> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > Zorunlu bir açıklama
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zorunlu bir açıklama  (Okunma Sayısı 1103 defa)
29 Eylül 2010, 13:10:02
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 13:10:02 »



Zorunlu Bir Açıklama


İbn Kayyım merhumun bundan önce kendisinden yapmış oldu­ğumuz alıntı bölümünde insanda şüphe uyandıracak bazı noktalar bu­lunmaktadır. Özellikle "Hakimiyyet" konusundaki açıklaması husu­sunda bazı insanlarda şüpheler meydana getirecektir. Çünkü İbn Kay­yım açıklamasında, Allah'ın indirmiş olduğu hükümlerle hükmetme­yen kimsenin asıl küfür manâsında kâfir olmayacağını belirtmektedir. Bu itibarla bu meselenin kesinlikle açıklanması gerekmektedir. Evet açıklanmalıdır ki, ortaya çıkan şüphe ve kuşku da izale olmuş olsun.

Bilindiği gibi, İslam toplumu Hz. Peygamber (s.a)'in elinde, ku­rulduğu günden itibaren, Allah'ın şeriatım yürürlüğe koymak, onun­la hükmetmek suretiyle sürdürmüştür. Nitekim Raşid halifeleri de ay­nı uygulamayı sürdürüp götürmüşlerdir. Bunlardan sonra gelen Eme-vî halifeleri de aynen bu yolu izlemiştir. Gerçi bunlarda bazı inhiraf­lar ve yan çizmeler olmuş ise de, onlar da bu yolu izlemişlerdir. Yani bütün bunlarda insanın muhakeme olunmak üzere başvurduğu hüküm Allah'ın şeriatından başkası olmamıştır. İnsanların hepsi o şeriat bay­rağının altında gölgelenmişler, hepsi de onun hikmeti ve adaleti altın­da gözetilip idare olunmuşlardır.

Bundan sonra Abbasî devleti gelmiş, bu devlette de yine şeriat,-uygulanan nizam ve hüküm olmuştur. Gerçi bunlarda önemli sayıla­cak bazı gedikler meydana gelmiştir. Daha sonra da Tatarlar gelmiş, bunların lideri olan Hülagü "Yasa" denilen kendi kanunlarını getir­miştir. İleride ve özellikle ilgili bölümünde İslâm alimlerinin bu konu­daki görüşlerini Allah'ın izniyle ele almış olacağız. Mademki durum bu merkezdedir. Esasen konuya ilişkin Selefin -ki İbn Kayyım da bun­lardan biridir- sözü üzerine toz kondurulamaz. Şayet hakim olan kimse hükmünü verirken rüşvetle hüküm verirse, ya da herhangi bir yakınlık ve karabeti, birinin şefaati (aracılığı) ya da benzeri bir şeyle hü­küm vermesi halinde haliyle bu, ası! manâsında küfür olarak değer­lendirilemez. Bu asıl manâda olan küfürden farklı bir küfürdür.

Ancak müslümanların hayatlarında gerçekten önemli ve ciddi olan, özellikle de tarihlerinde ilk kez meydana gelen duruma gelince, yine Allah'ın şeriatının yürürlükten kaldırılması, buna gericilik ve irtica diye damga vurulması noktasına gelince ya da "insanların geri kalmasına bu şeriat neden olmuştur, ilerlemeye, uygarlığa bu engeldir" noktası­na gelince işte bu, müslümanların hayatında yepyeni bir irtidat yani dinden dönme olayıdır. Kaldı ki, iş sadece bu basit iftiralarla kalma­yıp, daha da ileri götürülmüş, özellikle müslümanlann hayatlarına ka­dar sokulmuş, onların hayatlarını en aşağı seviyedeki bir hayat türü ile değiştirmeye itmiştir. Öyle ki İslâm şeriatının ve kanunlarının yeri-, ne Fransa, İngiltere, Amerika gibi ülkelerin kanunları ya da dinsiz sos-, yalist ülkelerin kanunları getirilmiştir. İşte bunlar ve benzeri kanun-;-lar cahili ve küfirî olan düzenlerden alınmak suretiyle İslam şeriatının : yerine konmuştur.

Elimde buna dair bir çok delil bulunmaktadır:

1- Özellikle İbn Kayyım merhumun daha önce geçen bölümde or­taya koymuş olduğu Ahrned b. Hanbel'in sözü, bunun açık bir örne­ğini teşkil ediyor.

Orada Ahmed b. Hanbel diyordu ki: "Ta ki hakkında kesin ihti­laf olmayan bir şeyi getirip işlemeleri halinde, işte bu durumda onlar mutlak manada kafir olmuş olurlar."

Evet, doğrusu bu öylesi bir durumdur ki, hiç bir şüphe söz konu­su edilemez bile. Çünkü bu hal, Allah'ın şeriatını yürürlükten kaldır­mış, bu kamil ve mükemmel manadaki şeriata, anayasaya eksiklik ve kusur atfedilmiştir. İnsanların ortaya koydukları kanunları ise bun­dan daha mükemmel göstermişler, bu kanunların daha yumuşak ol­duğunu, çağların ilerlemesiyle de yeniliklere açık olduğunu söylemek­tedirler ki, işte bu, apaçık bir küfürdür.

2- Yine İbn Kayyım'in ortaya koyduğu şeylerden hareketle mese­leye açıklık getirmeye çalışacağım. Bu mübarek zat, açıklamasında di­yordu ki, "her küfür aynı manada küfür değildir". İşte bu ifade: "İs­lama bağlı ve onun şeriatının reddetmeyen" hakim için geçerlidir. Böyle bir hakim şayet nassa, eldeki delile muhalefet ederse, bundan yan çizerse, daha öncede açıklandığı gibi, işte bunlar asıl manada olmayan küfre girmiş olurlar. Yoksa burada Allah'ın tüm kanunlarını, şeriatı­nı kaldırıp yerine insan kafasının ürünü olan küfür kanunlarının ko­yulmasını uygun görenlerin kafir olmayacakları demek değildir. Böyleleri katıksız anlamda kâfirdirler.                                                 

3- Bir de insanlar için helal ve haram koyma, onlar için şeriat ya­ni yasalar koyma meselesi vardır. Eski ve yeni alimlerin hepsi de şu hususta ittifak etmiş bulunmaktadırlar. Yasa koyma yani şeriat koy­ma işi alemlerin Rabbi olan yüce Allah'ın hususiyetlerindendir. Dola­yısıyla kim kendi adına bu manada bir iddiaya kalkışırsa, o kimse (ya da kimseler) kendilerini ilahlaştırmış olurlar, ya da O'nun benzeri ha­line koymuş olurlar. Yani kendilerini Allah'dan başka tapınılan ve iba­det olunan varlıklar yapmış olurlar. Bunun açıklamasında yakında yapacağız.

4- Şeriatı Rabbaniyeyi yani ilahî şeriatı uzaklaştırmak, bunun ye­rine beşerin heva ve isteklerinden doğmuş olan şeyler koymak olayı, eski ve yeni tüm alimlerin küfür olarak gördükleri bir olaydır, bu yeni kanunların failleri kesinlikle kafirdirler. Çünkü burası dince zarurî ola­rak bilinen bir durumdur. Böyleleri kesin kafirdirler. O halde bu ko­nuda Rabbim şöyle buyururken hala mücadele edecek birileri var mı?

"Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na (Allah'a) mah­sustur." (A'raf7/54).

Nitekim her şeyden münezzeh olan yüce Allah, mü'min veya ka­fir bütün insanların itiraf ettikleri gibi göğün ve yerin Rabbidir, yara­tıcısıdır. Aynı zamanda O, her emrin ve sultanın (gücün), her hük­mün ve siyasetin (sahipliğin) de maliki ve sahibidir."[97]

5- Ahmed b. Hanbel (r.a)'in kavli (görüşü) zaten bu gerçeği açık­lamış olmaktadır. Onun görüşü şöyle idi: "O kimse hakkında ihtilaf olmayan bir şey getirip işleyinceye kadar bu böyledir". İşte Ahmed b. Hanbel'in bu görüşünü İslam alimlerinden Şeyh Muhammed b. îb-rahim şöyle açıklıyor:

"İşte böyle yapılması, apaçık bir küfürdür ki, bu lanete uğramış olan ve insanların eliyle uydumla gelen kanunu, Cebrail (a.s) tarafın­da Hz. Muhammed (s.a)'in kalbine indirilenin yerine koymaktır. Evet bu kitabı Rûhu'1-Emîn adı verilen Cebrail (a.s), uyarıcılardan olsun diye, apaçık arap diliyle, Hz. Muhammed'in kalbine indirmiştir. Bu­nun yerine başka kanunları koymak küfürlerin en açık seçik olanı ve en büyüğüdür."[98]

6- Bir de İbn Kayyım (rh)'ın "Medaricu's-Salikîn" adlı kitabın­da zikrettiği husus vardır. İbn Kayyım, Hüküm meselesiyle ilgili tüm görüşleri ortaya koyduktan sonra diyordu ki: "Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeme konusunda sahih olanı şudur ki, bu, iki tür küfrü içe­rir. Birisi küçük küfür, diğeri de büyük küfürdür ki, bu, hükmü ve­ren hakimin durumuna göre değerlendirilir. Meselâ Alîah'dan başka­sının hükmüyle hüküm veren hakim, hüküm verdiği meselede, asıl ola­rak Allah'ın indirdiğiyle hüküm vermesi gereklidir diye itikad ediyor­sa ve buna rağmen başkasıyla hüküm veriyorsa, böyle yapmanın is­yan olduğunu ve yapan kimsenin de Allah tarafından cezaya hak ka­zandığım itiraf ediyorsa, işte bu, küçük küfürdür. Fakat böyle olma­yıp ta Allah'ın hükmüyle de hüküm verilmeyebilir, diye itikad ediyor ve inanıyorsa, Allah'ın hükmünün en iyi olduğunu kesin bilmesine rağ­men kendisinin bu konuda muhayyer olduğuna inanıyorsa, işte bu halde büyük küfrü işlemiş olur. Çünkü bu hal büyük küfürdür. Şayet Ha­kim bunu bilmeden, cehaletle yapıyorsa veya hata ile böyie bir hüküm veriyorsa hatalıdır. Hakkında hata edenlerin hükmü icra olunur."[99]

7- Bir de "Minhacu's-Sünne" adlı kitabında ibn Teymiye'nin söy­lediklerine bakalım, Merhum diyor ki: "Bir kimse, Allah'ın Rasûîü-ne indirdiğiyle hüküm vermek vacip ve gerekli değildir diye inanıyor­sa, bu kişi hiç bir şüpheye yer olmaksızın kafirdir. Zira her kim, Al­lah'ın indirdiğine tabi olmaksızın, O'nun hükmünden dönerek, insanlar arasında kendi görüş ve düşüncesine göre hüküm vermeyi helal sayar ve uygun bulursa, o kimse kafirdir. Her hangi bir toplum ve ümmet düşünün ki, adaletle hükmetmeyi, evet sadece böyle yapmayı emret­mektedir. Ancak bazan bu, toplumun dininde (inançlarında) adalet, onların büyüklerinin, önde gelenlerinin ileri sürdüğü görüşler olabi­lir. Hatta bunun daha ötesi de vardır. Böyle yapan kimselerin bir çoğunun müslüman olduklarını yada İslama mensup bulunduklarını da görebiliriz, hatta öyledir de. Bunlar bulundukları toplumların adet ve töfeleriyle, ortaya koymuş oldukları hükümlerle hükmederler de, Al­lah'ın hükmüyle hükmetmezler. Tıpkı bedevilerin cahili gelenekleri, adetleri ve taklidleri gibi. İşte kendilerine itaat olunan emirler, Kitap ve Sünnete önem vermeksizin, kendisiyle hüküm verilmesi gereken şey­ler, kendilerinin öngördüğü hükümler olursa, işte bu küfürdür. As­lında bir çok insan müslüman olmuşdur. Buna rağmen hala araların­da sürdürdükleri hükümler, hakim kimselerin öngördüğü gelenekler, adetler ve hükümler olmaktadır. Şayet bunlar, Allah'ın indirdiğinin dışında bir şey ile hüküm vermenin kendileri için caiz olmadığını bi­lirlerse, bir şey denemez. Aksine böyle değil de, Allah'ın indirdiğinin hilafına olan şeylerle hükmetmenin helal olduğunu kabul ederlerse, işte bunlar kafirlerdir."[100]   

"Vallahi, biz gerçekten apa­çık bir sapıklık içindeymişiz. Çün­kü biz sizi âlemlerin Rabbi ile eşit tutuyorduk." (Şuârâ) 26/97-98). âyetini tefsir ederken İbn Kayyım şöyle diyor.

"İşte bu âyette sözü edilen eşitlik, sevgide, Hah edinmede ve koy­dukları yasaları kabullenmede eşitlik manasınadır. Yoksa yaratmada, güç ve kudret...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zorunlu bir açıklama
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:48:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zorunlu bir açıklama rüya tabiri,Zorunlu bir açıklama mekke canlı, Zorunlu bir açıklama kabe canlı yayın, Zorunlu bir açıklama Üç boyutlu kuran oku Zorunlu bir açıklama kuran ı kerim, Zorunlu bir açıklama peygamber kıssaları,Zorunlu bir açıklama ilitam ders soruları, Zorunlu bir açıklamaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes