> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet  (Okunma Sayısı 1198 defa)
29 Eylül 2010, 12:47:58
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 12:47:58 »



3. BÖLÜM

EL-VELA VEL-BERA KONUSUNDA EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT AKİDESİ


el-Velâ ve'1-Berâ meselesiyle ilgili olarak Ehli Sünnet ve'l-Cemaat'in inancı nedir, bunu kesinlikle anlatmamız gerekmektedir. Evet anlatalım ki, bid'at ehli ve heva ile arzusunun peşinden gidenler ortaya çıkmış olsun. Çünkü bu, bidatçıların, heva ve isteklerinin pe­şinden koşanların ellerinde Kitap ve Sünnetten herhangi bir delilleri bulunmamaktadır.

Şeyhu'l-İslâm İbn Teymiyye (r.a) der ki: Mü'minlerin görevi, Allah için düşmanlık ve Allah için dostluğu sürdürmeleridir. Meselâ bir yer­de bir mü'min varsa, bu mü'min, zulmeden biri de olsa, diğer mü'mi-nin görevi onu dost edinmek, veli olarak tanımaktır. Çünkü adamın zulmetmiş olması, imana bağlı olan dostluk ve velayet ilişkisinin ke­silmesine neden değildir. Nitekim Rabbimiz (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Eğer mü'minlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin." (Hucurât, 49/9),

Mü'minler aralarında savaşsalar da, haksızlığa ve isyana kalkış salar da yine de kardeştirler ve böyle olanların aralarının düzeltilmesi ve barıştırılmaları emredilmektedir. O halde mü'min insan çok iyi dü­şünmelidir. Doğrusu mü'minin görevi, kardeşi ona zulm etse ve aley­hine haddi tecavüzde bulunsa bile onunla dostluğunu sürdürmesidir.

Kâfirlere gelince; iyilikle bulunsa ve ikrama kalkışsa bile, mü'­minin görevi onu düşman olarak tanımak ve ona olan düşmanlığı sür­dürmektir. Muhakkak Allah (c.c), peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiştir. Fakat peygamberlerin ve kitapların gönderilmesi, din ve hakimiyet tümüyle Allah'ın olsun diyedir. Mü'min sevgisini Allah için onun dostlarına karşı sürdürsün, düşmanlarına karşı da buğzunu devam ettirmiş olsun. Mü'minin ikramı ve ödüllendirmesi yine bir mü'min tarafından olsun, Allah'ın velileriyle olsun. Allah'ın düşmanları­na karşı da aşağılaması ve cezalandırması sürmüş olsun. Evet işte mü'-min böyle davranmalıdır. Mesela birey iyilik ve kötülük vasıflarını ken­disinde toplarsa, hem facir ve hem itaat eden, hem isyana kalkışan, hem de sünnet ve bid'atleri işleyen bir kimse olursa, böyle bir kimse dostluk, muvalât ve sevap açısından işlediği hayır nisbetinde karşılığını görür. Kendisinde bulunan kötülük oranında da ona karşı düşmanlık  ve cezalandırmayı hak etmiş olur.

Bir şahıs saygınlık meziyetleriyle kendisini küçük düşürecek kötü niteliklere aynı anda sahip olabilir. Meselâ hırsızlık gibi. Kişi, hırsız­lık yapınca bundan ötürü eli kesilir, ancak Beytü'l-Malden (devlet ma­liyesi bütçesinden) kendisine ihtiyacı kadar da yardım olunur. İşte bu husus, Ehli Sünnet ve'1-Cemaatin üzerinde ittifak etmiş oldukları bir husustur. Fakat onların bu görüşlerine Haricîlerle, Mutezile mezhebi mensupları ve onlar gibi

düşünenler muhalefet ettiler.[183]

Velâ ve Berâ konusu daha önce de belirttiğimiz gibi sevgi ve buğ-zetme esasına dayanmaktadır ve bu esas değişmezdir. Ehli Sünnet Vel-cemaat nazarında insanlar, sevgi ve buğz ile Velâ ve Berâ konusunda üç sınıftırlar.

1- Her yönüyle ve her bakımdan sevilecek olanlar: Bunlar Allah'a, ve Rasûlüne iman edenler, İslâm'ın tüm görevlerini eksiksiz olarak ye­rine getirenlerdir. Aynı zamanda İslamın tüm esas ve prensiplerini hem ilim bakımından, hem amel yönünden ve itikad açısından yerine geti­renlerdir. Amellerini, fiillerini ve sözlerini Allah için samimi ve ihlaslı  olarak ortaya koyanlardır. Bunlar Allah'ın emrettiği tüm emirlere bo­yun eğerler ve tüm yasaklardan da uzak dururlar. Evet Allah ve Ra-sûlü neyi emretmişler^ejjhu yaparlar, neleri de nehyetmişlerse ondan uzak dururlar. Bunlar, Allah için severler, Allah için dostluk kurarlar velayetlerini de bu esasa göre sürdürürler. Allah için buğzederler, Al­lah için düşmanlık ederler. Kim olursa olsun, Allah Rasûlünün tüm sözlerini başkalarının sözlerine tercih ederler, Rasûlullah (s.a)'m sö­zünü herkesin sözünden önce kabul ederler.[184]

2- Bazı yönlerden sevilen ve fakat bazı bakımlardan buğzedilen kimseler: Bunlar da müslüman kimselerdir. Ancak iyi amellerle kötü amelleri birlikte sürdürenler, karışık işler çevirenlerdir. Böylelerine karşı iyilikleri ve bağlılıkları oranında sevgi ve dostluk gösterilir. Kötülük­leri ölçüsünde de buğzedilir ve düşmanlık gösterilir. Kalbi bununla ye­tinmeyip kötülüğe yönelenler, salih bir şekilde hareket etmekten öte-, ye, fesada ve bozulmaya yüz tutar. Bu konuda bir delil olarak Abdul­lah b. Himar. Bu adam Hz. Peygamber (s.a)'in ashabından biri idi.[185] Ancak içki içerdi. Bir gün yine içki suçundan-ötürü tekrar huzura ge­tirildi. Rasûlullah'ın huzuruna getirilince, orada adamın biri ona la­net okudu ve şöyle dedi: "Bu adam da içki yüzünden ne kadar da faz­la huzura getiriliyor." Adamın böyle lanet okuması üzerine, Hz. Pey­gamber (s.a) şöyle buyurdular:

"Ona lanet etmeyiniz! Vallahi kesin olarak bilmekteyim ki bu adam Allah ve Rasûlü'nü kesinlikle sevmektedir."[186]

Halbuki şurası bilinen bir gerçektir ki. Rasûlullah (s.a)'m bizzat kendileri içkiye, içki içene, satıcısına, imal edene, imal etmek isteye­ne, taşıyana ve kendisi adına taşınana (taşıttıranına) lanet etmişler­dir.[187]                                                                                   

3- Her bakımdan kendisine buğzedilenler: Bunlar; Allah'ı, me­leklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ile küf­re girenlerdir. Kadere, hayrın ve şerrin Allah'dan olduğuna iman et­meyenlerdir. Çünkü bütün bunlar Allah'ın kazası, hükmü ve kaderi gereği meydana gelmektedirler. Bu küfrü seçenler, aynı zamanda öl­dükten sonra dirilmeyi de kabul etmezler, onu da inkâr ederler. Ya da bunlar, İslam'ın beş rüknünden bir tanesini terk ederler veya Al­lah'a ibadetlerinde peygamberlerden herhangi bir peygamberi, ya da bir velisini veya salih bir kimseyi O'na eş ve ortak koşarlar. Mesela onlara bir tür ibadet nevilerinden birisini hasrederler. Örneğin sevmek, dua etmek, ondan korkmak ve ondan beklentisi olmak, ona tazimde bulunup, ona tevekkül etmek. Sırf ondan yardım dilenmek, ona sı­ğınmak ve ondan medet beklemek. Onlar adına kurban kesmek veya adak adamak. Kısaca inabe, birine tezellül derecesinde bağlanma, ona karşı huzu ve huşu gösterme, ondan haşyet (korku) üzere bulunma, tüm beklentileri ve ürpertilerini ondan bekleme vb. gibi şeyler. Ya da yüce Allah'ın sıfatlarından herhangi bir sıfatını, isimlerinden birini in­kar etmek, mü'minlerin yolundan bir başka yolda yürümek. Bid'atçıların  bağlı bulunduğu bidatlere, heva ve arzularının esiri olanlara, sa­pıklara intisâb etmesi ve bağlanması gibi şeyler. Hep bu türden buğzu gerektiren şeylerdir. Ayrıca İslam ile çelişki meydana getiren on mad­deyi veya bunlardan bir tanesini işleyen kimsenin durumu da böyle­dir. O da tümüyle buğzedilenlerdendir.[188]

Ehli Sünnet ve'I-Cemaatin bu konudaki tavranı gelince o, dinin­de dosdoğru olan bir mü'mine, kamil anlamdaki bir dostlukla dost­luk ve velayet gösterir, yetkiyi böylesine verir. Ancak bu nitelikteki bir mü'mini sever, ona yardım eder. Aynı zamanda Ehli Sünnet, kâ­firlerden, dinsiz ve ateistlerden, müşriklerden, mürtedlerden de tümüyle uzaktır. Herhangi bir şekilde bunlara destek vermez. Bunlara öylesi­ne bir buğz güder ki, bu, düşmanlıkla ilişkili bir kin ve buğzdur.

Ama salih amellerle birlikte kötü ameller işleyenlere gelince, Ehli sünnet bunlara da durumları ve liyakatleri nisbetinde, imanları ora­nında dostluk besler, onları veli kabul eder. Aynı şekilde kötülükleri nisbetinde de adavet ve düşmanlık besler.

Ehl-i Sünnet velcemaat: Allah ve Rasûlüne karşı savaş açmış olan­lar en yakınları bile olsa herhalükarda bunlardan uzak durur. Nite­kim Yüce Mevlâ şöyle buyurmaktadır:

"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun babaları, oğullan, kardeşleri, yahut akraba­ları da olsa- Allah'a ve Rasûlüne düşman olanlara dostluk ettiğini göremezsin." (Mücadele, 58/22).                                     

Aynı zamanda Ehli Sünnet Rabbimizin şu yasağına bütün dikkatiyle titizlik gösterir:

"Ey iman edenler! Eğer küf­rü imana tercih ediyorlarsa, baba­larınızı ve kardeşlerinizi (bile) ve­liler edinmeyin. Kim onları veli (dost ve yetkili) edinirse, işte on­lar zalimlerin tâ kendileridir.

"De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleri­niz, hısım akrabanız, kazandığı­nız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığı­nız meskenler size Allah'tan Rasûlünden ve Allah yolunda cilıad etmekten daha sevgili ise, artık Al­lah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hi­dâyete erdirmez. "(Tevbe,. 9/23-24).

İmam İbn Teymiye merhum, Ehli Sünnet mezhebini özetleyerek şöyle der: "Övgü, yergi, sevgi, buğz = kin, dostluk ve düşmanlık... Evet işte bütün bunlar Allah'ın hakimiyetini.indirdiği esas üzere olur, O'-nun hakimiyetinin ve Kitab'ının öngördüğü tarzda yürür. Kim mü'min ise, bu, hangi sınıftan olursa olsun, mutlaka her bakımdan bun­lara dostluk ve velayet gösterilmelidir. Kim de düşman ise, bu da han­gi sınıftan olursa olsun, mü'min her bakımdan bunlara düşmanlığını sürdürmelidir. Zira böyle davranması aynı zamanda vaciptir. Nitekim Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Sizin dostunuz (veliniz) an­cak Allah'tır, Rasûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emir­lerine boyun eğerek namazı kılar­lar, zekatı verirler. Kim Allah'ı, Rasûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tu­tanlardır." (Maide 5/55-56).

Yine Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Yahudileri ve hırıstiyanlari dost edinmeyin. Zira onlar birb...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:52:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet rüya tabiri,Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet mekke canlı, Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet kabe canlı yayın, Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet Üç boyutlu kuran oku Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet kuran ı kerim, Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet peygamber kıssaları,Velâ ve berâ konusunda ehli sünnet ilitam ders soruları, Velâ ve berâ konusunda ehli sünnetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes