Konu Başlığı: Caydırıcı Cezaların Durumları Gönderen: Ekvan üzerinde 06 Eylül 2011, 17:14:37 Caydırıcı Cezaların Denk Olmasının Şart Olduğu Ve Olmadığı Durumlar Kısas cezalarında aslolan suça denk olmaktır. Ancak denk olma şartının, kısas cezasının uygulanmasının kesin olarak ya da ekseriyetle ortadan kalkmasına yol açacağı durumlar istisna edilmiştir. Misaller: - Uzuvlara zarar verme durumunda denklik: El, ayak, burun, dudak, göz kapağının kesilmesi ve yaradaki etin kalkması durumlarında ceza ile suç arasında denklik şart koşulursa kısas ancak nadir durumlarda uygulanır. Dolayısıyla iki uzuvdan daha büyük olan daha küçük olana karşılık kısasen kesilir. Yine kemik üzerinde bulunan et ve derinin kalktığı durumlarda ceza farklı olur. Baş ve gövdedeki yaralamalarda ise ceza denk olur. Yani uzunluk, genişlik, küçüklük, büyüklük bakımından aynı ölçülerde ceza uygulanır. Çünkü bu durumda denklik şartının aranması, kısas kapısının kapanmasına yol açmaz. Başı kaplayan etin kaldırılması durumunda cezada denk olma şartı aranmaz. Zira burada denklik aranması kısas cezasının uygulanamaması anlamına gelir. - Yine ellerin tutması, ayakların yürümesi, gözlerin görmesi, kulakların işitmesi, dilin tad alması gibi organların işlevleri ortadan kaldırıldığında uygulanacak kısasta tam denklik şart koşulursa kısas cezası uygulanamaz. - Aklın yok edilmesi durumunda uygulanacak kısas cezasında denklik şart koşulursa, kısas cezası düşer. Çünkü akılların denkliğini tespit imkanı yoktur. Dolayısıyla daha az akla karşılık aklın tamamı kısasen yok edilir. Aynı şekilde çok iyi gören göz az gören göze karşılık kısasen çıkarılır. Tad alma, koklama, yürüme, tutma gibi çeşitli uzuvlarla elde edilen diğer menfaatler için de aynı şey sözkonusudur. - Bir kişiyi öldüren bir grup insanın tamamı kısasen öldürülür. Yine bir insanın elini kesen bir grup insanın eli kesilir. Şayet böyle bir durumda denklik şartı aransa öldürme veya bir uzvu kesme suçlarının bir grup tarafından işlenmesi halinde kısas cezası düşmüş olur. Bir grup tarafından bir kimsenin uzuvlarının kesilmesi, öldürülmesine nazaran nadiren gerçekleşir. Bundan dolayı Ebu Hanife bir kişinin bir uzvunu kesen grubun tamamının aynı uzvunun kesilmesine karşı çıkmıştır. Bazı alimler de bir kişiyi öldüren grubun tamamının öldürülmesine karşı çıkmışlardır. Yine çok az ömrü kalmış kimseye karşılık uzun süre yaşaması umulan bir kimse kısasen öldürülür. Mesela ömrünün baharında genç güçlü bir delikanlı ömrü tükenmiş pîr-i fani bir ihtiyara karşılık kısasen öldürülür. Aynı şekilde hayatta kalmasından ümit kesilmiş birkaç saat sonra öldürülecek bir kimseyi öldüren genç de kısasen öldürülür. Kesilen uzvun kişinin zanaatı için önem taşıması da kısas cezasında nazara alınmaz. Belli bir zanaati becerikli elleriyle yapan kişinin eli; hantal, hiç-birşey beceremeyen bir kimsenin eline karşılık kısasen kesilir. Mesela hattat İbnü'l-bevvab'ın (v. 413) eli yazmayı hiç bilmeyen bir kimsenin eline karşılık kısasen kesilmiştir. Aynı şekilde ok atma veya benzeri bir konuda son derece kabiliyetli olan bir kimsenin eli ne ok atma ne de benzeri bir konuda hiçbir becerisi olmayan bir kimsenin eline karşılık kısasen kesilir. |