๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 15 Mart 2010, 15:17:54



Konu Başlığı: Yanan minberin yerine kurulan minberler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Mart 2010, 15:17:54
Yanan Minberin Yerine Kurulan Minberler


Minber yandıktan sonra, Yemen hükümdarı Muzaffer, Hicretin 656. yılında, sandal ağacından bir minber yaptırıp gönderdi ve Peygamberimiz Aleyhisselamın minberinin yerine dikildi.

On yıl, bu minberin üzerinde hutbe okundu.

Hicretin 666. yılında Mısır hükümdarı Zahir Rüknüddin Baybars, yeni bir minber gönderdi.

Yemen hükümdarının minberi söktürülüp Mescidin mahzenine kaldırıldı. Onun yerine, yeni minber dikildi. Yeni minberin yüksekliği dört arşın, başından eşiğe kadar uzunluğu da yedi arşından biraz fazla idi.

Oturma yeri ile birlikte basamakları dokuzdu.

Minberin iki kanatlı bir kapısı ve kapının her kanadında gümüşten birer rummânesi (topu) vardı.

Sol kanadının topunda ´Yapıcısı E bu Bekir Yusuf Neccar" yazılı idi.

Kendisi, salih ve hayırlı mü´minlerin büyüklerindendi.

Minberi kendisi getirip, sanat ve maharetini gösteren en güzel bir şekilde yerine yerleştirmiş ve ken disi de Medine´de kalmıştı.

Zahir Baybars´ın minberi üzerinde, Hicretin 666. yılından 797. yılına kadar hutbe okundu.

Bu minberi de güveler yemeye başlayınca, Mısır hükümdarı Zahir Berkuk, Hicretin 797. yılının sonunda yeni bir minber yaptırıp gönderdi.

Zahir Baybars´ın minberi sökülüp, yerine yeni gelen minber dikildi.

Mısır hükümdarı Müeyyid Şah, Hicretin 820. veya 822. yılında yeni bir minber yaptırıp gönderince, eski minberin yerine yeni minber konuldu.

Bu minber de, Hicretin 886. yılı Ramazan´ında Mescidin ikinci kez yanışında yandı.

Bunun üzerine, halk, minberin yerini temizleyip, kerpiçten bir minber yaparak onu alçı ile sıvadılar.

Hicretin 888. yılı Recep ayına kadar, bu minber üzerinde hutbe okundu.

Recep ayının dördünde, ak taştan, mermerden bir minberyapılmak üzere kerpiç minber yıkılıp yeri adam boyuna yakın derinlikte kazı İdi.[278]

Mescidin ikinci yanışı da, Hicretin 886. yılı Ramazan ayının onüçüncü gecesi ve gecenin üçte ikisi geçtikten sonra vuku bulmuştu:

Mescidin başmüezzin ve başmüderrisi Şemsüddin Muhammed b. Hatfb kalkıp tevhid okumak üzere Mescidin doğusunda ve sağ tarafında bulunan minareye, öteki müezzinler de diğer minarelere çık mışlardı.

Gök, bulutla kaplı idi. Derken, gök gürlemeye başlamış, şiddetli gök gürlemeleri uykudakileri uyandırmıştı.

O sırada, düşen yıldırımlardan bazısı minarenin hilaline isabet etti. Minarenin tepesi yarıldı. Başmüezzin, olduğu yere cansız düştü, sesi çıkmadı!

Öteki minarelerde bulunan müezzinler, kendisine seslendilerse de, cevap alamadılar.

Bunun üzerine, bazıları onun yanına çıktılar, kendisini ölmüş buldular.

Mescid tavanının tepesiyle baş minare arasında ve Peygamberimiz Aleyhisselamın Ravza´sının kubbesine düşen yıldırımdan, kalkan gibi bir ateş parlamıştı.

Mescid hademesi, mutad açılış ve kandil yakılış vaktinden önce, Mescidin kapılarını açtılar.

Mescidde yangın çıktığı ilan edildi.

Medine valisi, halk, Mescidde toplandılar.

İçlerinden, cesaretli ve becerikli kişiler, yangını söndürmek için, yanlarına aldıkları sularla Mescidin damına çıktılar.

Alevler iki tavan üzerinde hızlandı. Şimal ve garp taraflarını sardı.

Yangını söndürmekten âciz kaldılar.

Alınan her tedbir, yangını arttırmaktan ve daha çok alevlendirmekten başka bir işe yaramıyordu. Mescid bir ateş ve alev denizi gibi dalgalanıyordu!

Onu önleyip durdurmak için, Mescidin ön kısmının tavanlarından bazısını yıkmayı düşündüler ve bunu acele yapmaya giriştiler.

Mescid, dumanla dolmuştu.

Mescidin içine girmiş olanlar, içeride duramadılar.

Mescidin damında bulunanlar da, şimal taraflarına doğru kaçarak, yanlarındaki su kovalarının ipleriyle sarkıp Mescid dışındaki büyük kovalar ve evler üzerine inmeye başladılar.

İçlerinden bazıları düşüp öldüler. Bazıları da Mescide merdivenle indiler. İnenlerden bazısı yandı, kalanlar ise, Mescidin sahanlığına sığındılar.

Ateş onlarla Mescidin kapılan arasına gerilmişti.

Ûfî diye tanınan Şeyh Şemsüddin Muhammed b. Miskin, dumandan boğularak öldü.

Mescid hadimlerinden, yangın ve yıkıntı altında kalan fakirlerden can verenler, ondokuz kadardı. [279]

Hicretin 888. yılında Mısır sultanı Kayıtbay´ın gönderdiği minber, yıkılan kerpiç minberin yerine dik ildi.

Hicretin 998. yılında Sultan Murad tarafından İstanbul´da mermerden oniki basamaklı bir minber yaptırılıp Medine´ye gönderildi.

Mısır sultanının minberi de, Küba Mescidine nakledildi.

Bugün, Peygamberimiz Aleyhisselamın Mescidindeki yepyeni minber, işte o zaman Sultan Murad´ın İstanbul´dan göndermiş olduğu minberdir.Zeminden kapısına üç basamakla çıkılan dokuz basamaklı bu minberin külahı yaldızlı ve alemi gümüşten olduğu gibi, örtüsü kırmızı çuhadan, kapısının perdesi de yeşil atlastandı. [280]




[278] Semhûdı, Vefau´l-vefa, c. 2, s. 407, 408, 411 .

[279] Diyarbekrî, Târıhu´l-hamîs, c. 2, s. 375-376.

[280] Eyyub Sabri Paşa, Mir´at-ı Medfne, c. 2, s. 422-424.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/180-183.