> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > La ilahe illallah kelimesinin önemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: La ilahe illallah kelimesinin önemi  (Okunma Sayısı 1424 defa)
29 Eylül 2010, 13:14:39
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 13:14:39 »



La İlahe İllallah" Kelimesini İkrar Etmenin İnsan Hayatındaki İzleri


Merhum üstad Mevdûdî, kitabında, Tevhid kelimesinin insan ha­yatındaki iz ve belirtilerini 9 maddede belirtmektedir.[73] Size bunları özetleyerek aşağıda gördüğünüz şekilde sunmak istiyoruz:

• 1- Bu kelimeyi söyleyen bir mü'min gerçekten kısır görüşlü ola­maz. Halbuki değişik tanrılara inananlarla inkarcılar hiç de böyle de­ğillerdir. Onlar hep kısır görüşlü olagelmişlerdir.

• 2- Gerçekten bu kelimeye içtenlikle ve samimi olarak ihlash bir şekilde inanan bir kimsede gerçek bir kişilik oluşur. Bu itibarla o hiç bir şeyin önünde eğilmez. Zira o, zarar ve yarar sağlayanın sadece Al­lah olduğunu bilir. Çünkü O Allah, hem diriltir hem de öldürür. O Allah (c.c) hikmet, güç, kuvvet ve kudret sahibidir. Bu itibarla o kim­se kalpte var olan tüm korkulan atmıştır. Zira O, her şeyden yüce ve münezzeh olan bir tek Allah'tan korkmaktadır. Aynı zamanda Tev­hid kelimesini içine sindirmiş olan bir mü'min hiç bir yaratığın önün­de asla baş eğmez. Mahlukatın hiç birisinin önünde küçülmez. O Tev­hid kelimesine nasıl bir şekilde iman edileceğini bildiği için Rabbinin büyüklüğü ve azameti konusunda herhangi bir ürperti ve korkuya ka­pılmaz. Çünkü o bilir ki, gerçekten en yüce ve her şeye kadir olan Al­lah (c.c)'dır. Böylesi bir mü'min hiç bir vakit bir müşrike benzemez, o, bir kâfir ve dinsiz gibi değildir.

• 3- Bu kelime sayesinde insanda gelişen kişilik, onur ve şahsiyet­ten gerçek anlamda zillete kapılmaksızın bir tevazu ve alçak gönüllü­lük ortaya çıkar. Kibre kapılmaksızın yükselir, büyür. Hiç bir zaman şeytan kendisini aldatma fırsatı bulamaz, onu değişik zinet ve süslerle aldatamaz. Çünkü bu kimse kesin olarak ve yakınen bilmektedir ki, Allah kendisine bahşeylediği ve verdiği şeyleri tekrar almaya kadir­dir. Bunu dilediği zamanda alabilir. Mülhid, dinsiz ve inkarcıya ge­lince o hep büyüklenir, şımanr, bir nimet ve iyilik gördüğünde adeta kendisinden geçer, kibirlenir.

• 4- Mü'min, bu kelime sayesinde kesinlikle ve yakînen şu gerçe­ği bilir ki, kişi ancak nefsini temize çıkararak ve salih amel işleyerek kurtuluşa ulaşabilir. Bunlarsız kurtuluş elde edilemez. Müşrik ve kâ­firler ise, onlar bütün hayatlarını yalancı temeller üzerinde kurup ge­çirirler. Hatta onlardan kimileri -şöyle demektedirler:

"Aslında Allah'ın oğlu (İsa) babasının katında bizim günahları­mızı silip süpürmek için var olmuştur, bizim günahlarımıza keffaret olarak gönderilmiştir."

Kimileri de şöyle demektedirler: "Biz Allah'ın oğullan ve dostla­rıyız. Bu bakımdan işlediğimiz günahlar yüzünden Allah (aç) bize as­la azab etmeyecektir."   

Bunlardan bazıları da şöyle söylemektedirler: "Biz, Allah nezdinde büyüklerimiz ve bizce iyi kimselerimiz sayesinde şefaat göreceğiz.5'

Yine bunlardan bazıları da ilahlarına, tanrılarına ve büyüklerine kurbanlar ve adaklar sunarlar. Bu yaptıklarıyla da, yapacakları kötü işlerde kendilerine bir ruhsat ve izin verileceğine kani olurlar. Böylece diledikleri kötülüğü yapabileceklerini kabullenirler.

Mülhid dinsizlere gelince, bunlar Allah'a iman etmezler. Kendi­lerini Allah'ın şeriatıyla kayıtlı tutmaksızın dünyada her bakımdan öz­gür ve serbest olduklarına inanırlar. Bunların ilahları ve tanrıları da kendi heva, istek ve arzularıdır. Kendi şehvetleri tanrıları haline gel­mektedir. Kısaca bunlar hevâ, heves, istek ve şehvetlerinin kulu köle­si durumundadırlar.

• 5- Tevhid kelimesini söyleyen ve onun gereklerini tümüyle yeri­ne getiren kimse hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmaz. O ümitsizlik ne­dir bilmez. Çünkü o, göklerdeki ve yerdeki tüm hazinelerin Allah'a ait olduğuna inanmış bulunan bir kimsedir. Dolayısıyla huzur içinde­dir, sükun içindedir, hem ümitvardır. Hatta geçim sıkıntısı içerisinde kalsa da, bir çok durumlarla karşı karşıya da kalsa hiç bir zaman ümit­siz olmaz, olamaz.

Kaldı ki, Allah'ın gözü bir an olsun o kimseden gafil değildir. Allah (c.c), hiç bir zaman onu kendi nefsine teslim edip bırakmaz. O kimse de tüm çalışma ve gayretini Allah'a tevekkül ederek, her işini O'na havale ederek görür. Halbuki kâfirler böyle değildirler. Onlar kendi sınırlı güçlerine dayanıp dururlar. Çoğu zamanda bunlar hep ümitsiz­liğe ve ye'se kapılırlar. Şiddet ve sıkıntılarla karşı karşıya kaldıkların­da ise çoğu zaman ümitlerini kesmişler ve neticede işi intihara^kadar götürerek kendi canlarına kiymışlardır.

• 6- İnsanın Tevhid kelimesine gereğince iman etmiş olması, kişi­ye güç, kuvvet ve azamet verir. Karşılaştığı güç işler de, Allah (c.c)'ın rızasını ön planda tutarak hemen Öne atılır, sabırlıdır, azimlidir, se­bat sahibidir ve her şeyde Allah'a tevekkülü elden bırakmayan bir kim­sedir. Çünkü o bir iş yaparken, bütün bunların ardında göğün ve ye­rin sahibi olan Allah'ın gücünün olduğunu bilir ve buna iman eder. İşte onun böyle bir düşünceden kazanmış olduğu sebatı, işlerinde tu­tumluluğu ve azimkârlığı adeta yere perçinleşmiş olan dağlar misali­dir. Acaba kâfirlerde ve müşriklerde böyle bir güç, kuvvet ve sebat bulabilir misiniz, böyle bir direnç görebilir misiniz?

• 7- Bu tevhid kelimesi ve ona olan iman kişiye cesaret verir, kal­bini tümüyle cesaret ve atılganlık doldurur. Zira insanı korkutan ve insanın azmini ve gayretini kıran iki şey vardır:

a- Canım, malını ve ehlini (ailesini) her şeyden fazla sevmesi,

b- Bir de Allah'dan başka insanı öldüren bir varlığın olduğuna iman etmesi.

İşte kişinin "La ilahe illallah" kelimesine iman etmesi, kalbin­den tüm bu gibi yanlış sevgileri söküp çıkarır. Kesin olarak Allah'a yakînî manâda iman etmesini sağlar. Çünkü kendisinin zatına bizzat sahip ve malik olan varlığın Allah olduğunu bilir, malının, kısaca elin­deki her şeyinin Allah'a ait olduğunu bilir. Böyle bir imana sahip ol­ması halinde, kendisince değerli ya da değersiz gördüğü her bir şeyin Allah rızası önünde feda edilmesi gereken şeyler olduğunu bilir ve bun­ları o yolda kurban eder. Böylece birinci korkuyu kalbinden silip attığı gibi, ikinci korkuyu da silip atar. Çünkü artık bu iman ve inanç onun kalbine şu gerçeği yerleştirmiş bulunmaktadır. Onun ruhunu ve canını Allah'dan başka hiç bir güç ve kuvvet alamaz, ne bir insan, ne bir hayvan, ne bir top veya ne de bir başka silah, ne bir kılıç, ne bir taş evet bunların hiç birisi kişinin canını almaya muktedir değillerdir. Bütün bunlara kadir olan bir tek varlık vardır. O da Allah (c.c)'dir.

Bu bakımdan dünyada,- Allah'a iman edenden daha cesaretli ve daha cüretkâr biri bulunmaz. Artık o kimsenin gözünde kalabalık ve savaşçı orduların hiçbir önemi yoktur ve böyle şeyler kendisine bir kor­ku da vermez. Hatta kendisine çevrilmiş kılıçlar, silahlar, atom bom-. baları (v.s)'nin hiç birisinin böyle bir iman sahibinin gözünde önemi yoktur. Çünkü o ne zamanki Allah yolunda cihad için öne atılırsa, kendi gücünün üzerindeki onlarca güce karşı koyabileceğini bilir, hatta bunları ezeceğini de bilir. Artık böyle bir imana sahip olunca mü'min için bir endişe söz konusu olamaz. Feki o halde müşriklerin, kâfirle­rin ve dinsizlerin böyle bir iman gücü var mı? Nereden olabilsin ki?

• 8- "Lâ ilahe illallah'* kelimesine iman etmek demek, insanın değerini yüceltmesi demektir. Çünkü her türlü yüceliş, kanaatkârlık ve müstağni oluş yani Allah'dan başkasına ihtiyaç duymama hali bu­radadır. Böylece mü'min kalbini, tamahkârlıktan, kötülüklerden, ha-şedden, aşağılıktan ve başkalarını yermekten arındırmış olur. Aynı za­manda benzeri ne kadar kötü vasıflar var ise gönlünü ve kalbini tü­münden arındırmış olur.

• 9- Bu konuda daha önemli olan ve gerçekten söylenmeğe değer olan bir başka şey de şudur: "Lâ ilahe illallah" kelimesine iman et­mek, kişiye Allah'ın şeriatına bağlı kalmasını sağlar, o şeriat üzere de­vam etme imkânını verir. Çünkü mü'min kimse, kesin olarak bilir ki Allah (c.c), her şeyi bilir ve her şeyden haberdardır. Allah (c.c)'m, ken­disine kendisinin şah damarından daha yakın olduğunu da bilir. Aynı zamanda kişi herhangi birisinin zorbalığından ve elinin altında yaşa­maktan kurtulabilme imkânına sahip olsa bile, Allah (c.c)'ın kendisi­ni yakalamasından hiç bir zaman kurtulma imkânına sahip değildir.

İşte bu söylenilen ve anlatılan imanın insan kalbinde yer etmesi oranında kişi, Allah (c.c)'ın hükümlerine uymuş olur. Allah'ın orta­ya koymuş olduğu sınırlan ayakta tutar, Allah'ın haram kılmış oldu­ğu bir şeyi işleme gücünü kendisinde bulamaz, böyle bir şeye cesaret edemez. Sürekli olarak Allah'ın emrettiği amelîcri ve hayırları işleme­ğe koşar

Bütün bu anlatılan sebepler çerçevesinde "La ilahe illallah" keli­mesine iman etmek, İslam'ın ilk rüknü, temeli ve direği sayılmıştır. Bu da insanın müslüman olması için gereklidir. O halde müslüman kimdir?

Müslüman: Allah (c.c)'a kesin olarak boyun eğmiş olan itaatkar kuldur. Kişi tüm kalbiyle "La ilahe illallah" kelimesine iman etmedikçe mü'min olamaz. Çünkü bu, İslâm'ın temelidir, onun kuvveti­nin kaynağıdır. Bunun dışındaki İslâm itikadı ile İslâmî hükümlerin tümü bu temel üzerine kurulmuşturlar. Bütün bunlar gücünü tevhid kelimesinden alırlar. Şayet bu temel ortadan kalkacak olursa, artık İslâm'dan hiç bir şey kalmamış olur."[74]

Bunun faziletlerine gelince, İbn Receb'in zikrettiği ve Süfyân b. Uyeyne'den varid olan şeylerdir: "Allah (c.c), kullarına "La ilahe illallah" kelimesini öğretmekle onlara en büyük nimeti ihsan etmiştir ki, bunun üzerinde daha büyük bir nimet tasavvur edilip düşünüle­mez. Zira cennetlik olanlar için "La ilahe illallah" kelimesi, dünyaya önem verenler için soğuk su mesabesindedir. İşte bunun içindir ki, se­vap yurdu (cennet) ile ceza yurdu (cehennem) hazırlanmış bulunmaktadır. Sırf bunun için peygamber...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: La ilahe illallah kelimesinin önemi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 00:10:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: La ilahe illallah kelimesinin önemi rüya tabiri,La ilahe illallah kelimesinin önemi mekke canlı, La ilahe illallah kelimesinin önemi kabe canlı yayın, La ilahe illallah kelimesinin önemi Üç boyutlu kuran oku La ilahe illallah kelimesinin önemi kuran ı kerim, La ilahe illallah kelimesinin önemi peygamber kıssaları,La ilahe illallah kelimesinin önemi ilitam ders soruları, La ilahe illallah kelimesinin önemiönlisans arapça,
Logged
21 Ekim 2015, 21:45:19
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 21 Ekim 2015, 21:45:19 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim.La ilahe illallah Müslüman olmanın şartıdır.Her anında kelime-i tevhid getiren ve feyzine eren kullardan olalım inşallah.....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes