๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 25 Mart 2010, 17:11:39



Konu Başlığı: Peygamberimiz as ın yıkanışı ve kefenlenişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Mart 2010, 17:11:39
Peygamberimiz Aleyhisselamın Yıkanışı ve Kefenlenişi


Peygamberimiz Aleyhisselam Pazartesi günü kaba kuşluk[593] veya zeval vaktinde (öğleye yakın vakitte) vefat etmişti. [594]

Hz. Ömer gibi bazı sahabiler, Peygamberimiz Aleyhisselamın vefat etmediğini, etmeyeceğini söylüyor, vefat etti diyenleri tehdit ediyor; [595] bazıları da "Resûlullah Aleyhisselamı gömmeyiniz, çünkü o vefat etmemiştir" diye sesleniyor!ar;[596] Hz. Abbas´ın uyarıları ve Peygamberimiz Aleyhisselamı göm meye^ engel olmamaları hususundaki çabalan tesirsiz kalıyordu. [597]

Âyetlere dayanan uyarı ve öğütleriyle halkı Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatına inandırmış ve yatıştırmış olan Hz. Ebu Bekir ise, Hazrecîlerin BenîSâide örtmesinde halifelik işini kendileri için gerçek leştirme girişiminde bulundukları haberini alınca, Peygamberimiz Aleyhisselamın na´şının yanından ayrılarak Beni Sâide suffasına gidip onları yatıştırmak, hem onlardan hem de Mescidde toplanan Müslümanlardan bey´atlarını almakla uğraşmıştı.

Pazartesi günü öylece öğleden akşama kadar Müslümanlar arasındaki anlaşmazlıkları ve tefrikaları gidermek çabaları ile geçirilmişti . [598]

Peygamberimiz Aleyhisselamı yıkama, kefenleme ve gömme işi de ertesi güne kalmıştı. [599]

Peygamberimiz Aleyhisselamı yıkamak üzere evde toplananlar, Peygamberimiz Aleyhisselamın aile halkından:

Hz. Ali,

Hz. Abbas,

Fadl b. Abbas,

Kuşem b. Abbas,

Üsâme b. Zeyd,

Peygamberimiz Aleyhisselamın azadlı kölesi Şükran (Salih) idi . [600]

Başkalarını içeri almamak için kapıyı kilitlediler.

Ensardan bazıları da, dışarıdan:

"Biz Resûlullah Aleyhisselamın dayılarıyız! İslâmiyette de belirli bir yerimiz vardır!" diyerek seslendiler.

Hz. Ebu Bekir:

"Ey Müslümanlar cemaati! Her kavmin kendi cenazelerine başkalarından ziyade öncelik hakkı vardır. Size onlar adına and veriyorum: Siz girerseniz onları Resûlullah Aleyhisselamın hizmetinden ger iletirsiniz! Vallahi, çağrılandan başka hiç kimse içeri girmeyecek!" diyerek bağırdı.

Ensar:

"Bizim içeri girmeye hakkımız vardır! Çünkü o bizim kızkardeşimizin oğludur! İslâmiyette de bizim belirli bir yerimiz vardır!" dediler ve Hz. Ebu Bekir´le görüşmek istediler.

Hz. Ebu Bekir:

"Ensarın Ali ve Abbas ile görüşmeleri daha yerinde olur. Çünkü, onların yanına ancak kendilerinin istedikleri kimseler girebilir!" dedi. [601]

Benî Avf b. Hazreclerden ve Bedir savaşına katılmış olan sahabilerden Evs b. Havlî, Hz. Aliye:

"Ey Ali! Allah aşkına, Resûlullah Aleyhisselamın hizmetinden bizi de nasiplendir!" diyerek yalvardı.

Hz. Ali, ona:

"İçeri gir!" dedi.

Evs b. Havlî içeri girip oturdu, Peygamberimiz Aleyhisselamın yıkanışında bulundu. [602]

Peygamberimiz Aleyhisselamı yıkamaya başlamak istedikleri zaman:

"Vallahi ne yapacağımızı bilmiyoruz! Ölülerimizin elbisesini soyduğumuz gibi, Resûlullah Aleyhisselamı da soyalım mı; yoksa elbisesi üzerinde bulunduğu halde mi yıkayalım?" dediler, anlaş mazlığa düştüler.

O zaman Allah onlara bir uyuklama verdi.

Onlardan, uyuklaya uyuklaya çenesi göğsüne düşmeyen kalmadı. [603]

Evin bir köşesinden, kim olduğunu anlayamadıkları birisinin:

"Peygamberimizi üzerinde elbisesi bulunduğu halde yıkayınız! [604]

Peygamberinizin gömleğini soymayınız!" diyerek seslendiğini işittiler. [605]

Hemen yıkamaya kalktılar. [606]

Peygamberimiz Aleyhisselam, hastalığı sırasında Hz. Ali´ye:

"Öldüğüm zaman beni sen yıka!" buyurmuştu.

Hz. Ali:

"Yâ Rasûlallah! Ben hiç ölü yıkamadım ki?" demiş, Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Yıkama işi sana hazırlanacak, kolaylaştırılacak! [607]

Beni senden başkası yıkamasın!

Benim edeb yerimi hiç kimse görmesin!

Aksi takdirde onun gözünün nuru söner!" buyurmuştu. [608]

Peygamberimiz Aleyhisselamı yıkamak için Sa´d b. Haysemelerin Kuba´daki Gars kuyusundan su getirilmişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam o kuyunun suyunu içerdi.

Evs b. Havlî testiyle su taşıyor; [609] Hz. Abbas[610] ile Üsâme ve Şükran Peygamberimiz Aleyhisselamın gömleğinin üzerine su döküyordu. [611]

Fadl b. Abbas ile Üsâme, gözleri bağlı olarak Hz. Ali´ye su veriyorlardı. [612]

Hz. Ali de, eline bir bez sarmış olduğu halde, [613] gömlek üzerinden oğuşturarak Peygamberimiz Aleyhisselamı yıkıyordu. [614]

Peygamberimiz Aleyhisselamın kamı sığandığı zaman, evin içine mis kokusu, [615] bir benzerini daha görmedikleri güzel bir koku yayıldı. [616]

Ölülerde görülegelen şeylerden hiçbiri Peygamberimiz Aleyhisselam da görülmedi.

Hz. Ali:

"Babam, anam sana feda olsun! Sen diri iken de, ölü iken de ne kadar temizsin!" dedi. [617]

Hz. Ali, Peygamberimiz Aleyhisselamı bağrına bastı. Hz. Abbas´la oğulları Fadl ve Kuşem de, bir yandan öbür yana çevirdiler. [618]

Hz. Ali:

"Resûlullahı yıkama işinden boşalıncaya kadar hiçbir uzuv tutmadım ki, onu benimle birlikte otuz kişi de tutup bir yandan bir yana çeviriyordu sanki!

Fadl b. Abbas ise, Resûlullahı kucakladığı zaman:

´Ya Ali! Aman acele et! Belim kırıldı ! [619] Kalbimin damarını kopardın!´ demiştir." [620]

Peygamberimiz Aleyhisselamı, gömleği üzerinde olduğu halde, su ve sidr ile*[621] üç kere[622] yıkadılar. [623]

İlkinde yalnız tatlı su ile, ikincisinde su ve sidr ile, üçüncüsünde ise su ve kâfur ile yıkandı. [624]

Peygamberimiz Aleyhisselamı böylece yıkadıktan sonra kuruladılar. Sonra da, ölülere yapılagelen şeyleri Peygamberimiz Aleyhisselama da yaptılar. [625]

Hz. Ali´nin yanında misk kokusu bulunuyordu. Onunla kokulanmasını tavsiye etti. [626]

Hz. Âişe´nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselamı gömlek ve sarık hariç-ki bunlar sün nettir-pamuktan dokunmuş, sühûliye diye anılan üç parça beyaz Yemen bezine sardılar. [627]

Ki bunlar:

İzar,

Lifâfe gibi baştan ayağa kadar bedeni örten örtü ile,

Ridâ gibi yakasız, yensiz, etrafı dikişle bastırılmamış ve göğüs tarafı açılmamış gömlekten ibaret
ti. [628]

Peygamberimiz Aleyhisselamı kefene sarma işi Hz. Ali, Hz. Abbas, Fadl b. Abbas ve Şükran (Salih) tarafından yapıldı. [629]






[593] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 303-304.

[594] Vâkıdî, Megâzî, c.3, s. 1120, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 191, Taberî, c. 3, s. 97.

[595] İbn İshak, c. 4, s. 305, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 433-434, İbn Sa´d, c. 2, s. 266-267, Dâıimf, c. 1, s. 40.

[596] İbn Sa´d, c. 2, s. 271 .

[597] Abdurrezzak, c. 5, s. 434-435, İbn Sa´d, c. 2, s. 267, Dârimî, c. 1, s. 40 Belâzurî, Ensâb.c.1 , s. 567.

[598] İbn İshak, c. 4, s. 306-309, Abdurrezzak, c. 5, s. 442-444, İbn Sa´d, c. 2, s. 269, Ahmed, c. 1, s. 55-56, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 191, Taberî, c.3, s. 207-208.

[599] Belâzurî, c. 1,5.257.

[600] İbn İshak, c. 4, s. 312, Ahmed, c. 1, s. 260, İbn Sa´d, c. 2, s:. 278-279.

[601] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 278.

[602] İbn İshak, c. 4, s. 312, İbn Sa´d, c. 2, s. 280, Ahmed, c. 1, s. 260.

[603] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 4, s. 313, Ahmed, c. 6, s. 267, Ebu Dâvud, c. 3, s. 196-197, Zehebî, Tâıîhu´l-İslâm, s. 574.

[604] İbn İshak, c. 4, s. 313, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 277, Ahmed, c. 6, s. 267, Ebu Dâvud, c. 3, s. 197, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s:. 596, Zehebî, s:. 574.

[605] İbn Sa´d, c. 2, s. 276, Belâzuıî, c. 1, s. 570.

[606] İbn İshak, c. 4, s. 313, Ahmed, c. 46, s. 267, Zehebî, s. 575.

[607] İbn Sa´d, c. 2, s. 280-281 .

[608] İbn Sa´d, c. 2, s:. 278, Zehebî, s:. 576, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 261.

[609] İbn Sa´d, c. 2, s:. 280.

[610] İbn Sa´d, c. 2, s. 279.

[611] İbn İshak, c. 4, s. 312-313, Ahmed, c. 1,s.26O.

[612] İbn Sa´d, c. 2, s. 278.

[613] İbn Sa´d, c. 2, s:. 280.

[614] İbn İshak, c. 4, s. 313, Ahmed, c. 6, s. 267, Belâzuıî, c. 1, s. 569.

[615] Sera ha, Mebsût, c. 2, s. 569.

[616] İbn Sa´d, c. 2, s. 280.

[617] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 313, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 281 Ahmed, Müsned, c. 1.S.260, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 571.

[618] İbn İshak, c. 4, s. 312-313, Ahmed, c. 1,s.26O.

[619] İbn Sa´d, c. 2, s. 281 .

[620] Belâzurî, c. 1, s. 570, Ebu´l-Fidâ, c. 5, s. 262.

* Sidr, Arabistan kirazı denilen ağaçtır ki, yaprağıma ölü yıkanı r (Ffruzâbâdf, Kâmûsu´l-muhft).

[621] İbn Sa´d, c. 2, s. 280, Ahm ed, c. 1, s. 260, c. 6, s. 267, Belâzurî, c. 1, s. 570.

[622] İbn Sa´d, c. 2, s. 280, Belâzurî, c. 1, s. 570.

[623] İbn Sa´d, c. 2, s. 280, Ahm ed, c. 1, s. 260, c. 6, s. 267, Belâzurî, c. 1, s. 570.

[624] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 2, s. 497, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 476.

[625] Ahmed, c.1, s. 267.

[626] İbn Sa´d, c. 2, s. 280.

[627] İbn Sa´d, c. 2, s. 281 -283, Ahmed, c. 6, s. 93-11 8, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 75, İbn M âce, c. 1, s. 472, Belâzurî, c. 1, s. 571 .

[628] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 285.

[629] İbn Sa´d, c. 2, s. 279.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 8/315-319.