๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslamda Hükümet => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 26 Eylül 2010, 02:11:19



Konu Başlığı: Halk Arasında Adalet
Gönderen: Ekvan üzerinde 26 Eylül 2010, 02:11:19
2. Halk Arasında Adalet

İkinci esas kaide de halk arasında adaleti temin et­mektir. Böyle bir hükümet bu esas üzerine kurulur. Buna göre, Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'in ortaya koyduğu ka­nunlar çerçevesi dahilinde, bütün halkı aynı seviyede tutmak ve aynı gözle görmek gerekir. Memleketin en aşağı seviyesinin daha aşağısındaki bir kimse ile memle­ketin en ileri gelenleri hep aynı şekilde, aynı ölçüde, mu­amele görmeli, aynı seviyede tutulmalıdırlar. Kanun her­kes için hep aynı olmalıdır. Kimsenin kimseye, ister ka­nunî olsun, isterse kanunun icra edilmesi hususlarında olsun, ne imtiyazı, ne de bir üstünlüğü olmalıdır. Vatan­daşlar arasında imtiyaz ve fark gözetmek, bu hükümetin esaslarına uymaz. Kur'an-ı Kerim'de, Hak Taâla bu hu­susta kendi Resulüne şu hidayeti bildirmektedir:

"De ki: Sizin aranızda adaleti temin etmek için emir aldım."

Yani ben taraftarlık ve düşmanlık gözetmeksizin adaleti ortaya koymak için memur edildim. Herhangi bir kimseye taraftarlık etmek, yahut da herhangi bir kimseye karşı düşmanlık göstermek benim hakkım değildir. Benim dinimde kimsenin kimseye bir farkı ve üstünlüğü buluna­maz. Kendimizden olsun, yabancı olsun, büyük olsun, küçük olsun, zengin veya fakir kimse olsun, bunların hiç birisinin arasında ayrı bir hak ve hukuk yoktur. Bunlar hukuk bakımından, adalet karşısında aynı seviyedelerdir. Günah olan, haram olan şey herkes için günahtır, herkes için haramdır. Helâl olan şey de herkes için helâldir. Farz olan şeyler herkes için farzdır. Ben kendim, kendi şahsım dahi İlâhî Kanunun alemşümullüğünden istisna edilmiş değilimdir.

Hazret-i Resul-ü Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem, kendileri de bu genel kaideyi şu şekilde açıklamışlardır:

"Sizden öncekilerin helak olma sebebi şudur: Onlar aşağı derecede bulunan kimseleri cezalandırır ve yüksek derecedeki ileri gelenleri bırakırlardı. Muhammed'in (Sa­l­lallahu aleyhi ve sellem) varlığını elinde bulundurana yemin ederim ki, Fatime (Hazret-i Resulü Ekremin kızı) da böyle bir şey yaparsa muhakkak onun da elini keser­dim."[116]

Hazret-i Ömer (R.A.) buyuruyor ki:

"Hazreti Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemi gör­düm ki, kendi nefislerine bile ihtiyatlı davranıyorlardı."[117]