> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Servet İntikalinin Şartları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Servet İntikalinin Şartları  (Okunma Sayısı 573 defa)
22 Eylül 2010, 00:28:03
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 22 Eylül 2010, 00:28:03 »



SERVET İNTİKALİNİN ŞARTLARI

İslâmda bir ferd tarafından servetin başkalarına inti­kal etmesinin ancak üç şekli vardır: 1. Veraset. 2. Hibe 3. Kazanma. (Ticaret ve alış veriş gibi.)

Veraset o zaman muteber olur ki, herhangi bir malın meşru sahibinden onun varislerine ser'î kaidelerle mal intikal eder.

Hibe ise, —atiye de denebilir — herhangi bir malın, şer'î mâliki ve sahibi tarafından kendi gönül rızası ile şer'î kaidelere bağlı olarak verilmesidir,

Atiye eğer hükümet tarafından verilecek olursa, o zaman alan şahsın bunu hak edecek şekilde hizmet et­miş olmasına mukabil verilmiş olmalıdır. Yahut da hükü­mete büyük bir iyilik yaptığı için böyle kimseler devlet mallarından mükâfatlandırılır. Hükümet de vermiş olduğu bu atiyeyi meşru bir şekilde kendisine intikal etmiş bulu­nan mallardan vermelidir. Bundan başka, atiye vermek hakkına malik bulunan hükümet de şer'i kanun gereğince müşavere ve şûra ile yürütülen hükümet olmalıdır. Bu hükümetin sarfettiği ve harcadığı paralardan, halkın her zaman hesap sorması imkânı bulunan bir hükümet ol­ması gerekir.

Kazanmak (İktisab), çalışıp hak kazanmak demektir. İslâmda çalışıp hak kazanmanın da yolları tayin edilmiş­tir. Haram bir şekilde ele geçmiş şeyi kazanmak haram olur ve caiz sayılmaz. Haram işlerden kazanılmış ka­zançlar da haramdır. Meselâ, hırsızlık, gasb, ölçüde ve tartıda alış veriş yaparken eksiklik ve fazlalık yapmak, hıyanet, rüşvet, aldatma, fahişelik, ihtikâr, tefecilik, mura­bahacılık, kumar oynatmak, uydurma alış veriş, dolandı­rıcılık sarhoş edici maddelerin ticareti ve imalatı, fuhuş için aracılık ve buna benzer bazı işler. İslâmda helâl iktisâb sayılmaz. Bu gibi adî ve iğrenç kazançların dı­şında, herhangi bir meşru yolla çalışılıp kazanılmış bulu­nan ve iktisâb edilen servet caiz ve helâl servettir. Çok olması veya azlığı söz konusu değildir. Böyle bir şekilde yani meşru yollardan elde edilmiş bulunan servetin öl­çüsü ve hududu yoktur İstenildiğinden çok da olabilir, istenildiğinden daha da az olabilir. Az olduğu zaman di­ğerlerinden kırpıştırmak hakkı tanınmadığı gibi, çok ol­duğu zaman da bu kazançtan zorla alınarak başkasına verilmek suretiyle bu servetin azaltılması cihetine gidil­mez.

Fakat bu serveti kazanmanın şekli caiz ve meşru usullerin dışına çıkınca o zaman müslümanlar için, bu servetin sahibine, "Min eyne leke hazâ?: Sen bunları nereden getirdin?" diye sual sormak hakkı tanınmıştır.

İşte bu, servet hususunda tahkik edilecek ilk kanunî haktır. O zaman servet sahibi, elde etmiş bulunduğu ser­vetin meşru yollarını ispat edebilirse, mesele kalmaz. Fakat ispat edemediği takdirde, yine o zaman İslâm hü­kümetine bu mallara el koymak hakkı da tanınmıştır.

Serveti harcamak hususunda mesuliyetler:

Meşru şekilde ve kanunî yollardan ellerine servet ve mal geçirmiş bulunanlar da tamamen unutulmuş ve kendi başlarına bırakılmış değillerdir. Bunların da bazı mesuli­yetleri ve bağlı bulunacakları hususlar vardır. Fert olarak her kim servet sahibi olursa, bu serveti harcamak husu­sunda, camianın bundan zarar görmeyeceği şekilde ha­reket edecektir. Yahut da servetini harcadığı zaman ah­lakına ve dinine halel getirmemelidir. İslâmda şahsî ser­veti kimse fısk ve fücur yolunda sarfedemez. İçki içmenin ve kumar oynamanın kapıları kapatılmıştır. Zina ve fuh­şun ve buna benzer ahlaksızlıkların da önüne set çekil­miştir. Aynı şekilde, hür bir insanı yakalayıp köle yapmak veya hür bir kadını tutupta cariye kılmak, bunları alıp satmak da yasaklanmıştır. Zengin kimselerin, fakir ço­cuklarını satın alarak köle ve cariye haline getirmelerine de müsaade edilemez. Para harcamanın da bir ölçüsü ortaya konmuştur. İsrafın Önüne geçilmiştir. Servet sa­hibi bir kimsenin refahı içinde bol nimetle yaşayıp da komşusunun aç yatmasına iyi nazarla bakılmamıştır. İslâmda servetten de ancak meşru ve maruf (iyi) bir şe­kilde faydalanması caiz sayılmıştır. Bir kimsenin serve­tinden servet doğması da helâl ölçüler üzerindedir. Buna da bir usul ve hudut konmuştur. Şeriatın koyduğu bu usul ve hududu geçmemek lâzımdır.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Servet İntikalinin Şartları
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:32:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Servet İntikalinin Şartları rüya tabiri,Servet İntikalinin Şartları mekke canlı, Servet İntikalinin Şartları kabe canlı yayın, Servet İntikalinin Şartları Üç boyutlu kuran oku Servet İntikalinin Şartları kuran ı kerim, Servet İntikalinin Şartları peygamber kıssaları,Servet İntikalinin Şartları ilitam ders soruları, Servet İntikalinin Şartları önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes