๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Şubat 2010, 17:05:42



Konu Başlığı: Yahudi Alimlerinden Muhayrık ın Müslüman Olmasi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Şubat 2010, 17:05:42
Yahudi Alimlerinden Muhayrık´ın Müslüman Olup Uhud´da Çarpışmaya Gidişi ve Şehit Oluşu


Muhayrık; Sa´lebe b. Fıtyevn oğullarından,[179] Benî Kaynuka veya Benî Nadîr Yahudiler[180] bilgin-lerindendi.[181]

Peygamberimiz Aleyhisselamı Tevrat´taki sıfatlarıyla tanırdı.

İlmen bulduğu şeyi, Uhud savaşına çıkılıncaya kadar, kendi dininin tesiri altında kalarak, açıklaya madı.[182]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Uhud savaşına çıktığı zaman, Yahudilere:

"Ey Yahudi topluluğu! Vallahi, siz Muhammed´in[183] peygamber olduğunu,[184] ona yardımın üzerinize düşen bir hak olarak gerektiğini pekâlâ biliyorsunuz!" dedi.

Yahudiler

"Bugün Cumartesi günüdür, hiçbir şeyle uğraşılmaz!" dediler.

Muhayrık:

"Sizin için Cumartesi diye birşey yoktur!" dedi.

Kılıcını ve harçlığını yanına alıp akrabalarından birisine:

"Eğer bugün öldürülürsem, bütün mallarım Muhammed´indir. O, onlar hakkında, Allah´ın kendisine gösterdiği şekilde, dilediğini yapar!" diyerek vasiyette bulundu. Uhud´da savaşmaya gitti ve şehit oldu.[185]

Allah ondan razı olsun!

Uhud savaşında şehit olunca, bıraktığı yedi hurma bahçesini Peygamberimiz Aleyhisselam teslim alıp vakfetti.

Peygamberimiz Aleyhisselamın Medine´deki vakıfları genellikle Muhayrık´ın mallarındandır.[186]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Muhayrık, Yahudilerin hayırlısıdır!" buyurmuştur. [187]


Amr b. Sabit b. Akyeş´in (Vakş´ın) Müslüman Olarak Uhud´a Gidişi ve Müşriklerle Çarpışarak
Yaralanışı ve Cennete Girişi


Abduleşhel oğullarının kardeşi Amr b. Sabit b. Vakş[188] (Akyeş)´in Cahiliye devrinde halk üzerinde alacağı riba (faiz) paralan vardı. Onları almadıkça Müslüman olmak istemedi.

Uhud savaşına çıkıldığı gün, gelip amcalarının oğullarını göremeyince:

"Amcamın oğulları neredeler?" diye sordu.

"Uhud´dadır!" dediler.

"Filan kişi nerededir?" diye sordu.

"Uhud´dadır!" dediler.

"Filan kişi nerededir?" diye sordu.

"Uhud´dadır!" dediler.

Bunun üzerine, Amr b. Sabit, hemen zırhını giyinip atına binerek onlara doğru yöneldi, gitti.[189]

Amr, Uhud´da, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına vanp:

"Yâ Rasûlallah! Önce savaşayım mı, yoksa Müslüman mı olayım?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Önce Müslüman ol, sonra savaş!" buyurdu.

Bunun üzerine, Amr Müslüman oldu.[190]

Müslümanlar, onu Uhud´da görünce:

"Sen bizden uzak dur!" dediler.

Amr b. Sabit:

"Ben iman ettim, Müslüman oldum!" dedi ve Müslümanların yanında yaralanıncaya kadar çarpıştı.

Uhud´dan, ailesinin yanına ağır yaralı olarak getirildi.

Sa´d b. Muaz, Amfi ziyarete gelip, onun kızkardeşine:

"Amr´a bir sor bakalım" dedi ve şunu sormasını istedi:

"Sen kavmine olan hamiyetinden dolayı mı; yoksa Kureyş müşriklerine kızdığın için mi; ya da Allah için mi kızarak onlarla çarpıştın?"

Amr:

"Ben Allah ve Resûlullah için kızarak onlarla çarpıştım!" dedi. Allah´a bir vakit bile namaz kılamadan vefat etti ve Cennete girdi.[191]

Peygamberimiz Aleyhisselam, onun hakkında:

"Az amel etti, çok ecre erdi!" buyurmuştur.[192]

Ashabdan Ebu Hureyre de, bir gün, çevresindeki kişilere:

"Allah´a bir vakit bile namaz kılmadan, secde etmeden Cennete giren adamı bana haber veriniz?" deyip herkesin sustuğunu görünce:

"O, Abduleşhel oğullarının kardeşi Amr b. Sabit b. Vakş´tır!" dedi.[193]

Allah ondan razı olsun![194]


[179] Zührî, Megâzî, s. 95, Abduırezzak, Musannef, c. 5, s. 384, Vâkıdî, Megâzî, c. 1 , s. 349, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 53,d b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 109, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 42, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 468-469, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 348, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 47, Zehebî, Megâzî, s. 195, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 72.

[180] Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 68.

[181] Buhârî. Sahih. c. 5. s. 44.

[182] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/264.

[183] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 93-94, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 333, İbn Seyyid, Uvûnu´l-eser, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 69, Suyûtî, Hasâisu´l-kübrâ, c. 1, s. 553.

[184] Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 333, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 49, Suyûtî, Hasâisu´l-kübrâ, c. 1.S.553.

[185] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 94, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 333-334, İbn Seyyid, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 69.

[186] Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 334, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 69.

[187] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 94, Beyhakî, c. 3, s. 334, İbn Seyyid, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 49, Suyûtî, Hasâisu´l-kübrâ, c.1, s. 553-554.

[188] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 334, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 69, Suyûtî, Hasâisu´l-kübrâ, c. 1, s. 554.

[189] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 334, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 69.

[190] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 94, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 69.

[191] Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 334, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 69.

[192] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 94, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 334, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 69.

[193] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 94, Beyhakî, c. 3, s. 334, İbn Seyyid, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 69, Suyûtî, Hasâisu´l-kübrâ, c.1, s. 554.

[194] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 334, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 69, Suyûtî, Hasâisu´l-kübrâ, c. 1, s. 554.