Konu Başlığı: Emniyetli Yol Gönderen: Ekvan üzerinde 20 Eylül 2010, 19:21:55 EMNİYETLİ YOL SORU: Aşağıdaki iki şüpheli mesele huzurunuza arzediliyor. Lütuf ve kerem buyurup bunlar hakkında sahih nazari yenin ne olduğunu izah buyurmanızı rica ediyoruz. 1. Tercüman ül - Kur'anın geçen sayısında bir okuyucuya ait şöyle bir soru yayınlandı: Hazert-i Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir hükümete başkanlık etmesi teklif edildiği halde acaba bu teklifi niçin kabul buyurmadılar? Halbuki Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm, kendilerine teklif edilen bir iktidarı kabul edip bu iktidardan faydalanarak müminlerden ve salih kimselerden bir cemaat hazırlamak yolunu tercih ettiler. Acaba aynı yol tutulmuş olsaydı daha iyi olmaz mıydı? Bu soruya verilen cevabı okudum, fakat beni tam manasiyle ikna edemedi.[299] Bence Hazret-i Yusuf Aleyhisselâmın yolu tutulmuş olsaydı daha iyi olmaz mıydı? Zat-ı Saadetlerine, Mekke halkı padişahlık teklif ettikleri zaman niçin kabul buyurmadılar da, ayrı bir devlet kurmak yoluna gittiler? Şimdi bizim de böyle mi yapmamız icabeder? Lütfen bu hususu izah buyurunuz. Acaba benim bu fikrim ne derece doğrudur? Yoksa tamamen hatalı mıdır? 2. Zat-ı Faziletleri, yine yazıyorlar ki, herhangi bir merhalede böyle bir vaziyet ortaya çıkmış olursa, o zaman, zamanımızda mevcut bulunan Anayasa usullerini ortadan kaldırıp, bunun yerine sahih bir usul koymak için artık düşünmeye gerek kalmaz. Bu hususta halk da, İslâmî cemaatin oluşturulması için bir yere kadar, kurullara girmenin ve seçimlere iştirak etmenin doğru olduğunu düşünmektedirler. Bu mevzuda da içtimaî bakış açısını izah buyurmanız rica olunur. CEVAP: Bizim için bütün Enbiya Aleyhimselâmın tuttukları yola itaat edilmesi lâzımdır. Hatta Zat-ı Saadetleri de bu hususu açık olarak beyan buyurmuşlardır. Kur'an-ı Kerimde de aynı emri görüyoruz. Kur'an-ı Kerim hiçbir peygamberin tuttuğu yolu ortadan kaldırmak istememiştir. Böyle olunca da Nebî Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in tuttuğu yol da başka bir yol değildir. Nebî Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e padişahlık teklif edildiği zaman, bu padişahlık bir şarta karşılık, ileri sürülmüştü. Bu şart da şudur: Zat-ı Saadetleri, dinî tebliğ etmeyive daveti bırakıp, onlara uyacak ve ancak bu şekilde onlara padişah olabilecekti. Eğer Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm'a da böyle bir teklif yapılmış olsaydı, o da böyle bir teklifi reddederdi. Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm'a, kayıtsız şartsız, hudutsuz olarak tam bir serbestlik verilmek şartı ile iktidar teklif edilmişti. Hazret-i Yusuf, böyle bir teklifi kabul etmiş, iktidara geçince mülkün nizamını Hak dinî üzerine usûl koyarak tanzim etmişti. Memleketi bu yolda idare etti. Nebiyyi Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Selleme de böyle bir teklif yapılmış olsaydı, elbette ki, savaşsız elde edeceği bu neticeyi, savaşla elde etmeye tercih ederdi. Fakat o zamanki Mekke ileri gelenleri tarafından teklif edilen bu hükümet, temiz ve saf İslâmî nizamı yürütmediği gibi o zamana kadar halkın ve komuoyunun de böyle bir hükümete gerçekten yardımcı olabileceklerini, biz mümkün göremiyoruz. 2. Seçim mücadelesi ve kurullara iştirak meselesi, bir gayrı İslâmî Anayasanın mevcudiyeti halinde, bir gayrı - dinî: lâik (Secular) Cumhuriyet (democracy) kurulup da, böyle bir cumhuriyetin yürütülmesi için olursa, o zaman bizim Tevhid akidemize ve dinî inancımıza muhalif olur. Fakat biz memleketin komuoyunu kendi dinî düşüncemiz ve akidemize uygun şekle getirebilmek ve böyle bir memleketin nizamını kendi dinî akidemiz üzerine kurmak imkânını bulmak düşüncesi ile ve Anayasayı da İslâmî bir Anayasa ile değiştirmeyi dikkate alarak, bu yolda yürümemiz için bir mani yoktur dedik. Tabiî savaşarak, kanlı çarpışmalara girerek, elde edebileceğimiz neticeyi, dövüşmeksizin elde etmemize Şeriat engelleyici bir hüküm koymamıştır. Fakat şu hususu da iyi anlamamız lâzımdır ki, bu çalışma metodunda şu unsurlar bulunmalıdır: 1. Memlekette, vaziyet öyle olmalıdır ki, bu nizamdan başka bir nizamın kurulmamasına karşı koyacak güçte olmalı ve bu nizamı yürütmeye hazır bulunmalıdır. Yahut da bu nizamın kurulmasına yeterli olmalıdır. 2. Biz, kendi tebliğimizde, davetimizde ve propagandalarımızda öyle bir yoldan yürümek imkânına sahip bulunmalıyız ki, memleket halkının büyük bir çoğunluğunu kendimize hemfikir yapabilelim ve gayri İslâmî nizam yerine İslâmî nizamı kurmak için komuoyunu hazırlamak mümkün olsun. 3. Seçimler gayrı İslâmî Anayasa için olmamalı ve gayrı İslâmî Anayasa yapmak için bir kurulun toplan ması gözönünde bulunmamalıdır. Ancak memleketin nizamının yani İslâmî nizamın Anayasasını hazırlamak İçin, olmalıdır. |