> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > İslami Hareketin Tarihi Seyri  > Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi  (Okunma Sayısı 2664 defa)
21 Eylül 2011, 16:48:08
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 21 Eylül 2011, 16:48:08 »



Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi


1040'lı yıllarda Berberiler tarafından Sudan'a İslam'ın girdiği söylenebilir. Sudan uzun tarihi içerisinde çeşitli siyasi curcunalara şahid olmuş bir ülkedir. Siyasi geçmişi çeşitli askeri darbeler ve hükümet değişiklikleriyle doludur. Bunların böyle olmasında Batılı emperyalistlerin ro­lü büyüktür.

Çağdaş İslami hareketi ilgilendiren yönü ise Albay Cafer Numeyri'nin 25 Mayıs 1969'da iktidarı ele geçirmesinden sonraki tarih dilimidir.

Daha önce 1880'lerde Muhammed Ahmet (Mehdi)'in başlattığı İslam hareketini de küçümsememek gerekir. Mehdi hareketi, hem Sudan diktatörlerine, hem Mısır iş­galcilerine, hem de Batılı emperyalistlere karşı büyük bir direnişti. İmam Mehdi, bir çok müslümandan biat alarak bu zalim despotlara karşı cihad ilan etmiş, Hartum başta olmak üzere bir çok yerleşim merkezini ele geçirerek İs­lam'ı hakim kılmıştı. Mehdi'nin ölümünden sonra, onun prensiplerini yerine getirmek, hakimiyetini pekiştimıek, bağımsız ve güçlü bir İsimi devleti kurmak Abdullah b. Muhammed'e düşüyordu. Abdullah da atası Mehdi gibi cihada devam etti. Uzun süre şeriata bağlılık devam etti. Halife Abdullah, Kur'an ve Sünnet dışında hiç bir yasaya ihtiyaç duymadı. Ülkede tam bir şeriat hakimdi. Ancak bu hakimiyet yıllar sonra İngiliz kafirlerini rahat uyutamıyordu. Artık ne pahasına olursa olsun, İngilizlerin Su­dan'ı ele geçirmeleri gerekirdi. Nihayet, kanlı bir savaş yapıldı; halife ve 50 bin müslüman şehid edilerek, İslam hakimiyetine son verdi. [221]

Sudan'da Mehdiler'in hareketinden önce de Şeyh Os­man ile Şeyh Muhammed Bakhu gibi büyük önderler, za­lim ve despotlara karşı direnişe geçip, İslam'ın tek alter­natif olduğunu ortaya koymuşlardı. Ancak biz o dönemlere gitmeden 20. yüzyılın son yansında özellikle İhvan hareketini tahlil etmeye çalışacağız.

Emperyalistlerin Sudan'da İmam Mehdi'nin kurduğu İslam devletini yıkmaları, İslami hareketi tamamen söndürememişti. Mehdi yanlıları zamanla siyasi hayata atıl­mış, Ümmet ve Ensar diye iki parti kurmuşlardı. Bunlar siyasi alanda çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan da 1954'lerde İhvan hareketinin çalışmalarını görüyoruz Su­dan'da. Ümmet ile Ensar demokratik blokda işbirliği ya­parak hükümet olmuşlarsa da uzun süre hükümette kalamamışlardı. Nihayet 1969'da Albay Numeyri'nin darbe­siyle hükümetten uzaklaştırıldılar.

Bu dönemden sora Numeyri iktidarına karşı, Ensar, Ümmet ve İhvan üçlüsü birleşerek "Milli Cephe"nin kurulmasına neden oldular.

Ümmet partisinin lideri Sadık el-Mehdi'nin ifadeleri­ne bakılırsa, Nimeyri hükümetinin Camp David'i destek­lemesi, İslamileşmede samimi olmaması, yalancı, cahil ve İslami kulanmak isteyen biri olmasından dolayı ittifak dağılmıştır. Numeyri hakkında söylenenleri bu şekilde görmek istemeyen İhvan lideri Turabi, şartlar ne olursa olsun hükümetle uzmaşmaya devam etmede ısrarlı oldu­ğunu göstermiştir. Öte yandan Dr. Turabi'ye bakılırsa, hükümetle uzlaşmaya can atmadığını, ancak ortaklık neti­cesinde bazı imkanların sağlanabilmesi için buna gerek duyduklarını söylemiştir. Hatta bunlardan hareketle, Sa­dık el-Mehdi, komünistlerle işbirliği yapmakla suçlanmıştır. [222]

Sudan İslami Hareketinin, Numeyri iktidarına karşı tek cephe oluşturması gerçekten sevindirici bir olaydır. Ancak zamanla Numeyri ile uzlaşmaya gidilmesi onların sonunu getirmiş demekti. Eğer hükümetle uzmaşmaya gidilmeden ve demokratik politikalara alet olunmadan radi­kal bir harekete sahip olunsaydı çok hayırlı neticelerin el­de edileceği muhakkaktı. Nitekim siyasi ve politik hırs­larla çalışmalar yapmak istedikleri için, zamanla Ümmet Partisi kendi arasında üçe bölünürken, Ensar Partisi de kendi içerisinde üç ayrı guruba bölünmüştü. Böylece baş­ta "Milli Cephe" olan sözde müslüman ittifakı, politik ve demokratik çıkarlar nedeniyle şimdi yedi partiye bölünmüştü. Bütün bu ayrılmalara rağmen Mehdi mücadelesi­ne devamla, büyük bir etkinliğe sahip oldu.

Sudan müslümanlarının 1978'lerdeki aktif mücadele­leri sonucu, Numeyri aşırı bir şekilde rahatsız olmuş ve yoğun baskınlar düzenleyerek müslümanları paniklere sürmüştü. Uzun süre müslümanları baskı ve zulümlere maruz bırakmışsa da başarı sağlayamamış ve çözümü, iktidarın elinden çıkmaması için taviz vermek ve İhvan'ı hükümete ortak etmekte bulmuştu. Hatta Turabi ve yandaşlarına hükümette aktif görevler vermişti. Numeyri, bu sinsi hareketle etrafı bir müddet sakinleştirebilmişse de, İran İslam İnkilabı'nın yankıları Sudan'da da etkili olun­ca, müslümanlar yeniden canlanmış ve Numeyri'ye karşı tekrar herekete geçmişlerdi.

Daha başlangıçta, İran'da düşmüş olduğu yanılgıya Sudan'da düşmek istemeyen Amerika, hemen duruma müdahale etmiş, Şii İran İslam devletine karşı, Sünni bir İslam devleti kurdurtmak, diğer ülkelerdeki İslami hareketleri de Sudan kanalıyla kontrol altında tutmak amacıy­la Eylül 83'te Sudan'da şeriat yasasının yürürlüğe koyul­duğunu ilan etmişti. Bu nedenle ceza ve tutuk evlerinde İhvan mensupları serbest bırakılmış, Turabi Numeyri'nin baş danışmanlığına getirilmişti.

Turabi ve İhvan, zalim ve despot Numeyri ile bu kadar içli-dışlı olurken, hareketten taviz vermeyen ve İran yanlısı gözüken Sadık mehdi ve yandaşları halen zindan­lardaydı. Bilinen şudur ki, Numeyri-Turabi koalisyonu memlekette beklenen İslami rejimi getirmemiş, sadece çocuk kandırmacası gibi bir durum olmuştu. Zira İslami rejim getirildiyse, Mehdi ve yandaşların zindanlarda çü­rümesinin anlamı neydi? Bir taraftan zindanlar tamamen boşaltılmamışken, diğer taraftan da Sadık Mehdi'nin yan­lıları koalisyon hükümetine karşı kıyasıya mücadele veri­yorlardı. Anlaşılan bu koalisyon göstermelikten öte bir şey değildi.

Amerika, Numeyri'nin yeni olaylar karşısında çaresiz kaldığını sezince, gerekli talimatı vermek için başkan yardımcısını Sudan'a göndermiş ve 72 saat sonra da Turabi ve 130 kadar arkadaşı tutuklanmıştı. Muhalefete İslami çalışmalar yanında bir de ekonomik sıkıntılardan rahatsız olan işçi ve esnafın da muhalefetleri eklenince, Nurneyri bunalımlara girmiş, neticede soluğu efendisi Amerika'nın yanında almıştı. Amerika'dan aldığı talimatla Mısır'da dostu Mübarek'i ziyaret edip ülkesine dönerken Kahire hava alanında uçağına bindiğinde pilotu, Numeyri'ye devrildiğinin müjdesini veriyordu.

Evet, müslümanların sürekli gösterdikleri direniş ve İran İnkılabının getirdiği tereddütler Washington'u ürküt­müş, neticede sadık dostu Numeyri'yi yönetimden uzak­laştırıp, yerine güvendiği dostlarından General Suvar ed-Dehap'ı getirmişti.

1986 yılında Sadık el-Mehdi yapılan seçimler sonucu işbaşına getirildi. Ahmet el-Mirgani de devlet başkanlığı­na getirildi. İhvan lideri Turabi ise meclise sokulmadı.

Sudan'da İslamizasyon dedikleri İslami faaliyetler hükümet seviyesinde ta Numeyri zamanında (1983'te) başlatılmıştı. İran gibi İslami bir inkilab ve İslami bir devlet oluşmasın diye Numeyri ta o günlerde bir takım İslami yasalar yürürlüğe koymuştu. Çünkü genelde müslüman halk, İran'da İslami bir Cumhuriyetin kurulduğun­dan haberdar ve hareketi de tasvip ediyorlardı. Bu inkilab halk üzerinde büyük bir etki bıraktı ve İslami çalışmalara da katkıda bulundu. Numeyri İslami hareketin nabzına göre hareket ediyordu. Bazen başta Turabi olmak üzere bazı yetkilileri hükümete ortak eder, bazen de onlara kar­şı baskıyı artırırdı. 1984'de Numeyri, hükümet destekli İslami çalışmaların olduğu uluslararası bir konferansta kendisini ülkenin imamı olarak ilan edebiliyordu.

1986 yılında iktidara gelen Sadık el-Mehdi, Numey­ri'nin İslami yasalarını fazla kurcalaştırmadan sürdürmeyi planladı." Muhalefette iken Numeyri'nin çalışmalarını sürekli eleştiren ve daha sağlıklı bir İslami yapılanma niye­tinde gözüken sadık el-Mehdi, iktidara geldikten sonra fazla bir şey yapamadı. Devleti laikliğe götürmedi ama İran İslam devrimi gibi bir dış ilham kaynağı da aramadı. O sadece mevcudu korumaya çalıştı. Bunun böyle olmasında Güney Sudan'ın büyük etkisi olmuştu. Nüfusun üç­te birini gayri müslümler oluşturmakta ve bu nüfus da gü­neyde oturmaktadır. Bunların çoğu Hristiyandır. Böylece Sudan güney ve kuzey arasında sürekli bir bölgesel çekiş­melere sahne olmuştur. İşte İslami yasaların yürürlüğe konulmasının en önemli zorluklarından biri de bu idi.

Başta amerika olmak üzere bazı batılı güçler Güneyi sahiplenerek, mevcut islami yasaları parlamento tarafın­dan feshine çalıştılar. Bunun için de orduda bir kanatı ha­rekete geçirmeye çalıştılar. Ordu bu durumu tepkiyle kar­şıladı ve hemen General Ömer el-Basir liderliğindeki İslami kanat, parlamentonun aldığı İslamı kararların yürür­lükte kalması için yönetime el koydu. 1989 Haziran'ında yapılan bu ihtilale "kurtuluş ihtilali (İnkılabı)" denildi.

Ömer el-Beşir yönetimi 1989 Haziran'ından bu yana İslami çalışmalar için ciddi adımlar atmaktadır. Ülkenin en önemli meselesi haline gelen ekonomiden tutun da si­yasi; kültürel ve toplumsal meselelerine kadar bir çok alanda İslam şeriatını uygulamaya çalışmaktadır. Bu gün Sudan ekonomisini faizden kurtarmış, eğitim ve öğretimi İslama göre düzenlemiş, siyasi alanda "uşak" olmaktan kendini kurtarmış, tamamen bağımsız ve İslami adımlar atma cesaretinde olmuştur. Diğer taraftan fakir aileleri destekleme, öğrenci çalışmalarını düzenleme ve cihadın önemini askerlere kavratarak ülkesine sahip çıkmak ama­cıyla askeri eğitim programlarını geliştirmeye başlamış­tır.

Sudan hükümetinin kendi kardeşi olan, İran İslam Cumhuriyetinden feyz ve güç alması, ekonomik, siyasi, güvenlik ve savunma alanlarında yakın ilişkilere girmesi ve kısaca her gün biraz daha gelişen başiarı grafiği bir çok hain ülkeleri rahatsız etmektedir.

Bir taraftan Ömer el-Beşir'in İslami adımları, diğer yönden ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi
« Posted on: 29 Mart 2024, 03:37:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi rüya tabiri,Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi mekke canlı, Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi kabe canlı yayın, Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi Üç boyutlu kuran oku Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi kuran ı kerim, Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi peygamber kıssaları,Sudan Müslüman Kardeşler Hareketi ilitam ders soruları, Sudan Müslüman Kardeşler Hareketiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes