> Forum > ๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑ > Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler > İslamda ve Tarihte Kadın > Kadının şahitliği ve kadın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kadının şahitliği ve kadın  (Okunma Sayısı 1066 defa)
01 Ekim 2010, 15:36:03
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 01 Ekim 2010, 15:36:03 »



Kadının Şahitliği ve Kadın - Erkek Eşitliği Meselesi

a) Şahitlik ve Şahitliğin Önemi

Şehadet kelimesi “hazır olmak” manasına gelen “Şe-Hi-De” fiilinin masdarıdır. Lûgatta “kesin haber” manâsındadır. Istılahî manâda ise, yargı organları önünde şehadet lafzını kullanarak, “şahitlik ederim, tanıklık ederim” şeklinde, bir hakkın ispat edilmesi için doğru sözlülüğüyle tanınmış şahsın verdiği haberdir.1

İslâm hukukunda şahitlik önemli bir ispat yoludur. Şahitliğin yapıldığı vak’aya göre bazen 2, bazen 4 şahidin ifadesiyle kula veya Allah’a ait büyük haklar ortaya çıkar. Bazen de şahitliğin neticesinde idama kadar varabilen cezalar verilebilir. Bunun için Allah Rasûlü, şahitlik yapacak kimsenin ancak güneş gibi gördüğü bir mevzuya şahitlik yapabileceğini belirtmişlerdir.
“Rasulullah’a (s.a.s.) şehadetten soruldu ve O, söyle buyurdu:
 Güneşi gördüğü gibi, (kesin olarak bildiğine, müşahede ettiğin şeylere) şehadet et, yahut bırak.2
Bir diğer hadiste de Allah Rasûlü, büyük günahları sayarken yalan şahitliğin üzerinde hassasiyetle durmaktadır.
Size büyük günahların, en büyüğünü haber vereyim mi?
 Evet Ya Rasûlellah.
 Allah’a şirk koşmak, ana babaya asi gelmek. Allah Rasûlü, böyle buyurduktan sonra, yaslandıkları yerden doğrularak: “Dikkat ediniz, biri de yalan şahitliktir. Dikkat ediniz, biri de yalan şahitliktir....” diye heyecan ve dehşetle o kadar tekrar etmiştir ki Ashâb, bu durum karşısında artık keşke dursa temennisinde bulunmuşlardır.3

Eymen b. Huzeym’den rivayet edilen bir hadiste de Peygamber Efendimiz (s.a.s.), 3 kere, “Ey insanlar! Yalan yere şahitlik, Allah’a şirk koşmaya denk tutulmuştur.” buyurmuş ve arkasından şu âyeti okumuştur.4
“Artık o pis putlara (tapınmaktan) ve yalan söylemekten kaçının.” (Hacc/22:30)
Enes b. Malik’ten rivayet edilen hadis-i şerif de, şehadete Allah katında verilen önemi açıkça göstermektedir:
“Bir gün Rasûllullah’ın huzurundan bir cenaze geçmişti. Orada bulunan Ashâb, vefat eden zatı övmüştü. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Cennet ona vacip oldu.” buyurdular.
Bir müddet sonra bir cenaze daha gelmiş, bu sefer Ashâb, onu yermişlerdi. Rasûlüllah (s.a.s.) ise onun için, “Cehennem vacip oldu.” buyurdular. Ashab-ı Kiram bunun sebebini sorunca, Rasûllüllah (s.a.s.) şu cevabı verdiler. “Müminler, Allah’ın şahitleridir.”5
Şahitlik müessesesine verilen bu önem, adaletin tam te’min edilmesi içindir. Bundan dolayı, İslâm hukukunda şahitliğin geçerli sayılabilmesi için şahitte ve şehadette bazı şartlar aranır ki, bu da yine şahitliğe verilen önemi ve şahitliğin ağır bir mesuliyet olduğunu gösterir.

b) Şahitte Aranan Genel Şartlar


a- Aklî ehliyet ve büluğ: Şahidin akıllı ve büluğa ermiş olmasının şartı üzerinde ittifak vardır. Deli, sarhoş ve çocuk gibi, aklı başında olmayanların veya aklî yönden mümeyyiz olmayanların sözüne güvenilemeyeceği için şahitlikleri kabul edilmez.

b- Hürriyet: Şahidin hür olması üzerinde ittifak vardır. Kölelerin şahitliği kabul edilmez. Çünkü köle efendisinin tesiri altında olduğu gibi, velâyet hakkı da yoktur. (Bu, şüphesiz köleliğin sürdüğü çağlar için geçerli bir kuraldır.)

c- İslam: İslâm toplumunda şahidin Müslüman olması şarttır. Kâfirin, Müslüman hakkındakı şehadeti kabul edilmez. Çünkü o, Müslüman hakkında yapacağı şahitlikte, kamuoyu nezdinde umumiyetle itham altında olur.

d- Şahidin gözünün görmesi şarttır. Şehadet, öncelikle şüphesiz görme işidir. İkinci olarak, bu şart, lehine şahitlik yapılanın tanınması ve şehadet esnasında ona işaret edilmesi gerekebileceğinden dolayıdır. Gözü görmeyen kimse ise, insanları ancak sesinden ayırt edebilir. Bunda ise şüphe söz konusudur. Zira sesler birbirine benzeyebilir. Bazı İslâm alimleri ise, gözle görmenin şart olmadığı vak’alarda âmânın şahitlik yapabileceklerini söylemişlerdir.6

e- Şahidin konuşabilir olması şarttır. Dilsizin işareti anlaşılsa bile şehadeti kabul edilmez. İşaret, şehadetlerde muteber değildir. Çünkü şehadet kesin bilgiyi gerektirir. Şehadette de bunun dil ile lafzen apaçık söylenmesi istenir. Bununla beraber, bazı İslâm hukukçuları dilsizin şehadetini kabul etmişlerdir.7 (yazılı ifade??)

f- Adalet: Bütün İslâm hukukçuları, şahitlerde adaletin şart olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’de “Razı olacağınız şahitlerden ...” (Bakara/2:282) ve bir âyette de “Aranızda adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun...” (Talâk/65:2) buyurulmaktadır.

Adalet, lûgatta orta yollu, dengeli, güvenilir olmak demektir. Şer’i ıstılahta ise, büyük günahlardan uzak durup küçük günahlar üzerinde ısrar etmemektir. Hakikatte ise, bütün günahlardan sakınmak şehadetin sıhhati için şarttır. Günahlardan uzak kalmakta ise, çoğunlukla görülen durum dikkate alınır. Çünkü masiyetleri çok olan kimsenin bu durumu şahitliğini de etkiler. Nadiren günah işleyen kimsenin şahitliği kabul edilirse de, büyük günah işleyen ve/veya küçük günahlarda ısrar eden, adaletli olarak görülmemiş ve şahitlik yapamayacağı belirtilmiştir. Adaletin muteber olan sınırı budur. Ta ki, şahitler tam güvenilir olsun ve haklar zayi olmasın.

Hukukta hüküm, tabiî ki zahire göredir. İslâm, günahların araştırılmasını katiyen men eder. Bu bakımdan, hadler ve kısaslar müstesna, karşı taraf tenkit etmedikçe, şahitlerin durumu hakkında soru sorulmaz. Zahiri adalet ile yetinilebileceği hadiste belirtilmiştir.

“Kazf sebebiyle, had vurulmuş kimse müstesna, Müslümanlar birbirlerine karşı âdildirler.”8
g- İtham altında olmamak: İslâm hukukçuları, töhmet altında olma sebebiyle şahitliğin red edileceği hususunda icma etmişlerdir. Töhmette bulunmak ise, lehine şehadet ettiği kimse ile karşılıklı fayda görme veya birbirinden zarar def etme konumunda ve münasebetinde bulunmasıdır. Meselâ, babanın oğlu ve torunu için şehadeti, çocuğun da anne, baba ve büyük baba, büyük anne için şehadeti kabul edilmez.9

Şehadetin kendinde aranan şartlar ise şunlardır :

1- Şehadet lafzı: Şahidin şehadet lafzını zikretmesi gerekir. Şayet şahit, “şahidim, şahid olurum” gibi açık şehadet eden lâfızlar yerine, “bilirim” yahut “inanırım” diyecek olursa, o olay hakkında şehadeti kabul edilmez.

2- Şehadetin davaya uygun olması gerekir. Şayet şehadet, iddia edilen şeyden (davadan) farklı olursa kabul edilmez. Ancak davacı, dava ve şehadet arasında bunları uzlaştırmanın mümkün olması halinde, kabul edilebilir.10

Şehadetle ilgili burada vermeye çalıştığımız bu kısa malûmat bize, İslâm’da şahitliğin önemli bir müessese olduğunu, üzerinde son derece titizlik ve hassasiyetle durulması gerektiğini açıkça göstermektedir.

C- Kadının Şahitliği

a-) Bir erkek, iki kadın


İslâm hukukunda kadının şehadeti muteberdir. Çünkü kadın da erkek gibi şehadet ehliyeti için gerekli olan zabt ve eda niteliklerine sahiptir. Kadınların şahitliği, bizzat âyet-i kerimede yer almıştır: “Erkeklerinizden iki de şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şahitlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve biri unuttuğunda diğerinin ona hatırlatması için iki kadın yeter.”

Her zaman iki erkek şahit bulmak mümkün değildir. Burada İslâm kolaylık sağlamakta ve kadınları da şahitliğe çağırmaktadır.

Âyette öncelikle erkekler şahitliğe çağırılmaktadır. Zira İslâmî bir toplumda, çalışan sınıfı genellikle onlar oluşturur. Bu huzur ve güven toplumunda, günümüzdeki bozuk cemiyetlerde olduğu gibi kadın, çok az bir para karşılığı çalışmak zorunda kalarak, hem kendi sağlığı, hem de toplumun sıhhati açısından, dışarıda çalışmakla vereceği hizmetten çok daha büyük ve önemli bir fonksiyon olarak, istikbali omuzunda taşıyacak evlâtlarını terbiye etme ve yetiştirme gibi çok önemli annelik görevini bırakma mecburiyeti altında tutulmaz. Dolayısıyla çarşıda, pazarda, vekalet, kefalet ve şehadet gibi mevzularda kadının çok fazla ilgisi ve bilgisi olmayacağından, âyet-i kerime, ilk etapta erkekleri şahitliğe çağırmakta, şayet iki erkek bulunmazsa, “güvenilir bir erkek ve iki kadının şahit olabileceğini” ifade etmektedir.

Âyet-i Kerimede iki kadının şehadette bir erkeğe mukabil sayılması, bu mevzunun onun asıl meselesi olmaması ve psikolojik yapısından kaynaklanan zabt eksikliğidir. Yoksa mesele, kadın ve erkek eşitliğini iddia edenlerin dediği gibi, kadının insan yerine konulup konulmamasıyla, ona değer verilip-verilmemesiyle ve kadın-erkek eşitliği veya eşitsizliğiyle hiçbir ilgisi yoktur.

“Eğer iki erkek bulunmazsa, şahitlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve biri unuttuğunda diğerinin ona hatırlatması için iki kadın yeter.”
Burada bahsi geçen unutmanın çeşitli sebepleri olabilir.


Dr. Selman Kuzu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kadının şahitliği ve kadın
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:37:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kadının şahitliği ve kadın rüya tabiri,Kadının şahitliği ve kadın mekke canlı, Kadının şahitliği ve kadın kabe canlı yayın, Kadının şahitliği ve kadın Üç boyutlu kuran oku Kadının şahitliği ve kadın kuran ı kerim, Kadının şahitliği ve kadın peygamber kıssaları,Kadının şahitliği ve kadın ilitam ders soruları, Kadının şahitliği ve kadın önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes