๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑ => İslamda ve Tarihte Kadın => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Ekim 2010, 18:51:43



Konu Başlığı: İslam da kadının yeri 3
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Ekim 2010, 18:51:43
İslam' da Kadının Yeri 3

Şahitlik  

9) Sivil sözleşmelere şahitlik yapmak gibi durumlarda iki erkek veya bir erkek, iki kadın şahit gerekir. Bu da, hiçbir zaman kadını erkekten aşağı görmek demek değildir. Bu muamele, sözleşmeyi yapan grupların haklarının emniyeti için bir ölçüdür. Çünkü kadın, kural olarak erkek kadar pratik hayatta tecrübeli değildir. Bu tecrübe eksikliği sözleşmeyi yapan herhangi bir tarafın zarar etmesine yol açabilir. Bu sebeple kanun, iki kadın ve bir erkeğin şahitliğini ister. Eğer kadın şahit bir şey unutursa diğeri ona hatırlatabilir. Bu, insanlar arasındaki muameleleri ve ilişkileri sağlama alma adına bir tedbirdir. Kadının ticaret hayatında daha az tecrübeli ve bu sahaya daha çok yabancı oluşu, onun erkek karşısında bir alt derecede olduğu manâsına gelmez. Her insanın eksik olan bir yönü vardır ve kimse, onların insanlık konumunu sorgulayamaz.

Kadının bazı ayrıcalıkları

10) Kadının, erkek için söz konusu olmayan belirli ayrıcalıkları da vardır. O, loğusalık döneminde ve periyotlarında namaz, oruç gibi dini görevlerden muaf tutulmuştur. O, yukarıda izah edildiği gibi, tüm malî sorumluluklardan da muaf tutulmuştur. Anne olarak, Allah katında, hattâ insanlar yanında daha fazla ve yüksek bir yere sahiptir (31:14–15; 46:15). Peygamberimiz (s.a.s.) “Cennet, annelerin ayakları altındadır” sözü ile, yine aynı değeri ifade buyurmaktadır. O, çocuklarının sevgi ve şefkatinin dörtte üçüne lâyık görülürken, baba için sadece dörtte birlik pay kalmıştır. Bir eş olarak ona, kocasını seçme ve uygun miktarda çeyiz isteme hakkı tanınmıştır. Evlendikten sonra, önceden neye sahip ise, onu kendisinde tutmakta serbesttir ve ne olursa olsun kocası, onun sahip olduğu şeylerde hak iddia edemez. Bir kız çocuğu veya kız kardeş olarak o, babası ve duruma göre erkek kardeşleri tarafından tam korunma ve tedariklerinin karşılanması hakkına sahiptir. Bu, onun özel hakkıdır. Eğer o, kendisinin ihtiyaçlarını gidermek ve aile sorumluluklarını karşılamak için çalışmayı arzu ederse, güvenliği ve şerefi korunmak şartı ile, bunu da yapmakta serbesttir.

Namazda safların düzeni

11) Kadının namaz kılarken erkeğin arkasında durması, onun erkekten daha aşağı seviyede olduğunu göstermez. Önce şunu belirtelim ki, kadın, erkeğe mecbur olan cuma gibi ve diğer cemaat namazlarına da katılmak zorunda değildir. Eğer katılırsa, tamamen kadınlardan oluşan, erkeklerden ayrı saflarda durur. Bu, namazın kuralı ve disiplinidir, önemlilik derecesine göre bir sınıflandırma değildir. Erkeklerin saflarında, devlet başkanı, en sıradan görülen bir vatandaşla aynı hizada durur. Hattâ mescide sonradan gelmişse, devlet başkanı arkada da durur. Çünkü namazda, Allah’ın huzurunda bütün dünyevî meslekler, makamlar, hiçbir şey ifade etmez. Namazda safların düzeni, herkesin tefekkürde konsantre olmasına yardım için düzenlenmiştir. Bu çok önemlidir, çünkü Müslüman’ın namazı, basit bir ilahi söylemek veya bir teypteki şarkı değildir. Namaz, bir takım hareketler, işaretler, kıyam, rüku, secde, teşehhüd ve teşehhüdden kalkma gibi unsurlar ihtiva eder. Eğer erkekler kadınlarla aynı saflarda karışık duracak olurlarsa, bu takdirde, rahatsız edici veya dikkat dağıtıcı bazı şeylerin vukuu pekalâ mümkündür. Namaz, ruhun, gönlün ve dikkatin bütünüyle Allah’a kilitlenmesi gereken bir ibadettir. Bu sebeple, kadınla erkeğin bir arada olması, zihni ve kalbi, namaza zıt bazı şeylerle meşgul edecektir. Sonuç, namazın gayesinin kaybı olacaktır. Ayrıca dünya, bir yerden, bir iklimden, bir coğrafyadan ibaret değildir. Çok sıcak, çok soğuk yerler olduğu gibi, çok fakir insanlar da vardır. Bu bakımdan, erkek ve kadın karışık namaza durduğu zaman, namaz hareketleri esnasında görülmemesi gereken bazı yerlerin açılması her zaman için söz konusu olabilir. Bu, hem tarafları mahcup, hem de zihinleri ve kalpleri meşgul eder. Dolayısıyla bu da, namaz ibadetinin gerektiği gibi yerine getirilmemesi demek olur.

Örtü

12) Müslüman kadın, 14 asırdır giyegeldiği örtü ile bütünleşmiştir. Örtü, onun saygınlığı, kendisini her türlü istismar ağlarına karşı koruyucu siperi; onu sevgi, şefkat, merhamet, iffet gibi ve daha başka gerçek kadınlık değerleriyle tanıtıcı şiarı; fizikî güzelliğini ve cazibesini, herkesin beğenisine arz edilmiş bir meta gibi herkesle değil, sadece nikahlı eşiyle paylaşması için dışa karşı perdesidir. Onun, gerçek kadınlık hasletleriyle güzelleşmesinin sembolüdür. O, nikahlı eşi dışında başka herkesin ihtiraslarını tahrik edici görüntü ve davranışlardan kendini koruma, onu başlara taç yapan ahlâkını her türlü şüpheden uzak tutma mevkiindedir. O, fizikî güzelliği ve cazibesiyle dünyanın, insanları dünyaya çağıran dünya, madde ve menfaatperestlerin, onu, behimî arzularını tatmin ve mallarını reklam aracı olarak kullanmak isteyen sermaye çevrelerinin, onu kullanarak insanlığın ahlâkını bozmak, insanı varlıklar hiyerarşisinin en altına düşürmek isteyenlerin plânlarına âlet olmamalı, bir tüketim vasıtası olarak istismar edilmesine fırsat vermemelidir. Örtü, onu böylesi tuzaklardan korumada kendisi için sürekli bir hatırlatmadır; başkalarına ve sözü edilen istismarlara karşı da bir sütredir. Örtü, onun ruhunu zayıflıktan, aklını zevk düşüncesinden, gözlerini başkalarının şehvetli bakışlarından ve şahsiyetini de lekelenmekten korumada etkili bir vasıta ve tedbirdir. İslâm, kadının dürüstlüğüne çok önem verir. Yine İslâm, kadının ahlâkının, karakter ve şahsiyetinin korunması ile çok ilgilenir. (24: 30–31).

13) Şimdi açıktır ki, İslâm’da kadının konumu, emsalsiz derecede yüksek ve gerçekçi olarak onun fıtratına uygundur. Onun hakları ve görevleri erkeğinkiler ile eşittir ama, her bakımdan onlarla aynı değildir. Zaten aynı olacak olsa idi, iki farklı çifte gerek olmazdı. Kadın olması, onun insanlık konumuna veya özgür şahsiyetine bir yük değildir. Ve bu, onun şahsiyetine karşı adaletsizliğe asla sebep olamaz. Eğer o, bir adaletsizliğe ve kötü muameleye maruzsa, bu, mutlaka İslâm’ın dışında ve İslâm’la bütünleşemeyenlerde aranmalıdır. Onun İslâm’daki hakları, görevleri ile bağdaşıktır. Haklar ve görevler arasındaki denge korunmuştur ve bir taraf diğeri aleyhine ağır basmaz. Kadının statüsü, aşağıda meali verilen Kur'ân âyetinde açık olarak şöyle belirtilmiştir:
Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da aynı şekilde erkekler üzerinde, dinin, selim aklın ve dine zıt olmayan örfün tayin ve tesbit ettiği vechile hakları vardır. Bununla birlikte, erkekler, (vazife ve sorumluluklarına mukabil) kadınlar üzerinde fazladan bir derece sahibidirler. (Fakat, bunu suistimal etmemelidirler.) Allah, Azîz (mutlak onur ve karşı konulmaz güç sahibi)dir; Hakîm (her hüküm ve işinde mutlak ve sayısız hikmetler bulunan)dir. (Bakara: 2: 228)

Burada erkekler için sözü edilen derece, kadının üzerine üstünlük veya egemenlik kurma hakkı değildir. O, erkeğin ekstra sorumluluklarını karşılayabilmesi içindir; bir mertebe değil, sorumluluk sebebidir. Dolayısıyla bu âyet, şu âyetle birlikte ele alınmalıdır:

(Sahip kılındıkları sıfatlar ve yüklendikleri vazife ve sorumluluk açısından erkeklik vasfına tam sahip bulunan) erkekler, kadınlar üzerinde koruyucu ve [“bir topluluğun yöneticisi, ona hizmet edendir” prensibine de uygun olarak] yöneticidirler. Bu, Allah’ın, (yöneticilik ve koruyuculuk noktasında) bazı insanları bazılarından, (dolayısıyla, bütün erkekleri bütün kadınlardan değil, fakat genellikle erkekleri kadınlardan) daha kapasiteli yaratmasından ve bir de erkeklerin (mehir verme ve evin bütün masraflarını yüklenme gibi) mâlî sorumluluklarından dolayıdır. (Nisâ/4: 34)

Allah (c.c.), insanları bir ve her bakımdan birbirlerinin aynısı yaratmamış, hayatın gereği, bilhassa toplumda işbölümü ve meslek seçiminin esası olarak, herkese başkalarına göre bir noktada üstünlük vermiştir. Bunun gibi, her kadın ve erkek için aynı şekilde ve derecede olmamakla birlikte, genellikle bazı hususlarda kadınları erkeklerden daha üstün yarattığı gibi, bazı konularda ve bu arada idarecilik ve koruyuculuk hususunda da erkeklere kadınlar üzerinde bir mevki tanımıştır. Günümüzde, kadın haklarının şampiyonluğunu yapan ülkelerin hiç birinde kadın bir devlet başkanı, genelkurmay başkanı, hattâ başbakan yoktur. Bakanlar içinde bile ancak 1 veya 2 tanesi kadındır. Kadına, üst karar alma organlarında değil, bazı alt icra organlarında yer verilmektedir. Büyük malî ve ticarî kuruluş sahibi kadın çok az sayıdadır. Oysa, Peygamber Efendimiz, devlet işlerinde bile kadınlarla istişare yaptığı olurdu. İslâm tarihinde, iş, ticaret, mal, mülk sahibi çok sayıda kadın her zaman için var olmuştur.

Allah, kadınlara göre daha güçlü yarattığı, kendilerine daha üstün idare kabiliyet ve kapasitesi verdiği, bir de ailenin mâlî sorumluluğunu üzerlerine yüklediği için, evde erkeği reis kılmıştır. Fakat bu reislik, mutlak bir hakimiyet değil, “Bir topluluğun efendisi, idarecisi, ona hizmet edendir” hadis–i şerifinde ifade buyurulduğu üzere, hizmetini görme, bakım ve görümünü yapma, sahip çıkma, koruma ve evin dirlik ve düzenliğini sağlama görev ve fonksiyonudur.

Aile fertlerinin terbiyesi, bilhassa bir âyet–i kerimede buyurulduğu üzere (Tahrîm/66: 6),  âhiretlerini kurtaracak şekilde dînî yönden yetiştirilmesi ve evin idaresi, dirlik ve düzeni öncelikle erkeğe ait ağır bir vazife ve sorumluluk olduğu için, erkek, bunu yerine getirmede de bir eğitimci gibi davranma yükümlülüğü altındadır.

Her konuda olduğu gibi, bu konuda da İslâm, hiçbir sistemden özür dileyecek değildir. Tam tersine, başka her sistemin İslâm karşısında başı eğiktir. Yapılan bütün istatistikler, kadının en fazla, modern ve medenî denilen günümüz dünyasında şiddete maruz kaldığını göstermektedir. Halbuki, bırakın İslâm’ın bütünüyle yaşandığı devirleri, onun sadece belli ölçülerde ve kısmî şuurla yaşadığı devirler bile, kadının insanlık tarihinde altın çağını yaşadığı dönemlerdir.
 

Hammude Abdul-Ati  


Konu Başlığı: Ynt: İslam da kadının yeri 3
Gönderen: Zehra Hüner üzerinde 26 Eylül 2018, 21:30:52
Allah razi olsun emeklerinizi kabul eylesin insaAllah..


Konu Başlığı: Ynt: İslam da kadının yeri 3
Gönderen: Sevgi. üzerinde 27 Eylül 2018, 02:05:17
Aleyküm Selam. Rabbim bizleri hakkıyla ilim öğrenenlerden eylesin inşaAllah
  Bilgiler için Allah Razı olsun