๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Şubat 2010, 18:43:26



Konu Başlığı: Ümmü Mabed Hatunun Çadırına Uğranılması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Şubat 2010, 18:43:26
Ümmü Ma´bed Hatunun Çadırına Uğranılması

Ümmü Ma´bed Hatun, Huzâaların atası Aımr b. Rebia´nın şovundan olup, akıllı, iffetli ve güçlü bir kadındı.

Kuraklık ve kıtlık yıllarında Kudeyd´deki[204] çadırının önüne oturur, gelen geçen yolcuların su ve yiye cek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırdı.

Peygamberimiz (a.s.)la Hz. Ebu Bekir, Âmir b. Füheyre ve Abdullah b. Uraykıt da onun çadırına uğradılar. Ondan hurma[205] veya et satın almak istediler.

Fakat, Ümmü Ma´bed Hatunun yanında bunlardan hiçbir şey bulamadılar.

Çünkü, hazerde, seferde azığı tükenen veya kıtlığa uğrayan halk, onda bulduklarını, olanları satın alır, tüketirlerdi.[206]

Ümmü Ma´bed Hatun:

"Vallahi, yanımızda birşey bulunsaydı, sizin ihtiyacınızı gidermek için ikram ederdim!" dedi.[207]

Peygamberimiz (a.s.):

"Ey Ümmü Ma´bed! Yanında süt bulunur mu?" diye sordu.

Ümmü Ma´bed Hatun:

"Yoktur! Vallahi davarlar kısırdır!" dedi.[208]

Peygamberimiz (a.s.), çadırın bir tarafında duran arık koyunu gördü ve:

"Ey Ümmü Ma´bed! Nedir şu koyun?" diye sordu.

Ümmü Ma´bed Hatun:

"O, arık, davar sürüsünden geri kalmış, dermansız, güçsüz bir koyundur!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.):

"Onda süt var mı?" diye sordu.

Ümmü Ma´bed Hatun:

"O, bundan tamamıyla mahrumdur!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.):

"Benim onu sağmama izin verir misin?" diye sordu.

Ümmü Ma´bed Hatun:

"Evet! Anam, babam sana feda olsun! Eğer sen onda süt bulabileceğini sanıyorsan, sağ!" dedi.[209]




[204] Ümmü Ma´bed Hatunun çadırı Kudeyd ile Müşellel arasında olup, bunların arası üç mil idi (Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 333). Müşellel de; Mekke ile MedinEsîrasında, deniz kıyısında, Kudeyd´e kadar uzanan bir dağdır (Ebu´l-Münzir Hişam, Kitâbu´l-esnâm, s. 13, Yâk ut M u´ cem u´ l-büldâ n, c. 5, s. 1 36). M üş eli el´i n M e dine´ye u zak lı ğı yedi mildir. (Yak ut, c. 5, s. 24).

[205] Hurma yerine, süt rivayeti de vardır (Ebu´l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefa, c. 1, s. 226, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 192, Kastalânî, Mevâhibu´l-ledünniye, c. 1, s. 84).

[206] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ.c. 1, s. 230, Hâkim, Müstedrek.c. 3, s. 9, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c.2, s. 338, Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 4, s. 226, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1958-1959, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 1, s. 101, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 437-438, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 192, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 55-56, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 4, s. 497498.

[207] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 230, Ebu´l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 ,s. 242, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 192, Diyarbekrî, c. 1, s. 333.

[208] İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 1, s. 188.

[209] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/354-355.