> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > Sonuç
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sonuç  (Okunma Sayısı 913 defa)
27 Eylül 2010, 20:14:27
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Eylül 2010, 20:14:27 »



Sonuç     
                                           
 
İslâm Kurtuluş Ve Saadet Yoludur                
 

Müslümamn böyle bir aşağılanmaktan ve başkalarına kuyruk olmak­tan kurtulması ne zaman gerçekleşecektir? Çünkü müslümamn başına her ne gelmiş ise hep bu iki yoldan gelmiştir.

Acaba bu kurtuluşa giden yol nedir? Bugün yeryüzünün hemen her bölgesinde müslümanlara reva görülen böyle bir durumdan çıkış yolu ne olabilir?

Acaba bu kurtuluş için belirli ölçüler vealâmetler var mı? Sonunda bu işin geleceği nasıl olacaktır?

Cevap olarak deriz ki: Onun kurtuluşu İslâm'dadır. İslâm'dan başka kurtuluş yoktur. Müslümanları bugün düştükleri durumdan, aşağılanmak­tan, Allah'dan başkasına kulluktan kurtaracak olan budur. Bu ümmetin selefini yani öncekilerini İslâm nasıl ki zulmetten ve karanlıklardan nura çıkarmış, zulümden adalete eriştirmiş, dünyanın darlığından onun geniş­liğine ve ahiret nimetlerine eriştirmiş ise, bugünkü ınüslümanları da kur­taracaktır.

Ancak bu dosdoğru olan yol, burada ciddî manada yürüyüp hareket eden birilerine ihtiyaç duymaktadır. Bu yolda öylesine bîr yolcu istiyor ki, bu yolcu hiçbir zaman sağına ve soluna iltifat edip önern vermemelidir. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz bu benim dos­doğru olumdur. Şu hâlde ona uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yo­lundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti." (En'am, 6/153)

"Gerçek şu ki, kâmil manada bir İslâmî hayat ancak samimi ve ihlâsh bîr şekilde olmak şartıyla Tevhid'in temel unsurlarını kabul etmeye ve bu esaslara bağlıdır. Çünkü bu, insanın bütün hayatını, hem ferd hem cemaat oîarak kapsar. İnsan bunun gereğini hisseder ve bunu içinde du­yarsa, işte bu, elinde var olan her şeyin Allah'a ait olduğu imkânını verir, buna vekil olanın Allah olduğunu bilir. Yine o bilir ki, Allah (c.c), gerçek ve hakiki manada bizzat Şer'î malik yani şeriatın sahibidir. Onun koymuş olduğu şeriat bütün dünyayj kapsar. O Ailah (c.c), itaat olunan mabuddur ki, emir ve nehiy O'na aittir. Emri de O koyar, yasağı da O getirir.

Bizzat hidayetin menbal ve kaynağı O'dur. Allah (c.c), insanın sap­malardan, Aîlah'dan başkasına itaaten ayrılma tehlikesi doğurduğunu ik­na edici ve tatmin eder manada ona imkân verir, duygu ve düşünce verir. İnsan, Allah'ın hidayetinden müstağni kalamayacağı, yani ona muhtaç ol­madan yaşayamayacağını anlar. Bu da, Allah'ın ona verdiği duygu ve id­rak sayesindedir. Zatında, sıfatlarında, haklarında ve tasarruflarında Al­lah'ın eş ve ortağı olmadığını idrak imkânını Allah kendisine verir. Aksi takdirde bu, hangi yönden ve hangi renkten gelirse gelsin, sapıklıktan ve dalâletten başkası olamaz.

Sonra bu temel, yani Allah'a iman etme temelini direkleri ve esasları merkezine yerleştirme imkânı, kişinin bunu davasının içinde görmedikçe ve bunun yerine kesin olarak getirilmesi gereken bir şey olduğunu görme­dikçe mümkün olamaz. Ayrıca müslüman şunu da kesinlikle anlamak zo­rundadır. Bu konuda tam bir şuur ve idrak sahibi olmalıdır ki, elinde var olan her şey, Allah'ın mülküdür. Tam olarak bunun İdrakinde olmalıdır. Hepsi de neticede Allah'ın rızasına bağlı olduğunu bilmelidir. Kendi adı­na yapılan şeyleri Allah'ın rızası veya gazabı çerçevesinde değerlendirme­lidir. Bütün bunları Rabbının rızasını kazanmak ve gazabından uzak kal­ma esaslarına dayandır m alıdır. Bunun idrak ve şuurunda olmalıdır. Ken­disinin başkalarından üstün görmeyi, büyüklenmeyi bir kenara itmelidir. Tüm düşüncelerini, değerlerini, prensiplerini, bir şeyi kabul veya reddet­me hususundaki değerlendirmelerine, Allah'ın yüce Kitabında indirmiş ol­duğu ilme dayandırmahdır.

Allah'a itaati içermeyen ve başkalarına karşı duyulan dostluk, itaat ve bağlılıkları, velayeti boynundan söküp atacaktır. Tâ kalbinin derinlik­lerine Allah sevgisi ve muhabbetini yerleştirecektir. Gönlünde, kendisin­den Allah'dan daha üstün bir yer, saygı ve değer isteyen tüm putları sö­küp atacaktır. Müslüman sevgisini, buğzunu, sadakatini, düşmanlığını, rağ­betini ve nefretini, barışını ve savaşını ve buna benzer birçok şeyleri tama-

men Allah'ın rızasına ve hoşnudluğuna bırakmalıdır. Kendi adına razı ola­cağı şeylerde, Allah'ın bundan razı olup olmadığı noktasına dikkat etme­lidir. Hoşlanmadığı ve istemediği şeylerde de, Allah'ın hoşlanmayıp dile­mediği şeyler olmasına dikkat etmelidir. İşte bu, gerçek ve hakiki imanın mertebesi ve amaçlanan nokta olmuş olmaktadır."[329]

Bugün insanlığın içinde bulunduğu hayat konumu, tüm dünya üze­rinde yıkıma ve ruh bunalımına doğru yönelmiştir. İşte hemen her yerden çığlıklarım duyduğumuz bu düşüş ve aşağılanma, değerini yitirme olayı, kendisini kurtaracak bir kurtarıcıya seslenmektedir. Onu böyle bir boş­luktan ve uçurumdan kurtarıp dilediği bir işe, davaya götürmesini istemek­tedir. İşte bu, İslâm'dan başkası değildir. Çünkü bu, her şeyi en iyi bilen Allah'ın dinidir. O Allah, insanları düzeltecek ve ıslaha götürecek her şeyi bilir ve tüm kalplerde gizli olandan da haberdardır.

Aslında İslâm, tek kurtuluş yoludur. Çünkü bu, fıtrata ve yaratılışa uygun olanını vermektedir. O İslâm ki, insanın maddî icadlarındaki adım­larında ve ruhî ilerlemelerindeki adımlarında bir düzeni getirmiştir. Sade­ce İslâm bunu yapmaya malik ve sahiptir. İslâm onun için hayat gerçeğine uygun bir nizam getirmeye ve koymaya sahip olduğu gibi, bununla da gerçek manada düzen sağlanmış olur. Hem de insanlığın bugüne dek hiç tanıma­dığı bir şekilde bunu sağlar. Zira bu manadaki sağlıklı bir düzeni ancak İslâm'ın gölgesinde bulabilir. Hem de tüm tarih boyunca bu nizamın göl­gesinde, başka bir nizamda değil sadece ve sadece İslâm nizamında bula­bilir."[330]

İslâm düşmanları çok iyi bilirler ki, onların tek düşmanları İslâmdir. İşte bunun için onlar bu yüce dağı yıkıp dağıtmak için tüm gayret ve ça­balarını sarfederler. Çünkü sömürme yolunda ve amaçlarında karşıların­da dikilecek tek engel İslâmı görmektedirler. Aynı zamanda kâfirlerin taş­kınlıklarına, tağutluklarma, azgınlıklarına ve yeryüzünde Hanlıklarına tek engel olarak İslâmı görmektedirler. Onun için bu dini ortadan kaldırmak maksadıyla akla gelebilen her türlü yolu ve metodu denemektedirler. Bu dinin yerine yepyeni bir sistem getirip temeli sapasağlam olan bu dini yık­mak isterler, var güçleriyle bunun için çalışırlar."[331]

Gayretli ve anlayışlı her müslüman bilir ki, bu din, kesinlikle İslâm için yazılan binlerce kitap ile, hutbe ve vaazlar yoluyla, İslama davette bulunan davet filimleriyle ayakta kalamaz. Evet sadece bu yollar bunun için yeterli değildir. İslâm gerçek manada dipdiri ve atılgan olan bir gerçekle ayakta durur. İşte bunu da ancak samimi ve doğru olan müslümanların şahsında görme imkânı vardır. Bu, gözlerin göreceği, ellerin dokunabile­ceği, aklî eserlerin hissedebileceği bir gerçeğin ta kendisidir.[332]

Çağdaş insanlığın hayat akışını değiştirecek olan bu üstün kişiler, bizzat kendileri, Allah'ın düşmanlarını dost kabul etme ve onlara velayet yetki­sini verme noktasında kendilerini aşmış kimselerdir. İster kâfirler olsun, ister münafıklar ve ister mülhid (dinsizler) olsun, hepsine bu sadık kimse­ler rest çekmişlerdir. Hiçbir zaman çağdaş batıl sistemlerin yıldızlı pro­pagandaları onları aldatamaz. Gerçi hem batı ve hem doğu atom bombaları­na sahiptirler. Bundan başka daha nice nükleer silâhlara sahip bulunu­yorlar. Fakat samimi ve dosdoğru müslüman bunların aksine şu gerçeği bilir: En büyük sadece ve sadece Allah'dır. Veli, yardımcı, imkân verici sadece Ö'dur. Batılın imkânları ne kadar çok olursa olsun, Hakkın üs­tünlüğü O'nun elindedir. Batıl hak üzerinde bir üstünlük kazanamaz. Çün­kü Rabbim şöyle buyuruyor:

"Nice âz sayıda bir birlik, Allah'ın izniyle çok sayıdaki birliği   yenmiştir.” (Bakara,2/249)                                                                                         

Yine Rabbimiz şöyle buyuruyor:

' 'Bizim ordumuz şüphesiz üstün   gelecektir."   (Saff'ât,37/173)

Bir başka âyette ise Rabbim şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz peygamberleri­mize ve iman edenlere, hem dünya hayatında, hem şahitle­rin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.*' (Mümin, 40/51)

Rabbim düşmanlarla ilgili olark da şöyle buyuruyor:

"Şayet sizinle savaşa gire­cek olsalar, size arkalarını dö­nüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.” (Âl-i İmrân, 3/111)

Sadık ve samimi her müslüman böyle bir amacı gerçekleştirebilmesi için Allah'ın şeriatına aykırı olan her kanun, yasa, nizam, tüzük ve sis­temden uzak olduğunu açıkça bildirmelidir. Yani Berâ olayını hemen gün­deme sokmalıdır. Yine İslâm akidesiyle çelişen her türü akide ve fikirden de beri ve uzak olmalıdır. Bu husustaki Berâsmı da ortaya koymalıdır. Çün­kü bizden önceki büyüklerimiz yani salih selefimiz, bu sayede yardıma ve izzete erdiler, şeref sahibi olabildiler. Küçük ve büyük her şeyleri bu Rab-banî şeriattan, tüm hükümlerini ve idarelerini bundan aldılar. Zira sırat-ı müstakim adı verilen dosdoğru yol sadece budur. Bunda herhangi bir eğiklik ve sapma yoktur. Allah'ın Hanif olan dinidir ki, bunda herhangi bir dar­lık ve sıkıntı sözkonusu değildir. Bu dinin koymuş olduğu hiçbir emir ko­nusunda akıl, keşke bu olmasaydı ve bu yasaklansaydı, daha uygun olur­du, deme imkânını bulamaz. Yine yasakladığı hiçbir şey de yoktur ki, akıl, keşke bu mubah olsaydı daha güzel olurdu diyebilme gücünü bulamaz. Aksine Allah'ın her emrettiği şey, en uygun olanıdır. Yani salih olanını em­retmiş ve fesada götüreni yasaklamış, her iyi ve güzeli mubah kılmış, her kötü ve iğrenç şeyi de ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sonuç
« Posted on: 27 Nisan 2024, 07:21:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sonuç rüya tabiri,Sonuç mekke canlı, Sonuç kabe canlı yayın, Sonuç Üç boyutlu kuran oku Sonuç kuran ı kerim, Sonuç peygamber kıssaları,Sonuç ilitam ders soruları, Sonuç önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes