> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İslam,Tasavvuf,Hayat > Güzel Ahlaklar ve Vefa
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güzel Ahlaklar ve Vefa  (Okunma Sayısı 965 defa)
26 Haziran 2010, 18:49:14
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 26 Haziran 2010, 18:49:14 »



GÜZEL AHLÂKLAR VE VEFÂ




Bismillâhir rahmânir rahîm.

Elhamdü lillâhi rabbil àlemîn... Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh... Kemâ yenbağî licelâli vechihî ve liazîmi sultànih... Ves salâtü ves selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin ecmaîn...

Üzerimize farz olan, borç olan Rabbimiz'e hamd, Peygamber-i Zîşânımız'a salât ü selâm vazifemizden sonra, bütün ilgililere ve özellikle bizi Rochester'de program düzenleyip bizi buraya davet eden kardeşlerime, Osman Gürdal'a, Murat Köse'ye ve konuşmama ilgi gösterip gelmiş olduğunuz için siz dinleyicilerime teşekkür ederim.

Allah konuşmamızı hayırlı, uğurlu, sevaplı ve rızâsına uygun eylesin...


Muhterem kardeşlerim!..

Güzel huylar çoktur. Bunları sayan alimler, sayılarını beşyüz küsüre kadar çıkartmışlardır. İnsanın bu güzel huyları edinmesi îcab eder. Kötü huyları da bilmesi ve onlardan arınması gerekir. İnsanın bilge bir insan olması, kâmil bir insan olması, olgun bir insan olması, faydalı bir insan olması, toplum için yararlı bir insan olması, bundan sonra mümkün olur.

Biliyorsunuz, ahlâk zâten bir toplum olayıdır. İnsanın tek başına ahlâklı olması bir şey ifade etmez. Toplumdaki münasebetleri içinde ahlâklı olması önem ifade ediyor. Bu güzel huylar arasında, ben bir tanesi üzerinde durmak istiyorum. Fakat şunu önce belirtmek istiyorum:

Dinimizin gayesi, Allah'ın emir ve yasaklarının hikmeti, insanın kötü huylardan arınmış güzel huylu bir insan olmasıdır. Onun için, insanın nefsinin, İngilizcede self denilen benliğinin arınması gerekiyor. Bu arınma işi yapıldığı zaman, insanın Allah'ın sevgili bir kulu olacağı ayet-i kerimelerde bildiriliyor. Meselâ, bismillâhir rahmânir rahîm:

(Kad efleha men tezekkâ)

(Kad efleha men zekkâhâ. Ve kad hàbe men dessâhâ) "K•m egosunu, kendisini, iç benliğini arındırabilmişse, temizleyebilmişse, o felâh bulmuştur, iflâh olmuştur. Hem dünyada, hem ahirette arzu ettiği güzel sonuca kavuşmuş, tehlikelerden kurtulmuş demektir. Kim bunu başaramamışsa, hem dünyada hem ahirette hàib ve hasir olmuştur. Yâni ziyana uğramıştır, zararda kalmıştır, başarıyı elde edememiştir, edemeyecektir." deniliyor.

Peygamber SAS Efendimiz'in bir hadis-i şerifinde de bildiriliyor ki:

(Ekseru mâ yüdhilün nâsel cenneh) "İnsanları cennete sokan sebeplerin tahlili yapılırsa, incelenirse, bunların en başta geleni, insanları en çok cennete sokan sebep; (takvallàhi ve hüsnil huluki) Allah korkusudur, takvâdır, müttakî kul olmaktır ve güzel huylu olmaktır."

İnsan güzel huylu olduğu zaman, hem dünyadaki toplum hayatındaki çalışmaları ve münasebetleri güzel olur. Bunun sonunda kendisi de mutlu olur, hem de başkalarının mutluluğuna katkıda bulunmuş olur. Kötü huylu olursa, başkalarının üzülmesine, toplum düzeninin bozulmasına sebep olur. Çeşitli uygunsuzluklar, huzursuzluklar meydana getirir. Hem de ahirette insanı, Allah-u Teâlâ Hazretleri cennete güzel huyu sebebiyle sokacak.


Bu güzel huyları öğrenmesi lâzım bir insanın... Bunların ismen bilinmesi de güzeldir amma, ismen bilinmesi yetmez, bu güzel huyları insanın iktisâb etmesi lâzım!.. Yâni kesbetmesi, kazanması, edinmesi lâzım, kendi içine yerleştirmesi lâzım!..

Meselâ adalet; adil olmak, zalim olmamak, haksızlık yapmamak... Bu çok önemli bir güzel huydur. İnsanın bunu hayatının her safhasında, her yerinde uygulaması gerekir. Hanımına karşı, çocuklarına karşı, komşularına karşı, kendisine karşı, işinde ve diğer tüm münasebetlerinde adaletli olması gerekir. Bu güzel bir huydur. Aksi olan adaletsizlik, çok kötü bir huydur.

(El'adlü esâsül mülk) "Adalet mülkün temelidir." buyrulmuştur.

Mülk kelimesini herkes satılık bir arsa veya mal sanır. Öyle değildir, mülk egemenlik demektir. Yâni, (El'adlü esâsül mülk) demek, "Adalet egemenliğin baş şartıdır. Egemenlik olacaksa, adalet de olması lâzımdır. Egemenlik adaletle devam eder. Adaletsizlik oldu mu egemenlik de mahvolur, anarşi olur. Egemenliğin, hüküm sürmenin, mâlik olmanın, bir toplumun yönetimine hakim olmanın şartı adalettir." demektir.


Sabır ve sebat güzel ahlâktır. İnsanın canını sıkan, hoşuna gitmeyen, istemediği bir şeyler vardır; amma, onları yapması gerekir. Meselâ öğrenci, futbol oynamakla, oyun oynamakla ders çalışmak arasında kaldığı zaman; arkadaşları oyun oynuyorsa canı çeker, dışarıya çıkıp o da oynamak ister. Ama ders çalışması lâzımdır. Bu bir kendisini tutma işidir, sabır işidir. Ders biraz zor olabilir, acı olabilir, onu çalışması lâzımdır. Başarıya ulaşmak için, faziletli, yetişmiş bir insan olmak için bu şarttır.

Sonra savaşta zafer için sabır şarttır. Kur'an-ı Kerim'de zaten zafer için iki şart ileri sürülüyor:

1. Takvâ... Cennete giriş sebebi olan takvâ, zaferin de şartıdır. İnsanın Allah'tan korkan bir insan olması lâzım!.. Çekinen, sakınan, ölçülü, günahlardan, haramlardan kaçınan bir insan olması lâzımdır.

2. Sabır... İnsanın sabırlı olması lâzım!.. İnsan sabretti mi, azmettiği şeyi elde eder. Elde edinceye kadar bir takım sıkıntılar çekecektir ama, sonunda başarının tadını tadar. Sabır acıdır fakat, hoş bir lezzeti vardır. Maraş biberinin acılığı gibi, ağzı yaksa da güzel bir tadı vardır. Sonunda tabii, zaferin mutluluğu hesaba gelmeyecek kadar çoktur.


Merhamet güzel bir huydur. Merhamet, başkalarına acıma duygusu demektir. Çok güzel bir huydur ve çok önemli bir huydur. Hadis-i şerifte Peygamber SAS Efendimiz buyuruyor ki:

(Men lâ yerham lâ yürham) "Kim merhametli değilse, başkalarına merhamet etmiyorsa, o da merhamet görmeyecektir." Yâni, "Allah'ın merhametine, rahmetine ermeyecektir. O da belâsını bulacak, cezasını çekecektir." demek oluyor. Demek ki, insanın acıyan insan olması lâzım!..

Peygamber SAS Efendimiz'in hadis-i şeriflerinin en başta gelen özelliklerinden birisi, anlaşılır olmasıdır. Herkesin anlayabileceği bir şekilde, en güzel hakikatleri, en derin gerçekleri kolay anlaşılabilecek şekilde sunar Peygamber SAS Efendimiz... Bazan bunun için benzetmeler yapar, bazan olaylar zikreder. Diyor ki Peygamber Efendimiz:

"Bir kadın vardı. İyi bir kadın değildi ama, çölde giderken çok susadı. Orda bir kuyu gördü. Kendisi tutunarak kuyuya indi, suyu içti, susuzluğu gitti. Dışarı çıkıncı baktı ki, dışarda bir de köpek var; o da çok susamış. Sıcaktan bunalmış, dili sarkmış, yürümeğe dermanı kalmamış. Acıdı o köpeğe... Dedi:

'--Demin ben de aynı duyguları hissediyordum. Bu güneşin altında, bu sıcaktan ben de perişan durumdaydım. Şuna su vereyim.' dedi."

Tutunarak tekrar aşağı inmiş. O zaman böyle su kapları ve sâire yok... Pabucunu suya daldırmış, pabucunun içine suyu doldurmuş, yukarıya çıkartmış, öyle sunmuş. "Bu onun Allah'ın mağfiretine ermesine, affedilmesine, cennete girmesine sebep olmuştur." buyruluyor.


İbret alınacak başka bir kıssa: Kadının birisi bir kediye kızmış. Belki kendisini tırmaladı, belki tenceresinden yemeği çaldı. Belki bir haylazlık etti, belki ortalığı pisledi, belki bir şeyi yırttı... Neyse; kedilerin yaptığı şeylerdir, tabiatlarıdır, pençelerinin gereğidir bu...

"Kadın bu kediyi hapsetti. Ne kendisi yemek verdi karnını doyurmak için; ne de salıverdi ki, kendi işini kendisi görsün, ne av lazımsa avlasın ve karnını doyursun... Kedi orada, kapalı hapsedilmiş olarak öldü. Bu merhametsizliğinden dolayı, Allah o kadını cehenneme soktu." diyor Peygamber Efendimiz...

Demek ki merhamet insanı Allah'ın rahmetine, rızasına kavuşturabiliyor; merhametsizlik Allah'ın gazabına uğratabiliyor, cezasına çarptırabiliyor.


İşte bunun gibi, güzel huylardan birisi de vefâ denilen huydur. Vefâlılığı bilirsiniz, vefâ güzel bir şey... Halkımızda çoktur vefâ... Tuttuğu futbol takımını bile bırakmaz. Küçükken bir takım tutmuştur, meselâ "Ben Beşiktaşlıyım!" demiştir. Kırk defa yenilse bile Beşiktaş, birinci kümeden düşse bile, ölünceye kadar Beşiktaşlıdır. Neden?.. Ahdine vefâsı var... Güzel bir vasıf...

Vefâ aslında tam terim olarak, tabir olarak ahde vefâ; insanın vermiş olduğu bir sözüne, bir ahdine, bir anlaşmasına vefâ göstermesi demektir. Ahdini çiğnememesi, sözünden dönmemesi, randevusuna gelmesi, verdiği sözü tutması demektir. "Erkeksen, er kişi isen sözünü tut; ya söz verme ya sözünü tut!" diye düşünür bizim halkımız... Ahde vefâ önemli bir vasıftır.


Şimdi ben burada hangi konuda konuşacağımı bilmeden kendi gönlümü, kalbimi duygularımı serbest bıraktım. Kalbime ilkönce vefâ duygusu, vefâ isimli güzel huy doğdu. Çünkü, siz burada yabancı bir ülkedesiniz. Müslüman olmayan bir ülkedesiniz. Kendi kültürünüzden ayrı bir toplum içindesiniz. Ama, kendi toplumunuza vefâlısınız, kendi inancınıza bağlısınız.

Burada bir cemiyet kurmuşsunuz. Yanına bizim kültürümüzün vazgeçilmez parçası olan, imanın sembolü camiyi koymuşsunuz. Bu bir vefâdır, güzel bir jesttir. Bir çok kimse bu vefâyı gösteremiyor. Bir çok millet entegre oluyor, eriyor, kayboluyor. Mazisini, atasını, ecdadını, tarihini unutuyor. Ama unutmamak bir vefâdır, güzel bir huydur.

Onun için, bunun üzerine konuşmak hatırıma geldi. Bir de konuşmamı kadınlar, çocuklar ve muhtelif tabakadan insanlar dinleyeceği için, bilimsel bir konuşma yapmaktan ziyade sohbet mahiyetinde zevkli bir konuşma yapmayı düşündüğüm için, bazı misaller anlatmayı ve bu arada eğlendirerek bazı bilgileri sizlere sunmayı istedim.


Vefâ üzerine anlatmak istediğim birtakım şeyler var... Birisi: Bizim kültürümüzde belki sizin ismini hiç duymadığınız bir büyük şahıs var: Abdullah ibn-i Mübârek, yâni Mübarek'in oğlu Abdullah... İmam-ı Azam Hazretleri'ne yetişmiş olan, hicretin ikinci asrında dünyaya gelmiş olan, üçüncü asrın başlarında dünyadan ayrılmış olan çok büyük bir Türk alimi... Çok b...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güzel Ahlaklar ve Vefa
« Posted on: 19 Nisan 2024, 09:32:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güzel Ahlaklar ve Vefa rüya tabiri,Güzel Ahlaklar ve Vefa mekke canlı, Güzel Ahlaklar ve Vefa kabe canlı yayın, Güzel Ahlaklar ve Vefa Üç boyutlu kuran oku Güzel Ahlaklar ve Vefa kuran ı kerim, Güzel Ahlaklar ve Vefa peygamber kıssaları,Güzel Ahlaklar ve Vefa ilitam ders soruları, Güzel Ahlaklar ve Vefaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes