> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Kur'ani Düşünce
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kur'ani Düşünce  (Okunma Sayısı 764 defa)
01 Ekim 2010, 19:23:16
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 01 Ekim 2010, 19:23:16 »



Kur'ani Düşünce

İslâmi düşünce mi? Kur'an-î düşünce mi? Bunlar ha­kikatte birdirler ve ayrı şeyler değillerdir. Bu yaşa­yış na­zariye­sinin unvanı altında, bazı düşüncelere de îman etmek lâzımdır. Bazı ibadetleri de yerine getirmek gere­kiyor. Bir kaç "şiar" (alamet) — ki umumî ıstılahta, bun­lara: "Şe'âir-i Mezhebi: Dinî Şiarlar" denmektedir. — ı da göz Önünde bulundurmak gerekiyor. Bir parça düşünür­sek, bu nazariyenin içeriğinde, yiyecek şeyler, giyecekler, el­bisenin şekli, muaşeret birbiriyle geçinme âdabı, yol­culuk, muaşeret usûlle­ri, ticaret ve alış veriş, geçim ve iş güç, siyasî rejim, me­deniyet ve toplu yaşamanın çeşitli durumları, maddî va­sıtalar ve tabiî kanunlar, ilim öğ­ren­mek ve onu kullan­manın çeşitli yolları, bunların bazıla­rına bağlanıp bazı­larını bırakmak.

Bakış açısı bir olunca, düşünce tarzı ve gaye de bir olur. Bağlı bulunma, yahut da terkedip bırakmanın ölçüsü de yine aynı olur. Bunun için, yaşayışı devam et­tirmenin yolları, çalışıp uğraşmanın istikameti, dünya muamelele­rinin usulleri de aynı olup biribirlerinden hiç bir ayrılıkları olmaz. Hükümle­rin tefsirinde ve fer'î hü­kümleri, uygun hale getirme ettirmenin hususlarında ve cüz'î, hatta, ufak tefek ihtilâflar ve ayrılıklar olabilir. Bu, bir düşüncenin muhtelif şekillerde kendisini gös­termesinin neticesinden ileri gelen şeydir. Bunlar, fer'î ve arızî (aslı olmayan) ihti­lâflardır, asla ve hiç bir zaman işin esasını ve özünü oluşturan ihtilâf­lar değillerdir. Katiyyen aslî ve küllî ihti­lâflar değiller­dir.

İşte, İslâm bu temel üzerine, yaşayışın bütün cephe­le­rini düzene koymuştur. Bu cephelerin her birini diğeri­ne bağ­lamıştır. Bunların arasında da hiç bir ihtilâf şekli or­tada bırak­mamıştır. Bir kişi, isterse Pakistanlı olsun, is­terse Türkiyeli Türk olsun veya Mısırlı Arap olsun; eğer bu kişi müslüman ise, bu gösterilen yolu takip ede­cek ve bu yolu tutup gide­cektir. Bunun hilâfına, bunun aksi isti­kametine bir yol takip eder ve o yolu tutup gi­derse, o zaman, kendi inandığının, kendi îman ettiğinin hilâfına ve kendi îman ettiğinin aksi istikametine, yürü­müş olacaktır.

Şimdi, siz de ister dinî bakımdan, ister dünyevî ba­kım­dan olsun, bu yoldan ayrılmazsanız, ve bu yolları bir­birle­rinden ayrı tutmazsanız islâm görüşüne göre, dünya ve ahiret işinin birbirine, bir zincirin halkaları gibi bağ­lı olduklarını göreceksiniz. Bunların ikisi de yaşayışın mer­haleleridirler (aşamalarıdırlar). Birincisi çalışma ve uğ­raşma merhalesi, ikin­cisi ise, bu çalışma ve uğraşmanın neticelerini elde etmek ve meyvelerini toplamak merhale­sidir. — Siz ya­şayışın ilk mer­halesinde, yani bu dünyada neler ekerse­niz, neler ederseniz, ikinci merhale olan ahiret merhale­sinde onun neticelerini elde edecek ve onun semeresini o zaman toplayacaksınız. — islâm'ın maksadı, islâm'ın gayesi, sizin düşüncenizde ve sizin çalışma sisteminizde, öyle bir şekilde tertip edilmiştir ki, siz, eğer yaşayışın birinci merhalesi denilen dünya mer­halesinde sahih ve doğru bir yol tutmuş olursanız, ikinci merhale olan ahiret merhalesinde de sahih ve doğru ne­ticeler elde eder, sahih ve doğru neticeye kavuşmuş olur­sunuz. İşte bundan dolayıdır ki, bütün dünya yaşa­yışı tam olarak, bütün ve kül olarak, bir "dinî ya­şayış" dır diyeceğiz. Burada, akaîd ve ibadetlerden tutun da, me­deniyet, toplu hal­de yaşama, siyaset, geçim ve sairenin usulleri ve furuâtı (ayrıntıları), her şey ve herşey, bir ma­nevî gaye ve maksada bağlanmıştır. Siz eğer, kendi si­yasî ve geçim işlerinizde is­lâm'ı kabul etmeyerek onu, uygun görmiyerek onun yerine başka bir sistem, başka bir nizam tut­mak isterseniz, o zaman bu iş zımnî bir irtidat (dinden dönme) küllî ve açık yoldan sapıtmaya kadar gider.

Bu demektir ki, siz, islâm öğretisini bölerek, parçalı­ya­rak, bölümlere ayırarak, bunların bazılarını ka­bul edip, bazılarına bağlanıp, bazılarını reddedip bırak­mış oluyor­sunuz. Siz, dinin akaidini, inançlarını, ibadetle­rini kabul edi­yorsunuz; fakat, onun yaşayış nizamını, hayat yolunda çizmiş olduğu düzenli plânı kabul etmeğe yanaş­mıyorsunuz. Halbuki bu ibâdet binasının esas te­melleri de, dünya yaşayış plânının üzerine oturtulmuş ve kurul­muş bulunuyor.

Her şeyden önce, böyle bir ayırma, böyle bir taksim ve tefrik İslama göre yanlış ve hatalıdır. İslâmın hakika­tine iman etmiş, onun güzellik ve üstünlüğünü idrâk et­miş ve ona can ve gönülden bağlanmış bulunan her müslüman ,ayırma yoluna gidemez ve böyle bir niyet besliyemez. Nitekim Kur'an-ı Ke­rim'de de şöyle buyurulmuştur:

"Bu nasıl iş? Siz (Allah'ın) kitabının bazı kısımları­na imân eder, kabul edersiniz de bazı kısımlarına inan­maz, inkâr mı edersiniz?"

(Bakara: 85)

Bu âyet-i kerîmenin açıkladığı mâna, sizin şu tuttu­ğu­nuz yolu tam olarak anlatmıyor mu? Sizin ayırmak, bölümle­mek yolundaki kanaat ve hareketiniz, adı geçen bu âyet-i keri­menin işaret ettiği durumun tâ kendisi de­ğil midir? Siz bu şe­kilde ayırıp bölümlemek yoluna git­tikten sonra, İslâmî itikadı­nız da uzun zaman devam et­meden ortadan kalkmış olacaktır. Çünkü İslâm'ın umumi yaşayış düzenine alâkasız ve ilgisiz davrandıktan sonra, sizin inanç ve ibâdetinizin de binası çöke­cek, ortadan kal­kıp gidecek ve mânâsız bir hâl almış buluna­caktır. Zira, gayrı İslâmî yaşayış düzenine inanıp îman ettikten son­ra, Kur'an'a îman etmek, Kur'an yolunu tutup gitmek imkânı yoktur. Yine, o nizam ve usuller, bu nizam ile ve bu usullere her bakımdan ve her adımda muhalif ve zıttır.

Bunun aksi olarak, siz eğer kendi siyasî ve sosyal ya­şayış tarzınızı İslâm'ın kabul ettiği yol ve çizdiği şekil üzerine kurmuş olursanız, o zaman ayrı ayrı partilere, siyasî kanaatlere, hiziplere bölünmeğe ve ayrılmağa ne lüzum var? Allah partisi, Allah fırkası ve Allah hiz­bi Bu da her işe ve her hususa kâfi değil mi?

Nitekim, sermaye sahibi kapitalist ile çalışan işçi, ara­zi ve malikâne sahibi ağa ile bu arazide çalışan çiftçi ve ekinci, memleketi idare eden idareci ile idare edilen mem­leket halkı arasında, o zaman ne bir anlaşmazlık bulunur ne de bir ihtilâf kalmış olur. Belki bunların, bu zıt ve bir­birlerine muhalif gö­rülen ve aslında bir olan züm­relerin esasta aralarında bir anla­yış, bir birlik, bir mu­vafa­kat ve bir nevi iş ortaklığı ve iş taksi­minden başka bir şey de usulen mevcut bulunmaz ve olamaz. Şimdi, siz bu usule uygun bir şekilde, neden kendi milletiniz ara­sında ve mîlletinizin muhtelif sınıfları gibi bir ahenk vücuda ge­tirmek için çalışmak istemezsiniz. Elle­rinde böyle mükem­mel bir İslâmî usul ve İslâmî nizam mevcut olma­yan zümreler ve milletler arasında ise mecbu­rî olarak sınıf ihtilâfları (Class War) ateşi ister iste­mez alevlene­cektir. Ve alevlenmiştir bile. O zaman, siz bu ateşten nasıl kaçınacaksınız? Nasıl kurtulmuş olacak­sınız?

Eğer siz, maddeten ilerlemek, yükselmek, kalkınmak ve yer yüzüne hâkim olmak istiyorsanız, o zaman islâm'ın kendisinin, bu yolu size göstermiş, bunun kapıla­rını sizin yü­zünüze açmış olduğunu anlamanız lâzımdır. Bununla beraber İslâmda Firavunca, Nemrutça yüksel­mek ve kal­kın­mak­la, İbra­him'e ve Musâ'ya, kalkınmak ve yüksel­mek arasında fark gö­zetilmiştir. Bu kalkınmalardan bi­ri, Japonya veya İngilterenin kalkınması şeklidir. Diğeri ise, Sahabe-i Kiram (R.A.) ın İs­lâm'ın ilk çağlarındaki kalkınmaları ve ilk müslümanların yük­selmeleridir. Kal­kınma iki şekildedir, ikisi de unsurları, ele­manları kendile rine tabi kılmışlardır. Sebepleri hesaplayarak, ilmin tabiî kanunlarından istifade ederek kalkınma neticesini elde etmişler. Fakat bu iki kalkınma ve bu iki yükselmenin arasında yerle gök arası kadar fark vardır. Siz ancak, bu neti­celerin dış ve kabuğa ait sebeplerini görebiliyor ve onların üzerinde düşünüyorsunuz. Bunların ruhî ve ah­lâkî cephelerini görmekten ve düşünmekten çok uzak bu­lunuyorsunuz. - Doğu­dan batıya kadar uzak

Dünya-perestlerin kalkınmaları, gelişmeleri, ilerle­me­leri ve yükselmeleri, tabiî kaynakları ve elemanları kontrol altına almak, sebep ve neticelerini doğru kulla­nabilmek iledir. Bu da yaşayışın hayvani cephesidir. Böy­le madde gücü ile kalkınma ve bu şekilde yer yüzüne hâ­kim olma, Kur'an-ı Ke­rim'in vaad ettiği kalkınmanın yer yüzüne hâ­kim olmanın ta­mamen aksine, tamamen zıddınadır. Bu şekilde her ne kadar tabiî kaynakları ve ele­manları kont­rol altına almak sebeplerini ve neticelerini istendiği, şekle yöneltmek istendiği gibi kullan­mak müm­kün oluyorsa da, yine bunların asıl gayesi, yaşayışın esas maksadı olan, ahlâkî ilerleme ve ruhî yükselme gerçek­leşmez. Bu ah­lâkî ilerleme ve ruhî yükselmenin, elde edil­mesi için de ancak ve ancak, Hak Tealâ'ya îman etmek, ahiret gü­nüne inanmak, lâzımdır. Yaşayıştaki bu çalışıp çabala­maların bir demir çerçeve içinde kontrol altına alı­narak, namazla, oruçla, hac'la ve zekâtla size farz kılın­masının sebebi bu değilmidir? Bunlar İslâm'ın erkânıdır­lar ki, siz bunlara kendi düşüncenizle Mevlevîlikten bozma bir mezhep, Hoca'nın yanlış dîn anlayışı diye bir istılah uy­durmuş bulunuyorsunuz.

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kur'ani Düşünce
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:22:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kur'ani Düşünce rüya tabiri,Kur'ani Düşünce mekke canlı, Kur'ani Düşünce kabe canlı yayın, Kur'ani Düşünce Üç boyutlu kuran oku Kur'ani Düşünce kuran ı kerim, Kur'ani Düşünce peygamber kıssaları,Kur'ani Düşünce ilitam ders soruları, Kur'ani Düşünceönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes