> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İslam,Tasavvuf,Hayat > İslamda İnsani İlişkiler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslamda İnsani İlişkiler  (Okunma Sayısı 1268 defa)
26 Haziran 2010, 18:51:32
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 26 Haziran 2010, 18:51:32 »



İSLÂM'DA İNSÂNÎ İLİŞKİLER

Muhterem kardeşlerim!..

Konuşmayı takib etmek üzere teşrif ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun...

Allah'a hamd ü senâlar olsun. Rasûlüne salât ü selâm ederiz. Allah bizi sevdiği kullarından eylesin... Peygamber Efendimiz'in şefaatine nail eylesin...


İnsânî ilişkiler sözleri çok geniş bir alanı kaplıyor. Yâni insanın insanla olan bütün ilişkileri, bu sözlerin içine giriyor, içeriğine, muhtevâsına dahil oluyor.

İnsânî ilişkiler insanın doğduğu aile ortamından başlıyor. Kendisinin anne ve babasıyla ilişkileri, anne ve babanın birbirleriyle ilişkileri ve çocuklarıyla ilişkileri, kardeşlerin birbirleriyle ilişkileri bu işin içine giriyor. En küçük sosyal birim olan, insan topluluklarının en küçüğü olan aile biriminde bu ilişkiler var ve bunlarla ilgili İslâm'ın çok önemli emirleri var... Peygamber SAS Efendimiz'in çok dikkat çekici tavsiyeleri ve davranışları var...


Sonra, anne ve babadan veya evlilikten dolayı ilgi kurulan insanlar var... Anne babadan dolayı olan ilişkilere İslâm'da karâbet denilir. Yâni, kan bağı var aralarında... Evlilikten dolayı olan tanışıklıklara da sıhriyyet deniliyor. Arada kan bağı yok, birisiyle birisi evleniyor. Başka şehirden olabilir, başka ülkeden olabilir, başka milletten olabilir. Ama aralarında bir sıhriyyet, yakınlık meydana geliyor. Hani evlilikten, damatlıktan, gelinlikten doğan bir ilişki... Bunlarla ilgili ve insanın anne babasının dışındaki akrabalarıyla ilişkileriyle ilgili hükümleri var İslâm'ın... Peygamber SAS Efendimiz'in bu konudaki davranışları bahis konusu...

Sonra, müslümanların müslüman olarak birbirleriyle, sizlerin birbirinizle ilişkileriniz gibi ilişkiler var, bunların âdâbı var... Büyüklerin küçüklerle, küçüklerin büyüklerle ilişkileri var...

Sonra, aynı yerde oturmaktan kaynaklanan ilişkiler var... Buna komşuluk ilişkileri diyoruz. Yâni, sizin yanınızda komşu aile duruyor. Aynı katta, karşı kapı bir Alman meselâ... Onlarla ilişkiler... Komşuluk âdâbıyla ilgili var...

Sonra, toplumdaki faaliyetler dolayısıyla meydana gelen ilişkiler var... Meselâ, çalışma hayatı ilişkileri, ticaret ilişkileri, sanat ilişkileri, iş âdâbı, patron işçi ilişkileri var... Bunların her birisi ayrı birer alem... Her birisi için kitap yazılabilir ve çok da iyi olur yazıldığı zaman...

Toplu yaşanılan yerlere ait âdâb var... O yerlerin temizliği, oradaki insanların birbirleriyle münasebetleri... Dünya hayatına bakış, insanların birbirleriyle geçinmelerinin âdâbı... Buna muâşeret âdâbı diyoruz.

Sonra, düşmanlık gösteren topluluklarla ilişkiler var... Sulh veya harb... Görüyorsunuz öyle bir başlıkla, bizi öyle bir konuya itti ki, bu konferansı tertib eden sevgili kardeşlerimiz, sizlerle yıllarca konuşabiliriz bu konularla ilgili olarak... Tabii, kompozisyon ilmi bakımından, yâni konuşma tekniği, yazma tekniği bakımından konuların genişliği, işlenmesini âfâkîleştirir. Yukarıdan bakıyorsunuz çünkü, detayına inemezsiniz. Teknik yönden bir takım sakıncaları vardır geniş konuların... Ama buna rağmen, tabii güzel bir konu seçilmiştir.

Çünkü, bizim Peygamber SAS Efendimiz'in davranışından, hayatından, ahlâkından bugünkü hayatımıza köprü kurulması lâzım ve bizim ondan öğreneceğimiz çok şeyler var... Her şeyi ondan öğreniyoruz. Onun için güzel bir bağlantı kurulmuştur. Peygamber SAS Efendimiz'in ahlâkı ve insânî ilişkilerimiz diye iki şey arasında alâka kurulmuştur. Güzel bir konu seçilmiş oluyor. Bu bakımdan konuyu tesbit etmiş kardeşlerimize teşekkür ediyorum.


İslâm'ın genel yapısına eğilecek olursak; incelemek maksadıyla, mikroskopla inceler gibi, bir bilim adamı titizliğiyle eğildiğimiz zaman, İslâm'ın sosyal meselelere, toplumsal meselelere çok büyük, hayret edilecek kadar büyük önem veren bir din olduğunu görürüz. Bu bakımdan bütün öbür inanç sistemlerinden çok büyük bir farklılık arzeder İslâm dini... Âdetâ İslâm topluluk için, topluluk dini gibidir bir bakıma... Toplu yaşamayı bir kere teşvik etmiştir İslâm...

--Acaba ben dağ başında mı yaşayayım, münzevî bir hayat mı süreyim; uzlet hayatı mı yaşayayım, yoksa toplumun içinde mi yaşayayım?..

Toplumun içinde yaşamayı tercih etmiştir İslâm ve teşvik etmiştir; "Toplum içinde yaşayın!" demiştir. Halbuki eski ümmetlerde toplumdan kaçış vardır, toplumdan kaçışı teşvik vardır. Onun için, dağbaşlarında adamlar ibadethaneler yapmışlardır. Toplumdan kaçarak yaşayıp ferdî olgunluklarını sağlamaya çalışmışlardır. Bunlara ruhbanlık deniliyor.

(Lâ rehbâniyyete fil islâm) diye bu yasaklanmıştır. İslâm'da öyle toplum kaçkınlığı yok...

"Toplum içine girdiği zaman da bir insanın bir takım dertlere, belâlara bulaşması, sataşması var ama, toplumun içine girip orada bunlara sabretmek, toplumun dışında kalmaktan daha iyidir." prensibi var İslâm'da... Tabii, sevimli bazı şeyler... "Şehirde yaşayan insanlar, aynı kalitede köyde yaşayan veya uzlette yaşayan insanlara göre beşyüz yıl önce cennete girecek." diye hadis-i şerifler var...

Bunun sebebi, şehirde ilim var, cemaat var, dostluk var... Onun için şehirdeki amele daha fazla prim veriyor Allah-u Teâlâ Hazretleri, şehrin sevabı fazla... Bu insanları bedevîyetten, bedevîlikten, toplum dışılıktan medeniyete, medineliliğe, şehirliliğe teşvik etmiştir. İslâm'ın önemli bir farklı yönüdür. Daha önceki inanç sistemlerinden bir hayli farklı bir mantığı var İslâm'ın...

Sonra, İslâm'ın sevap/günah ahkâmı incelendiği zaman, net olarak görülür ki, İslâm toplum yaşamını güzelleştiren, insanların topluca rahat ve huzurlu yaşamalarını sağlayan her türlü detay işi, küçük işi, teferruatı sevapla mükâfatlandırmıştır. Çok büyük sevap vermiştir, şaşılacak kadar büyük sevap vermiştir. Toplumu fesada uğratacak, toplumun huzurunu, rahatını kaçırtacakşeyleri de çok büyük günah saymıştır. yapılmamasını sağlamağa çalışmıştır.


Misâl: Selâm... Nihâyet "Esselâmü aleyküm!" diyorsunuz, selâmlaşıyorsunuz. Selâm çok sevaplı bir şeydir. Hayret edilecek kadar önem vermiştir Efendimiz, teşvik etmiştir, "Bildiğinize, bilmediğinize selâm verin!" buyurmuştur.

Birisi topluluğa girdiği zaman, "Esselâmü aleyküm!" deyince; "On sevap kazandı." demiştir. Arkasından birisi gelmiştir, "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah!" demiştir; "Yirmi sevap kazandı." demiştir. Arkasından birisi daha gelip, "Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühû!" deyince; "Otuz sevap kazandı." demiştir.

Topluma girerken de selâm verilir, toplumdan kalkarken de selâm verilir. Kalkarken selâmı millet bilmiyor veya yadırgıyor alışmadığı için... Halbuki kalkarken de, "Esselâmü aleyküm!" deyip kalkıp gitmek vardır.

Selâm sözü ne "Gutun abınt"a benzer, ne "Gutun morgın"a benzer, ne "Gutun tak"a benzer; çünkü, selâmın inançla ilgili birmânâsı vardır. Yâni, "Esselâmü aleyküm!" dediğimiz zaman biz bir insana, "Sen cennetlik ol!" demiş oluyoruz. Oraya kadar gidiyor. "Hem dünyada esen kal, başın dert görmesin, vücudun elem, keder, hastalık görmesin; hem de Allah seni dârüs selâm olan cennete soksun!" diye ahirete kadar uzanan bir mânâsı vardır.

İslâm, insanların nasıl eğitileceğini biliyor. sözlerden öze geçildiğini, şekilden ruha doğru, dıştan içe doğru gelindiğini biliyor. Onun için İslâm şekle önem vermiştir. O şekli yapa yapa otomatikman o şeklin sonucu olan güzel şeyler sağlanır. Selâm verile verile muhabbet olur. Muhabbeti teşvik ediyor, muhabbetin çok sevabı vardır. Kardeşliğin çok büyük sevabı vardır.


Peygamber SAS Efendimiz buyuruyor ki --İmam Gazâlî İhyâ'sında yazmıştır: "Bazı işler ibadet şeklinde değildir ama, çok büyük sevabı vardır." Meselâ, namaz form olarak bir ibadet tarzıdır. Abdest alıp kıbleye dönüyorsunuz, "Allahu ekber" diyorsunuz. Rukûsu var, secdesi var... vs. Ama bazı şeyler var ki, böyle bir ibadet formu göstermiyor, dışardan bakan bir insan böyle bir şey düşünmez. Fakat ibadettir, sevaptır. Meselâ bunlardan birisi, toplumda kişinin öteki kişilerle dostluk, arkadaşlık yapması, --uhuvvet diyoruz bunu, din kardeşliği diyoruz-- kardeş olması çok sevaptır. Muazzam sevaptır, en büyük sevaplardan birisidir ve büyük bir ibadettir.

"İnsan yeni bir dost kazandıkça, --meselâ, bugün birisiyle tanıştınız; merhaba, nerelisin, vs.-- Allah yeni bir dost kazanan müslümanın cennette derecesini, bir derece daha yükseltecek." duye buyruluyor. Böylece dost kazanmağa, dostluk yapmaya teşvik vardır. Dostluğu sağlamlaştıracak şeylere teşvik vardır. Meselâ; ziyafet çekmek, hediye vermek, ziyaret etmek... Hasta iken iyâdette bulunmak, yâni hasta ziyareti yapmak... vs. Bunların hepsini geniş geniş Peygamber SAS Efendimiz teşvik etmiştir ve sevaplarından bahsetmiştir.


Şimdi, sizi ilgilendiren bir hatırayı, canlı, olmuş bir olayı size nakletmek istiyorum: Kazzàfî propaganda maksadıyla, çok çeşitli ülkelerden gazetecileri Libya'ya, Trablus'a çağırmış. Bizim Türkiye'den de solcu, sağcı, tanınmış gazetecileri çağırmış. Trablus'ta lüks bir otele yerleştirmiş. Abdurranman Dilipak anlattı bunu bana, o da sağcı bir gazeteci olarak oraya gitmiş. Otelin aşağısındaki lobisinde demiş ki:

"--Biliyormusunuz, Fransız filozofi Roce Garudi müslüman oldu?"

Tabii, ciddiye almamışlar. Bizim öteki solcu gazeteciler:

"--Yâhu, artık herkes müslüman oldu diyorsunuz! Astronot müslüman oldu, Kaptan Güsto müslüman oldu, şu müslüman oldu, bu müslüman oldu... Roce Garudi müslüman olmaz!" demişler. "Herkesi müslüman oldu diye iddia ediyorsunuz ama, o adam büyük filozof, solcu, çok büyük adam... Kitaplar yazmış, kitapları Moskova'da ders kitabı olarak okunuyor. Müslüman olmaz o!.." demişler.

Allah'ın işine bakın ki, ertesi gün Roce Garudi de gelmiş oraya... Davet edilmiş, o da gelmiş ertesi gün, aynı otelde... Tabii, herkes mer...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslamda İnsani İlişkiler
« Posted on: 29 Nisan 2024, 23:21:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslamda İnsani İlişkiler rüya tabiri,İslamda İnsani İlişkiler mekke canlı, İslamda İnsani İlişkiler kabe canlı yayın, İslamda İnsani İlişkiler Üç boyutlu kuran oku İslamda İnsani İlişkiler kuran ı kerim, İslamda İnsani İlişkiler peygamber kıssaları,İslamda İnsani İlişkiler ilitam ders soruları, İslamda İnsani İlişkilerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes