๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Şubat 2010, 13:25:54



Konu Başlığı: Uhud Şehitlerinin Ziyaret Edilip Selamlanmasının Fazileti
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Şubat 2010, 13:25:54
Uhud Şehitlerinin Ziyaret Edilip Selamlanmasının Fazileti  



Attaf b. Halid´in sahih bir senedle Peygamberimiz Aleyhisselamdan rivayetine göre; Peygamberimiz Aleyhisselam Uhud meşhedini ziyaret edip:

"Allah´ım! Bu kulun ve resûlün bunların şehit olduklarına ve Kıyamet gününe kadar kendilerini ziyaret eden ve selamlayanların selamlarına mukabelede bulunacaklarına şehadet eder!" buyurmuştur.[535]

Peygamberimiz Aleyhisselam her yıl Uhud şehitlerini ziyaret ederdi. Oraya vardığı zaman, yüksek sesle:

"Sabrettiğiniz için, selam olsun size! Ahiret saadeti ne güzeldir!" (Ra´d: 24) mealli âyeti okurdu.

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman da böyle yapardı .[536]

Hz. Fâtıma´nın da iki günde, üç günde bir amcası Hz. Hamza´nın kabrini ziyaret ederek orada ağladığı ve dua ettiği,[537] ve kabri düzelttiği de rivayet edilir.[538]

Attaf b. Halid´in halası der ki:

"Hamza´nın kabri yanında hayvanımdan indim. Orada, Allah´ın benim için dilediği kadar namaz kıldım.

Vadide, hayvanımın başını tutup duran uşağımdan başka, ne bir seslenici, ne de ona cevap verici kimse vardı.

Namazımı bitirince, elimle şöylece kabre işaret ederek; ´Esselâmu aleyküm!1 dedim.

Yerin altından gelen bir sesin selamıma karşılık verdiğini işittim!

Yüce Allah´ın beni yarattığını, geceyi gündüzü nasıl şüphesiz biliyorsam, bunu da öylece biliyorum!

Selamıma karşılık verildiği zaman, tüylerim ürperdi!"[539]

Yine Attaf b. Halid´in, halasından işittiğine göre; halası Uhud şehitliğini ziyaret ettiği ve yanında da binek hayvanının başını tutan iki çocuktan başka kimse bulunmadığı halde Uhud şehitlerini selamladığı sırada, selamına karşılık verildikten sonra:

"Vallahi, biz, birbirimizi tanıdığımız gibi, sizi de tanıyoruz" dediklerini işitince, vücudunun tüyleri ürpermiş ve hemen "Ey çocuk! Katırımı yaklaştır!" deyip katırına binerek meşhedden ayrılmıştır.[540]


[535] Hâkim, Müstednek, c. 3, s. 29.

[536] Vâkıdî, c. 1.s.313, Taberî, Tefar, c. 13, s. 142, Ebu´l -Fidâ, c. 4, s. 35.

[537] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 313, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 45.

[538] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 19.

[539] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye vıe´n-nihâye, c. 4, s. 45.

[540] Hâkim. Müstednek. c. 3. s. 29.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/206-207.