Konu Başlığı: Adliye'nin Çalışma Hududu Gönderen: Ekvan üzerinde 27 Eylül 2010, 04:29:02 Adliye (yargı)nın Çalışma Hududu Şimdi de Adliye (Judiciary) ye gelelim. Biz eski ıstılahta buna "Kaza": (Kadılık) diyoruz. Bunun da çalışma dairesinin ve iş hududunun ilâhî Hâkimiyet kanunu çerçevesinde olacağı kendiliğinden anlaşılır. İslâm ne zaman kendi hükümet usulünü kaim kılmış ise, o zaman ilk kadı (Hâkim: Yargıç) Peygamberlerin kendileri olmuşlardı. Onların bu husustaki vazifeleri, halkın işlerini ve ihtilaflarını ilâhî kanunun ışığı altında hal edip hüküm vermekti. Peygamberlerden sonra, bu makama geçmiş bulunanlar da onların gittikleri yoldan başka bir yoldan gitmiyeceklerdir. İşlerin çözümünde İlâhî Kanunu göz önünde tutacaklardır. Bu kanunu da Hak Taalâ peygamberi vasıtasiyle indirmiş bulunuyor. Kur'an-ı Kerim-de Sûre-i Mâ'idenin iki rükû'u, bilhassa bu mevzu üzerine nazil kılınmıştır. Orada Hak Taalâ buyuruyor ki, Biz Tevratı nazil kılmakla hidayet ve aydınlık gönderdik. Benî îsrailin bütün Nebileri ve sonra Rabbanileri (Yahudi âlimleri) ve Ahbar'ı (Yahudi din adamları) Tevratın hükümleri gereğince Yahudilerin işlerini çözümlerlerdi. Daha sonra İsa İbn-i Meryem'i gönderdik. O'na da İncil'i verdik. Bunda da hidayet ve aydınlık vardır. Kur'an-ı Kerim, bu tarihi hadiseleri beyan ettikten sonra, Hak Taalâ Resul-ü Ekrem'i muhatab alarak şöyle hitab buyuruyor: "Biz bu Kitabı (Kur'an-ı) hak olarak sana gönderdik: Onların arasında Allahın nazil kılmış bulunduğu ile hüküm ver ve "ana Hak (hakikat) geldikten sonra onların keyfine tabi olma." (El-Maide: 48) Devamında Hak Taalâ, bu beyanı şu sözler ile tamamlıyor: "Acaba cahiliye hükümleri gibi işlerinin çözümünü mı isterler? İyi anlamış olan kimseler için acaba Allahın hükmünden daha iyi olabilecek ne gibi bir hüküm vardır?" (Maide: 50) Bu takrir meyanında Hak Taalâ üç yerde şöyle buyuruyor: "Allahın nazil kılmış olduğu kanunu ile işleri çözümleyip hüküm vermeyenler, kâfirdirler, zalimdirler, fasıktırlar." Bunlar olduktan sonra, bilmem artık şunu söylemeğe lüzum var mıdır ki, bir İslâmî hükümetteki adalette ilâhî Kanunu icra ve uygulamaktan başka bir şey olsun ve işlerin çözümünde bundan başka bir kanun yürürlükte bulunsun? |