> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları  (Okunma Sayısı 817 defa)
01 Ekim 2010, 18:41:46
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 01 Ekim 2010, 18:41:46 »



Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları
ı

1.    Allahü Tealâ'nın Peygamberleri vasıtasîyle in­san­lara göndermiş olduğu din yalnız ibadethanelere mi sınırlıdır, yoksa bütün insanî yaşayış sahasını mı kapsar?

2.    Bu dini getirmiş olan peygamberlerin hepsi de bir tek maksat için mi gelmişlerdir; yoksa, her birinin ayrı ayrı muhtelif maksatları mı vardır? Bunların bazı­larının maksat ve gayeleri diğerlerinin zıddına mıdır?

3.    Hak Tealâ'nın hakikatte insandan istediği nedir? Bütün yaşayışı boyunca O'na kulluk etmek, O'nun ka­nunlarına tâbi olarak çalışmak, O'nun emrine boyun eğip gitmek mi? Yoksa, yalnız ibâdet edip de diğer işlerde istediği gibi hareket eylemek ve keyfinin istediği hareketi yapmak mıdır?

Bu soruların cevabı şöyledir:

Allah'ın göndermiş olduğu din, hayatın her safhasını kuşatan bir sistemdir. Her devre ışık tutan ve rehber olan Kur'an-ı Kerim yalnız ibadete değil, aynı zamanda, me­denî, siyasî, iktisadî, hukukî, askerî ve sosyal ilişkilere ait bütün müeyyideleri ihtiva eder. Daha Önceki semavî ki­taplarda bulu­nan hükümleri fesh ve iptal etmiş ve bunla­rın yerine kı­ya­mete kadar devam edecek olan ölümsüz prensipler koymuştur. Diğer semavî kîtaplardaki hüküm­ler hakikatte hüküm değil de bir tavsiyeden ibaret olabi­lirler. Bunlara bağlanmanın iyi olduğu bildirilmiş, fakat bağlanmanın zarurî ve farz olduğu ortaya konmamıştı. Ta ki Allah'a karşı bir diyecek kalmamış olsun.

Bu şekilde ikinci sorunun cevabı da şöyledir:

Nübüvvet, günümüzde umumiyetle şu şekilde düşü­nülüyor: Muhtelif peygamberler, muhtelif şekillerde gel­diler. Hattâ bir peygamberin vazifesi, cemiyetteki küfür nizamını ortadan kaldırmak için savaşa girişmek olur, bir diğeri de birin­cisinin aksine olarak, küfür nizamı için­de yalnız mahdut bir kısım dinî ve ahlâkî ıslâhat ile yetinir eder; belki kendisi de küfr nizamına itaat edip, sa­dakatle bu nizama hizmet etmek yolunu tutmuş olabilir.

Böyle bir anlayış Kur'an-ı Kerim'in beyanına uygun olmaz. Çünkü, bütün kuvvetiyle birlikte şu tasavvur gözönüne geliyor: Peygamberlerin hepsinin de nübüvvet­lerinden maksat, bir ve aynı olmalıdır. Allahu Tealâ'nın böyle ikisi birbirine zıd, biribirinin hilâfına biribirinin aksine yol tutmasını, akıl da kabul etmeye hiç bir zaman hazır değildir. Hattâ herhangi bir mâkul kimse de, böy­le bir Allah'a (neuzü billah) hâkim Allah diye inanamaz

Bir taraftan insanların hidâyeti için bir peygamber göndersin, diğer taraftan da kalksın bu peygamberin ya­pacağı işlerin tam zıddına, tam tersine hareket edecek başka bir pey­gamber göndermiş olsun? Bu da ayrı bir meseledir ki; bir pey­gamber İslâmî nizamı kurmak için, çalışacak, uğraşacak, didi­necek, son merhaleye getire­cek, başka bir peygamber de çıka­cak, bu merhalelerin başında mı, arasında mı, sonunda mı, her neresinde olursa olsun, işe girişecek, birincisinin yaptıklarını boza­cak ve onun işini baltalayacak? Bir üçüncüsü de çıkacak, davet, tebliğ, yahut da savaş yerine bir nevi aracılık ma­hiyetine girip, hususî şekillerle işi yürütmeğe başlıyacakmış? Ve böyle yaparak aynı maksat uğrun­da yürüyecekler? Hayır böyle birşey olamaz. Bu peygam­berlerin hepsi aynı yolu tutacak ve aynı maksat uğrunda çalışacak ve muhtelif şekillerle, muhtelif yollar takip et­seler de aynı gayeye doğru gideceklerdir. Yâni Allah ni­zamını yeryüzünde hakim kılmak için, şekil ihtilâflarını pey­gamberlerin aslî maksatlarının ihtilâfı diye düşünme­mek lâ­zımdır. Böyle düşünürsek Hak Tealâ'ya bundan daha büyük ne gibi bir İftira atmış olacağımızın da far­kına varmamız icabeder.

Üçüncü sorunun cevabı şöyledir: Günümüzün müslü­man­ları umumiyetle şöyle düşünmektedirler: Allah Tealâ'nın insanlardan istediği yalnız şudur: Ona ibadet edile­cek, bazı meselelerde, meselâ gusül, taharet ve bazı helâl ha­ram ölçülerine bağlı bulunmak. Onlara göre, Allah'ın insanlar­dan başka bir istediği yoktur. İnsanî ya­şayışın geniş sahasında insan keyfinin istediği kanunlara bağlanır; yahut da aklınca, şeytanları, cinleri, insi yeryü­züne musallat kabul eder. Bu ce­vap günümüzün dünya - perestlerinin aklına ne kadar da uygun bir cevaptır.

"Ed-dînü yüsrün: Dinde kolaylık vardır." Yahut da "Mâ ce'ale aleyküm fi'd-dinî min harecin: Sizin için dînde zor­luk konmamıştır", taraftarı olan güruh isterlerse ken­dileri için bir hayli kolaylıklar icat ededursunlar; böyle olduğu takdirde her ne şekilde olursa olsun, bu da kulluk ve ubudiyet tasavvu­runun tamamen ortadan kalkması demektir. Kulluk denen şey belki de bundan daha gülünç bir hal almaz. Zira, bir kul yirmi dört saat zarfında ancak bir iki saat, o da zahirî bir şekilde kulluk edecek, diğer vakitlerde ise bu kulluktan kurtulup gide­cek... Yahut da efendisine bir selâm çakmakla kulluk vazifesini bitirip tamamlayacak... Ondan sonra da bütün işini gücünü başka kaynaklara, başka taraflara bağlamakta serbest olacak... Bu arada bildiğini de okuyacak.. Acaba bu kim­seler Allah'ı nasıl biliyorlar? Yoksa, onlara göre Cenab-ı Hak, kendini in­sanların yaratıcısı, Rabbi diye vasıflandır­dıktan sonra, diğer taraftan da bütün insanları kendi başlarına mı bırakmıştır? Ne yaparsanız yapınız, ne ederseniz ediniz, diye gayet ufak ve küçücük bir kulluk ve ubudiyetle mi yetiniliyor?

Herhangi bir baba, kendi çocuğuna babalık vasfı ile, herhangi bir erkek karısına kocalık sıfatı ile, herhangi bir hü­kümdar kendi ülkesi halkına hükümdarlık hakkı ile bu kadar küçücük şeylerle iktifa etmez. Bu kadar ufak bir alâkaya razı olmaz. Bir kaç merasim icra ederek, güya sadakat gösterisi ile vazifeler yerine gelmiş olmaz. Baba­lık, kocalık ve hükümdarlık hakları da tamamen yerine gelmelidir. Evlâdın babasına karşı, hakkıyla evlâtlık et­mesi lâzımdır. Kadının kocasına karşı sada­katli ve itaatli olması gerekir. Memleket halkının da adil ve dürüst hü­kümdarına karşı vatandaşlık vazifesinin gereklerini yerine getirmeleri lâzımdır.

İnsanoğlu nefsine ait en küçük hakkın yerine gelme­sini isterken neûzü billah bu nasıl Allah olacak ki, bütün in­sanlar, bütün insanlık âlemi ve bütün kâinat onun mahlûku bulunacak da O da bunların bakıcısı ve koruyu­cusu (perverdigârı) olmasına rağmen, bunların O'nunla bir alâkası olmıyacak imiş

Din ve nübüvvet yapısı gereğince, kulluk hakkındaki bu tasavvur doğru değilse ve hakikaten Allah Tealâ'nın gön­derdiği dinin insanların bütün içtimaî ve ferdî hayatların'ın her tarafına şâmil ise; eğer Allah'ın kullar­dan istediği her hususta ve her mevzuda, O'nun kanunla­rına uymak, O'nun hidâyet yolunu tutmak ise; eğer Allah-u Tealâ peygamberlerini hak yaşayış nizamını kurmak yolunda davet etsinler ve bu nizamı ayakta tutsunlar, bir Allah'a itaat edip, ona bağlansınlar diye göndermiş ise, o zaman mâkul bir kimse için, şunu kabul etmek pek kolay olmaz ki, bütün peygamberler arasında yalnız ve sadece Hazret-i Yûsuf (A,S.), gelmiş bulunan diğer peygam­berle­rin hilâfına, dinullahı kaim kılmak yerine, kalkıp da din - ül - Melik'in hükmü altında maliye nazırlığı hizmetine boyun eğmiş olsun.

Bu meselede olduğu gibi, herhangi mâkul bir kimse, şu iki zıt meseleyi de birbiriyle bağdaştıramaz: Bir taraf­tan Resûl-ü Ekrem (S.A.V.) Arab'ın gayri - İslâmî niza­mını kaldı­rıp, onun yerine İslâmî nizamını yürürlüğe koymak için çalışıp uğraşacak, diğer taraftan Zat-ı Risâletpenahilerinin ülkesine yakın, Habeşistanın gayrı-islâmî nizamını, o kadar haklı ve doğru kabuledecek ki, Müslümanlardan bir cemaata bu nizam altında yaşama­larını sağlamak yolunu seçenek... Aynı zamanda bu ce­maat, din mefhumunu iyi anlamış kimselerden meydana gelmiş olacak. Dini gerçek değerleriyle tam bir cemiyet sistemi olduğunu kavramış ve bilmiş bulunacaklar... Buna rağmen bu cemaat, dini dağınık, birbirinden ayrı, birbiriyle alakası ve ilgisi olmayan, birbirine bağlı bulun­mayan bir şey mi sayacak?. Yine bu cemaat için şu hu­suslar o kadar kolay kabul edilebilir mi? Enbiyanın ha­yatları, Kur'an-ı Kerim'in öğretisi, dinin ah­kâm ve emirleri hep birbirinden ayrı, birbirine zıt, her biri ayrı ayrı şekil­lerde parçalara bölünmüş, ayrı ayrı tevil ve tefsir Kabul eden bir şey olsun!.. Bunlardan her cüz'ü de diğer cüz'ün yanı başında, bunların her bir tarafı diğer tarafın bitişi­ğinde, açık bir çelişki içinde bulunsun... Fakat bir olan Hâkim'in kur­muş bulunduğu bu dini düzenli, muntazam bir nizam olma vasfı içinde görenler, onun her cüz'ünü ve her tarafını tefsir ve açıklarken, onun tabiatını tam bir nizam olarak gözönünde bulundurmaktan başka bir çare olmadığını bilmelidir. Her kim de bunun dışında bir tefsir, bir tâbir veya bir tevil yoluna gi­derse — şöhret sahibi bir ulema olsa dahi — bu kimselerin ileri sürdüğü hiçbir fikri kabul etmesin. Yine bu cins müfessirler, bu dinde tena­kuz vardır veya Enbiyay - i Kiram'ın işleri arasında bir çatışma vardır diye bir iddiada bulunurlarsa, bu kabil fikir­lerin hiçbir kabul edilme haysiyetine lâyık olmadığı kat'iyetle bilinmelidir.

Bu mevzuu burada neticelendirirken şimdi, Sûre-i Yû­suf'un söz konusu olan yerlerini ve Habeşistan hicreti bahsini, doğrudan doğruya açıklayıp aydınlatacağız.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:16:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları rüya tabiri,Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları mekke canlı, Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları kabe canlı yayın, Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları Üç boyutlu kuran oku Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları kuran ı kerim, Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları peygamber kıssaları,Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevapları ilitam ders soruları, Esasa Ait Birkaç Soru ve Cevaplarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes