> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar  (Okunma Sayısı 1062 defa)
20 Ağustos 2011, 13:04:24
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 20 Ağustos 2011, 13:04:24 »



Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar


Zorluklar iki türlüdür:

Birinci Tür: ibadetle Birlikte Bulunup Ondan Ayrılmayan Zorluk

Soğuğun şiddetli olduğu zamanlarda abdest ve gusül yapmanın zorluğu, sıcak ve soğuk havalarda namaz kılmanın özellikle de sabah namazının zor­luğu, sıcağın şiddetli ve gündüzün uzun olduğu zamanlarda orucun zorlu­ğu, hacdan hiç ayrılmayan zorluk, cihadın ve canı tehlikeye atmanın zorlu­ğu, savaşta bir kişinin iki kişiye karşı direnmesinin zorluğu, iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamanın zorluğu, ilim elde etme yolunda çaba göstermek ve bu uğurda yolculuklar yapmanın zorluğu buna örnektir.

Zina edenlere recm cezası, diğer suçlulara had cezası uygulamadaki zor­luk, özellikle de kişinin ana-babası ve çocukları suçlu olduğunda bunlara ce­za uygulamanın zorluğu. Bu cezaları uygulayacak kişi için büyük bir zorluk söz konusudur. Üstelik kişi, yabancılar olsun kız ve erkek çocukları gibi ya­kınları olsun hırsızlar, zina edenler ve kısas gerektiren suç işleyenlere karşı ceza uygulamada kalbinde bir yumuşaklık ve acıma hissi duyar. Bu sebeple­dir ki ayette: "Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız Allah'ın dininde (hü­kümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın"[12] buyrulmuştur. Pey­gamberimiz (s.a.v.) de: "Muhammed'in kızı Fâtıma da hırsızlık etse, elini ke­serdim"[13] demiştir. Peygamberimiz bu zorlukları başkalarından daha çok yüklenmiştir. Çünkü Allah, yüce kitabında onu "Müminlere karşı çok şefkat­lidir, merhametlidir"[14] diye nitelemiştir.

Burada sayılan zorlukların hiçbirinin ibadet ve taatlerle ilgili yükümlü­lükleri ortadan kaldırma konusunda etkisi yoktur. Etkisi olsaydı ibadet ve taatlerin maslahatları sürekli olarak veya çoğunlukla ortadan kalkardı. Ayrı­ca gökler ve yerler var olduğu sürece bu ibadet ve taatlere bağlanan kalıcı se­vaplar da gerçekleşmezdi.

İkinci Tür: Çoğunlukla İbadetle Birlikte Bulunmayan Zorluk

Bu da birkaç türlüdür:

a- Büyük Zorluk: Ölüm, organların yok olması veya organların fonksi yonlarınm yitirilmesinin doğurduğu korkunun zorluğu buna örnektir

Bu tür zorluk hafifletmeyi ve ruhsat verilmesini gerektirir. Çünkü dünya ve ahiret yararlarının gerçekleşmesi için canın ve organların ko­runması, bunların bir veya birkaç ibadet için tehlikeye maruz bırakılıp telef olmasından daha iyidir.

b- Hafif Zorluk: Kişinin parmağmdaki hafif ağrı, baş ağrısı, mide bulantı-

sı bu tür zorluğa örnektir. Bu tür zorluk hafifletme konusunda dikka­te alınmaz. Çünkü ibadetin yararlarını elde etmek, bu tür önemsiz zor­lukları ortadan kaldırmaktan daha önce gelir.

c- İlk iki tür arasında kalıp hafiflik ve şiddeti değişen zorluklar: Bu türde

yer alan zorluklardan en büyük zorluğa yakın olanlar hafifletmeyi ge­rektirir, küçük zorluklara yakın olanlar ise Zahirîlerin dışındaki alim­lere göre hafifletmeyi gerektirmez. Hafif şiddette bir humma, azı dişin hafifçe ağrıması bu türe örnek olarak verilebilir. îki tür arasında olup değişen zorluklara gelince kimi alimler bunları en büyük zorluklara, kimileri de en küçük zorluklara dahil etmişlerdir. Bir zorluk en büyük zorluklara yaklaştıkça hafifletme yapılmasını gerektirir, en küçük zor­luklara yaklaştıkça hafifletilmemesi gerekir.

Bazı zorluklar ilk iki tür arasında yer almakla birlikte ikisine de yakın ol­mayabilir. Böyle bir durumda herhangi bir tercih yapmaksızın beklemek mümkün olduğu gibi, haricî bir durumu dikkate alarak birini tercih etmek de mümkündür. Oruçlu iken kişinin tükürüğünü, yolun tozunu veya un ele­ğinin tozunu yutması bu duruma örnek olarak verilebilir. Bu hal, yoldan ge­lip geçenlerin genelinin karşılaştığı bir durum olup, kaçınmak zor olduğun­dan oruca olumsuz bir etkisi olmaz. Mâlikîler un eleğinin tozunu yutma ko­nusunda, kişinin mesleğinin elekçilik olup olmamasını birbirinden ayırmış­lardır. Bu, gerekçesi güçlü bir ayırımdır. Yolun tozu böyle değildir. Çünkü bu yoldan gelip geçenlerin tümü hakkında söz konusudur.

Yukarıda belirtilen özürlerin dışında kalan ve kaçınma konusunda zorlu­ğun hafif olduğu Özürlere göz yumulmaz.

Oruçlu iken abdest alan kişinin ağzını çalkaladığı suyu yutması gibi çok­ça karşılaşılan ve ilk iki tür zorluk arasında yer alan özürler konusunda fark­lı görüşler vardır. Söz konusu durumda ağzı gerekenin üzerinde çalkalama, kişinin yasaklanan fiili yapmak suretiyle kusurlu davranmasına dayandığın­dan bazı alimler bunu kaçınması mümkün zorluklara katarak orucun bozu­lacağını söylemişlerdir. Kimi alimler ise bu durumun çokça meydana gelişi­ni göz önüne alarak bu fiili ağız çalkalama kapsamında görmüşlerdir.

Zorluklar, dinin ibadetlere verdiği önemin farklılığına bağlı olarak değiş-kerlik gösterir. Dinin büyük önem verdiği ibadetlerde hafifletmenin yapıl­ması için zorluğun şiddetli veya genel olması şart koşulmuştur. Dinin daha az önem verdiği konularda ise hafif zorluklar sebebiyle hafifletmeler yapıl­mıştır. Bazen bir hüküm şerefli ve üstün mertebeli olduğu halde, zorluğun tekrarlanması sebebiyle hafifletme yapıldığı da olur, ta ki bu zorluklar, çok­ça meydana gelen genel zorluklara yol açmasın. Örneğin din, amellerin en üstünü olan namazın, kaçınılması çoğunlukla zor olan pisliklerle kılınması­na ruhsat vermiştir. Yine din, teyemmüm yapan, müstehaza olan ve müste-hazartın özrü ile aynı türden özre sahip kişiler hakkında da abdestin bozul­masını gerektiren hal ile birlikte namaz kılmaya ruhsat vermiştir.

Hacdaki zorluklar üç türlüdür: Büyük olanlar, haccın vacip olmasını en­geller. Hafif olanlar vacip olmayı engellemez. îkisi arasında olanlara gelince büyük zorluklara yakın olan zorluklar haccın vacip olmasını engeller, küçük zorluklara yakın olan zorluklar haccın vacip olmasını engellemez.

Zorluklar yalnızca ibadetlere özgü olmayıp muamelatta da geçerlidir. Sa­tım akdinde gerçekleşen garar (aldanma) buna örnektir. Garar üç kısımdır:

1- Fıstık, fındık, nar ve karpuzun kabuklarıyla satılmasında olduğu üzere kaçınılması zor olan meşakkatler affedilmiştir.

2- Kaçınılması zor olmayan meşakkatler dikkate alınmamıştır.

3- ikisi arasında olan zorluklar konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı alimler bunları küçük zorlukların üstünde olmaları sebebiyle büyük zorluklardan sayarken, kimi alimler de büyük zorlukların altında ol­ması sebebiyle küçük zorluklardan saymaktadırlar.

Bazen yeşil cevizin kabuğunda satılmasında olduğu üzere, satım akdin-deki garar büyük olur. Doğru olan görüşe göre bu garara göz yumulmaz.

Bazen de satıma ihtiyaç olmakla birlikte akitteki garar hafif olur. Doğru olan görüşe göre bu durumda akit geçerli olur. Yeşil baklanın kabuğunda iken satılması buna örnektir.

Namazdaki özürler: Huşu ve zikirleri düzgün bir şekilde yapmayı önle­yecek derecede bir hastalık söz konusu olduğunda, ayakta namaz kılan kişi oturabilir. Bu durumda zaruret şart koşulmadığı gibi, ittifakla ayakta dur­maya güç yetirememek de şart koşulmaz. Oturarak namaz kılmaktan yata­rak namaz kılmaya geçebilmek için, ayakta kılanın oturarak namaz kılmaya geçmesinde şart koşulandan daha büyük bir özür gerekir. Çünkü yatmak as­lında ibadetlerdeki saygı unsuruna aykırıdır. Özellikle de namaz kılan kişi­nin Rabbi ile konuştuğu dikkate alınırsa bu daha iyi anlaşılır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ben beni anan kişinin, birlikte oturup sohbet et­tiği arkadaşıyım".[15]

Cuma ve cemaatlerin terki konusundaki Özürler: Bu özürler ise hafiftir. Çünkü cemaat sünnettir, cumanın ise yerine ikame edilecek bedeli vardır.

Oruçtaki özürler: Bu özürler de hafiftir. Yolculuk ve oruç tutmayı zor ha­le getiren hastalık hali buna örnektir. Bu iki Özür de hafiftir. Bunlardan daha şiddetli olan can ve organ kaybına yol açan korku durumları ise orucu ter-ketmeyi öncelikle caiz kılar.

Hacdaki özürler: Hacdaki yasakları mubah hale getiren özürler hafif özürlerdir. Şöyle ki; hacda sıcak ve soğuktan zarar gören kişinin dikişli elbi­se giymesi caizdir. Hastalık ve bitten zarar gören kişinin başım tıraş etmesi caizdir. Koku ve yağ sürmek ve tırnakları kesmek konusunda da durum böyledir.

Teyemmüm konusundaki özürler: îmam Şafiî bazen hafif özürler bulun­duğunda teyemmüme cevaz verirken, -bir görüşe göre de- bazen daha ağır özür durumlarında cevaz vermemiştir, imam Şafiî'ye göre zorluk bakımın­dan özürlerin farklı dereceleri vardır. Bunları şöyle belirtebiliriz:

1. Derece: Büyük zorluk, can veya organ kaybı yahut organların fonksiyo­nunu kaybetmesi korkusu. Bu derecede olan bir zorluk teyemmümü mubah kılar.

2. Derece: Birinci dereceden daha düşük seviyede bir zorluk. Korkutucu / tehlikeli bir hastalığın meydana gelme korkusu buna örnektir. Doğru olan görüşe göre bu da önceki derece gibi değerlendirilir.

3. Derece: iyileşmenin gecikmesi ve hastalıktan bİtkinleşme korkusu. Bu zorluğun ilk iki derece kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda görüş ayrılığı vardır. Doğru olan görüşe göre bu zorluk da ikin­ci derece kapsamına katılır.

4. Derece: Güzelliğin gitmesinden (fiziksel kusur meydana gelmesinden) korkmak. Korkulan kusur dıştan görülmeyen bir kusur ise bu teyemmüm konusunda özür sayılmaz. Dışa yansıyan bir kusur ise özür sayılıp sayılma­ması konusunda görüş ayrılığı vardır. Tercih edilen görüşe göre, oruç konu­sunda orucu bırakmayı ve namazda oturmayı mubah kılan durumla ilgili olarak belirttiğimiz gibi bu özürlerin tümü teyemmümü mubah kılar. Şa­fiî'nin bunlardan daha hafif zorlukları dikkate alarak teyemmüme izin ver­diği durumlar da bunu göstermektedir. Bu durumları şöyle belirtebiliriz:

a- Bir kimse emsal bedelinden az bir farkla daha paha...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar
« Posted on: 19 Nisan 2024, 03:37:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar rüya tabiri,Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar mekke canlı, Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar kabe canlı yayın, Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar Üç boyutlu kuran oku Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar kuran ı kerim, Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar peygamber kıssaları,Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklar ilitam ders soruları, Dînî Yükümlülüklerin Hafifletilmesini Gerektiren Zorluklarönlisans arapça,
Logged
13 Nisan 2016, 22:59:03
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2016, 22:59:03 »

Esselamu aleyküm.Bazı zaruri yada bazı durumlarda dinen kolaylık getirilmiş ve uygulanması için hafifletilmiştir.Rabbim dini hükümlülüklerini hakkıyla yerine getiren ve rabbimin rızasını kazanan kullardan eylesin bizleri inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes