> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri  (Okunma Sayısı 959 defa)
27 Eylül 2010, 21:18:39
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Eylül 2010, 21:18:39 »



7.BÖLÜM

MÜSLÜMANLARIN GAYRİ MÜSLİMLERLE MUAMELELERİ


Bu konu üç başlık altında ele alınacaktır.

1- Muvalat ile hüsnü muamele arasındaki fark:

 

Dinlerin Birbirlerine Yaklaştırılması Hakkında Birkaç Söz
 

Bu meseleyi ele alıp açıklamak noktasında gerçekten zorlanıyorum. Çünkü işin gerçek, doğru ve hak olan yönü ile, yanlış kavranılan yönü ara­sında kalmış bulunmaktayız. Bunun için de işin gerçeğini anlatmakta adeta

bocalıyoruz. Zira bu meselede hak ile batıl hep birbirine karıştırılmış bu­lunmaktadır. Hele benim gibi henüz ilim talebinde olan bir kimse, ilim dallarında isim yapmış büyük zevatın yaptıkları karşısında donup kalmak­tadır. Hepsi de haçlıların ve yahudilerin yönetmiş oldukları bu tuzağa düş­mektedirler. Çünkü sözü edilen haçlılar ve yahudiler bu dinin düşmanı­dırlar. Bu yüce daveti yüklenen kimseler yaptıklarıyla adı geçen grupların tuzağı içinde bulunmaktadırlar.

İddia edilen ve dinlerin birbirlerine yaklaştırılması, dinlerin birbirle­rine olan düşmanlıklarının son bulması gibi hareketlerin gerisinde müslümanların belirgin özelliklerini kaybetmeleri amaçlanmaktadır. Bu bulanık davet içerisinde müslümanın şahsiyetinin erimesi amaçlanmaktadır.

Biz öncelikle şunu tesbit etmek zorundayız. ALLAH'ın peygamberleri­ne indirmiş olduğu semavî risaletlerin tümü, bir tek ALLAH'a ibadete ve kul­luğa insanı çağırır. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"AndoIsun ki, biz, ALLAH'a kulluk edin ve Tağut'tan sakı­nın, diye emretmeleri için her millete, bir peygamber gönder­dik." (Nahî, 16/36)

Bizim bilmediğimiz ve Rabbanî hikmet gereği, değişik şeriatlerle Rab-bim peygamberler göndermiştir.

Ancak son peygamber olarak gönderilen Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ri-saletinden önceki risaletlerde insanlar eliyle birçok değiştirmeler, tahrif ve tebdiller olmuştur. Rabbim bunun için de şöyle buyurmaktadır:

"Elleriyle kitabı yazıp son­ra onu az bir para karşılığında satmaları için Bu ALLAH kalındandır’diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve ka­zandıklarından ötürü vay hali­ne onların." (Bakara, 2/79)

ALLAH'ın dilemesi ve hikmeti gereği, Abdullah oğlu Muhammed'in risaletinin bu bakımdan önceki tüm risaletlerin sonucu olmuş ve kendisin­den önceki tüni şeriatleri neshetmiş, hükmünü yürürlükten kaldırmıştır.

Burada bir konuya açıklık getirmek isteriz. Dinler arasında yakınlaş­ma fikrini ve düşüncesini savunanların bizzat kendi ağızlarından, görüş­lerinden bazı ifadelerini sunmak isterim. Çünkü bunlar aynı zamanda bizzat yaptıkları bu davranışlarıyla, İslama ve bütün insanlığa hizmet ettiklerini iddia etmektedirler.

Mustafa Merağî'nin dünya dinler kongresine gönderdiği bir bildirisi vardır. Burada şu düşüncelere yer vermektedir:

"İslâm dini, müslümanların kalplerinden dini bakımdan olan kini sö­küp atmıştır. Halbuki öteki semavî din bağlıları böyle değildir. İslâm di­ni, aynı zamanda insan nevinin bireyleri arasında evrensel beraberliği ka­bul etmektedir. İslâm dini, dinlerin yanyana varlıklarını sürdürmelerine de bir engel oluşturmamaktadır"[183]

Prof.Muhammed Ebu Zehra ise şunları söylemektedir;

"Mademki dinler farklı farklıdır. O halde her din mensubu, kendi dinine hikmet ve öğütle davette bulunmalıdır! Gerçeklere kulaklarını tıkamaktan uzak ve bir taassuba kapılmaksızın, zorlamaya gitmeksizin ve hüccet ve delil sunmaksızın hikmetle ve öğütle davetini yürütmelidir."[184]

Dr.Vehbe ez-Zuhaylî de der ki: "İslâm'ın amacı, kendisini insanlara sunarken, dünyanın evrensel tek dini olmak değildir. Çünkü bütün bunlar sonuçsuz bir gayrettir, varlık sünnetine karşı bir mukavemettir ve ilahî ira­deye karşı andlaşmaktır."[185]

Adı geçen bu zatlar, Kur'an-ı Kerim'in bunlar için tesbit edip bildir­diği hükmü unutmuş görülmektedirler. Çünkü Kur'an bunların bazısının bazısına dost olduğunu, birbirlerini himaye edip koruyacaklarını ve müslüman topluma karşı savaşmada, aleyhlerine davranmada bir ve beraber olduklarını bildirmektedir. Bu, onlar için sabit ve kesin olan bir durum­dur. Onlar, müslümandan sırf dini için intikam almaktadırlar. Onlar müslümanlar, dinini bırakıp kendilerinin dinine ve yaşayışına geçmedikçe hoşnud kalmazlar.

Bu ne basitlik ve ne gaflettir ki, hem bizim için, hem onlar için bir tek yol varmış, biz temkin için ve din adına bu bir tek yola girecekmişiz. Evet kâfirlerin ve dinsizlerin önünde bunu böylece kabulleneceğiz! Savaş İslama karşı sürdürülüp dururken onlar kâfir ve mülhidlerle birlikte yer alacaklar öyle mi? Bundan daha basitlik ve daha büyük gaflet olamaz. Bu basitlik veya iyi niyet diyor ki: Biz elimizi kitap ehlinin eline ko­yabilir ve böylece maddenin ve ilhadın (dinsizliğin) karşısında durabiliriz. Çünkü hepimiz birer din sahibiyiz, din ehliyiz. Evet gerekçeleri bu olan basit düşünceli kimseler, Kur'an öğretisini ve talimini büsbütün unutmuş görünmekteler, tarihin bize öğrettiklerini de bunlar unutmuş gözüküyorlar. Bu kitap ehli ki, onlar kâfir ve müşrik olanlara şöyle seslenip konu­şuyorlardı. Kâfir ve müşrikler için:

"Bunlar, AHah*a iman edenlerden daha doğru yolda­dır, diyorlar." (Nisa, 4/51)

Bunlar ki, Medine'de müslümanlar aleyhine hareket edip müşrikler­le birleşen, Medine'de müslümanlar aleyhine müşriklere yataklık ve şığınaklık eden kimselerdir.                

Bu Kitap Ehli ki, ikiyüz yıl haçlı savaşlarını sürdürmüştür. Endülüs fecaatini işleyenler de bunlardır. Müslümanları Filistin'den çıkaranlar da bu zihniyettir. Buralara yahudileri getirip yerleştirenler de bunlardır. Bü­tün bunlar dinsizlikle maddenin birleşmesi sonucu meydana gelmiş, düş­manlık sürüp gitmiştir.

Bu güvendiğiniz Kitap Ehli ki, hemen her yerde müslümanları yerle­rinden ve yurtlarından etmektedirler. Meselâ Somali'de, Habeşistan'da, Eritre'de ve daha birçok yerlerde müslümanlar aleyhine olmak üzere din­sizler ve maddecilerle birleşip hareket ediyorlar, putperestlerle ortaklaşa işe girişiyorlar. Nitekim Yugoslavya'da, Çin'de, Türkistan'da, Hindistan'­da ve hemen dünyanın her bir yanında İslâm aleyhine her yola başvur­maktadırlar.

Bu, bizimle kitap ehli arasında bir dostluk, bir yardımlaşma olur zan-nına kapılanlar -ki bir vehimden başka bir şey değildir-, böylece güya bir­likte hareket ederek dine karşı olan madde ve ilhadı yani dinsizliği önleye­cekler. Bunlar Kur'an okumuyorlar mı? Gerçekten bunlar Kur'an'ı oku­duklarında, herhalde işi birbirine karıştırmışlardır. Kur'an'daki müsama­ha -ki bu İslâmın en belirgin özelliğidir-, bunlar bunu, dostluğa, velâya yani yetkinin bunlara verilmesine yorumlamışlar. Velâ ile müsamahayı bir­birine karıştırmışlardır. Halbuki Kur'an, velayet noktasında dikkatli bu­lunmayı ve uyanık olmayı emretmektedir. Buradan anlaşılan o ki, bunlar şuna uğraşıp durmaktalar, halktan bir çoklarının da bu üç şahıs gibi de­ğişmelerini sağlamaktır. Yine bana öyle geliyor ki, bu ve benzeri kimseler, ilk akıl hocaları Cemaleddin Efgani’nin anlattıklarına itimad etmektedirler. Kj bu adam, Masonluğun iğrenç düşüncelerinden etkilenmişti. İlk defa dinler arasında yakınlaşma bayrağını yüklenen kişidir bu zat. Cemaled-dîn Efganî, ' 'Birlik Teorisi" adını verdiği hatıratında şu ifadelere yer veriyor:

"Hemen hemen her araştırmadan, incelemeden ve tetkikten sonra şunu gördüm: Üç Tevhid dini (İslâm, yahudilik ve hıristiyanlık), prensipte ve amaçta tamamen birleşmektedirler. Bunlardan birisinde şayet bir şey ek­sikse, hemen o eksiğin yerini ötekisi doldurmaktadır. Bu, mutlak hayır ma-nasindaki emirler noktasında birbirini tamamlar durumdadır.

... İşte buna göre bende çok önemli bir fikir belirdi, kafamda büyük bir şimşek çaktı. Dinler nasıl ki özde, cevherde, amaçta ve temelde bir ise­ler, bu üç din erbabı da dinlerinin birleştiği gibi birleşebilirler. İşte böyle bir ittihadın ve birleşmenin neticesinde insanlar, barışa doğru bir adım atmış olurlar. Evet insanlar bu kısacık hayatta büyük bir adımı barış için atmış olurlar.

İşte ben bu teorim için planlar hazırladım. Bazı satırlar çizdim, da ve için risaleler kaleme aldım. Ancak bütün bunları yaparken ben, "çok yakın bir tarihte tüm din ehlini birbirine karıştıracağım" demek istemiyorum. Çünkü ben bir tek dinin ehli olan kimselerin niçin parça parça gruplara ayrıldıklarını, ihtilâf sebeplerini derinliğine araştırmadım..."[186]          

Yukarıdaki sözleri gördünüz. Hepsi de mugalatadan öteye geçmemektedir. İleriyi görebilen herkes bunu çok iyi anlar ve kavrar. Meselâ biri çıkıp derse ki:                                                                                        

"Gerçekten İslâm dini müsamahakâr bir dindir, o hıristiyanların hıristiyanlığa, yahudilerin de yahudiliğe davette bulunmasına, Budistlerin de budizme çağırmasına, kısaca beşeri dinlerin hepsine ve muharref dinlere, niteliği ne olursa olsun müsamaha ile bakıyor?

Acaba bu davetçiler, Kur'an'ın İsrailoğullarıyla ilgili anlattıklarından, peygamberlerini öldürdüklerinden, sonra da Tevrat ve İncil'i değiştirip tahrif ettiklerinden habersiz midirler? Sonra yine bunların heva ve istekleri doğ­rultusunda ALLAH tarafından indirilmiş bulunan kitaplarla oynadıklarını bilmiyorlar mı?

Acaba bunlar Rabbimizin şu. şyetinden habersiz midirler?:

"Andolsun ki ALLAH, üçün üçüncüsüdür, diyenler de kâfir olmuşlardır/' (Maide, 5/73)

İşte bir başka âyet meali, Rabbim buyuruyor ki:
<...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 27 Eylül 2010, 21:38:23 Gönderen: Hafıza Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri
« Posted on: 23 Nisan 2024, 18:58:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri rüya tabiri,Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri mekke canlı, Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri kabe canlı yayın, Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri Üç boyutlu kuran oku Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri kuran ı kerim, Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri peygamber kıssaları,Müslümanların gayri müslimlerle muameleleri ilitam ders soruları, Müslümanların gayri müslimlerle muameleleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes