> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslamda Hükümet > Gayr-i Müslimlerin Hakları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gayr-i Müslimlerin Hakları  (Okunma Sayısı 608 defa)
23 Eylül 2010, 00:46:18
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 23 Eylül 2010, 00:46:18 »



BÖLÜM: 13

GAYR-İ MÜSLİMLERİN HAKLARI

 
HAZIRLAYICININ NOTU

Anayasa (düstur) bahisleri bağlamında karışık me­se­le­ler­den biri de azınlıklar meselesidir. Bu meseleler hakkında sayısız yanlışlıklar ortaya çıkarıldığından zi­hinler karışmıştır.

Mevlânâ Ebu'l - A'lâ Mevdûdi, istiklâlin hemen aka­binde bu mesele üzerinde durmuş ve bütün cepheleriyle bu mevzuyu izah ederek, bir İslâmî hükümette zimmîlerin haklarının nelerden ibaret olduğunu açıklamıştır. Mev­lânâ, bu makalesini tekrar gözden geçirmiş ve düzeltilmiş son şekliyle bu kitaba alınmıştır.

Adı geçen bu yazı Tercüman ül - Kur'an'da Ağustos 1948 de neşredilmişti. Makalede bir tarafta Gayrı - İslâmî hü­kümetlerin Anayasalarında bulunan azınlık hakların­dan, diğer tarafta da İslâmi hükümetteki gayrı - müslimlerin haklarından bahsederek durum karşılaştırıl­malı olarak gösterilmiştir.

Bu şekilde, İslâmî hükümetin gayrı - müslimlere dav­ranışıyla, diğer hükümetlerin azınlıklara karşı tutumları açık bir tarzda ortaya çıkmış oluyor.

(Hazırlayıcı)

GAYRI MÜSLİMLERİN HAKLARI

İslâmî hükümette gayrımüslimlerin haklarından bah­setmeden önce, şu noktayı zihinlere yerleştirmek icap eder ki, İslâmî hükümet hakikatte usulî/ideolojik (ideological) hükümettir. Böyle bir rejim, millî cumhuri­yetten (Na-tional Democratic) den bambaşkadır. Burada bu iki ayrı rejime tabi olan hükümetlere göre, biz de bu meselenin farklarını ayrı ayrı muhtelif yönleriyle ortaya koyacağız. O zaman bu mesele etraflıca ve daha iyi bir şekilde anlaşılmış olacaktır.

1. İslâmi hükümet kendi hudutları dahilinde oturan halkı şu şekilde tasnife tâbi tutar:

Ya bu halk, bu hükümetin usullerine ve ideolojisine inananlardan müteşekkildir, yahut da inanmayanlardan.

Yani ya bunlar müslümandırlar, yahut da gayri Müslim­dir­ler.

1.  Millî hükümette ise halk şu bakımdan tasnife tâ­­bi tutulurlar:

Bu hükümetin hudutları dahilinde bulunan­lar­dan kimler bu hükümete mensupturlar ve kimler değillerdir. Yani bu hükümeti yürütenler esasta kimlerdir ve kimler değildir. Bugün bütün hükümetlerin rejimlerinde halkı ikiye ayırırlar ve ıstılahta bunlara (çoğunluk ve azınlık derler. Ve bu iki ıstılahı kullanırlar.

2. İslamı hükümette, hükümet ve devlet işlerini yürüt­mek bu hükümetin usulüne inanan bütün halk efra­dına aittir.

Kendi nizam ve intizamı dahilinde gayrı müslimlere de münasip vazifeler verilebilir.

Fakat devlet reisliği ve hükümet başkanlığı gibi işler onlara emanet edilmez.

2.      Millî hükümette, devlet reisliği ve hükümet baş­kan­lı­ğı hususunda yalnız kendi kavminin itimat eder. Vatandaşlardan olan diğer azınlık mensupları böyle bir hükümette itimata edilir ve güvenilir kimseler değillerdir. İsterse bunu açıktan açığa söyler. İsterse fiiliyatta böyle yapar. Azınlıklardan kimse kilit noktalarda vazife göre­mez. Böyle bir vazife verilecek olursa, sadece gösteriş­ten ibaret kalır. Memleketin asayişi ile ilgili mühim mev­kiler de azınlığa verilmez.

3.      İslâmî hükümet kendi rejimi bakımından şu me­se­leyi gözönünde bulundurmakla mükelleftir:

Müslümanlarla, gayrı müslimler arasındaki farkı açıkça beyan eder ki, hangi hakların müslümanlara mah­sus olduğu ve hangi hakların gayrı müslimlere ait olduğu bilinsin.

3. Millî hükümetlerde bu şekilde söz oyunu yapmak gayet kolay bir iştir. Memleketin bütün halkına, eşit haklara sahipsiniz denir, fakat bu haklar sadece kâğıt üzerinde yazılı ka­lır. Fiiliyata gelince, her zaman ve heryerde, çoğunluğun azınlığa karşı bir imtiyaz hakkı gözönünde tutulur. Böyle bir zeminde azınlıklara fiiliyatta ve hakikatte bir hak tanınmaz.

4. İslâmi hükümet, kendi tebaası içinde bulunan gayrı müslimlerin karışık hakları meselesini, onların bir zimmilik hakkı olduğunu kabul etmiş ve kendilerinin ko­runmasını tekeffül (Garanti) ederek halletmiştir. Bu şe­kilde onlara bir güven vermiştir.

Devlet kendi ideolojik nizamı içinde ve işlerin yapıl­ması hususunda onlara müdahale ettirmez.

Yine bu sınıfa siz ne zaman isterseniz, İslâm usu­lünü kabul ederek müslüman olabilirsiniz ve siz de diğer fertler gibi idareyi elinde tutan cemaatin bir ferdi olabilir­siniz ve siz de idareye iştirak edersiniz, demiştir.

4, Millî hükümet nizamında, hükümetin kendi milleti say­dığı kimseler ile kendi milletinden saymadığı kimseler arasında karışık işleri halletmek için üç yoldan birisi se­çilebilir. Ya kendi milletinden olmayan bu fertleri asimile edip devşirecek ve kendi milletinden yapacaktır. İkinci şık olarak, bunların varlığını ortadan kaldıracak; öldür­mek, soymak, dağıtmak gibi yollara başvuracak vezalimane bir şekilde bu sınıfı memleketten kaçıracaktır. Üçüncü tedbir olarak, kendi milleti içinde Açhot (Hindumezhebinde bir nevi afaroza uğramış, aşağılık görülen, elsürülmez, mundar cemâat) yapacaktır. Dünyadaki diğer Cumhuriyet rejimlerinin çoğunda, bu gibi tedbirlere başvurulduğunu görmek mümkündür. Eski de­virlerde de böyle idi. Şimdiki modern çağımızda da bu usul değişmiş değildir. Hindis­tan müslümanları bu durumun acı tecrübesini tatmış­lar­dır ve halen tatmaktadırlar.

5. İslâmî hükümet, zimmi gayri - müslimler için, İs­lâm şeriatinin tayin ettiği bütün hakları kabul etmeye ve teslim etmeye mecburdur. Onların bu haklarını ellerinden almak, yahut da kısmak İslâm hükümetinin elinde değil­dir: Elbette ki, müslümanlar isterlerse bu zimmîlere şeriatce kararlaştırılmış bulunan haklardan bir parça daha fazla haklar verebilirler. Fakat kendilerine fazladan verilecek olan haklar, İs­lâ­mın usulleri ile muhalif olamaz. Ancak onların haklarından bir şey de asla kısılamaz.

5. Millî hükümet, azınlığas bir hak verecek olursa, yine bu hakkı da çoğunluk verecektir. Bu hakları çoğun­luk verdiğine göre, bir gün çoğunluk bu hakları istediği takdirde azaltır veya çoğaltabilir. Yahut da tamamen or­tadan kaldırabilir. Çoğunluğun böyle bir hakkı her zaman için vardır. Böyle bir nizam içinde azınlığın vaziyeti, ço­ğunluğun bu zümreye acıyıp acımamasına bağlıdır. Azınlık, çoğunluğun kendisine acı­masının sayesinde yaşayabilecektir. Hatta bu sınıfa en ilkel insanlara tanı­nan hakları da tanımayabilir. Azınlığın böyle bir nizamda hiçbir garantisi olmadığı gibi, onlara bu hakların tanına­cağına dair, bir şey de tekeffül edilmez.

İşte İslâmın zımmîlere karşı davranışı ile, millî Cum­hu­ri­yet rejimi hükümetlerinin azınlıklara karşı davranışları arasında yukarda saydığımız esaslı ihtilaflar bunlardır. Davranış bakımından İslâmın diğer hükümet rejimlerine olan üstünlüğü de bunlardır. Şu var ki, bu hususlar gözönünde bulundurulmadan insan meseleyi karıştırıp içinden çıkamaz bir hale sokacağı gibi, yanlış anlayıştan da kurtulamaz. O zaman zan­neder ki, bu günkü mîllî Cumhuriyet rejimi hükümetler, azınlıkların haklarını tes­lim ediyormuş da İslâm, bu muamele hu­su­sunda aç gözlülük edip de vermiyormuş.

İzah ettiğimiz bu hususlardan sonra şimdi asıl mev­zuumuza gelebiliriz.



1. Gayrı - muslim reâya'nın (vatandaşların) çeşitleri.

İslâmî kanun, İslâm camiası içinde yaşayan gayrı müs­lim reayayı üç şekilde sınıflandırır.

Birincisi; Sulh ve barış yolu ile, yahut da bir anlaşma ile İslâm camiasının içinde yaşamayı kabul edenler.

İkincisi; Muharebe ederken mağlup olup da, İslâm camiasının içinde yaşamak zorunda kalanlar.

Üçüncüsü; Ne muharebe ne sulh ne de muahede ile olmayıp İslâm ülkesinde İslâmî hükümetin arazisi içinde bulunanlar.

Bu üç sınıf zimmîler, umum zimme hakkında aynı şartlara tâbi iseler de yine birinci sınıf zimmîlerin diğer ikisinden biraz farklı hakları vardır. Bunun için biz de ehli zimmenin haklarını açıklamadan önce bunların üçünün de ayrı ayrı vaziyetlerini gözden geçirelim. Ve bunların haklarındaki hükümleri de ortaya koyalım.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gayr-i Müslimlerin Hakları
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:19:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gayr-i Müslimlerin Hakları rüya tabiri,Gayr-i Müslimlerin Hakları mekke canlı, Gayr-i Müslimlerin Hakları kabe canlı yayın, Gayr-i Müslimlerin Hakları Üç boyutlu kuran oku Gayr-i Müslimlerin Hakları kuran ı kerim, Gayr-i Müslimlerin Hakları peygamber kıssaları,Gayr-i Müslimlerin Hakları ilitam ders soruları, Gayr-i Müslimlerin Haklarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes