> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > İslama Göre Dost ve Düşman > Etlerden velâ ve berâda örnekler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Etlerden velâ ve berâda örnekler  (Okunma Sayısı 917 defa)
29 Eylül 2010, 12:43:30
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 12:43:30 »



4. BÖLÜM

ETLERDEN VELA VE BERA KONUSUNDA EN GÜZEL ÖRNEK OLANLAR


A- Hz. İbrahim Halîi (a.s): Allah (c.c)'ın yüce peygamberi İbra­him (a.s), gerçekten güzel bir örnek, velâ ve berâ' mevzuunda en te­miz ve seçkin bir önderdir. Evet Hz. İbrahim'in; Rabbine, Ö'nun di­nine ve mü'min kullarına karşı olan sevgisi, saygısı, dostluğu gerçek­ten güzel ve temiz bir örnektir. Aynı zamanda onun Allah düşmanla­rına olan düşmanlığı ve onlardan el etek çekip uzak durması konu­sunda bizim için en güzel bir örnektir. O'nun düşmanları arasında ba­bası da gelmektedir.

Allah peygamberi Hz. İbrahim (a.s)'in kavmi ile olan durumu, herhangi bir peygamberin kavmiyie olan durumdan farksız değildi. Hz. İbrahim (a.s) kavmini en güzel bir tarzda Allah'a, O'na ibadete, kul­luğa davet etti. O'na bir tek varlık olarak tevhid esasını aktardı. İba­dette sadece Allah'a yönelmelerini, O'ndan başkasını tanımamalarını bildirdi. Allah'tan başka tapınılan her türlü tağuttan uzaklaşıp, onla­rı inkar ve reddetmesini istedi. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"Kitapta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün (işinde ve sözünde gerçekten son derece sadık, dürüst ve kadri yüce) bir peygamberdi.

'Bir zaman o, babasına de­di ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiç bir fayda sağlamayan bir şeye niçin ta­parsın?

"Babacığım! Hakikaten sa­na gelmeyen bir İlim bana geldi.

Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.

"Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merha­metli olan Allah'a asi oldu.

"Babacığım!Allah tarafın­dan sana azap dokunup ta şeyta­nın yakını olmandan korkuyorum.                                           

"(Babası) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir man benden uzak dur.                                                               

"İbrahim:,"Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbim'den senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı lütufkardır.

"Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht(emeği boşa gitmiş) olmam.

"Nihayet onlardan ve Allah'dan başka taptıkları şeylerden uzak­laşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yakub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık." (Meryem, 19/41-49).

İşte bu, Halilurrahman İbrahim (a.s)'in başlangıç noktasıdır. Gü­zellikle davette bulunmuştur. Önce kendisine en yakın olan akraba-sryla işe girişmiştir. Gerçi ortada bu davetle birlikte karşılıklı bir ce-vaplaşma olmamış ama, ancak bu, batıl ve buna bağlılar için bir ayrı­lık sebebi oluşturuyordu. Çünkü bu yeni iş konusunda düşünmeye, onu reddetmeye ve menetmeye bir neden oluşturuyordu. Bir de davet-çinin bâtıl ehline batıl işlerinde ortak olmaktan kurtulmak gibi prob­lemleri vardı. Çünkü onlarla bir arada yaşıyor, onlarla muaşerettedir ve onların topraklarından hicret etmeye gücü de yetmemektedir.

Daha sonra Kur'ân Hz. İbrahim (a.s)'in davetini açıklıyor ve o, daveti konusunda kavmine her türlü hücceti apaçık ortaya koymuş­tur, her çeşit delili sunmuştur. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"(Rasûlüm)) onlara İbra­him'in haberini de naklet. Hani o, babasına ve kavmine, "Neye ta­pınıyorsunuz?" demişti. "Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz." diye cevap ver­diler. İbrahim, "Peki, dedi, yal-vardığımızda onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar mı?" Şöyle cevap

verdiler: Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk. İbrahim dedi ki: "İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (bi­raz olsun) düşündünüz mü?" İyi bilin ki onlar benim düş m an lanın­dır; ancak alemlerin Rabbi (benim) dostumdur;" (Şuarâ, 26/69-77).

Artık cevap verebilecek bir hüccet ve delil bulamadılar. Sadece babalarının ve atalarının işlediği gibi kör taklidi gösterdiler. Hz. İbra­him (a.s) kendilerine dedi ki; ben sizin şu taptığınız putlarınızın, ilah­larınızın düşmanıyım. Bu tıpkı Hz. Nûh (a.s)'un da söylediği gibidir. Rabbimizin ondan haber verdiğine göre o şöyle demişti:

"... Siz de ortaklarınızla be­raber toplanıp yapacağınızı karar-laştırm. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin." (Yûnus,10/71).

Hz. Hûd (a.s) da şöyle diyor:

"... Ben Allah'ı şahit tutuyo­rum; siz de şahit olun ki, ben si­zin ortak koştuklarınızdan uza­ğım. O'ndan başka (taptıklarını­zın hepsinden uzağım).) Haydi he­piniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin! Ben, be­nim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yü­rüyen hiç bir varlık yoktur ki, O; onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır." (Hûd, 11/54-56).

Yine bir başka âyette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"İbrahim'de ve onunla bera­ber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar ka­vimlerine demişlerdi ki; "Biz siz­den ve sizin Allah'tan başka tap­tıklarınızdan uzağız. Sizi tanımı­yoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke be­lirmiştir." (Mümtehine, 60/4)[204]

Hz. İbrahim (a.s)'in işte bu akide ve inancını bizim alimlerimiz olan bu ümmetin selefi şu ifadeyle dile getirmişlerdir: "Düşmanlık ol­maksızın dostluk olmaz. Yani Allah düşmanlarına düşmanlık göste­rilmeden, Allah'a olan dostluk kanıtlanmış olamaz. Nitekim Allame İbn Kayyım (r.a) da şöyle demektedir: Allah düşmanlarına karşı düş­manlık gösterilmeden, Allah dostluğundan sözedilmesinin doğru bir yanı yoktur. Kaldı ki Allah (c.c), Hanif dinine bağlı olanların ima­mından Rabbimiz haber verirken şöyle buyurmaktadır. Hz. İbrahim (a.s) kavmine diyordu ki:

"... İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (bizzat olsun) düşündünüz mü? İyi bilin ki onlar benim düşmanım-dır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur)." (Şuara, 26/75-77)

Allah'ın halili ve dostu olan İbrahim (a.s) için bu sevgi ve dost­luk ancak Allah düşmanlarına karşı gösterilen düşmanlıkla gerçekleşilebileceği kesinliği ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yani dostluk ve velâ sadece Allah için olmalıdır. Bu dostluğun olabilmesi de ancak Allah'-dan başka her türlü mabuttan ve tapınılan şeylerden uzak kalmakla mümkündür. Nitekim Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Bir zaman İbrahim, baba­sına ve kavmine demişti ki: "Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola ilete­cektir. Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras ola­rak bıraktı ki insanlar (dinine) dönsünler." (Zuhruf, 43/26-28).

Yani bu muyalatldgsjluk) sadece Allah için olmalı, Allah (c.c)'dan başka mabud tanınan tüm şeylerden de uzak durulmalı, bunu da yine Allah için yapmalı. Öyle bir kelime için bu dostluğu ve düşmanlığı sür­dürecektir ki, bunu peygamberler ve tabileri hep birbirlerinden miras yoluyla aldılar. İşte bu kelime "Lailahe illallah" kelimesidir. Bu öyle bir kelimedir ki, Haniflerin İmamı da bunu miras yoluyla almıştı, ay­nı zamanda kıyamete dek de miras yolu ile onun tabilerine geçecek ve böylece sürecektir.[205]

İmam Taberî de şöyle diyor: "Ey Muhammed ümmeti! Hz. İb­rahim (s.a)'in yaptığında ve onunla beraber hareket edenlerde sizin için pek güzel bir örnek vardır. Evet Hz. İbrahim ve onunla beraber olan­ların kâfirlere karşı olmaları, örneğinde, kâfirlere düşmanlık, sürdür­meleri hareketinde ve onlarla asla dostluk kurmamaları örneğinde de sizler için pek güzel bir örnek vardır. Ancak Hz. İbrahim (a.s)'in şu ifadesi size örnek değildir:

"Andolsun ki senin için mağfiret dileyeceğim" (Mümtehine, 60/4) Evet, Hz. İbrahim'in bu sözü size bir örnek değildir. Çünkü Hz. İb­rahim'in daha önce babasına vermiş olduğu bir sözden dolayı idi bu ifadesi. O henüz babasının Allah düşmanı olduğunu bilmiyorken böyle bir söz vermişti. Ancak babasının Allah düşmanı olduğunu anlayın­ca, hemen babasıyla olan tüm ilişkisini kesti. Böylece Allah düşman­larından tamamen uzak durdu. O halde siz de Allah düşmanlarından uzak durun, ta ki onlar bir tek Allah'a iman edinceye kadar, onları dost edinmeyin Allah'dan başka tüm tapınılan şeylerden uzak kalın­caya kadar dost edinmeyin onları. Onlara karşı tüm düşmanlığı ve buğ-zu açıklayıp ortaya koyun.[206]

İşte bu karşılıklı düşmanlığın ve güçlü bera'nm yani onlardan uzak kalışın neticesi, tüm azgınların ve taşkınların Hz. İbrahim (a.s)'in öl­dürülmesi üzerinde ittifak etmiş olmalarıdır. Zaten tarihin de göster­diği gibi çağlar boyu, bütün azgın ve haddi aşıp isyan edenlerin duru­mu bu idi. Onlar daima Allah yoluna davet edenlerin karşısına dikil­mişlerdir. Bu karşı koyuş başka bir şey için değildi. Davetçilerin in­sanları sadece, bir tek Allah'a kul olmaya ve O'na ibadete çağırmaları ve bir tek O'nun önüne eğilinmesini istemeleri yüzündendi. Nite­kim Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

"Onlar bunlara ancak Aziz ve llamid olan Allah'a iman etmele­ri sebebiyle azab ettiler." (Bürûc, 85/8).

Artık Hz. İbrahim (a.s)'in yakılması için büyük bir ateş hazırla­dılar. Ancak Allah'ın gözetmesi ve koruması, Halili ve sadık dostu Hz. İbrahim (a.s)'in yanında idi. Yardımı Hz. İbrahim'le idi. Bunun için o ateş onu yakmamış onun için serinlik ve esenlik olmuştu. Rab-bimiz şöyle buyurmaktadır:

"Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler. Böy­lece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıl­dık." (Saffât, 37/97-98).

Artık Allah ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Etlerden velâ ve berâda örnekler
« Posted on: 24 Nisan 2024, 17:51:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Etlerden velâ ve berâda örnekler rüya tabiri,Etlerden velâ ve berâda örnekler mekke canlı, Etlerden velâ ve berâda örnekler kabe canlı yayın, Etlerden velâ ve berâda örnekler Üç boyutlu kuran oku Etlerden velâ ve berâda örnekler kuran ı kerim, Etlerden velâ ve berâda örnekler peygamber kıssaları,Etlerden velâ ve berâda örnekler ilitam ders soruları, Etlerden velâ ve berâda örneklerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes