> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > İslami Hareketin Tarihi Seyri  > İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ  (Okunma Sayısı 3991 defa)
22 Eylül 2011, 18:04:44
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 22 Eylül 2011, 18:04:44 »



4. İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ


Raşid Halifeler döneminde aleni bir şekilde tezahür eden Yahudi ve münafık hareketleri kısa zamanda büyük boyutlara ulaşmış, bir çok eylemlerin yanında Hz. Ömer, Osman ve Ali gibi büyük şahsiyetler şehid edilmişti. Ken­di emeline ulaşmak için idari makanizmayi değiştirmiş, ve arkasından yavaş yavaş saptırmaya çalışmışlardır. Bin küsur yıllık bir çalışmanın ardından İslam, değişik atmos­ferlere sokulmuştu. Halkından müslüman olan ülkelerde İslam adına kala kala bir iki ibadet, bir de hüviyetinde 'dini İslamdır' kelimesi kalmıştır.

Bu olup bitenler karşısında çoğunluk suskunluğu ve bana ne lazımcılığı tercih etmiştir. Bu felsefe ile birlikte, bir çokları atalarının yaptıklarıyla, atalarının tarihiyle övünmüş, bunu kendileri için bir 'mehdi' şeklinde telakki etmişlerdir. Sanki, nüfus hüviyetlerinde İslam yazılması ve atalarının bin yıllık tarihleri onları kurtaracaktır, hep bunlarla övünmüş ve bunlarla kendilerini aldatmışlardı. Ancak işin bilincinde ve şuurunda olan bazı yürekli müslümanlar, bunlara seyirci kalmamış, Allah için cihad san­cağını göklerde dalgalandırarak hayatını bu uğurda feda etmişlerdir.

Bu İslam öncülerinden zulüm ve haksızlığa razı ol­mayıp, saltanatına hükümran olduğu ilk günlerde Yezidlere karşı direnişe geçen Hz. Hüseyini görmekteyiz. Müslü­manların Yezid zulmünden rahatsız olması ve cihad ruhunun ölmediğini gösteriyordu. İmam Hüseyin, 72 kişilik bir azınlık, müslüman gurubuyla Mekke'den Irak tarafına hareket ederken yolda Yezid'in dört bin kişilik mücehhez askerleriyle karşılaşmış ve neticede İmam ile birlikte hep­si kılıçtan geçirilmişti. Bu yetmiyormuş gibi, kadınlarına hakaret yapılmış ve şehitlerin başı Kûfe'ye Ubeydullah b. Ziyad'ın sarayına götürülmüş ve orada halka teşhir edil­miştir. Oradan da Yezid'e gönderilmek üzere Şam'a götü­rülmüştü.

Aslında bu hareket ilk defa Yezid tarafından düzen­lenmiş bir olay değildi. Daha önce de Muaviye, Hz. Ali döneminde Yemen valisi olan Abdullah b. Abbas'ın iki masum çocuğunu öldürmesi, savaşlarda yakalanan müslü­man kadınları alıp götürmesi ve cariye olarak kullanması, kesilen kafaları bir yerden başka bir yere teşhir için gön­dermesi, intikam hisleriyle ölülerin cesetlerini hürmetsizce, vahşice soyması, burun ve kulaklarını kesmesi, karın­larını deşmesi, Sıffinde Ammar b. Yasir'in kafasının kesi­lerek Muaviye'ye getirilmesi, Hz. Ali döneminde Mısır valisi olan Muhammed b. Ebubekir'in öldürülmesi ve ce­sedinin ölü bir eşekleşi ile birlikte yakılması" [179] gibi vah­şice olayları sergilerken, oğlu Yezid ve Mervan gibi kral­lar da benzeri olaylara devam etmişlerdir. Daha önce cahiliye döneminde bu olaylar yapılırken, şimdi de sultanlar döneminde yapılmaya başlandı.

Böylece Hz. Hüseyin hak uğrunda daha bir adım at­madan şehid edilmişti. Arkasından Medine halkı, Ye­zid'in fasık ve facirliğinden dolayı Hz. Hüseyin'e yapılan bu zulmü tel'in etmek için ayaklanmış, kendilerine vali olarak Abdullah b. Hazale'yi seçerek ona biat etmişlerdi. Bunu duyan Yezid, oraya bir ordu çıkartmış, onbin küsur müslümanı öldürmüş, mallarını talan edip, kadınlarına da çok adi hakaretlerde bulunmuştur (daha ötesini terbiyemiz elvermedi yazmaya) [180]

İmam Hüseyin'den sonra Mekkede Abdullah b. Zübeyr'in İslam sancaktarlığını yaptığım görüyoruz. Yezid döneminde Mekke bir kaç kez taşa tutulmuş, ancak Ab­dullah imamlığına devam etmiştir. Daha sonra Mervan, Haccac b. Yusuf'u hacc mevsiminde Abdullah'ın üzerine göndermişti. Hacılar ibadetim yarıda kesmek zorunda kalarak ancak canlarını kurtarabilmişlerdi. Arkasından Mek­ke kuşatılmış, Zalim Haccac, Abdullah b. Zubeyr ve iki yakınının kafasını keserek teşhir etmiştir. Biz burada Za­lim Haccac'ın müslümanlara hakaret edip yüzbinlercesini öldürüp ve o kadarım da hapiste çürütmesini anlatacak değiliz. Çünkü onun zalim ve despotluğnu bilmeyenimiz yoktur.

Abdullah b. Zübeyr'den sonra Emevi hanedanına mensup hasbel kader bir Ömer b. Abdulaziz'in İslam'ı tek­rar aslına rücü ettiğine şahid oluyoruz. 2. Ömer, kendisine biat edildikten sonra hutbede uzun bir konuşmasının sonunda şöyle dedi:

"Allah'a ibadet ettiğim sürece bana ita­at ediniz. Allah'a ibadet etmediğim zaman, bana itaat et­meyiniz." Bu sözüyle ilk halifeleri hatırlatıyordu. Böylece itaati pekiştirdikten sonra ilk çırpıda saltanat usullerini kaldırmakla işe başladı. Arkasından gayri meşru yollarla elde edilen bütün mal ve servetleri devlet hazinesine iade etti. Diğer taraftan zalim ve zorba idarecileri görevden alarak yerine adil ve ehil insanlar atadı. Bu yeni atanan vali ve idarecilerin adaletten ayrılmamaları için her türlü ön tedbirleri aldı. Halifelik yaptığı iki yılı aşkın bir za­manda bir çok tecdid hareketi imar etmiş, adaletiyle, ilim ve irfanıyla, hadisleri toplattırma girişimleriyle, bid'at ve hurafelere karşı çıkıp İslam kaynaklarına sahip çıkmakla, Emevi hanedanı ve diğer çıkarcıların işine son vermekle Ümeyye mensuplarının korkulu rüyaları olmuştu. Netice­de 'saltanat elden çıktı' fobisiyle bir komplo düşünülmüş ve o yüksek şahsiyetli müceddid de zehirletilerek öldürül­müştü.

Emevi idaresi bağnaz bir politika ile bir yandan müs­lümanlara ağır şekilde zulümlerde bulunurken, diğer yan­dan da fetihlere büyük ağırlık vererek bir çok yeni ülkeler fethetmişti. Geniş topraklara sahip olan bu hanedan, tam bir debdebe ve azametle hükmediyordu. Zahiri kuvvetle­rine ve güçlü ordularına bakarak koca imparatorluğun yıkılmasını akıllarından bile geçirmezlerdi. Ancak o debde­beli ve azametli hayat gün geçtikçe, yaşlandıkça çökmeye doğru gidiyordu. Öyle ki bu zorba devletten nefret etme­yen kalmamıştı. Nihayet çok geçmeden Abbasoğulları ta­rafından bir darbeyle 750 yılında saltanatlarına son veril­mişti.

Doksan küsur yılık o saltanat kaldırılırken bütün göz­ler Abbasoğullarındaydı. Acaba, yıllardır bir darbenin hasretini çeken bu insanlar neyi götürecek ve neyi getire­ceklerdi? Emevi hanedanını arattıracaklar da acaba hangi yönden arattıracaklar?

Evet, Abbasüeri de gördük... Gerçekten gelen gideni arattırdı. Abbasiler Şam'ı elegeçirince yıllardır topladığı intikam hisleriyle elh' bin insanı öldürmüş ve camilerine yetmiş gün at bağlatarak ahır haline getirmişlerdi. Öldürülen bu insanlar yanında kadınlara yapılan cahili hare­ketleri ve mezardan çıkarılan cesetlere atılan kırbaçların getirdiği kin ve garazları artık siz düşünün... Maalesef, Emevilerin yerine bu derece insanlara zulmeden bir hükümranlık gelmişti. Öyle ki İspanya'ya kaçan Prens Abdurrahman'dan başka hayatını kurtaran Emevi efradı olmamıştı.

Diğer taraftan Emeviler döneminde başgösteren ırk­çılık ve kavmiyetçilik taassubu Abbasiler döneminde da­ha da şiddetlendi. Emeviler Arap ırkçılığı yaparken, Ab­basiler de Acem ırkçılığını savunmaya başladılar. Zaten baştan beri takip ettikleri politika da bunu gösteriyordu. Ümmeyye ailesi Rum Kayser'inin etkisinde kalırken, Ab­basiler de İran Kisra'sının etkisindeydi. Acem ırkçılığı öy­lesine gelişti ki 'İslam dini Arapların dinidir' diye söz et­meye başladılar. Hatta daha da ileri giderek eski Acem/İran/medeniyetinin faziletlerini saymaya başadılar. Diğer yandan da İslamla alay eden çevreler oluştu. Bir ta­kım çevreler kendi çıkarları için yeni hadis uydurmaya başladılar. Nitekim, İbni Ebil Evca ismindeki zındık ya­kalandığı zaman: 'İslam ahlakını bozmak ve değiştirmek için dört bin hadis uydurdum,' demişti. [181]

Emeviler olsun, Abbasiler olsun her iki dönemde de müslümanlar bir çok kollara ayrılarak bölünmüşlerdir. Bunların asıl amacı siyasi sebepler olduğu gibi itikadı ve fikhî sebepler de eklenebilir. Bir yandan Ehli Sünnet iti­kadı oluşurken, diğer yandan da Ehli Şia itikadı oluşuyor­du. Ve bu iki ana kollar kaynağını Rasulullah'a dayandı­rarak bin dörtyüz yıldır siyasi bir mücadele vermekteydi­ler. Başlangıçta siyasi bir takım emeller için ortaya atılan bu düşünceler zamanla büyüyüp gelişmiş ve artık yeni doğan nesillerde onların kurbanı olarak ya Şii ya da Ehli Sünnet oluvermiştir. Bunları söylerken mutedil ve müslüman olarak bilinenleri kasdediyoruz. Yoksa Hz. Ali'yi -hâşâ- ilah derecesine çıkaran Sebeistler veya Yezid'i hali­fe gösteren Yezidiler gibilerini kastetmiyoruz. Bu iki ana kol da kendi aralarında bir çok guruplara ayrılarak Hıristi­yan dünyasını geçmiş oluyordu. 'Günah hiç bir zaman in­sana zarar vermez' diyen Murcie'den tutun da 'büyük gü­nah işleyenin sürekli cehennemde kalacağını' savunan Mutezile'ye kadar...

Emevi ve Abbasi döneminde saltanatı meşru bulma­yıp, saltanata karşı mücadele verenlerin başında Hz. Hü­seyin, Abdullah b. Zübeyr, Ömer b. Abdulaziz, İmam Zeyd, İmam Cafer ve İmam Ebu Hanife'leri görmekteyiz.

Haksızlık ve zulme razı olmayıp sürekli mücadele veren İmam Zeyd, Emevi saltanatının başına geçen Hişam b. Abdulmelik tarafından gözetim altına alınmış, Me­dine valisine de gerekli talimat verilerek zaman zaman eziyet ve işkencelerden geçirilmişti. İmam Zeyd, valinin daha fazla işkencesine dayanamayıp Hişam'a çıkınca, Hişam İmam'a yüz vermeyerek kovmuştu. Bu olup bitenler karşısında İmam Zeyd, daha fazla dayanamayarak Kûfe'ye gitmişti. Burada Iraklı şii müslümanları zulmü defetmek, hak sahibine yardımcı olmak ve zalimlerle sa­vaşmak konusunda kendilerini biata çağırdı. Onlar da ka­bul ederek İmama biat ettiler. Ki bunların sayıları kırk bi­ni bulmuştu. Ancak savaş hazırlıkları başlayınca kalanlar ancak dörtyüz kişiydi. Bu durumu gören İmam şunları söyledi:

"Korkuyorum Hz. Hüseyin'e yaptığınızı bana da yapacaksınız. Allah'a and olsun ki ölünceye kadar yalnız başına da olsam savaşacağım."

Gerçekten de ceddi Hüseyin gibi o da müslümanlarla birlikte şehid edilmiş ve cesedi bir kaç gün Küfe meyda­nında asılı kaldıktan sonra yakılmış ve kül...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ
« Posted on: 16 Nisan 2024, 08:11:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ rüya tabiri,İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ mekke canlı, İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ kabe canlı yayın, İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ Üç boyutlu kuran oku İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ kuran ı kerim, İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ peygamber kıssaları,İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİ ilitam ders soruları, İSLAMİ HAREKETİN ÖNCÜLERİönlisans arapça,
Logged
22 Temmuz 2016, 19:04:28
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 22 Temmuz 2016, 19:04:28 »

Esselamu aleykum
Peygamber efendimiz sav vefat ettikten sonra Islam Devletini korumak için bir elçi secilmeliydi ...Halife Dönemi böyle basladi...Halifelerden yalnızca Hz.Ebubekir dışında hepsi şehit edildi...Hepsinin Islam Devletine çok bütün katkilari oldu...Kimisi iç karisikliklari durdurdu kimisi de Islam Devletini Anadolu dan,Mısır a ,Suriye ye kadar genisletti...Rabbim Islam yolunda ölen kişilerin hepsinden razı olsun inşallah...Rabbim bİzleri de bu gruba dahil eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Temmuz 2016, 20:29:16
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 22 Temmuz 2016, 20:29:16 »

Aleykumusselam ve rahmetullah.en basta Oncumuz rehberimiz Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem sonra ashabi ve onun yolundan gidenler.Rabbim bizleri de onlarin o nurlu yoluna iletsin ve bir an dahi ayirmasin insallah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Temmuz 2016, 21:49:17
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 22 Temmuz 2016, 21:49:17 »

Aleykumselam.Rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden ve onun onculugunde islam icin savasan cabalayan hizmet eden kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun paylasimdan kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes