> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Taassuptan Uzak Hükümet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Taassuptan Uzak Hükümet  (Okunma Sayısı 518 defa)
25 Eylül 2010, 09:39:09
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 25 Eylül 2010, 09:39:09 »



TAASSUPTAN UZAK HÜKÜMET



İslâmın ilk devrinin öyle bir hususiyeti vardı ki, o de­virde, her şeyin saf ve temiz, İslâm usulüne, islâm ru­huna uygun olması için çalışılıyordu. Aşiretçilik, kabileci­lik, ırkçılık, vatancılık, yurtçuluk, hemşehricilik ve bunun gibi şeylere ait taassuplardan daha üstün, daha yüksek bir birlik ve bir eşitlik halk arasında hüküm sürüyordu.

Resulullah SallalIahu aleyhi ve sellemin bu fani dün­yaya veda etmesinden sonra, Arap aşiretleri ve kabileleri arasında taassup bir kasırga gibi hortlamağa başladı. Peygamberlik id­diasında bulunanlar da ortaya çıktılar. Bu mesele, irtidad (din­den dönme) hareketleri­ne vahim bir şekil vermişti. Mü­sey­leme'nin mensuplarından ve müritle­rinden biri şöyle di­yor­du:

"Ben Müseyleme'nin yalancı olduğunu ve yalan söylediğini biliyorum. Fakat Rabîa'nın[180] yalanı, Muzarr'in[181] doğrusundan bence daha doğru ve daha iyidir." [182]

Nübüvvet iddiasında bulunan başka birisi de Tuley-ha idi. Tuleyha'yı himaye eden Benî Gatfân'ın ileri ge­lenlerinden bir kimse de şöyle diyordu:

"Allah'a yemin ederim ki, kendi anlaşmış bulundu­ğumuz (müttefik) bir kabilenin peygamberine mürid ol­mak, benim için Kureyşin peygamberine mürid olmaktan elbette ki, daha sevimlidir."[183]

İşte tam bu kargaşalık devrinde Hazret-i Ebu Bekir Hicrî 11 - 13 (milâdî 632 - 634) ve ondan sonra da Haz-ret-i Ömer Radıyallahu Taalâ anh, (Hicrî 13 - 24: Mi-ladî 634 - 645) tarafsız ve taassupsuz tuttukları yol, yalnız Arabistan ka­bilelerinin tamamını değil, aynı zamanda Arabistanın dışındaki, İslâm dairesine girmiş bulunan ülkelerin yeni müs­lümanları arasında da adalet ve eşitliği temin eyledi. Hatta bunlar, kendi aile efradına ve kendi kabileleri mensuplarına her ne şekilde olursa olsun, en küçük bir imtiyaz gözetmekten çekinirlerdi. O zaman, bütün boş taassuplar ortadan kalktı ve Müslümanlar ara­sında bir nevi milletlerarası kardeşlik mefhumu ortaya çıktı. İslâmın gerektirdiği ruh, İslâm ülkeleri halkı ara­sında yayıldı. Bu bakımdan da bu iki halifenin devirleri, hakikaten örnek alınacak bir devirdir.

Hazret-i Ömer, son zamanlarında şu noktayı hissetti ki, kendisinden sonra yine Arap kabileleri arasındaki ta­assup — ki İslâmî hareketin bu kadar kuvvetli olmasına ve inkılâbın tesirine rağmen yine de tamamen ortadan kalkmış değildi. — yeniden hortlayabilir ve bunun netice­sinde de İslâm, arasında bir hayli fitneler çıkması ihtimal­den uzak sayılamazdı. Nitekim, kendi yerine kimin geçe­bileceği ihtimali mevzuunda konuşulurken, Hazret-i Ab­dullah İbn-İ Abbas ile Hazret-i Osman Radiyallahu Taalâ anh üzerinde duruldu. Ve Hazret-i Osman hakkında dü­şündüklerini şu sözlerle açıkladı:

Eğer ben, O'nu kendi yerime geçmesini muvafık gö­rürsem, o, Beni Ebi Mu'ıyt'ı (Beni Ümeyye'den bir kol) halkın başına musallat edebilir. Böyle olunca da bu güruh A­laha karşı itaatsızlık yolu tutarlar. Allaha yemin ederim ki, ben böyle yaparsam, (onu hafife alarak tavsiye eder­sem) muhakkak Osman da dediğim gibi yapacaktır (Beni Ümey­ye'yi musallat edecektir). Osman da böyle yaparsa, halk ister istemez, masiyet yolunu tutar. Halk arasında kar­gaşılık çıkar ve bu hareket Osman'ın öldürülmesine s­ebep olur.[184]

Bu mesele, Hazret-i Ömerin fikrini, hayatının son demlerine kadar meşgul etmiş ve kurcalamıştı. Nitekim hayata gözlerini yummaya bir kaç gün kala, Hazret-i Ali

Radıyallahu Taalâ anhı, Hazret-i Saad ibn-i Eb-i Vakkas Radıyallahu Taalâ anh ve Hazret-i Osman Radıyallahu Taalâ anhı çağırarak su sözleri söyledi:

"Benden sonra herhangi biriniz halife olabilirsiniz. O zaman kendi kabilenizin mensuplarını, halkın boynuna bindirmeyiniz."[185]

Bundan sonra Sahabilerin en ileri gelen simalarından altı kişiye, kendi aralarından birini halife seçmek vazife­sini verdi. Bu altı kişilik heyete, İslâmın hidayetlerini gözönünde bulundurmalarını şart koşmakla kalmadı, bir şart daha koştu ki, halife seçilmiş bulunan kimse, kat'iyyen kendi kabilesinin mensuplarına hiçbir imtiyaz hakkı tanımayacak ve hiçbir hususta kendi kabile efradını gözetmiyecektir.[186]

Fakat talihsizlik esen üçüncü halife Hazret-i Osman, (Hicri 24 - 35: Milâdî 645 - 655) bu prensibi istenilene bir şekilde devam ettiremedi. Onun devrinde Beni Ümeyye, devletin mühim vazifelerini üzerlerine aldılar. Ve beytül­malden kendilerine bol bol maaş kopardılar. Diğer kabi­lelerin mensupları da bu durumun acısını hissettiler. Haz­ret-i Osmana göre bu, "sılayı rahmin" icabı İdi. Nitekim bu mevzuda şu sözleri; söyledi:

"Ömer, Allah rızası için, kendi akraba ve yakınlarını mahrum bırakıyordu. Ben ise yine Allah rızası için kendi akraba ve yakınlarıma bakıyorum."[187]

"Ebu Bekir ile Ömer, Beytülmal hakkında kendilerini, yakınlarını ve akrabalarını sıkıntıda bulunduran şekli nazarı itibara almışlardır. Fakat ben böyle bir sılayı rahmi beğenmiyorum."[188]

İşte böyle bir tutumun neticesinde Hazret-i Ömer Radıyallahu Taalâ anh'ın endişe ettiği mesele ortaya çıktı. Hazret-i Osmanın aleyhinde bir isyan hareketi baş gösterdi. Bu vak'anın neticesinde Hazret-i Osman şehid olmakla kalmadı, kabileler arasında bir hayli karışıklıklara yol açıldı ki, bu karışıklıklar da Hülefâ-i Raşidin nizamının nur meşalesini söndürdü.

Hazret-i Osman'dan sonra Hazret-i Ali Radıyallahu Taalâ Anh, (Hicrî 35 - 40 - Milâdî 655 - 660) işleri eski ölçü üzerine yürütmek için çalıştı. Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer Radıyallahu Taalâ anhümâ'-nın koymuş oldukları usulü tekrar kurmak için uğraştı. Hazret-i Ali, tamamiyle aşiretçilik ve kabilecilik taassu-bundan uzak idi.

Emir Muaviyenin babası Ebu Süfyan; Hazret-i Ebu Bekir'e biat edeceği sırada; Ebu Bekir, Ebu Süfyanın, içinde bulunduğu bu taassup ruhunu ortadan kaldırmak için çok uğraştı. Fakat o bu tutumundan vaz geçmiyeceğini ileri sürdü ve Hazret-i Ali (R.A.) ye gelip dedi ki:

"Kureyş'in en ufak kabilesinin bir koluna mensup bu adam (yani Ebu Bekir) nasıl olur da hâlife olur; siz ayak­lanmaya hazırlanırsanız, ben gider çöldeki süvarileri toplar getiririm."

Fakat Hazret-i Ali ve oradakiler açıktan açığa Ebu Süf­yana şu cevabı verdiler:

"Senin böyle yapmak istemen, İslama ve müslü­manlığa düşman olduğuna delâlet eder. Biz hiç bir zaman istemeyiz ki, sen çöldeki süvarileri ve piyadeleri toplayıp getiresin; Müslümanların hepsi de birbirinin iyiliği için çalışan kimseler ve birbirlerine muhabbet gösteren­lerdir. İsterse onların memleketleri ve onların vücudları birbirlerinden bir hayli uzak mesafede bulunsun. Elbette ki, münafıklar birbirlerini kesmek isteyen kimselerdirler. Biz Ebu Bekir Radıyallahu Taalâ anh'ı bu makamı" ehli olarak tanıyoruz. Eğer o bu mansıba ehil olmasaydı, biz onu hiç bir zaman bu vazife ile vazifelendirmezdik."[189]

Hazret-i Ali de Halife olduktan sonra yine bu noktayı gözönünde bulundurdu. İslâmın esas ruhuna uygun ola­rak, Arapla Acem (Araptan gayrısı) zengin ile fakir, Haşimi ile gayrı Haşimi, bunların hepsini aynı gözle gör­mek yolunu tuttu. Hepsinin hakkında aynı adalet ve aynı eşitlikle muamele etmeye başladı. Herhangi bir zümrenin diğer bir zümreye, herhangi bir kimsenin diğer bir kim­seye tercih edilmesine meydan vermedi. Bu şekilde başka zümrelerin kıskançlık ve rekabet sebeplerini de ortadan kaldırmak yoluna gitti.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Taassuptan Uzak Hükümet
« Posted on: 25 Nisan 2024, 14:22:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Taassuptan Uzak Hükümet rüya tabiri,Taassuptan Uzak Hükümet mekke canlı, Taassuptan Uzak Hükümet kabe canlı yayın, Taassuptan Uzak Hükümet Üç boyutlu kuran oku Taassuptan Uzak Hükümet kuran ı kerim, Taassuptan Uzak Hükümet peygamber kıssaları,Taassuptan Uzak Hükümet ilitam ders soruları, Taassuptan Uzak Hükümetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes