> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > İslami Hareketin Tarihi Seyri  > İbrahim ın Tevhid Hareketi
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İbrahim ın Tevhid Hareketi  (Okunma Sayısı 3445 defa)
24 Eylül 2011, 09:14:39
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 24 Eylül 2011, 09:14:39 »



İbrahim (a.s)'ın Tevhid Hareketi


Semud kavmi helak oldu ama hak ile batıl arasında mücadele durmadı. Salih (a.s)'dan sonra İslam (tevhid) mesajını dünyaya ulaştırmak için put kıran İbrahim'i gö­rüyoruz tarih sahnesinde.

'Hz. İbrahim'in yaşadığı döneme bir göz attığımızda, toplumun bütün siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatının şirk esası üzerine kurulduğunu açıkça görmek mümkündür. İbrahim (a.s)'ın doğduğu Ur şehrinde, tarih­çilerin kayıtlarına göre beşbin tane tanrı mevcuttu. Nüfu­sun ekseriyeti ticaret ve sanayi ile uğraşmakta ve dolayı­sıyla bütünüyle maddeci bir zihniyete sahipti. En başta gelen eğilimler servet sahibi olmak ve lüks bir hayat tar­zına sahip olmaktı. (Onun için de faizin âlâsı yürürlükte idi. Hal böyle olunca, İbrahin (a.s)'ın getireceği tevhid inancı, sadece memleketin bir sınıfını veya putperestelerin inancını değil, bütünüyle ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi yapısını değiştirecekti. Bu amaçla, İbra­him (a.s)'ın davetini kabul etmek, toplumu temelden değiştirmek ve yepyeni temellere oturtmak demekti. Bu da o toplum için en ağır bir teklifti. Çünkü boğazına kadar, iliğine kadar, et ve kanına kadar şirke gömülmüş bir top­lumu ıslaha çalışmak gerçekten ağır bir yüktür. Böylesine çile ve cefa ile karşı karşıya gelecek bir elçinin daha kü­çük yaşta iken Rabbi tarafından terbiye edilmesi ve yetiştirilmesi gerekirdi. Çünkü elçiye yüklenen görev ve ema­netler, kabiliyet ve enerji ister, güç ve potansiyel ister.

İbrahim (a.s), tevhid emanetini yüklenince ilk yapmak istediği uğraş, onların putperestliğini yoketmek ve İslam'a çağırmaktır. Yüce Allah, İbrahim (a.s)'ın putperestlerle olan mücadelesini şöyle dile getiriyor:

'Kitapta İbrahim'e dair anlattıklarımızı da hatırla. Şüphesiz o, dosdoğru bir peygamberdi. Hani babasına demişti ki; babacığım, işitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun? Babacığım, doğrusu bana, sana gelmemiş olan bir ilim gelmiştir. Öy­leyse bana uy da seni dosdoğru bir yola (İslam'a) çıkara­yım. Babacığım şeytana uyma. Çünkü şeytan, Rahmana başkaldırmıştır. Babacığım, doğrusu sana Rahman katın­dan bir azabın gelmesinden korkuyorum. Böylece şeyta­nın dostu olarak kalırsın.'

“Babası dedi ki 'sen benim ilahlarımı beğenmiyor mu­sun? Ey İbrahim! Andolsun bundan vazgeçmezsen seni taşlarım. Uzun bir müddet benden ayrı git.” [51]

'İbrahim (a.s)'ın yaptığı bunca davet, ne yazık ki şirke batmış kalplerin derinliğine ulaşmıyor, onlara fayda sağlamıyordu. Kendilerini yıllar boyu şirk bataklığı içinde görmüş putperestlerin kalpleri, gözleri ve kulakları bunca ikazlara rağmen duymuyor ve görmüyordu. Artık ihtarlar, ikazlar, davet ve tebliğler fayda sağlamıyordu. Onlar o kadar azgınlaşmışlar ki İbrahim (a.s)'ın şaka yaptığını sa­nıyor ve onun davetini hafife alıyorlardı. Yüce Allah, İb­rahim (a.s)'ın kavmiyle olan tartışmalarını şöyle dile getiryordu:

"Hani İbrahim babasına ve kavmine demişti ki 'bu tapınıp durduğunuz heykeller de nedir?' Onlar da 'babalanrınızı bunlara tapar bulduk' demişlerdi. O, 'andolsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz' dedi. Onlar, 'sen bize gerçeği mi getirdin? Yoksa şaka mı ediyorsun?' dediler. O da dedi ki, 'hayır, Rabbimiz gökle­rin ve yerin Rabbidir ki onlan O yaratmıştır. Ve ben bun­lara şahitlik edenlerdenim." [52]

İbrahim (a.s) dönemindeki müşrik putperestlerin bu davranışları gösteriyor ki onlar şeytana niçin ve nasıl uyduklarını dahi bilmemektedirler. Körü körüne, heykel ve taşlara zaman harcamışlardı. Onlarla sağlam ve her şeyi doğru olarak değerlendirebilecek bir anlayış ve görüş kal­mamıştı. Onlar fikren ve ruhen ölmüş, hurafe ve gelenek­lerin, örf ve ananelerin altında ezilip ve bocalayıp duru­yorlardı. Onun için de İbrahim (a.s)'ı daveti karşısında 'şaka mı ediyorsun bizimle' diyorlardı. İşte şirk, bid'at ve hurafelere boğulmuş toplumların hali bundan ayrı ola­maz. Onlar beş duyudan o kadar mahrum kalmışlar ki kendi putları gibi putlaşmış, robotlaşmış ve kendi putla­rından farkları kalmamıştı.

Bu vahşi ve beyinsizlerin başına kral olarak geçen ve tarihte Nemrut adıyla bilinen budala, İbrahim (a.s) ile tartışmaya girerek, aptallığını bütün boyutlarıyla ortaya koy­muştur. Yüce Allah, aralarında geçen mücadeleyi şöyle dile getiriyor:

"Allah kendisine mülk verdiği için İbrahim ile tartı­şanı görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim hem öldürten, hem de diriltendir' deyince, O: 'Bende diriltir ve öldürürüm', demişti. İbrahim:'Allah güneşi doğudan getirir, haydi sen de onu batıdan getir'deyince, O küfre­den herif donakaldı. Öyleya, Allah zalimler güruhunu hi­dayete erdirmez."[53]

İbrahim (a.s), kral Nemrut ile mücadele ederken onu hiç bir zaman Allah'ın varlığına davet etmemiştir. Çünkü Nemrut da diğer krallar gibi Allah'ın varlığına inanıyor­du. Ancak bu inançla birlikte Allah'a şirk koşuyor, kendi­ni Allah'tan üstün kabul ediyordu. Nemrud'un ilahlik da­vası, göklerin ve yeryüzünün ilahı olmak değildi. İbrahim ve milletinin üzerinde yaşadığı sosyal hayatın Rabbi ol­mak, bütün sosyal hayatı merkezi bir otorite ve kendi diktatörlüğü ile yönetmek; helal ve haramı tayin etmek, emir ve yasaklar koymak suretiyle onların hürriyetine son ver­mek istiyordu. İbrahim (a.s)' da bu mücadelesinde, hük­mün ancak Allah'a ait olacağını, bu yetki ve salahiyetin kimseye verilemeyeceğini, yaratan, yöneten, sevk ve ida­re edenin yine Allah olduğunu anlatmak istiyordu. İbrahim (a.s), 'haydi sen de güneşi batıdan getir' demekle o azgın herifi susturmuştu. Bu suskunlukla onun aczi ortaya açık bir şekilde konduğu halde yine de Alah'a iman edip, İbrahim (a.s)'a tabi olmamıştır. Kendini beğenmişlik, nef­sinin arzu ve isteklerine sıkı sıkıya bağlılık onu öylesine bir dereceye çıkarmıştı ki hak ve hakikati anladığı halde despot diktatörlüğünden bir türlü vazgeçip Allah'a ve el­çisine itaat etmeyi nefsine yediremiyordu. Hatta bu gurur ve böbürlenme ile çıkarlarını altüst eden elçiyi yakalayıp öldürmek istiyordu. Çünkü Allah'ın mucizeleri karşısında daha fazla tahammül gösteremiyordu.

"İbrahim (a.s) bir gün fırsatını bulup onların putlarını kırınca aralarında şu tartışma olmuştu: 'Sen mi-bu ilahlarımızı kırdın ey İbrahim ' dediler.

İbrahim dedi ki 'belki onların şu büyüğü bunları kır­mıştır. Eğer konuşurlarsa sorun onlara bakalım.'

Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de 'doğ­rusu siz haklısınız,' dediler. Sonra yine eski kafalarına döndüler. 'Sen gerçekten biliyorsun ki bu putlar konuşa­mazlar dediler.

İbrahim: 'O halde Allah'ı bırakıp da size hiç bir zarar ve fayda vermeyecek şeylere mi tapıyorsunuz? Yuh size ve Allah'tan başka taptıklarınıza! Hala akıllanmıyacakmısınız?' dedi.(Nemrut ve kavmi şöyle) dediler: 'Bunun (İbra­him'in) yolunda ilahlarımızın öcünü alın. Eğer bir iş ya­pacaksanız'

Biz de dedik ki: 'Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve se­lamet ol.'İbrahime bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz, kendilerini daha ziyade hüsrana düşürdük." [54]

Yüce Allah, elçisine ve dolayısıyla dinine karşı çıkan herkesi mutlak surette cezalandırmış ve cezalandıracak da. Bu ceza bir tufan olur, bir kasırga olur, bir deprem olur, bir sinek olur, bir deniz olur, bir merkep olur, içle­rinden çıkmış kendileri gibi bir insan olur... Nihayet Al­lah nasıl dilerse öyle olur. Burada asıl önemli olan konu, Yüce Allah'ın, elçisini, hazırlanan tuzaklardan kurtarması, müslüman olmayan putperest milleti de cezaların bi­riyle topyekün cezalandırmasıdır.

Yüce Allah, kulu ve elçisi olan İbrahim (a.s)'ı ateşten koruduğu gibi, evlatlarını da korumuş ve onlara peygamberler arasında üstün mevki ve mertebe de vermiştir. Kur'an-ı Kerim İbrahim (a.s)'ın önderliğinden ve evlatla­rından şöyle bahsediyor:

"Ve hatırlayın o zamanı ki İbra­him'i Rabbi bir takım kelimelerle imtihan etmişti. O, bun­ları tamamen yerine getirince 'seni insanlara imam yapa­cağım' demişti. O da 'zürriyetimden de' demişti. Allah da 'zalimler ahdime ermez' demişti. Hani İbrahim Beytullah'ın temelini İsmail ile birlikte yükseltiyordu. 'Ey Rabbimiz, ikimizi de sana teslimiyette sabit kıl. Soyumuzdan müslüman bir ümmet yetiştir. Bize ibadet edeceğimiz yer­leri göster. Tevbemizi kabul et. Zira tevbeleri kabul eden ve hakkıyla esirgeyen sensin sen' diyorlardı.' Ey Rabbimiz, onların arasında, onlara senin ayetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları iyice temizleyecek bir peygamber gönder. Şüphesiz ki aziz olan sensin sen' di­yorlardı. Kendini bilmeyenlerden başka kim İbrahim'in dininden (İslam dan) yüz çevirir. Şüphe yok ki, biz onu dünyada beğenip seçtik, şüphesiz ki ahirette de o Salihler zümresindedir. Hani Rabbin ona 'teslim ol' dediği zaman, o da 'Alemlerin Rabbına teslim oldum' demişti. İbrahim bunu oğullarına da tavsiye etti. Yakub da 'Ey oğullarım, sizin için Allah, dinini seçti. O halde siz de yalnız müslü­man olarak can verin' dedi. Yoksa Yakuba ölüm geldiği zaman siz de orda hazır mıydınız? Hani o oğullarına 'benden sonra nereye ibadet edeceksiniz?' dediğinde on­lar, 'senin ilahına ve ataların İbrahim'in, İsmail'in ve İshak'ın tek ilahı olan Allah'a ibadet edeceğiz ve biz O'na teslim olmuşuz' demişlerdi." [55]

Yüce Allah, sevdiği kulu İbrahim'i herkesin tabi ol­duğu bir imam (önder) yaptığını beyan ediyor. Çünkü İb­rahim (a.s), yüce Allah'ın sınavını kazanmıştı. Bu sınavın mahiyetini İbni Kesir şöyle açıklıyor:

"Muhammed İbni İshak... İbni Abbas'tan nakleder ki o şöyle demiştir:

"Al­lah'ın Hz. İbrahim'i deneyip de onun hepsini yerine getir­diği imtihanın sözleri şunlardır:

Allah Teala, İbrahim'in kavminden ayrılmasını emrettiğinde İbrahim (a.s) Allah adına kavminden ayrılmıştı. Sonra Nemrud onu ateşe atıp...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İbrahim ın Tevhid Hareketi
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:45:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İbrahim ın Tevhid Hareketi rüya tabiri,İbrahim ın Tevhid Hareketi mekke canlı, İbrahim ın Tevhid Hareketi kabe canlı yayın, İbrahim ın Tevhid Hareketi Üç boyutlu kuran oku İbrahim ın Tevhid Hareketi kuran ı kerim, İbrahim ın Tevhid Hareketi peygamber kıssaları,İbrahim ın Tevhid Hareketi ilitam ders soruları, İbrahim ın Tevhid Hareketiönlisans arapça,
Logged
21 Ağustos 2015, 10:29:50
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 21 Ağustos 2015, 10:29:50 »

Esselamu aleykum;
Hz.ibrahim as. peygamberimiz Ur kavmini yola koymak , putları yıkıp İslam'a çağırmak için çok uğraştı...Özellkle babasını da bu konuda çok uyardı ,dil döktü ama İslam'ı bir türlü kabullenmedi hatta Ur kavminde bazıları Hz.İbrahim as ın şaka yaptığını düşünüyorlardı ve artık çok azmışlardı..Rabbim helak olmuş böyle bir kavme benzetmesin inşalalh milletimizi...Rabbim c.c. razı olsun..

"Hani İbrahim babasına ve kavmine demişti ki 'bu tapınıp durduğunuz heykeller de nedir?' Onlar da 'babalanrınızı bunlara tapar bulduk' demişlerdi. O, 'andolsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz' dedi. Onlar, 'sen bize gerçeği mi getirdin? Yoksa şaka mı ediyorsun?' dediler. O da dedi ki, 'hayır, Rabbimiz gökle­rin ve yerin Rabbidir ki onlan O yaratmıştır. Ve ben bun­lara şahitlik edenlerdenim." [52]
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Ağustos 2015, 16:13:07
ilayikelimetullah66

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 26



« Yanıtla #2 : 21 Ağustos 2015, 16:13:07 »

Ateşin gül bahçesi kesildiği İbrahim ( a.s  )
Ululul azm peygamberlerdir İslam'da Ulu'l azm peygamberler, Kur'an'da Ahkaf suresinin 35. ayetinde yer alan , hayatı zorlukla, çileyle geçen peygamberler için kullanılmış özel bir ifadedir.ömrü Tevhid mücadelesiyle geçmiştir . Allah ona rahmet eylesin . Ruhuna fatiha
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

"Bizim dâvâmız, kuru bir kavga ve cihângîrlik dâvâsı değil, “i'lâ-yı kelîmetullâh”dır, yâni Allâh'ın kelimesini yüceltmekdir!
21 Ağustos 2015, 17:32:40
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 21 Ağustos 2015, 17:32:40 »

Aleykümselam.Rabbim bizleri Hz.İbrahim gibi doğruyu gören,sonsuz teslimiyet içinde olan,Allahın yolunda giden ,tevhid inancı ile yaşayan kullardan olalım inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Ağustos 2015, 12:19:42
Ramazan.
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 6.353



« Yanıtla #4 : 23 Ağustos 2015, 12:19:42 »

Ve Aleykümüs Selam . .Amin Ecmain . Hz. İbrahim (a.s.) Ulu ALLAH c.c.'ın bütün imtihanlarından başarıyla geçmiştir . Rabb'im bizleri de bu dünya imtihanını başarıyla tamamlayanlardan eylesin.
ALLAH c.c. razı olsun .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes