๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Şubat 2010, 17:11:46



Konu Başlığı: Zıhar Hakkında Âyet Nazil Oluşu
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Şubat 2010, 17:11:46
Zıhar Hakkında Âyet Nazil Oluşu

Zıharın Mânâları


Zıhar, lügatta, iki şeyin birbirine tatbik edilmesi, sırt sırta gelmesi;

Şeriatta da, kocanın, eşine "Sen bana anamın sırtı gibi ol!" diyerek yemin etmesi demektir.[667]

Cahiliye devrinde, bir kimse eşine "Sen bana anamın sırtı gibi ol!" dedi mi, artık eş ona haram olur, bu söz boşama sayılırdı.[668]

İslâm´da ilkzıharı yapan, Ubâde b. Sâmit´in kardeşi Evs b. Sâmit idi.[669]

Kendisi çok yaşlı ve hırçın huylu idi.[670] Kızdığı zaman, aklı başından gider, gelirdi.

Amcasının kızı Havle (Huveyle) binti Salebe ile evli idi.[671]

Evs b. Sâmit bir gün Havle Hatundan bir istekte bulunmuş,[672] Havle Hatun onun isteğini yerine getimneyince, Evs kızmış, aklı başından gitmiş,[673] Havle Hatuna "Sen bana anamın sırtı gibi ol!" demiş,[674] evden çıkıp gitmiş; biraz sonra eve gelip dileğini tekrarlamış, Havle Hatun da:

"Hayır! Havle´nin varlığı Kudret Elinde bulunan Allah´a yemin ederim ki; senin söylediğin söz üzer ine Allah ve Resûlü hakkımızda hükmünü verinceye kadar dileğin yerine getirilemez!" diyerek Evs´e karşı koymuş[675] ve:

"Vallahi, sen ağır bir söz söyledin. Bunun sonucunun nereye varacağını bilmiyorum" demişti.

Evs´in aklı başına gelip söylediğine pişman olunca:

"Zannetmem ki, sen bana haram olmuş olmayasın!" dedi.[676]

Havle Hatun:

"Sen yine de böyle söyleme! Allah boşamayı sevmez![677]

Sen talaktan, boşamaktan hiç bahsetmedin ki!

Böyle bir yasaklama hükmü, ancak Yüce Allah´ın bize Resûlünü göndermesinden önceki zamanda idi.

Sen istersen git, yaptığın şeyi Resûlullah Aleyhisselama bir sor!" dedi. Evs b. Sâmit:

"Ben bunu ondan sormaya utanırım! Resûlullah Aleyhisselama sen git! Onun şu içine düştüğümüz şeyden bir çare bulup bize hayır kazandırması umulur. Bu işleri en iyi bilen odur!" dedi.[678]




[667] İbn Esîr, Nihâye, c. 3, s. 165, Ffruzâbâdf, Kâmûsu´l-muhft, c. 2, s. 85.

[668] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 379, Taberî, Tefsir, c. 28, s. 6, 8, İbn Esîr, Nihâye, c. 3, s. 165.

[669] Taberî, Tefsir, c. 28, s. 6.

[670] Ahmedb. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 410.

[671] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 378, 379.

[672] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 41.

[673] İbn Sa´d, Tabakât, c. 8, s. 379.

[674] İbn Sa´d, Tabakât, c. 8, s. 379, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 410.

[675] Ahmedb. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 410.

[676] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 378, 379.

[677] Taberî, Tefsfr, c. 28, s. 4.

[678] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 379.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/361-363.