๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Mart 2010, 14:52:51



Konu Başlığı: Yahudilerin ketibe kalelerinde üslenişleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Mart 2010, 14:52:51
Bozguna Uğrayan Yahudilerin Ketibe Kalelerinde Üslenişleri




Natat ve Şıkk kalelerinde tutu nam ayan, yenilgiye uğrayan Yahudiler, Ketibe´de, Kamus, Vatîh ve Sülalim kalelerinde üslendiler, İslâm mücahidlerine karşı savundular, korundular.[314]

Ketibe; Kamus, Vatîh ve Sülalim kalelerinden müteşekkildi.[315]

Kamus Haybefde bir dağ olup, Yahudi Ebi´l-Hukayk´ın kalesi bu dağın üzerinde bulunuyordu.[316]

Kamus kalesi, çok sarp ve sağlam bir kale idi[317] ve Hayber kalelerinin en büyüğü idi .[318]

Kinane b. Ebi´l-Hukayk, Vatîh ve Sülalim kalelerinde otururdu.

Bu kaleler, kapılan açılamaz, üzerlerinden aşılamaz kalelerdi.

Peygamberimiz Aleyhisselam bunların fethi için mancınık kurdurmak istedi ise de, bunun tehlikeli olacağını anlayınca, vazgeçti. Ondört gün kuşatmakla yetindi.

Bu müddet içinde, kaleden hiç kimse çarpışmaya çıkmadı.[319]

Kamus kalesinin Yahudi savaşçıları, hazırlanıp kalenin kapısında dikildiler.

Kinane b. Ebi´l-Hukayk, ok atmaya hazırlandı.

Okun yayını çekmek isteyince, elleri titremeye başladı.

Ok atmaya hazırlanan okçulara da, "Atmayınız!" diye işaret etti.

Yüce Allah, Yahudilerin kalblerine korku düşürdü.[320]

Onlar, yok olacaklarını anladılar, kanlarının bağışlanıp sürgün edilmelerini istediler.[321]

Kinane b. Ebi´l-Hukayk, Peygamberimiz Aleyhisselama:

"Yanına inip seninle konuşacağım!" diye, Şemmah adındaki Yahudi ile haber saldı.

Mücahidler Şemmah´ı Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına getirdiler.

Şemmah, Kinane´nin elçisi olarak geldiğini haber verdi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Kinane´nin dileğine, "Olur!" buyurdu.

Ebi´l-Hukayk hanedanından bir cemaat:

"Hep Yesrib (Medine) Yahudilerinin kötülük ve yaramazlıkları yüzünden!" diyerek yakınmakta idiler.[322]



[314] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 670, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 151, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 199.

[315] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 106.

[316] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 4, s. 398.

[317] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 670.

[318] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 48, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 744.

[319] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 670, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 199.

[320] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 670.

[321] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 351, 352.

[322] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 670, 671.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/81-82.