletmekle bunu yerine getirmiş olur. 10- Sürekli olarak şüphe halinde bulunan (âdetinin bitip bitmediğinde sürekli şüpheli olan) istihazalı kadına namazların tümü farzdır. Çünkü her bir namaz vaktinde adetinden temizlenmiş olması ihtimali söz konusudur. 11- İstihazalı kadına orucun sorumluluğundan kesin olarak kurtulması için Ramazan ayı ile birlikte bir aylık oruç daha vaciptir. Yine (en uzun temizlik süresi olan) on sekiz gününün içinde yer alan altı günün her birine karşılık iki gün oruç kaza etmesi gerekir. Bu hüküm bazı açılardan problemlidir. Şöyle ki; İmam Şafiî kadının hayız müddetinin en üst süresini ve temizlik müddetinin ise en alt süresini belirlemiştir. Onun belirlediği bu süreler ise çok nadiren gerçekleşir. Yine İmam Şafiî, düzenli adet gören kadının, herhangi bir fazlalık olmaksızın adetini esas almasına hükmetmiştir. Oysa kadının adeti on beş güne dönüşmüş olabilir. "Aslolan adetin değişmemesidir" görüşünü esas alarak kadının herhangi bir fazlalık olmaksızın düzenli adetini esas almasına hükmetmekle yukarıda bahis mevzu olan kadın hakkında, adet süresinin en çoğu ve temizlik süresinin en azı arasında adet görme olayı çok nadir olduğundan bunun yerine çoğunlukla gerçekleşen adeti esas almak arasında ne fark vardır? Şöyle bir soru sorulabilir: İstihaza olan kadın oruç ve namaza niyet ettiği sırada temiz.de adet halinde de olabilir. Böyle bir tereddüt halinde niyetin kesinleşmesi mümkün değilken oruç ve namaza kesin olarak niyet etmesi nasıl mümkün olabilir? Buna şöyle cevap veririz: Çoğunlukla temizlik hali adet halinden uzun olduğundan niyetteki kesinliği bu çoğunluk haline dayandırmak caizdir. Haram kılman bir fiilin mefsedetini ortadan kaldırma konusunda ihtiyat gösterme ile ilgili şu örnekleri zikredebiliriz: 1- Temiz ve necis kap birbirine karışsa veya temiz ve necis elbise birbirine karışsa, hangisinin temiz olduğu bilinmese, necis olanı kullanma gibi bir kötülüğe düşme ihtimalinden kurtulmak için her ikisinden de kaçınmak gerekir. 2- Süt kızkardeş ile yabancı bir kadın birbirine karışsa ve kişi bunları birbirinden ayıramasa, süz kızkardeşle evlenme gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için ihtiyaten her iki kadınla evlenmesi de haram olur. 3- Helal bir dirhem ile haram bir dirhem ayırdedilmeleri mümkün olmayacak şekilde birbirine karışsa, haranı para yeme gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için iki dirhem de kullanılmaz. 4- Sahibi bulunmayan bir güvercin ile sahibi bulunan bir güvercin birbirine karışsa, tercih edilen görüşe göre sahipli güvercini avlama gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için iki güvercini avlamak da haram olur. 5- Kadının kadınla veya erkeğin erkekle evlenmesi gibi kötü bir duruma düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için hem erkeklik hem kadınlık belirtileri gösteren çift cinsiyetli kişinin nikahı geçersiz kabul edilir. 6- Bir erkek veya kadın, çift cinsiyetli bir kimsenin erkeklik organını, anatlarını (dişilik organının iki yanını) veya yumurtalıklarını kesse, vücutta fazladan bulunan bir organa karşılık aslen bulunan bir organı kesmek gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için erkek ve kadına kısas uygulanmaz. 7- Bir kimse "bu kuş karga ise karım boş olsun, karga değilse cariyem hür olsun" dese, sonra kuş uçsa ve kişi kuşun türünü öğrenemese, karısı ve cariyesinden birisi kendisine haram olduğu halde onunla birleşmesi gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için hem cariyesini hem karısını kişiye haram kılarız. Bir kimse "Bu kuş karga ise cariyem, karga değilse kölem hür olsun" dese, bu ikisi içinden hür olan üzerinde tasarrufta bulunma gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için her ikisi üzerinde tasarrufta bulunması da yasaklanır. Bu durumlarda haramlık farklı iki sebebe dayanmaktadır: Bunlardan biri söz konusu şeyde mefsedetin bulunması, diğeri ise söz konusu şeyde bulunan mefsedeti ortadan kaldırmaya vesile olmasıdır. 8- Şafiî mezhebindeki alimlerin çoğuna göre adetli halde ilişkide bulunma gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için durumu şüpheli olan müstehaza kadınla cinsel ilişkide bulunmak haramdır. Bazı alimler kocanın eşi ile ilişkide bulunma hakkı bulunduğunu, kadını adetli kabul etmenin, temiz olarak kabul etmekten daha öncelikli olmadığını, böyle düşünmenin özellikle de genç eşler için sürekli bir zarar doğurduğunu göz Önüne alarak cinsel ilişkiyi caiz görmüşlerdir. Tüm bunlar Peygamberimizin: "Şüpheli şeyleri terkeden, dinini ve şahsiyetini korumuş olur" sözünün kapsamına dahildir. Şöyle bir soru sorulabilir: Hayızlı iken, kadının namaz kılması haram, temiz iken vaciptir. Namazın maslahatlarını elde etme konusunda ihtiyat göstermeyi, adetli iken namaz kılma mefsedetini ortadan kaldırma konusundaki ihtiyata tercih etmenizin sebebi nedir? Buna şu şekilde cevap veririz: Temizlik namazın şartlarından biridir. Namazın rükünleri ve şartlarından beklenen maslahatlar, bir şartın yok olmasıyla ihmal edilemez. Çünkü namazın maslahatları çok önemlidir. Adetten temizlenme maslahatı buna kıyas edilemez. Temizlik namazın maksatlarını tamamlar. "Namazın maksatları" bölümünde belirteceğimiz üzere, tamamlayıcı konumundaki hükümler namazın maksatlarına tercih edilemez. Nasıl olabilir ki; namazın her bir rüknü ve şartının önemli bir maksadı vardır? Bu rükün ve şartlardan zor olanlar sebebiyle kolay olanlar ortadan kalkmaz. Örneğin su, toprak, sütre bulamayan, kıbleye dönemeyen, rüku ve secde yapamayan kişiler durumlarına uygun bir şekilde namazlarını kılarlar. 9- Namazda erkeğin kadın imama uyma gibi bir kötülüğe düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için erkekler hünsâya, hünsa da hünsaya uyamaz. 10- Henüz mevcut olmayan fakat ortaya çıkması umulan kişi konusunda ihtiyat göstermek. Örneğin dünyaya gelmesi beklenen çocuğun köle-leştirilecek olması korkusuyla cariye ile evlenmenin haram kılınması bu tür bir ihtiyattır. Çünkü kölelik en büyük kötülüklerdendir. Eğer "zinaya düşme korkusu mevcut olur ve kişi hür bir kadın ile evlenmeye yetecek mehir bulamazsa cariye ile evlenmeye nasıl cevaz veriyorsunuz?" diye sorulursa şu şekilde cevap veririz: Meydana gelmesi kesin olan zina kötülüğünü önleme, meydana gelmesi ihtimale bağlı olan kölelik kötülüğünü önlemekten daha Önceliklidir. Çocuğun meydana gelmesi kesin olsa bile zina kötülüğünü ortadan kaldırmada babanın hakkı, kölelik kötülüğünü ortadan kaldırmada çocuğun hakkından daha Önce gelir. Çünkü zinanın kötülükleri hem bu dünya hem de ahirette etkisini gösterdiği halde köleliğin kötülükleri sadece bu dünya ile sınırlıdır. Hiç kimse köle olması sebebiyle günahkâr olmaz, ama zina etmesi sebebiyle günahkâr olur. Hatta köle Allah'ın ve efendisinin hakkını yerine getirdiğinde iki kat sevap alır. 11- Mirasçıların belirli sayı ile sınırlandırılması konusunda şahitlik. Burada iki durum söz konusudur: a- Babalar, analar, dedeler, nineler gibi varlığı kesin olanlar konusun- da ihtiyat. Mirasçı, kendisinin ölenin ana-baba bir kardeşi olduğuna ve tek mirasçının kendisi olduğuna dair şahit getirse mirastan bir şey verilmesine hükmetmeyiz. Çünkü aslolan ikisinin ana, baba, dedeler ve ninelerinin de mirasçı olmasıdır. b- Ölenin evli olmadığı, erkek ve kız kardeşinin bulunmadığı vb. konulardaki şahitlik. Aslolan her ne kadar kişinin evli olmaması, erkek ,ve kız kardeşinin bulunmaması olsa da mirastan bir şeyi ancak mirasçıların yalnızca belirtilen kişiler olduğu ortaya çıkınca veririz. Bu, henüz ortaya çıkmamış olsa bile varlığı çoğunlukla gerçekleşen kişiler hakkında bir ihtiyattır. Cenin için dört erkek payı ayırma konusundaki ihtiyat da böyledir. Mendup bir fiilin maslahatını elde etme konusunda ihtiyat gösterme ile il->ili şu örnekleri zikredebiliriz: 1- Farz namazlarla birlikte kılınan sünnetlerden iki rekâtı unutup, bunun sabahın mı öğlenin mi sünneti olduğunu bilemeyen kişi; tıpkı farz iki namazdan birini unutan kişinin durumunda olduğu gibi, unutulan sünnetin maslahatını kesin olarak elde etmek için ikisini de kılar. 2- Abdestte organlarını üç kere mi iki kere mi yıkadığında şüphe eden ki- şi, Ebu Muhammed'in görüşünün aksine mendup konusunda ihtiyat göstererek bir defa daha organlarını yıkar. Mekruh bir fiilin mefsedetini ortadan kaldırma konusunda ihtiyat gösterme ile ilgili şu örnekleri zikredebiliriz: 1- Hünsanın imamın sağında namaza durmaması, 2- Hünsanın erkeklerin önünde namaza durmaması, 3- Erkeklerin hünsalara ait saflarda veya içinde hünsanın bulunduğu bir safta namaz kılmaması. İhtilaflı kimi durumlarda hakimin vera'a riayet etmesi imkân dışı olabilir. Örneğin bir yetimin bir başka yetimde varlığı tartışmalı hakkı bulunsa, sulh mümkün olmaz. Çünkü bunların birinin malı konusunda müsamaha göstermek caiz değildir. Bu gibi ihtilaflı durumlarda hakimin olaya müdahalesi şarttır. Baba ve vasi de bu konuda hakim ile aynı durumdadır. [23] Kendisinde erkeklik ve kadınlık belirtilerinin ikiside bulunan kişi hünsa-i müşkildir |