> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > Önsöz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Önsöz  (Okunma Sayısı 1180 defa)
29 Eylül 2010, 13:40:45
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 13:40:45 »



ÖNSÖZ


Rahman Ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla!
 

Gerçekten Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdederiz ve O'ndan yardım dileriz. Mağfireti O'ndan ister, doğru yola iletilmemizi O'ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah'a sığınırız.

Allah (c.c), kimi hidâyette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiş­tir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve mürşid bulamaz.

Şehadet ederim ki, Allah'dan başka bir tek ilah yoktur ve O'nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a) Al­lah'ın kulu ve Rasûlüdür. Salât ve seiâm O'na, Ehli Beytine, ashabına ve O'nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.

Allah (c.c)'ın, Hz. Muhammed (s.a)'in risaletini yani peygamberli­ğini semavî risaletlerin sonuncusu kılması, Rabbimizin bir rahmeti ve kul­larına bir lütfudur. Allah (c.c), o risâleti kamil, saf, temiz ve berrak, bir nizam olarak göndermiştir, O'ndan hafif bir sapma gösteren kesin helak olur. Adı yüce olan Rabbimiz göndermiş olduğu bu risâleti, araştıranla­ra, buna gereğince değer verip uyanlara, Allah'ın emrettiği ve dilediği şe­kilde ona uyanlara ve Peygamberinin bu mesajını alanlara, dünya ve ahi-ret saadetini vermiştir. Böylelerine Allah (c.c), "Allah'ın Velileri = Evliyaullah ve Allah taraftarı = Hizbullah" adını vermiştir.   

Yine Allah (c.c), bu yoldan ve risaletten yan çizenlere ise zillet ve şe­kavet vermiştir. Bu şeriatı terkedenlerin hor ve hakir olacaklarını bildir­miştir. Sıratı müstakimi, (dosdoğru yolu) terkeden bu kimselere de Şey-tan'ın evliyası, yandaşları ve askeri adını vermiştir.

Bu ebedî risaletin ve mesajın adı ve esası Tevhid kelimesidir.

"Lâ ilahe illallah Muhammedun Rasûlullah" "Allah'dan başka hiç bir ilah yoktur = Hakimiyet kayıtsız şartsız Allah'ındır. Muhammed (s.a)

de O'nun elçisi, bu hakimiyetin yeryüzündeki yegane temsilcisidir."

İbn Kayyım el-Cevziyye'nin de söylediği gibi bu büyük kelime için, "mizanlar kuruldu, divanlar konuldu. Cennet ve cehennem pazarı ku­ruldu. Bu sayede yaratılanlar mü'minler ve kâfirler diye ikiye ayrıldı. İyi­ler ve kötüler olarak ikiye taksim olundu. Din, sırf bunun için tesis olun­du. Sırf bu amaçla cihad etmek için kılıçlar çekildi, silahlara sarıhndı. Çünkü bu, Allah'ın tüm kullan üzerindeki hakkıdır."

"Bu kelimenin aslı ve hakikatine gelince: Rasûlullah (s.a)'ın getir­miş olduğu bu gerçeği kesin bilmektir, inanarak doğrulamaktır, dil ile söy­leyip ifade etmektir. Ona sevgi besleyerek boyun eğmektir. İç alemde ve dışta yani batında ve zahirde onunla amel etmektir. Onun hükümlerini yerine getirip infaz etmektir. İmkan nisbetinde ona davette bulunmaktır. Ona karşı bu kelimenin kemali Allah için sevgi ve Allah için buğzdur. Al­lah için vermek ve Allah için de engellemektir. Ma'budunu da bir tek Al­lah .olarak tanımak ve O'ndan başka hiç bir ilah kabul etmemektir."

Bunun yolu ise: her yönüyle Rasûtullah'a içtenlikle bağlı bulunmak ve ona tabi olmak gözlerini Rasûlullah (s.a)'tan başkasına çevirmemek ve kalb gözüyle Rasûlullah'a yönelmek ile mümkündür. (İbn Kayyım el-Cevziyye)

İşte bu büyük ve önemli kelime, insanların his ve duygularında tüm kavramlarıyla ve iktizasıyla neredeyse değerim yitirmiş bulunmaktadır. Ancak Allah'ın kendilerine rahmetiyle muamelede bulunduğu kimseler müstesna. İşte bu mefhumlardan ya da kavramlardan birisi hatta en önem­lisi "Velâ ve Berâ" konusudur.

Gerçi bu önemli akidevî kavram Allah'ın kendilerine merhamet bu­yurduğu kimseler müstesna müslümanların gerçek hayatlanndaki önemini yitirmiştir..Fakat bu duruma ge'inmesi ise bu kavramın gerçekliğinden ve hakikatından hiçbir şey alıp götüremez.

Velâ ve Berâ, İslâm inancının fiilen uygulanmasıyla mümkündür. Bu yüzden de bu konu müslümamn inancında akidesinin büyüklüğü kadar bir değer taşımaktadır.

Zira yeryüzünde Tevhid kelimesinin gerçekleşmesi ancak Velâ ve Berâ konusunun gerçekleşmesiyle mümkündür. Müslüman bu sayede kimi, ida­recisi kabul edecek ve kimi de düşmanı tanıyacak, öğrenebilir.

Kimi insanlar ise, bu büyük ye önemli akidevî konuyu cüz'î derece­deki ya da ikinci derecedeki şeyler gibi anlamaktadırlar. Halbuki durum tam bunun aksidir. Çünkü bu bir tman, Küfür meselesidir ve Yüce Allah bu konuda şöyle buyuruyor:

"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veliler (idareci) edinmeyin. Kim onları veli (idare­ci) edinirse, işte onlar zalimlerin'kendileridir.

De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz tica­ret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Rasûlünden ve Allah yolun­da cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez…” (Tevbe, âyet/23-24).

Rabbim bir diğer âyette şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanlan dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onla­rı dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna yol göstermez." (Maide, 5/51)

İslâm âlimlerinden biri olan Şeyh Hamd b. Atık (rahimetullah) şöy­le diyor:

"Tevhid inancının zarûrîliği ve gerekliliği ve bunun karşıtının yani zıddının haramlığı konusundan sonra Allah'ın kitabında yer alan önemli konu Velâ ve Berâ konusudur. Allah'ın kitabında Tevhid konusundan sonra en çok deliller bu mevzu ile ilgili olarak yer almaktadır. Evet Tev­hid konusu ile Tevhidin zıddı olan şeyin haramlığı konusu dışında, hak­kında en çok delil bulunan konu Vela ve Berâ konusudur."[1]

İslâm ümmeti bu üstün şeriatı ve akideyi yeryüzüne yayıp neşredip hakim,kıldıkları sürece, ayakta uzun müddet kalabilmişlerdir. Böylece in­sanlar kula kulluğu ve ibadeti bırakıp kulların Rabbi olan Allah'a kulluk yolunu seçti. Bu sayede insan, dünyanın dar ve sıkıntılı çerçevesinden kur­tulup dünya ve ahifet genişliğine ermiş oldu.

Peki sonra neler oldu?

• Bu ümmet cihadı terkedip, sığırların kuyruklarına sarıldıktan son­ra giderek hep geriledi durdu.

•  İslâm'ın zirve noktası olan cihaddan uzaklaşmakla ric'at, geriye kaçış başladı.

• Göz alıcı hayata, refaha yönelip, dünyanın aldatıcılığına esir olmakla İslâm ümmetinin dışındaki diğer milletlere uymaya başladı.

• Onun saf ve berrak düşüncesi, cahili felsefî akım ve düşüncelerle bulandıktan ve beşeri sistemlerin arkasına takıldıktan sonra İslâm toplu­mu fikir ve düşünce ayrılığına düşmüş oldu.                                   

• Artık bundan böyle bu ümmet kâfirlerin itaati altına girdi ve onla­ra boyun eğer oldu. Böylece müslümanlar dünyalarının salâhını ve kur­tuluşu, dinlerini yok etmekle elde eder oldular ki, bu müslümanlar için hem dünya hem de ahiretlerini kaybetme zilletini getirdi.

 
Kafirlere Karşı Olan Bu Dostluk Değişik Tarzlarda Kendisini Gösterdi
 

1- Kâfirlere karşı muhabbet ve sevgi beslenmesi, onlara saygı göste­rilerek Allah dostlarına ve İslâmî idareye savaş açılması. Allah'ın şeriatı­nın yeryüzü hakimiyetine engel olunup yürürlükten kaldırılması. Ona de­ğişik iftiralar yapılarak uygarlığa ve medeniyete engel olduğu düşüncesi­nin yaygınlaşması ve müslümanlar tarafından değer kazanması.

2- Batıda ve doğuda küfür sistemlerinin ve kanunlarının yürürlüğe konulması. Bu küfür kanunlarının İslâm şeriatının yerine konulup hâkim kılınması. Bu arada İslâm şeriatını isteyen herkese gericilik, yobaz ve mu­taassıp adının verilmesi.                                                               

3- Allah'ın Rasûlü Hz. Muhammed (s.a)'in sünneti yani hadisleri hak­kında şüphe uyandırmak. Bu konudaki üstün eserlere ve kaynaklara dil uzatmak. Bize bu sünnetlerin ve kaynakların ulaşmasına hizmet eden de­ğerli İslâm âlimlerinin değerine gölge düşürerek bunu yaygınlaştırmak.

4- Yeni yeni câhilî davetlerin ve geleneklerin yaygınlaştırılması. Bu da müslümanların hayatında yeni bir dinden dönme olayı meydana getir­miş oldu. Meselâ: Turan kavmiyetçiliği, Arap milliyetçiliği, Hintçilik da­vası, vs. vs... gibi.

5- İslâm toplumlarının eğitim ve öğretim yollarından ve kurumların­dan yoksunlaştırüması, bunların programlarının yozlaştırılması, yani eğitim ve öğretimleri üzerinde oynanması... Müslümanlar arasında bütün yön­leriyle zehirli düşünceler ve fikirler yaygınlaştırılarak İslâmî vasıtalardan ve vesilelerden uzaklaştırılması.     

İşte bu ve benzeri durumlar nedeniyle akla bir çok sorular gelmekte­dir. Çünkü oynanan oyunlar sadece bunlar olmayıp değişik, bir çok şekil ve vasıtaları vardır. Bütün bunlar verilecek doğru cevaplar beklemekte-

dirler. Bu cevaplar hem yeterli olmalı hem de Kitap ve sünnetten kaynak­lanmalıdır. Aynı zamanda üstün ve güvenilir âlimlerin görüşleriyle de des­teklenmelidir.

Şimdi akla gelebilen bu sorulardan bazılarını soralım:

a- Müslüman kime intisap edip bağlılık göstermeli?

b- Müslüman kime dostluğunu vermeli, kimi veli edinip, velayeti ki­me vermeli?

c- Bu yetkiyi kimden esirgemeli ve kimlerden uzak durmalı?

d- Kâfirleri dost edinmenin, velayeti onlara vermenin ve onlara yar­dımda bulunmanın hükmü nedir?

e- Bu gün gaflette olanların ve ümmetimizden bizim dilimizle konuş­malarına rağmen buna bağlı olan çocuklarımızın durumu ve revaç bulan bu İslam dışı düşüncelerle ilgili olarak İslamın hükmü ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Önsöz
« Posted on: 26 Nisan 2024, 03:30:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Önsöz rüya tabiri,Önsöz mekke canlı, Önsöz kabe canlı yayın, Önsöz Üç boyutlu kuran oku Önsöz kuran ı kerim, Önsöz peygamber kıssaları,Önsöz ilitam ders soruları, Önsözönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes