> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti  (Okunma Sayısı 756 defa)
01 Ekim 2010, 14:57:23
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 01 Ekim 2010, 14:57:23 »





Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti

"Deki yâ Rabbî beni doğru girişle girdir ve doğru
çıkıştan çıkar ve bana kendi indinden yardımcı bir ikti
dar ver."

(İsra Sûresi: 80)

Bu ulvî âyet, bir peygamber duasındaki mühim ihti­yacı aksettirmektedir. Cemiyetin uğramış olduğu felâketi ve bu yaranın iyi şekilde nasıl sarılacağına bilen Hakkın elçisi Rabbine şöyle niyaz ediyor: Bana hükümlerini icra mevkiine uyacak bir iktidar ver. Veya bana yardımcı ola­cak herhangi bir hükümeti ortaya çıkar. Onun kuvvet ve kudreti vasıtasiyle, bu dünyayı kurtarayım. Fenalıkların ve ardı arkası kesilmeyen kötülükler selinin önüne geçip yolunu şaşırmış insanlık camiasına Hak Nizamının adalet ve güzelliğini göstereyim. Âyet-i Kerime'nin tefsirinde, Hasan Basri, Kıtâde, İbni Cerir ve İbni Kesir ve bunlar gibi kıymetli müfessirler kaydettiğimiz gibi mâna vermiş­lerdir. Bu tefsiri şu şerefli Hadîs-kesin bir açıklığa kavuş­turmaktadır:

"Hak Taalâ, Kur'an ile ortadan kaldırmadığını, hü kûmet vasıtasiyle ortadan kaldırır."

(Hadîs).

Kesin olarak anlaşılıyor ki; İslâmın dünyada yapmak istediği ıslâhatta yalnız vaaz ve nasihat yolu seçilmemiş, bu cihan çapındaki fikir manzumesi, aynı çapta amelî olarak ta ele alınmış ve bu dört başı mâmur çaba ve gay­retin tabiî neticesi olarak islâm'ın örnek siyasî hükümeti vücuda gelmiştir.

Hak Taalâ'nın bizzat kendisinin, kendi Nebisine öğ­rettiği bu dua ile sabit oluyor. Dinin kaim kılınması ve şeriatın infazı, hududullahın icrası için hükümet istenmiş­tir. Bu hükümetin elde edilmesi yalnız caiz sayılmamış, aynı zamanda lâzım görülmüş ve zarurî olarak düşünül­müştür. Bazı idrâk yoksunları, anlayış hatasına düşerek, bu şekilde hükümet talep etmeği dünyaperestlik ve dünya isteği olarak vasıflandırmak isterler. Böyle olsaydı bir büyük peygamber hükümeti kendi adına talep ederdi. Halbuki o hükümeti Allah için İstiyordu. Ve böyle kudsî bir istek, Kur'an-ı Kerim'de sözkonusu ediliyordu. Allah'ın emrettiği dinin kaim kılınması için talep edilen hükümet dünyaperestlik ve şahsî istek için değil, Allah sevgisinin gereğindendir.[47]

İşte Yûsuf (A.S.) sûresinde de aynı talebi görüyoruz. O da ahlâkî ve içtimaî ıslahat yolunu tutmak istediği, za­man, risâletin tabî bir zarureti olarak iktidarı ele geçirmek istemişti. Bütün büyük peygamberlerde olduğu gibi, Pey­gamberimiz de (S.A.V.) gelmiş ve gelecek devletlerin en güzidesini kurarak, İslâm dininin kaim olmasında, kendi hükümetlerini vasıta kıldılar.

Kur'an-ı Kerim'de bu meselenin şerhi hakkında şöyle buyurulmuştur:

"Melik dedi: Onu benim yanıma getirin, onu kendime dost edineyim. Onunla buluştuğu zaman dedi ki: Bu gün­den itibaren bizim yanımızda emniyetle, güvenle kala­caksın. (O da) dedi: Beni yeryüzünün bütün hazinelerinin başına geçir, ben onları korurum ve bilenimdir."

(Yûsuf:54 - 55)

Bundan evvelki bahislerde bu surenin konusu, de­taylı olarak açıklanarak anlatıldı. Ve artık anlaşılıyor ki; istenen bu vazife alelade bir memuriyet ve bir işçilik de­ğildir. Ve istenen memuriyeti ise, makam peşinde koşan, koltuk düşkünü kimselerin istediği tarzda bir makam ve bir mevki da değildir. Bu mukaddes arzunun hedefi, ger­çek inkılâbın kapılarını açmak için başvurulan gayet mâ­kul ve etkili bir çaredir. Hazreti Yûsuf (A.S.) ahlâkî has­letleri gözönüne alınarak; on, onbir senelik dirayet, hik­met ve emniyetin erişilmez örneklerini vermiş; şerefli mazisine dayanarak, kendisine istediği bu makam bir minnet duygusu altında verilmeğe hazırlanmıştı. Bu, ka­pının açılması için bir işaretti. Hazret-i Yûsuf (A.S.)'ın denenmesi pek uzun sürmüştü. Denemeler sıra­sında herhangi bir şekilde bir köşede unutulup bırakıl­mamıştı. Mısır padişahından sokakta oyun oynıyan ço­cuğa kadar, faziletleri duyulmuş ve yaygınlaşmıştı. O, bütün imtihanlarını muvaffakiyetle vermiş ve kendisinin emanet hususundaki müthiş titizliği, diyaneti, dürüstlüğü, hilmi, zekâsı, dirayeti, feraseti, büyük işler yapma kabili­yetleri, engin gönüllülüğü ve bütün bu ahlâkî değerlerin üzerinde bir nur gibi ışıldayan, nefsi kontrol edebilmek gibi ancak seçilmiş kullara vergi olan bu sıfatla, o za­manki asır içinde eşine ve emsaline rast­la­nıl­mıyacak bir şahsiyet olarak tanınmıştı.

Halk ve saray erkânı, zamanla onun yüce hüviyetini tanıyınca artık ona muhalefet edecek kimse de kalma­mıştı. Mısır padişahı bile, silâhını atarak ona teslim ol­muştu. Hazret-i Yûsuf'un (A.S.); "Ben korurum: Hafz" ve "ben bilenimdir: Alim" demesi sırf bir iddiadan ibaret değildi. Bu, ispat edilmiş bir meseleydi. İşte bunun için kendisine inanıldı. Artık Hazret-i Yûsuf (A.S.) ın hükümeti eline geçirdikten sonra yapacağı işler kalıyordu, Hazret-i Yûsuf (A.S.) kendi isteği ile padişahdan iktidarı talep et­mişti. Padişah ve saray erkânı da onun bu işleri yapabi­lecek kabiliyette olduğuna kanaat getirmiş bulundukların­dan ve bu makam için onun kadar ehliyetli başka birisini bulmanın mümkün olmadığını anladıklarından bu işi onun eline teslim etmekte tereddüt etmediler. İşte onlar, bu şekilde kendi memleket işlerinin noksanını dü­zeltmiş ve tamamlamış oldular. O, kendi lisaniyle bu işi padi­şahtan talep edince; padişah ve iktidar çevreleri bu isteği öyle bir gönülden kabul ettiler ki, sanki bu işe uzun za­mandan beri hazırlanmış ve eskidenberi bunu bekliyor gibiydiler. Bir işaret bu meselenin derhal olup bitmesine kâfi gelmişti.

Talmud'un beyanına göre, Hazret-i Yûsuf (A.S.) ın iktidarı istemesi yalnız padişahın kendisinden değil, padi­şahın bütün aile efradı ve halefleri nezdinde vâki olmuş­tur. Bu talep, padişahla beraber bütün aile efradı ve ha­lefleri de ittifakla kabul etmişlerdir,

Hazret-i Yûsuf (A.S.) un istediği, elde ettiği ve ka­vuştuğu bu iktidarın mahiyeti ve kapsamı nedir?

Düşüncesiz ve bilgisiz kimseler, Hazâ'in - el - arz cümlesindeki "hazâ'in: hazineler" kelimesine bakarak, bunu hububat taksimi gibi basitbir iş gibi ve buna benzer işlerle mukayese ederler. Hazret-i Yûsuf (A.S.)'u bir tür hazine emini, maliye müdürü, defterdar, yahut da kıtlık zamanındaki iaşe nazırı, yiyecek karnesi dağıtan büro başkanı, maliye bakanı, yiyecekler bakanı gibi birşeye benzetmeye kalkarlar. Fakat Kur'an-ı Kerim ve Talmud'un müttefik olarak şehadetlerine göre; hakikatte Hazret-i Yûsuf (A.S.) Mısır saltanatının her şeyini elinde bulunduran, Roma ıstılahına göre diktatörü olmuştu. Memleketin her işi ve her hususu beyazından siyahına kadar, onun elinde ve onun tercihinde idi.

 Kur'an-ı Kerim bu hususu şu şekilde beyan buyuru-yor: Hazret-i Yâkub (A.S.) Mısıra ulaştığı zaman, Hazret-i Yûsuf taht üzerinde oturmuştu.

"Anne-Babasını tahtın üzerine çıkardı.

(Yûsuf: 100).

Hazret-i Yûsuf (A.S.) ın yine bu mevzuda, kendi li­sanı ile söylediği bir cümleyi Kur'an-ı Kerim şu şekilde nakleder:

"Yâ Rabbi, Sen bana mülk vermişsindir."

(Yûsuf: 101).

Su maşrapası hırsızlığı meselesine gelince; ora hü­kümetin memuru, Hazret-i Yûsuf (A.S.) ın su maşrapa­sını, padişahın su maşrapası olarak vasfediyor.

"Dediler, padişahın su maşrapasını kaybettik."

(Yûsuf: 72).

Hak Taalâ Yûsuf (A.S.) m Mısırdaki iktidarından bahsederken; "Bütün Mısır ülkesi onundu." şeklinde vahiy buyurmuştur.

"Orada istediği gibi barınırdı."

(Yûsuf: 56)

Bu gerçek, Bible (Kitabı Ahd-i Atîk ve Kitabı Ahd-i Cedîd) de şu şekilde anlatılmaktadır. Bu kısımda Firavu­nun Yûsuf (A.S.) a söyledikleri sözlerimize şehadet eder:

"Ve Firavun Yûsuf (A.S.) a dedi ki, çünkü bu cümleyi Allah sana malûm eyledi. Senin gibi âkil ve bilgili yoktur. İmdi sen evim üzerine ol ve cümle halkım ağzına baksın, ancak taht hesabiyle senden büyük olayım. Ve dahi Fira­vun Yûsuf (A.S.) a dedi ki, işte seni bütün Mısır diyarı üzerine nasbey­ledim. Bâ'dehü Firavun mühürünü elinden çıkarıp, anı Yûsuf (A.S.) ın eline kodu, hem ana tülbent libas giydirip, bir altın tuğu boğazına takdı. Ve anı kendi ikinci kucusune bindirip, (tahtına) önünde herkes diz çök­sün deyû nida ettiler, ve anı bütün Mısır diyarı üzerine nasbeyledi. Hem dahi Firavun Yûsuf (A.S.) a dedi ki, ben Firavunum, bütün Mısır diyarında senin iznin olmaksızın, bir adam elini ya ayağını kaldırmaya... Ve Firavun Yûsuf (A.S.)'ın adını "Safnâth Fa'nâkh": Dünyayı Kurtaran kodu, ve ona on şehrin imamı Futîfer'in kızı Es­nath'i zevce olarak verdi. Badehu Yûsuf (A.S.) cümle Mısır diyarını seyretmeğe çıktı."

Talmud'un nakline göre, Yûsuf (A.S.) un kardeşleri Mısır'dan dönüp babalarının yanına gelince, babalarına Mısır hükümdarı olan kardeşleri Yûsuf (A.S.) u şu şekilde anlattılar:

Kendi ülkesinin sakinleri arasında, en büyük selâhiyet onun elindedir. Herkes onun emirlerine uymaya mecburdur. Onun sözü bütün ülkede geçmektedir. Her hangi bir işi yapacağı zaman Firavundan müsaade alma­sına lüzum yoktur.

ikinci sual de şudur ki: Hazret-i Yûsuf (A.S.) bu dev­letin icra yetkilerini ne maksatla istemiş ve niçin bu ehemmiyetli selâhiyeti elde etmişti? Hazret-i Yûsuf (A. S.) bu hizmetleri yaparken mevcut küfür nizamının kanun ve usullerini mi takibediyordu? Yoksa, hükümet ve iktidar eline geçince, İslâm, siyaset, ahlâk ve medeniyet usulle­rini mi kuracaktı? Bu suallerin en iyi cevabını Allâme Zemahşerî, "Keşşaf" isimli tefsirinde vermiş bulunuyor:

"Hazret-i Yûsuf (A.S.); Beni yeryüzünün hazinelerinin başına geçir."

Demişti. Onun bu talepten maksadı, yalnız şu idi: Bu ves...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti
« Posted on: 25 Nisan 2024, 12:54:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti rüya tabiri,Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti mekke canlı, Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti kabe canlı yayın, Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti Üç boyutlu kuran oku Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti kuran ı kerim, Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti peygamber kıssaları,Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyeti ilitam ders soruları, Hükümetin Lüzumu ve Ehemmiyetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes