> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar  (Okunma Sayısı 769 defa)
09 Eylül 2011, 17:05:52
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 09 Eylül 2011, 17:05:52 »



Fiile Göre Değil Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar


Maslahatların derecelerinin farklı olmasına paralel olarak elde edilen ecir­ler de farklı olur. Sebep, şart ve rükünler hakikatte gerçekleştiğinde iki fark­lı durum söz konusu olabilir.

a- Sebep, şart ve rükünlerin hem hakikaten hem de zahiren gerçekleşmesi. Bu durumda maslahatın elde edilmesi ve mefsedetin izalesi açısın­dan dinin maksadı hem hakikatte hem de zahirde gerçekleşmiş olur ve ahiret sevabı elde edilir.

b- Durum zannedildiği gibi olmaz, hakikatte umulandan farklı bir sonuç

zahirde meydana gelirse, kul doğru olanı yapma niyetinden ötürü se­vap alır, ama amelinden ötürü sevap almaz. Çünkü hata etmiştir, yap­tığı şey mefsedet olmuştur. Hata ve mefsedet için sevap söz konusu ol­maz. Bu konuda şu misaller zikredilebilir:

1- insanların faydalandığı yiyecek, içecek, giyecek, binecek, ev ve hanım­ların her zaman helal olmaları kesin değildir. Helal olduğu zannıyla bunlar­dan faydalanır ve zannı doğru çıkarsa bu nimetlerin mubah olmasındaki maksad ve maslahatlar gerçekleşmiş olur. Zannı doğru çıkmazsa faydalan­dığı veya tükettiği şeyi tazmin etmesi gerekir.

2- Zekat, kefaret, vakıf, sadaka, kale, medrese, mescid inşa etme, kurban, hediye, vasiyet ve benzeri Allah'a yaklaşmaya vesile olacak şekilde infak edilen malların helal oldukları kesin değildir. Zahir hakikate uygun olur ise infak eden kişi hem ameli hem de niyetinden Ötürü sevaba nail olur. Çünkü o kişi bir iyilik yapmayı düşünmüş ve onu yapmıştır. Dolayısıyla ona yap­mış olduğu bu hayırlı işle elde edilen maslahatlardan ötürü on misli ecir ya­zılır.

Ancak zannı doğru çıkmazsa yani ilgili mal helal değilse amelinden ötü­rü sevap alamazken niyetinden ötürü sevap alır. Çünkü onun ameli affedil­miş olsa bile hatadır. Böyle bir amel için ne sevap ne de ceza söz konusu olmaz. Çünkü kötü, mefsedet olan hiçbir şey kulu Allah'a yaklaştırmaz. Bun­dan dolayı Hz. Peygamber Allah'ı överken şöyle buyurmuştur: "Tüm hayır­lar senin elindedir, serler ise böyle değildir."[1] Yani şer olan bir şey Allah'a yaklaştırmaz, O'nun rızasını kazanmaya vesile olmaz. Allah'a ancak masla­hat ve hayır olan şeylerle yaklaşılır, şer ve mefsedet olan şeylerle yaklaşıla-maz. Zalim hükümdarlara insanların mallarını gasbetme, adam öldürme, zulüm, haksızlık doğrudan sapma, şehirleri harap etme gibi kötülüklerle yaklaşılır. Alemlerin Rabbine ise ancak ve ancak doğru ve hak olanla yakla­şılır.

Cihad, insanların öldürülmesine, sınır boylarının, mal ve mülkün telef edilmesine neden olduğu halde nasıl olur da Allah'a yaklaştırır, şeklindeki soruya şöyle cevap veririz: cihadın Allah'a yaklaştırması bu mefsedetlerden ötürü değil, birçok mefsedeti izale edip maslahatların elde edilmesine vesile olması hasebiyledir. Nitekim kangren olan kolun kesilmesi, canın kurtarıl­masına vesile olduğu içindir. Yoksa maksad kolun kesilmesi değildir. Kan alma, kan verme, acı ilaçları içme ve insanların maslahatlara vesile olduğu için katlandıkları benzeri meşakkatler de böyledir.

3- Borçlu, kendisine ait olduğunu zannettiği bir mal ile borcunu ödese ve­ya hanımı, yakınları, kölesi, hayvanları gibi nafakasını ödemekle yükümlü olduğu kimselere nafaka verse ve gerçekte bu mal başkasına aitse, o kişi ni­yetinden ötürü sevaba girer. Ancak infakmdan ötürü sevap alamaz. Çünkü başkasına ait malı infak etmek mefsedettir ve mefsedetler için sevap yoktur.

4- Bir kimse mescid zannettiği bir mekanda itikafa girdiğinde o yer haki­katen mescid ise hem niyetinden hem de itikafından ötürü sevap alır. Çün­kü bir ibadete niyet etmiş ve onu yerine getirmiştir. Ancak o mekan gerçek­te mescid değilse, kişi niyetinden ötürü sevap alırken, itikafından ötürü se­vap alamaz. Çünkü onun itikafi, hakkı olmayan ve dolayısıyla tazmin etme­si gereken menfaatten yararlandığı için mefsedettir.

5- Hakimin; zahire göre dinen öldürülebilecek bir kimsenin öldürülmesi­ne, recmedilmesine, had cezasına çarptırılmasına ya da bir kadının zahiren kocası olduğu sabit olan adama teslim edilmesine karar vermesi durumların­da zannı doğru çıkmazsa sadece niyetinden dolayı sevap alır, verdiği hü­kümden ötürü sevap alamaz. Çünkü verdiği hüküm; masum bir insanın öl­dürülmesi, had cezasına çarptırılması, recmedilmesi, veya bir kadının onun­la zina edecek adama teslimi gibi çok büyük mefsedetlere yardımcı olma an­lamına gelmektedir. Mefsedetlere yardımcı olma halinde en iyi ihtimalle af­fa mazhar olunur, bundan ötürü sevaba nail olmak söz konusu olamaz. Ha­kimin verdiği kararların uygulanmasında ona yardımcı olanların durumu da hakiminki gibidir.

Şayet bu durumlarda hakimin zannı doğru ise hakim hakkın yerine gel­mesine yardımcı olmuş demektir ve hem niyetinden hem de verdiği karar­dan ötürü sevaba nail olur. Çünkü o bir iyiliğe niyet etmiş ve onu yerine getirmiştir. Onun verdiği kararların uygulanmasında ona yardım eden yar­dımcıların durumu da böyledir. Biz iyilik ve takvada yardımlaşmakla emro-lunduk, günah ve itaatsizlikte yardımlaşmaktan sakındırıldık.

Şahit, hakim ve verilen hükmü uygulayacak kişi, ölüm cezası verilen kim­senin masum olduğunu, yabancı bir erkeğe teslim edilen kadının onun eşi ol­madığını biliyorlarsa; hükmü bizzat uygulayacak kişinin günahı hakiminkinden daha büyüktür. Çünkü hakim hükmü zorla uygulatmaz. Hakimin günahı da şahidin günahından büyüktür. Zira hükmü uygulayan kişi mefse­deti bizzat gerçekleştirendir. Hakim onun mefsedeti gerçekleştirmesine se­bep olmuştur. Şahid ise hakimin hüküm vermesine sebep olmuştur.

Bu konuda sorulabüecek muhtemel sorulara şöyle cevap veririz:

Soru: Namazın bütün rükün ve şartlarını yerine getirdiğini zanne­derek namaz kılan kişinin, abdestsiz olduğu, vakit girmeden kıldığı, uyduğu imamın kadın veya kafir olduğu, kıbleye dönmediği gibi bir durum ortaya çıkınca namazdaki fiilleri, okudukları, Allah'a boyun eğme, huşu gibi hissettiği duyguların hepsi geçersiz mi olur?

Cevap: Teşbih, dua, şehadet getirme, Allah'ın salih kullarına dua etme, peygamberlerin efendisine salat u selam getirme, kendisi ve müminler için dua etme, Allah'a boyun eğme, huşu duyma, okunan duaların manasım dü­şünme, Kuran okuma, Allah'tan korkup ümid etme, O'nu yüceltme gibi ge­çerli olması için abdest veya vaktin girmesi şart olmayan her şey geçerlidir ve sevap kazanılmaya vesile olur. Nitekim bunların namazın dışında yapıl­ması da sevap kazanmaya vesiledir. Ancak abdestin veya vaktin girmesinin şart olduğu şeylerden ötürü sevap kazanılmaz. Çünkü bu hatadır, hatta kişi bunun farkmdaysa haramdır.

Cünüp bir kimsenin kıldığı namazda okuduğu Kur'an'dan ötürü sevap alıp almayacağı ihtilaflıdır, ihtilaf meseleye farklı yönlerden bakmaktan kay­naklanmaktadır. Gasbedilen evde kılınan namaz da böyledir.

Soru: Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Hakim ictihad ettiğinde hata etse bile ecir kazanır." [2] Bu ecir isabet edenin kazan-dığıyla aynı derecede olmaz mı?

Cevap: Müctehid hatasından ötürü sevap kazanmaz, onun sevap kazanma­sı ictihad faaliyeti ve niyeti hasebiyledir. Burada da durum aynıdır. Müctehid isabet ettiğinde niyetinden ötürü bir sevap, isabet etmesinden ötürü de bir se­vap kazanır. Maslahatın elde edilmesi ve mefsedetin izalesi konusunda haki­katteki durumla zahirde gerçekleşen durumun muvafık olması halinde hem fiilden hem de niyetten ötürü sevap kazanılacağını söylememiz de böyledir.

Soru: Gerçekte mefsedet olmadığı halde mefsedet olduğunu zan­nederek bir şeyi yapan kimse, mefsedeti gerçekleştiren kimsenin Allah'a itaatsizlik etmesi sonucu çarptırılacağı gibi bir cezaya çarp­tırılır mı?

Cevap: Bu kimse mefsedeti gerçekleştirdiğinden değil, Allah'a karşı saygı­sızlık ve itaatsizlik gösterdiğinden ötürü cezalandırılır. Çünkü mefsedetlerin küçük ve büyük olmasına paralel olarak günahlar da farklılık arzeder. Biz yu­karıda dedik ki; mefsedetlerden ötürü sevap olmaz, çünkü bunlarda Allah'ı yüceltme olmadığı gibi kullar için fayda da yoktur. Hatta kullar için zarar var­dır. Bu konuda recm edilmesi caiz olmayanın recm edilmesi, öldürülmesi caiz olmayanın öldürülmesi, alınması caiz olmayan bir malın alınması, hür bir ka­dın veya cariyenin zahirde sabit olan alışveriş veya nikah akdine binaen haki­katte kocası veya sahibi olmayan adama teslim edilmesi vb. teslim edilmesi ca­iz olmayan bir kimsenin teslim edilmesi gibi Örnekler vermiştik.



[1] Müslim, Sala tüi-müsaf irin, 1/534

[2] Buharı, l'tisam, 13/317; Müslim, Akdiye, 3/1342


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar
« Posted on: 24 Nisan 2024, 04:13:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar rüya tabiri,Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar mekke canlı, Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar kabe canlı yayın, Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar Üç boyutlu kuran oku Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar kuran ı kerim, Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar peygamber kıssaları,Niyete Göre Ecir Verilen Durumlar ilitam ders soruları, Niyete Göre Ecir Verilen Durumlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes