> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Niçin İslâmî Hükümet?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Niçin İslâmî Hükümet?  (Okunma Sayısı 612 defa)
24 Eylül 2010, 10:31:39
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 24 Eylül 2010, 10:31:39 »



C- Niçin İslâmî Hükümet?

Pakistanda böyle bir rejim ile hükümet kurulmasını istemekte hepimiz için bir hayli makul sebepler ileri sür­mek imkânı vardır. Bunların en mühimmi üç sebeptir:

Birincisi: Böyle bir hükümet bizim iman ve inancımı­zın bir gereğidir. Eğer, biz hürriyet ve istiklâl elde edip de özgür olduktan sonra, Kur'anın ve Allah Resulünün ah­kâmına, bağlı bulunmazsak ve İslâmî ahkâmı uygulamak yolunda çalışmak istemezsek, bizim iman ve inancımız halis bir niyetten uzak olup, göstermelik bir şey olur.

İkincisi: Pakistanın Pakistan olmasının sebebi İslâm ve müslümanlıktır. Nasıl olur da böyle bir ülkede İslâmî hükümet kurulmadan, İslâm ahkâmı uygulamadan Kur'anın ve Sünnetin gerekleri ortada bulunmadan Pa­kistan hükümeti diye bir hükümet ortaya çıkabilir ki, bu hükümetin kurulması için, on milyonlarca insan canlarını, mallarını, yerlerini, yurtlarını ve her şeylerini feda etmiş­lerdir.

Üçüncü sebep de şudur: Pakistan denilen bu ülkede, halkın büyük çoğunluğu Millî hükûmetin, İslâmî hükümet olmasını istemektedir. Herhalde hükümet de çoğunluğun rızası ile ayakta tutunabilir.

Şüphesiz olarak şurası da malûmdur ki, ülkemizde bir kısım Avrupa terbiyesi ile yetişmiş kimseler de vardır. Bunlar Avrupa kültürüne alışmış ve Avrupalıların görüşle­rinin hep doğru olacağını düşünen kimselerdir. Bunların düşüncesinde, İslâmî hükümeti tasavvur etmek dahi ta­mamen alışılmamış bir şeydir. Bunlara kendi öz ve üstün dünya görüşümüzü anlatmak ve bu nizamımızın uygula­nabilir olduğunu ispatlamak kolay değildir.

Bunlardan başka, Pakistanda devlet dairelerinde ça­lışanlar arasında, kafalarına tamamen Avrupa taklidi bir sistem yerleştirmiş ve Batı modeli bir rejim ile hükümet nizamının kurulmasını isteyen bir hayli kimse de vardır. Bunlar, ihtimal ki, İslâmî bir hükümet nizamının kuruldu­ğunu görünce çeşitli karışıklıklar icat ederler.

Bunlar için münasip olan şey şudur: Bu kimseleri ya­pılacak ve olacakları da kendi keyiflerine göre isterler, ve yine gelirlerini de eski ingiliz efendilerinin devrindeki gibi düzenlemek yoluna giderler. Bu zümrenin çoğu da ken­dilerini Cumhuriyet hükümetine sevdalı ve âşık gösteri­yorlar. Ancak şunu da düşünmek lâzımdır ki, bir kaç kişi­nin yahut da bir kaç ailenin hatırı için, şu kadar halkı zahmete sokmak ve memleket halkının çoğunluğunun istediğini yapmamak ne dereceye kadar doğru olacaktır?

d. İslâmi Hükümette Zimmîlerin Vaziyeti:

İslâmî hükümette, Zimmîlerin vaziyeti hakkında bir kaç mühim soru ve bunlara ait cevapları burada gözden geçirmekte fayda görüyoruz. Bu soru ve cevaplar sırasiyle şu mahiyettedir:

1. İslâmi hükümette, gayrı, müslim vatandaşlara İs­lâm ıstılahında "zimmî" denir. Bu kelime veya bu isim hiçbir zaman herhangi bir küfür ve herhangi bir kötükelime manası vermez. Bunun gibi bu kelimenin mefhumu herhangi bir gayri meşru iş veya herhangi bir kötü iş yapan manasına da gelmez. "Zimme" Arap lisa­nında kendisine tekeffül edilmiş "Guarantec" (Güvence verilmiş) demektir. İslâmî hükümette bu gibi kimselerin hakları İslâm tarafından garantiye alınmış demektir. İster islâmî hükümet onların itaatini garanti altına alsın, isterse islâmî hükümet onların haklarını ve hukukunu garantiye alsın, ortada bir garanti meselesi vardır. Bu garanti iki taraftır.

İslâmî hükümette ehli zimme'nin garantisi İslâmî hü­kümetin kendisinden verilmiş bir garanti değildir. Belki bu, Allah Taalâ ve O'nun Resulü tarafından verilmiş bir garantidir ki, bütün müslümanların bu garantiye sâdık kalmaları da farzdır. Bu garanti o kadar mühim bir garan­tidir ki, müslü­manlar herhangi bir gayri müslim ülkedeki müslümanlar hakkında girişilen haksız meselelerde, müslümanlara karşı tutulan zalimanâne işlere karşılık, müslüman ülkelerdeki zim­me­ti kabul etmiş bulunanlara, zâlim gayri müslimlerin dindaşlarının zulmüne karşılık, müslüman ülkesindeki bu zimmîlik hakkı elde etmiş bulu­nanlardan hiç bir vakit intikam alamazlar. Onlara karşı hiçbir zecrî harekette bulunamazlar. Hattâ gayrı müslim ülkelerdeki müslümanları katliâm etseler dahi katliamcıla­rın, müslüman ülkelerinde bulunan dindaşlarından, yani zimmî dindaşlarından, bunun intikamını alamazlar. Bu zimmîlerin haklarına tecavüz edemezler. Herhangi bir İslâmî hükümetin parlamentosu da zimmîlerin haklarını hiç bir zaman çiğneyemez ve ayaklar altına alamaz. Alırsa İndallahda (Allah karşısında) mesul olur.

2. Zimmiler üç kısma ayrılırlar:

a. Anlaşmalar ve sözleşmedeler gereğince İslâmî hü­kümete tâbi olan zimmîler.

b. Kılıç zoru ile, yani muharebe ile fethedilmiş ül
kelerde sakin bulunan zimmîler.

c. Ne fethedilmiş ne de anlaşma yapıl­mış bulunan di­ğer zimmîler.

Birinci kısmı zimmîler hakkında, ve anlaşmada neler kararlaştırılmış ise o kararlar geçerli olacak ve onun üze­rinden hüküm yürütülecektir. İslâmî hükümet de bu an­laşmanın hükümlerine tâbi olacaktır.

İkinci kısım zimmîlerin haklarını ve hukuklarının hu­dudunu ve ölçülerini İslâm Şeriatı tayin etmiştir. Bu hü­kümler dairesinde haklarında muamele etmek icabeder. Başka türlü hiçbir şey yapılamaz.

Üçüncü kısım zimmîlere gelince, onların hakkında her ne şekilde olursa olsun, ikinci kısım zimmîlerin hak ve hukukundan daha az bir hak tanınamaz. Bundan başka kendilerine bazı haklar da verilmelidir. Ancak bu haklar, İslâmî kanun­­lara muhalif olmayacak ve onlara verilen bu haklar da İs­lâmî kaide ve kanunun karşısında kısılmış bulunmayacaktır.

 3. Zimmîler hakkında Şeriatın koyduğu hak ve hu­kuk en azından şunlardır:

* Dinleri hususunda tamamen serbest olmak.

* Dinî eğitimi kendi dinlerine göre öğretmek husu­sunda da tamamen serbest bulunmak.

* Dinî edebiyatlarını ve kitaplarını serbestçe neşret­mek, yaymak ve kitap basmak.

* Kanun hududu dahilinde dinî inançlarından bahse­dip konuşmak ve bu hususta her ne suretle olursa olsun söz söylemek, imkân ve hürriyeti.

* Mâbedlerinin serbestisi ve muhafazası.

* Şahsi ve kişisel hukukunu muhafaza etmek.

* Canlarını, mallarının ırz ve namuslarının muha­fa­­zası.

* Mülkî ve askerî kanunlar bakımından müslü­man­larla aynı şartlar içinde eşit olmak.

* Hükûmetten, bütün müslüman ve gayri müslim zimmîlerin aynı şekilde muamele görmeleri.

* Müslümanlarla zimmîler arasında kanun yönünden fark gözetmemek.

* Geçim hususunda, iş güç sahasının her cephe­sinde müslümanlarla aynı seviyede bulunmak.

* İhtiyaç içinde bulunan zimmîleri de müslü­man­lar gibi Beytülmalden aynı şekilde faydalandırmak.

* Bu hak ve hukuk, İslâmî hükümet tarafından sa­dece kâğıt üzerinde yazılı kalan hükümler olmayacak. Din ve imanın şartı icabı, fiili olarak İslâmî hükümet ve müslümanlar tarafından da buna dikkat edilecektir. Şunu da hatırlatmak icabeder ki, gayri müslim hükümet niza­mında bu gibi şeyler kâğıt üzerinde yazılmıştır. Fiili ola­rak gözönünde tutulmaz ve o ülkelerde de Müslüman­la­rın hakları yerine getirilmez. Müslüman­la­rın hakları sadece kâğıt üzerinde kalır. Bazan kâğıt üzerinde de kalmaz.

4. Zimmîlerin müslüman şehirlerinde yeni mâbed yapmaları meselesine gelince:

Onların eski mâbedleri olduğu gibi muhafaza edile­cektir. Bunların tamiri ve bakımı sağlanacaktır. Müslü­man şehirlerin­den maksat, müslümanların çoğunlukla oturdukları Dâ­rül-İslâmın içindeki şehirler demektir. Me­selâ Küfe, Basra, Fustat ve bunun gibi şehirler. Diğer şehir, kasaba ve köylerde yeni mâbedler yapmak ve eski mâbedleri tamir etmek de usulü dairesinde tamamen serbesttir.

5. Zimmîlerin elbise ve giyim kuşamları hakkında bazı kayıt ve şartlar, fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bunlar bazan yanlış anlamalara yol açmaktadırlar. Bu mesele esasen üç kısım kayıt ve şartı ihtiva eder. Bu mevzu ilk defa hicrî ikinci yüzyılda, mevcut hâl ve vaziyetin zarurî yatı icabı fukahanın gözönüne alarak verdikleri hüküm­lerden ortaya çıkmıştır.

Birincisi: Zimmîlerin askerî üniforma giymemeleri ve askerî işaretleri taşımamaları. Bunun sebebi de her reşid müslümanın icap ettiği zaman askerî hizmete çağrılınca gitmesidir. Gitmeyenlerin gayrı - müslim ve zimmî olduk­larının bilinmesi içindir. Çünkü zimmîler askerî hizmetler­den muaf tutulmuşlardır.

İkincisi: Müslümanlarla gayri müslimlerin arasında fark bulunmasının bazı hususlarda zarurî olmasıdır. Bir­birine benzememelerinin lâzım geldiğidir. Çünkü arada muhtelif medenî meseleler olabilir ki, bu medenî mese­lelerin de birbirleriyle kaynaşmalarına imkân yoktur. Bu da müslü­man­ların ezici baskısı altında kendi medeniyet­lerini ve kendi ahlâk ve âdetlerini bu gayri müslimlerin isteği olmaksızın yüklememelerini sağlamamak içindir. Meselâ müslümanlar, zorla kendi elbise şekillerini giy­dirmek için gayri müslimleri zorlamamalıdırlar. İslâm ca­miası dahilinde herhangi bir kâfir zümrenin de yetişme­sine meydan vermemek içindir. Bunun gibi yine şu dü­şüncenin de meydana çıkmaması içindir ki, müslümanlar galip ümmet olmak hasebiyle, gayri - müs­lim­leri, bir nevi köle durumuna düşürmek istemesinler de kendi anane ve âdetlerini onlara kabul ettirmek yoluna gitmesinler. İslâm, bu kâfirlerin de kendi zihniyetleriyle kendi istekleri daire­sinde gelişmelerini gözönünde tutmak ister. Buna göre, gayri müslimlere de yetki veriliyor ki, kendi medeniyetle­rini, kendi ananelerini kendi âdetlerini muhafaza etsinler ve dini hususiyetlerini koruya gelsinler. Müslümanların camiasının içinde yetki olup gitmesinler. Nitekim Hanefi Fıkhının meşhur kitabı "Bedayi' us sanayi" de bu hüküm şu cümlelerle beyan edilmiştir:

"Ehli zimme bir kısım hususî alâmetler ve işaretler taşımalıdırlar ki, onlar bu alâmetler ve işaretler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Niçin İslâmî Hükümet?
« Posted on: 24 Nisan 2024, 06:46:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Niçin İslâmî Hükümet? rüya tabiri,Niçin İslâmî Hükümet? mekke canlı, Niçin İslâmî Hükümet? kabe canlı yayın, Niçin İslâmî Hükümet? Üç boyutlu kuran oku Niçin İslâmî Hükümet? kuran ı kerim, Niçin İslâmî Hükümet? peygamber kıssaları,Niçin İslâmî Hükümet? ilitam ders soruları, Niçin İslâmî Hükümet?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes