> Forum > ๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑ > Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler > İslamda ve Tarihte Kadın > İslam da kadin haklari
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam da kadin haklari  (Okunma Sayısı 2233 defa)
25 Ağustos 2010, 13:27:54
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Ağustos 2010, 13:27:54 »



İSLAM DA KADIN HAKLARI


  23.10.1997 tarihine rastlayan Hz. Fatıma (s.a.)’nın Doğum Günü ve Kadınlar Günü münasebetiyle Ayetullah Uzma Hamenei, kadın hakları üzerine bir konuşma yaptılar. Kadın haklarıyla ilgili İslam’ın görüşünü açıklamak yönünden önemli noktaları içerdiğinden dolayı bu konuşmayı tercüme ederek yayınlıyoruz:

  Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam efendimiz Hz. Muhammed’e ve onun hidayet meşaleleri olan temiz ve seçkin Ehl-i Beyt"ine olsun.

  Nur ve Marifet Kevseri olan Hz. Fatıma (s.a)’nın kutlu doğum gününü bütün Müslümanlara ve sizlere tebrik ediyorum.

  Bu mübarek doğum günü büyük İslamî bayramlardan biridir. Çünkü Hz. Fatıma (s.a) İslam’ın, hatta insanlık tarihinin önde gelen şahsiyetlerinden biridir. Resulullah (s.a.a)’ın Hz. Fatıma’ya hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

  Acaba âlemdeki tüm kadınların en üstünü olmak istemez misin?

  Yani, sen âlemdeki bütün kadınlardan üstünsün. Hz. Meryem nasıl? diye sordular. (Çünkü Kur’an’da Hz. Meryem’in âlemdeki kadınların arasında seçkin kılındığı açıklanmıştır.) Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu :

Meryem kendi zamanının kadınlarından üstündü; ama sen geçmiş-gelecek tüm kadınlardan üstünsün.
Eğer Hz. Fatıma (s.a)’nın şahsiyetini kavramak bizim sınırlı ufuklara sahip görüş ve fikrimiz için mümkün olsaydı, biz de onun âlemdeki tüm kadınlardan üstün olduğunu tastik ederdik. Hz. Fatıma (s.a) peygamber ve imam olmamasına rağmen kısa süren ömründe, ancak peygamberlerin ve velilerin ulaşabildiği ilmî ve manevî makamlara erişebilmiştir. Hz. Fatıma (s.a), İmamet yıldızlarını içine alan yüce gök kubbesidir.

  Ehl-i Beyt İmamları, anneleri Hz. Fatıma"ya karşı özel bir saygı besliyorlardı. Bu saygıyı bir başkası hakkında görmek mümkün değildir.

Bu yüzden bugün  İslamî bir bayramdır ve bir insanlık bayramıdır.

  Kadınların toplumsal ve ferdî yönden istenilen mevkiye ulaşabilmeleri için yürütülen kültürel ve hukuksal faaliyetler için iki türlü hedef düşünülebilir:

  1- Kadının kendi varlık kemaline ulaşmasını sağlamak için çalışıp faaliyet göstermek. Yani, kadının toplumda gerçek insanî haklarına kavuşarak yeteneklerinin filizlenmesi için uygun ortamın oluşmasını ve sonuçta insanî kemaline erişmesini sağlamak. Bu durumda kadın, insanlığın ve toplumunun gelişmesi için yardımcı olabilir ve dünyada adalet ve huzurun egemen olması için katkıda bulunabilir.

  2- Erkeklerle kadınlar arasında rekabet ve ayrılık esasına dayalı olan bir dünya oluşturmak ve bu iki sınıfın bazı çıkarlarda birbirleriyle mücadele halinde olduklarını düşünerek kadının bu arada daha fazla bir pay alması için çalışmak.

  Görüldüğü gibi bu tür faaliyet veya hareketler için iki türlü düşünebiliriz. Birinci hedef, İslamî hedeftir. Ama ikinci hedef, batı kaynaklı faaliyetlerde daha çok kendini göstermektedir.

Üzerinde durulması gereken ikinci nokta ise şudur: Bizim kadın konusundaki faaliyetlerimizdeki hedefimiz neden ibarettir? Bu konuda da İslamî metot, batılıların ortaya attığı slogan ve faaliyet metotlarından farklıdır.

  Batının bu konuda gündemdeki sloganı kadının hürriyetidir. Onların sürekli tekrarladıkları sloganları herkesin bildiği üzere kadın özgürlüğüdür. Özgürlük ise kapsamı çok geniş olan bir kavramdır. Esaretten özgürlüğü kapsadığı gibi, ahlaktan özgür olmayı da kapsamına alabilir. Çünkü ahlak da, birtakım bağlayıcı ve sınırlayıcı ilkelerden ibarettir. Bu kavram, patronların kadınlara az maaş vermek gibi haksız uygulamalarına son vermenin gerekliliğini ifade edebileceği gibi, kadının aile çerçevesinde birtakım kanunlara bağlı kalmasının reddi anlamına da gelebilir. Evet, özgürlük, bütün bu manaları içerebilir. Nitekim, kadın ile ilgili bu tür sloganları ileriye süren kimseler tarafından ortaya atılan talepler arasında bu tür çelişkili isteklerin birlikte yer aldığına şahidiz.

  Ne yazık ki batıda özgürlük kavramına yanlış ve zararlı bir mana yüklenmiştir. Özgürlüğü, aile kurumunun gerektirdiği şartların dışına çıkma, hatta evlenip aile kurarak çocuk yetiştirme yerine geçici şehvetlere yönelebilme şeklinde yorumluyorlar. Bu kavramı doğru bir şekilde kullanmıyorlar. Örneğin; batıda kadın özgürlüğü adına gündeme getirilen meselelerden birisi de, hamile kadınların çocuk aldırma özgürlüğüne sahip olması meselesidir. Dış görüntü itibarıyla çok basit ve sade gibi görünen bu söylemin altında çok büyük bir tehlike yatmaktadır. Kadın özgürlük hareketleri, eğer doğru bir sistem ve sahih bir mücadele yöntemine sahip olmak istiyorlarsa, bu tür yıkıcı hedeflerden kesinlikle uzak olmalıdırlar. Çünkü bu hedeflerin bir kısmı faydalı olmasına rağmen, bir kısmı da kesinlikle kadınlar için zararlıdır. Bundan dolayı, daha doğru ve problemleri halledici sloganlar ve söylemler bulmalıdırlar.

  Her toplumsal hareketin başarıya ulaşması, o hareketin, doğru teşhisler ve gerçek maslahatlara dayalı olmasının yanı sıra, birtakım sahih aklî temellere oturtulmasına bağlıdır. Kadın haklarını savunma adına gerçekleştirilen bütün hareketlerde bu ilkeye riayet edilmelidir. Yani, kadın ve erkeğin tabiatları iyice tanımlanmalı, kadın ve erkeğin kendilerine has sorumluluk ve uğraşları belirlenmeli ve buna ilave olarak bu iki cins arasındaki ortak yönler de göz önünde bulundurularak taklitçilikten uzak bir şekilde kadından yana hareketler oluşturulmalıdır. Eğer bir hareket, taklit ve gelişigüzel alınmış birtakım kararların neticesinde oluşursa, kesinlikle zararlı olur.

Eğer bizler batılılardan geri kalmama kastıyla kadın haklarını savunmaya kalkışır ve sırf batılılar bize kötü gözle bakmasınlar diye bu işe girişirsek, hareketimiz asla doğru bir sonuç doğurmaz. Eğer onların bu alanda doğru bir yol katettiklerini sanarak bu meydana girersek, o zaman kesinlikle doğru olana ulaşamayız. Evet, batılılara ait niyet ve hedeflerle bu işe kalkışmamalıyız; çünkü onlar yanlış temellere dayalıdır.

  Ne yazık ki, bugün kadın hakları adına söylenen birtakım sözlerin tamamen taklit ürünü olduğu görülmektedir. Eğer bizler kadın haklarını savunma adına aynı sözleri söyler ve aynı yolu katedersek aldanmışızdır. Bizler âlemdeki hakikatleri bulmaya çalışmalıyız; ki bu hakikatler İslam"ın öğretilerinde mevcuttur.

İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, tekâmüldür. Kadın ve erkek beşeriyetin iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz edilmekte; bazı münasebetler dolayısıyla kadın övülmekte ve bazı diğer münasebetler dolayısıyla da erkek övülmektedir. Bu iki cins arasında insan olma açısından hiçbir fark yoktur. Bundan dolayı da Kur’an iyiler ve kötülere örnek vermek istediğinde kadından örnek veriyor. Kötüler için şu örneği zikrediyor:

“Allah, kâfir olanlara, Nuh’un karısıyla ve Lut’un karısıyla örnek getirmektedir.”[1]

İyiler, yani iman edenler için de şu örneği getiriyor:

“Ve gene Allah, inananlara, Firavn’un karısını örnek getirmede.”[2]

  Görüldüğü gibi hem doğru yol ve hem de yanlış yol örneği, kadınlardan getirilmektedir. Başka bir yerde de erkeklerden bahsediliyor.

  İslam’da önemli olan, kadınlık veya erkeklik değildir. İslam’da söz konusu olan, insanın insan oluşu, yeteneklerin eğitilmesi ve herkesin, ister kadın, ister erkek olsun, vazifelerini yapmasıdır; ki bunun için kadın ve erkeğin tabiatlarının iyice tanınması gerekmektedir. İslam’da kadın ve erkeğin tabiatı güzel bir şekilde açıklanmıştır. İslam’da asıl önemli olan şey, dengedir. Yani, fertler arasında, ister kadın olsun, ister erkek, adaletin sağlanmasıdır. Bundan dolayı da bazı konularda kadınlarla ilgili olan hükümler erkeklerinkinden farklı olabilir. Çünkü tabiatları itibarıyla da kadın ve erkek arasında birtakım farklılıklar söz konusudur. İslamî öğretide kadın ve erkek türü arasındaki fıtrî ayrıcalıklar, gerçekçi ve mükemmel bir tarzda belirlenmiştir.

  İslam’ın bu konudaki görüşüne geçmeden önce batı kültürünün önemli bir çıkmazını huzurlarınıza arz edeceğim: Batılılar geçmişten beri kadının tabiatını tanıma ve kadının toplumdaki yeri konusunda ifrat ve tefritlere düşmüşlerdir. Batı düşüncesinin kadına bakış açısı, eşitsizlik ve dengesizlik temeli üzerine oturtulmuştur. Siz batılıların atmış olduğu sloganlara bakmayın; bu sloganlar, anlamsızdır ve gerçekleri yansıtmamaktadır. Batı kültürünü bu sloganlar aracılığıyla tanımak mümkün değildir. Batı kültürünü batı edebiyatında aramak gerekir. Avrupa’daki edebiyat, şiir, roman ve tiyatroyla ilgilenenler, Avrupa’da Orta Çağ"da, Orta Çağ öncesinde ve ta son zamanlara kadar kadına ikinci derece bir varlık olarak bakıldığını bilirler. Bunun dışındaki iddialarının hepsi yalandır. Sizler, şu meşhur İngiliz yazar Shakespeare’in eserleri ve diğer edebî eserlere bir göz atın da kadına nasıl bir gözle bakıldığını görün. Batı edebiyatında erkek, kadının sahibi ve vekilidir. Bu anlayışın bazı örnekleri hâlâ varlığını korumaya devam etmektedir.

  Bugün bile bir kadın bir erkekle evlendiğinde, kendi soyadını bırakıp kocasının soyadını almaktadır. Kadın, kendi soyadını taşıma hakkına sadece bekâr olduğu müddetçe sahiptir. Kadın evlenir evlenmez kendi soyadının yerini erkeğin soyadı alır. Bu batılılara ait bir kültürdür; bizim ülkemizde şu anda böyle olmadığı gibi, önceden de böyle değildi. Kadın, kendi hüviyetini evlendikten sonra da korumaktadır. Batıdaki soyadı değiştirme meselesi, erkek kadının sahibidir anlayışından kalma bir nişanedir.

Batıda mal varlığına sahip bir kadın, bir erkekle evlendiğinde sadece vücudu o erkeğe ait olmayıp babasından kalma bütün mal varlığı da kocasına ait bir duruma gelmekteydi. Bu, batılıların inkâr edemeyeceğ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam da kadin haklari
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:33:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam da kadin haklari rüya tabiri,İslam da kadin haklari mekke canlı, İslam da kadin haklari kabe canlı yayın, İslam da kadin haklari Üç boyutlu kuran oku İslam da kadin haklari kuran ı kerim, İslam da kadin haklari peygamber kıssaları,İslam da kadin haklari ilitam ders soruları, İslam da kadin haklariönlisans arapça,
Logged
09 Eylül 2014, 15:27:25
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 09 Eylül 2014, 15:27:25 »

Esselamu aleyküm.Bu dünyada kadının değerli olduğu ve hak ettiği gibi korunmasını sağlayan İslamda ki kadın haklarıdır.Altın çağ dediğimiz,bu modern çağ da hala kadınlar haksızlıklara uğrayıp,değersiz görünebiliyor.Kadınların hak ettiği değer İslamiyetin gelmesi ile Peygamber efendimizin anlatması,göstermesi ile geldi.Elhamdülillah ki Müslümanız.Hakettiğimiz değeri alıyoruz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

12 Ocak 2016, 21:50:13
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #2 : 12 Ocak 2016, 21:50:13 »

Kadınlara değer verilmesi islamiyetle gelmiştir.. Öncesinde kadınlar hor görülüyor, kız çocugu olan babalar bu durumdan utanıyor, kız çocukları dırı dırı topraga gömülüyordu.. İslamiyetin gelmesı ıle kadının  toplumda ki statüsü tamamen değişti, hakları netlesti, huzura mutluluga eristi, esaret hayati bitti.. günümüzdeki kadın hakları ,aslında yuce dinimizin kadınlara verdığı hakları baz almışlardır..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
12 Ocak 2016, 21:57:54
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #3 : 12 Ocak 2016, 21:57:54 »

Kadınlar ;islamiyetin onlara  verdiği kıymetı, hürriyeti, asaleti,huzuru, hakları bilseler dünyada ki tüm kadınlar musluman olurlardı ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
12 Ocak 2016, 22:07:58
Edanur

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.445



« Yanıtla #4 : 12 Ocak 2016, 22:07:58 »

Es Selamun Aleyküm.
İlk türk devletlerinde de kadının yeri çok büyüktü.Hakanlar ve hatunlar bir arada otururdu.Dinimizde de kadının yeri büyüktür.Allah c.c razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes