๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 03 Şubat 2010, 13:04:39



Konu Başlığı: Selam Verme ve Almanın Hükmü ve Âdâbı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Şubat 2010, 13:04:39
Selam Verme ve Almanın Hükmü ve Âdâbı  



Selam vermek nafile bir ibadet olmakla beraber, verilen selamın alınması gerekmektedir.[146] Selam verilirken de:

1- Binitli olan, yayaya,

2- Yaya, oturana,

3- Azlık, çokluğa,[147]

4- Yaşça küçük olan, büyük olana önce selam verir.[148]

5- Selamı cemaat içinden birisine tahsis ederek vermek mekruhtur ve Kıyamet alâmetlerindendir.[149]

6- Tanıdığına ve tanımadığına selam vermek İslâm´ın hayırlı hasletlerindendir.[150]

7- Peygamberimiz Aleyhisselam; Mekke´nin fethinde yanına gelen ve kendisine selam veren amcası Ebu Talib´in kızı Ümmü Hani Hatuna:

"Merhaba=hoşgeldin Ümmü Hani!" buyurdu.[151]

Yanına geldikçe Hz. Fâtıma´ya da:

"Merhaba kızcağızım!" buyurup, onu sağına veya soluna oturttuğu bildirilmektedir.[152]

8- Müslüman olmayanların verdikleri selama "ve aleyküm!" denilerek mukabele edilir.[153]

9- Mü´min kardeşi ile selamlaşmak, musafaha ile tamamlanır. [154]

Musafaha; iki kişinin, esenleşmek için birbirlerinin ellerini-avuç içleri birbirine yapışacak biçimde-tutuşmalarına ve yüzyüze gelmelerine denir.[155]

10- Enes b. Malik der ki:

"Biz:

Yâ Rasûlallah! Bazımız bazımıza (hürmeten) eğilebilir mi?´ diye sorduk. Resûlullah Aleyhisselam: ´Hayır!´ buyurdu.

[11-12.] ´Bazımız bazımızla kucaklaşabilir mi?´ diye sorduk. Resûlullah Aleyhisselam: ´Hayır! Fakat, musafaha ediniz!´ buyurdu."[156] "Bir adam:

´Yâ Rasûlallah! İçimizden biri, bir din kardeşi veya bir dostu ile karşılaşınca, ona (hürmeten) eğilebilir mi?´ diye sordu. Resûlullah Aleyhisselam: ´Hayır!´ buyurdu.

´Onu kucaklayabilir ve öpebilir mi?´ diye sordu. Resûlullah Aleyhisselam: ´Hayır!´ buyurdu. Adam:

´Onun elini tutar ve kendisi ile musafaha yapabilir mi?´ diye sordu. Resûlullah Aleyhisselam: ´Evet!´ buyurdu."[157]

13- Ebû Mes´ûd el-Ensârî der ki: "Bir gün, Berâ´ b. Âzib´e rastlamıştım.

Bana selam verdi. Elimi tutup yüzüme güldü ve:

´Sana niçin böyle yaptım, biliyor musun?´ diye sordu.

Ona:

´Bilmiyorum! Fakat senin her yaptığın şeyde hayırdan başka birşey görmem!´ dedim.

Bunun üzerine:

´Resûlullah Aleyhisselam da, bana rastlayınca, sana yapmış olduğumun tıpkısını bana yapmış ve niçin böyle yaptığını benden sormuştu.

Ben de senin şimdi bana söylemiş olduğun gibi söylemiştim.

Resûlullah Aleyhisselam da:

´Müslümanlardan iki kişi karşılaşırda birisi öbür arkadaşına selam verir ve elini tutarak musafaha yaparsa, Yüce Allah onların günahlarını-onlar daha birbirlerinden ayrılmadan önce-bağışlar´ buyurmuş­tu´ dedi."[158]

Berâ´ b. Âzib´in kendisi de:

"Resûlullah Aleyhisselam:

´Birbirlerine kavuşup da musafaha yapan iki Müslüman yoktur ki, onlar daha birbirlerinden ayrıl­madan önce günahları bağışlanmış olmasın!´ buyurdu" demiştir.[159]

14- Küçük çocuklarla musafaha yerine onların üç kere başları sığanır, okşanır, kendileri için "Allah sana bereket versin!" diyerek dua edilir.[160]

15- Erkeklerin kadınlarla musafaha yapmaları, el sıkışmaları caiz değildir.

Esma binti Zeyd Hatun, Peygamberimiz Aleyhisselamın bey´at etmek isteyen Ensar kadınlarına:

"Ben kadınlarla musafaha yapmam!" buyurduğunu;[161]

Hz. Âişe de, Peygamberimiz Aleyhisselamın, kadınlardan bey´at alırken bile elinin onlardan hiçbirinin eline,[162] avucunun onlardan hiçbirinin avucuna[163] değmediğini bildirmiş;[164] "Bey´atını sözle aldığı her kadına[165] ´Git, senin bey´atını aldım´ buyururdu" demiştir.[166]

16- İslâm´da ilk topluca musafaha, Medine´ye geldikleri zaman, Yemenliler tarafından yapılmıştır.[167]
 

[147] Ahmedb. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 444, Buhârî, Sahih, c. 127, Edebü´l-müfred, s. 258, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1703, EbuDâvud, Sünen, c. 4, s. 351, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 61-62, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 188.

[148] Buhârî, Sahîh, c. 7, s. 1 28, Edebü´l-müfred, s. 259, Ebu Dâvud, c. 4, s. 351, Tirmizî, c. 5, s. 61 .

[149] Ahmed b. Hantael, c. 1, s. 407, 408, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 270, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 445-446, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 7, s. 329.

[150] Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 9, Edebü´l-müfred, s. 270, Müslim, c. 1,s.65, Ebu Dâvud, c. 4, s. 350.

[151] Ahmedb. Hanbel, c. 6, s. 425, Buharı, c. 7, s. 110, Tirmizî, c. 5, s. 78.

[152] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 247, Ahmedb. Hanbel, c. 6, s. 282, Buhârî, c. 5, s. 141 , Müslim, c. 4, s. 1904.

[153] Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 398, Buhârî, c. 7, s. 133, 134, Edebü´l-müfred, s. 283, 284, Müslim, c. 4, s. 1705, 1706, Ebu Dâvud, c. 4, s. 353, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1219.

[154] Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 251.

[155] İbn Esîr, Nihâye, c. 3, s. 34, Mütercim Âsim Efendi, Kâmusu´l-Muhît Tercemesi, c. 1, s. 490.

[156] İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1220.

[157] Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 75.

[158] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 289.

[159] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 289, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 354, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 74, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1220.

[160] Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 251.

[161] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 6, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 454.

[162] Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 114, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1489, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 960.

[163] Müslim, c. 3, s. 1489, İbn Mâce, c. 2,5.960.

[164] Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 114, Müslim, c. 3, s. 1489, İbn Mâce, c. 2, s. 960.

[165] Müslim, c. 3, s. 1489, İbn Mâce, c. 2, s. 960.

[166] Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 114, Müslim, c. 3, s. 1489, İbn Mâce, c. 2, s. 960.

[167] Ahmed b. Hanbel. c. 3. s. 212. Buhârî. Edebü´l-müfred. s. 251.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/57-60.