๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslamda Hükümet => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 25 Eylül 2010, 09:18:35



Konu Başlığı: İçtihatın Sahih Usulü
Gönderen: Ekvan üzerinde 25 Eylül 2010, 09:18:35
İÇTİHADIN SAHİH USULÜ

İçtihadın kanun yapıcı mahiyette olması ancak şu şekilde kabul edilebilir ki, ictihadda bulunacak olan kim­selerin bu hususta tam bir ehliyet ve kabiliyetleri olsun. Ehliyet ve kabiliyet olduktan sonra da ictihad usulünün sahih olması için müctehid, ister ahkâm tefsir etsin, ister kıyas ve istinbat yolunu tutsun, her ne surette olursa ol­sun, kendi istidlalinin temelini Kur'an ve Sünnet'e istinad ettirmelidir. Mubahlar hususunda belki serbestçe kanun beyan edebilir. Fakat bu hususta da yine delil göstermesi icabeder. Meselâ falan mevzu veya fİlan mesele hak­kında Kur'an-ı Kerimde ve Sünnette bir hüküm yoktur diyebilmelidir. Yoksa kıyas için kendi indin­den bir esas ortaya atamaz. Kur'an-ı Kerimden ve Sün­netden elde ettiği istidlaller de ehli ilim indînde malûm olan istidlal şekilleri ve usulleriyle olmalıdır. Kur'an-ı Kerim-den yapı­lacak olan istidlaller de, muhakkak âyet-i kerimenin ma­nasının ne demek olduğunu bilmekle mümkündür. Bu âyetin manasını bilmek de Arap lisanına, lisanın kaidele­rine ve gramerine (Sarf ve Nahiv) ve diğer teferruatına da vukuf sahibi bulunmakla olabilir. Kûr'anın âyetlerindeki cümlelerin ilerisini gerisini, sözün beyan tarzını ve sözün gelişini de gözönünde bulundurmak icap eder. Bir mev­zuda Kur'anın bir yerinde öyle bir şekilde mana verilme­sine dikkat etmek lâzımdır ki, bu mananın inceliğinden Kur'anın diğer yerlerindeki âyetler arasında tenakuz ol­masın. Bu âyetin teyidi hakkındaki Sünnetler mevcut ise bunları da gözönüne almadan, âyetin açıklaması olan hadislere itibar etmeden mana verilmemeli ve Sünnetin manasının da Kur'an-ı Kerime muhalif bulunmamasma da dikkat edilmelidir.

Sünnetten de istidlal ederken yine Kur'andan istidlal edildiği gibi Arapça lisanına ve bu lisanın kaidelerine (Sarf ve nahiv) cümlelerin ilerisi gerisi ve sözün gelişine de dikkat etmek icabeder. Bundan başka Sünnetin sahih rivayet edilip edilmediğini de rivayet ve Hadis ilmi kaide­leriyle gözönüne almak gerekir. Bu mevzuya ait başka rivayetler var mıdır, yok mudur bunları da araştırmalıdır. Eğer bu mevzuda rivayet varsa bunları birbirleriyle kar­şılaştırmak lâzım gelir. Bunlardan başka, bir Sünnetten istidlal edilen ahkâm, Kur'anın sahih ahkâmına veya Sünnetin sabit olmuş diğer ahkâmına da aykırı olmama­lıdır. İhtiyatlı hareketleri bir tarafa bırakarak, kişisel de­ğerlendirmelerle ile, keyfî yorumlarla, ictihâd eylemek ve icabında siyasî bîr kuvvetin tesiri ve zoru altında ictihad yapılsa bile, bu hükümler kanun mahiyetine sokulsa dahi yine müslümanların gönlü ve vicdanları böyle bir ictihadı, İslâmî kanun ve İslâmî nizamın bir cüz'ü olarak kabul edemezler ve asla bu uydurmaları benimsemezler de.. Siyasî kuvvet ortada bulundukça belki bu hüküm yürür gider. Fakat siyasî kuvvet ortadan kalktığı veya zayıflayıp gevşediği zaman bu kanun ve hükümler de hemen red­dedilip ortadan kalkar, kimseler bunları dinlemez.