> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Dipnotlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dipnotlar  (Okunma Sayısı 753 defa)
20 Eylül 2010, 02:24:15
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 20 Eylül 2010, 02:24:15 »



DİPNOTLAR

[1]    "İlâh," "Rabb," "İbâdet," ve "din" gibi ıstılahların, doğ­ru mânalarını anlamak için bkz. Kur'an ki çar bünyâdî istilaheen. — Kur'anın dört temel ıstılahı, Seyyid Ebul-A'lâ El-Mevdûdî. İslamic Publications, Lahore.

[2]    Kitâb-ı Mukaddes, Ahd-i Cedid ve Ahd-i Atik.

[3]    R.N. Crew, Hunt Teory and practice of Com­mu­nism -London 1951. Sahife 6

[4]    Arnold, İ. Toynbee, Chiristianity among the religins of the world, S. 56

[5]    Eser yazıldığı zaman 34 idi. Bugün 43 tür. Müter­cim

[6]    Mevlâna Urduca üstad demektir. Yani Mevdûdî Hürmeten kelimeyi aynen muhafaza ettim. Mütercim.

[7]    Bu mevzu Mevlânâ Seyyid Ebu'l A'lâ El - Mevdûdî ta­rafından yazılarak "Tahrik-i âzadi-yi Hind or Müs­lüman — Hin­distan hürriyet hareketi ve müs­lüman" isimli eserden alınmıştır. Cild , bâb VI, İslamic publicatons Ltd. La­hor. Hazırlayıcı.

[8]    Bu bahis yazılırken, daha Hindistan ile Pakistan birbirden ayrılmamışlardı. Fakat, bugün yine milliyet esası ortaya çı­kıp da devletler kurulunca, böyle bir zihniyet, İslâm dünyasının her tarafına dahi yayılmış bulunuyor.

[9]    Hindistan ve Pakistanın muhtelif yer muhtar eyâ­letleri Hazırlayıcı.

[10]    (Charter) veya metinde olduğu gibi Sultandan veya Başkandan maksadımız, Mâlik el - Mülk olan Hak Tealâ, bir kim­senin eline "mülk" (memleket idaresi) teslim edip ona halifelik verip, — gerçek Halife, Sultan, Başkan ve bu gibi şahıslar kendi başlarına iş yapan kimseler değillerdir. — işlerin yönetimini ve yü­rütülmesini onun eline bırakmış olduğu kim­sedir. O'nun peygam­berine, O'nun kitabına inanan, bağlanan ve Şeriat-i İlâhiye'nin aydınlığı altında, çalışmayı kabul eden, bu mes'uliyeti üstüne alan, hükümet ve memleket idaresini yöne­ten, yahut da bunun başında bulunan kimse, idare usulünü bu Şeriate (kanuna) uygun şekilde de­vam ettiren ve adalet siste­mini bu yola uyduran, hükümet veya idare mekanizması veya şahıs, ALLAH tarafından Sultanlık (Charter'lık): Buyruk sahipliği vasfına haiz olur. Bu Charter: Sultan (Buyruk sahibi) nin vas­fını Kur'an-ı Kerim, kendisi beyan etmiş­tir. Onların arasında, ALLAH'ın göndermiş olduğu hususlar üzerine hüküm ver, den­miştir.

[11]    Bu konu, Tercümanü'l-Kur'an'da 1361 Hicrî se­nesi, Şaban ile Şevval arası, Eylül - Kasım 1942 Milâdi'de neşredilmiştir. Ha­zırlayıcı.

[12]    Bu konu 1942 de yazılmıştır. O zaman Hindistan ve Pakistan ingilizlerin idaresi altında bulunuyordu. Hazırla­yıcı.

[13]    Malûmdur ki hükümet demek, kelimenin asıl manasına göre zor kullanmak, baskı yapmak demektir. Bu manayı ifade eden (Coercion) başka bir ismidir. Nazariyede ise, usûl ve kanun gereğince, hükümetin esastan, temelden halkın üzerinde de tahak­küm edeceği de malumdur. Bu hükü­met işinin icâbıdır.

[14]    Müellifin, Sosyo - Komünizm dediği şey'in son merhalesi (Stage) dir. Bu görüş Sosyo — Komünizm düşünürle­rine göredir. Engels ve Lenin, şöyle de­mişlerdir. "O merhaleye ulaşılınca, orada zorlayıcı hükümet nizâmı ortadan kalkmış olacaktır Bunun yerine de sınıf farkı bulunmayan öyle sosyal dü­zen kurulacaktır ki, toplumsal yardımlaşma esasına dayanarak, böylece hükümetin varlığına lüzum ve ihtiyaç ol­mayacaktır.

Yalnız komünistliktir ki, hükümeti lüzumsuz hale geti­rebilir Çünkü orada herhangi bir sınıf farkı kalmadığından, birini ortadan kaldırmaya uğraşması gerekli olsun" Lenin, The State Revolution, New York, 1935 P. 75 Bu hayali - görüşe Komünizm ıstılahın da hükümetin ortadan kalkması ve geliş­mesi denmiştir. (The State Withers Away) Hazırlayıcı.             

[15]    "Onlarla savaşın, boyun eğip de cizyeyi kendi elleriyle getirip verinceye kadar." (Tevbe: 29).

Muhterem Müellif, bu âyet-i kerimenin şerhi hak­kında, Tef­him - ül - Kur'anda şöyle yazar:

Savaş neticesinde onlar, kendilerince iman ettikleri şeyi bırakıp da Hak dinine bağlanmazlar. Fakat onlar bu mağ­lûbiyetle, artık kafa tutmağa ve tahakküm fikrine güç yetire­mezler. On­ları yâni kâfirleri yeryüzüne hâkim olacak duruma getirmeyin Emir sahibi olmalarına meydan vermeyin. Yeryü­zünde yaşayış nizamım kurmak, hüküm sahibi olmak, emir vermek ve önderlik etmek (imamet) hak dinine bağlı bulunan­ların elinde olmalıdır. Kâfirler ise, müslümanların emri altında mukaddes hükümlere tâbi bir şekilde, boyun büküp ve itaat ederek yaşayıp gitmelidir­ler.

Cizye demek, islâm hükümeti tarafından gayri müslimlerin yâni zimmîlerin emniyetini sağlamak, onları ko­rumak ve onların haklarını muhafaza etmek için, zimmiler tarafından İslâm hükü­metine ödenen bir paradır. Aynı zamanda cizye, bu cemaatin em­re itaat ettiklerine bir delil ve bir sem­boldür.

"Elleriyle getirip cizyeyi versinler..." demek, doğru­dan doğ­ruya itaat ederek, boyum eğer vaziyette cizyeyi Öde­meleri demek­tir.

Küçük kılın, azınlık kılın'dan maksat ta, onların büyük ol­mamaları, çoğunluk haklarına sahip bulunmamalarıdır. Yer­yüzün de hâkim duruma geçmemeleridir. Yeryüzünde hakim olacaklar, Onlar değil, Hilâfet-i İlâhî (ALLAH'ın halifeliği fariza­sını yerine getirecek olan Ehl-i İman olmalıdır. ALLAH'ın dinine sarılmayan, kendilerinin yahut da baş­kalarının eğri, bozuk ve sapık yollarını tutup giden güruh'un hürriyet ve serbestlik öl­çüleri, şu kadardır ki, istedikleri gibi, ken­di hususî işlerinde hatalı yol takip edebilirler. Fakat bu imandan mahrum zümre­nin, yeryüzünün herhangi bir yerinde iktidarı ele geçirip tahak­küme kalkışmalarına, hükümdanlığı ve memleket idaresini ele almalarına hiç bir zaman hak tanınmaz. İnsanların içtimaî ya­şayış nizamını kendi sapık zihniyetlerine uydurmaları­na ve bu sapık rejimlerini yürütüp gitmelerine de asla meydan verilmez. Böyle bir kuvvet onların ellerine geçtiği zaman fesâd doğar. O zaman da Ehl-i İman'a onların ellerinden bu kudreti al­mak farz olur. Onları doğru yola tâbi kılmak, bu yola boyun eğ­dirmek de lâzım gelir. Ehl-i îman için bu yolda çalışmak gayele­rin en üstünü olan bir farzdır.

[16]   Bu mevzu yazıldığı zaman, bu zevattan biri Puncâb digeri de Bingâl devletlerinin Sadrıâzamları (Başba­kanları) idiler. Şimdi, onların yerine, herhangi -bir gayri İslâmî devlette, Müslüman vekil'e (bakan) ne gibi bir vazife düşer diye düşünmemiz lâ­zımdır.

[17]   Bu âyet-i kerime hakkında daha geniş malûmat için bak: Tefhim-ül-Kur'an, Cild II, Sahife 13 - 14. Hazırlayıcı.

[18]   Bu satırlar yazıldığı zaman Mussolini hayatta idi. Hem de her istediğini yapan bir diktatördü.

[19]   Meşhur müfessir İmam Mücâhid'in yazdığına göre, bu Melik'İn kendisi de Hazret-i Yûsuf vasıtasiyle islâm'ı kabul etmiş­ti, (İbn-i Cerir).

[20]   Bu mevzu, Tercüman-ül-Kur'an, Rebiülahir, 1363 (Nisan 1944) de neşredilmiştir. (Hazırlayıcı)

[21]   İncil ve Talmud'da da bu hususta sarih bir şey yoktur. Eski Mısır tarihinde de bu hususu aydınlatacak bahis­lere raslamak mümkün değildir.

[22]   Bible'da (Kitab-ı Ahd-i Atik: Tevrat) Hazret-i Mûsa (A.S.) zamanında Mısır'da birkaç yüz bin kadar halk vardır. Tah­minen bunların sayısı (20 Lakh) yâni 2.000.000 hesaplıyabiliriz. O Mısır'ın mâmur mıntıkası da en az ülkenin % 10 uydu.)

[23]   Bu bahis, Tercüman-ül-Kur'an Muharrem ve Se­fer 1364 (Ocak ve Şubat 1945) tarihli neşriyattan alınmıştır. (Hazırlayıcı).

[24]   Bu bahisler, yukarıda bahsi geçen islâm örnek ik­tidar: (islam ve iktidar) ismi altında kaleme alınmıştır.

[25]   Müellif, muarızlara cevap vermek için âyet-i ke­rimenin kelimelerinin zıd la­fızlarını koymuştur. (Mütercim).

[26] Pakistan'ın İstiklâlini kazanmasından sonra da yine bu mesele devam edegelmektedir. Şimdi Müslüman top­lumun yaşayışı şu şekli almıştır: Eşraf kızları açık sahalarda güya askerî talim diye oyunlar oynamakta, Müslüman Sahibzadeler. Kerimeyi mikerremler: Eşraf kızları borazan öttürme talimi yapmak için Avrupa ülkelerinin yolunu tutmuş­lardır. Diğer memleketlerde de müslümanların mümessillikle­rini (millet vekilliği) erkek mümessiller (mebuslar) değil de kadın mümessiller ifâ ediyorlar. (Müellif).

[27]   Yûsuf: 55.

[28] Meselâ: "Halbuki, göklerin ve yerin bütün hazi­neleri (Hazâ'in)' ALLAH'ındır."

"Hiçbir şey yoktur ki, onun hazineleri (Hazâ'in) bizim eli­mizde olmasın." (Hicr: 21)

"Yoksa Rabbinin hazineleri onların indinde mi?" (Tur:37)

[29] Bible (Kitab-ı Ahd-i Atik) de Seyyidinâ Yûsuf (A.S.) kıssası anlatılarak. Firavunla aralarında geçen bahisler, şu cümlelerle nakledilmiştir:

"Pes Firavun kullarına dedi, hiç bunun gibi ruhullah içinde olan adam bulabilir miyiz? Ve Firavun Yûsuf'a söyledi: Çünkü bu cümleyi ALLAH sana malûm eyledi, senin gibi âkil ve bilgili yoktur. İmdi sen evim üzerine ol, (sen benim evimin söz sahibi olacaksın) ve cümle halkım ağzına baksın. Ancak taht hesabiyle senden büyük olayım ve dahi Firavun Yûsuf'a dedi ki: İste seni bütün Mısır diyarı üzerine nasb eyledim. Bunun ardından Firavun, mühürünü elinden çıkarıp, anında Yûsufun eline koydu. Hem ana tülbentmesi, libas giydirip bir altın tuğ boynuna taktı." Tevrat, Kitab-ı Ahd-i Atik, Sifr-i Tekvin - il – mahlûkat, Bab: 41, âyet: 38 – 44, Paris Kırallık Matbaası 1827,sahife. 41 – 42. Türkçe tercümesinden aynen nakledildi. Mütercim.

Siyah yazılmış cümlelerden sarih bir şekilde anlaşıldı­ğına göre. Firavunun kendisi de Hazret-i Yûsuf (A.S.) a İnan­mıştı; O'nun peygamberliğini kabul etmemiş idiyse de ilk gö­rüşmede ona imân edecek kadar kuvvetli bir inanç yolu tut­muştu. Bundan altı yedi seiıe sonra, Hazret-i Yûsuf (A.S.) in kardeşleri, Mısır'a ulaştı­lar. O zaman Hazret-i Yûsuf (A.S.) onlara şöyle söyledi:

(Tevrat âyet: 8.) Ve hâlâ beni buraya gönderen siz de­ğil, bel­ki ALLAH'dır. Ki benî hem Firavun'a b...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dipnotlar
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:17:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dipnotlar rüya tabiri,Dipnotlar mekke canlı, Dipnotlar kabe canlı yayın, Dipnotlar Üç boyutlu kuran oku Dipnotlar kuran ı kerim, Dipnotlar peygamber kıssaları,Dipnotlar ilitam ders soruları, Dipnotlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes