Konu Başlığı: Peygamberimiz as ın Mute de Kumandanları Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Mart 2010, 16:03:31 Peygamberimiz Aleyhisselamın Mu´te´de Kumandanların Nasıl Şehit Olduklarını Medine´de Müslümanlara Bildirişi İslâm kumandanlarının Mu´te´de şehit oldukları saatte Peygamberimiz Aleyhisselama haber gelmiş, bu da kendilerini son derecede üzmüş bulunuyordu.[131] Ashab-ı Kiram, Peygamberimiz Aleyhisselamı üzgün görünce: "Ey Allah´ın Peygamberi! Sende olan üzüntüyü gördüğümüzden beri duyduğumuz üzüntünün dere cesini ancak Allah bilir!?" dediler. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Bende görmüş olduğunuz, beni hüzün içinde bırakan şey, ashabımın şehit düşmeleri idi. Bu hal, onları Cennette karşılıklı tahtlar üzerinde oturmuş kardeşler olarak görünceye kadar sürdü!" buyurdu.[132] Peygamberimiz Aleyhisselam, minbere çıkıp oturdu. Namaz için toplanılmak üzere seslenilmesini, ezan okunmasını emir buyurdu.[133] Şam´la aradaki uzaklıklar, engeller kalkmıştı: Peygamberimiz Aleyhisselam, Mute savaş meydanı na bakıyordun.[134] Müslümanlar Mescidde toplanınca,[135] Peygamberimiz Aleyhisselam: "Allah´tan, onlara hayır ve sevab kapısının açılmasını dilerim![136] Allah´tan, onlara hayır ve sevab kapısının açılmasını dilerim! Allah´tan, onlara hayır ve sevab kapısının açılmasını dilerim![137] Şu gazaya çıkan ordunuzdan size haber vereyim[138] Onlar gittiler, düşmanla karşılaştılar.[139] Zeyd b. Harise bayrağı eline aldı. Şeytan, hemen onun yanına geldi. Ona hayatı ve dünyayı sevdirmek, ölümü çirkin ve sevimsiz göstermek istedi. Zeyd ise: ´Bu an, mü´minlerin kalblerinde imanı berkiştirecekzamandır! Sen ise bana dünyayı sevdirmek istiyorsun!?´ dedi ve ilerledi.[140] Çarpıştı ve nihayet şehit olarak öldürüldü![141] Onun için, Allah´tan mağfiret dileyiniz!" buyurdu.[142] Müslümanlar, ona Allahtan mağfiret dilediler.[143] Peygamberimiz Aleyhisselam: "O şimdi Cennete girdi. Orada koşup duruyordun[144] "Sonra, bayrağı Cafer b. Ebu Talib aldı.[145] Şeytan hemen onun yanına vardı. Ona da hayatı ve dünyayı sevdirmek ve ölümü çirkin ve sevimsiz göstermek istedi. Cafer ise: ´Bu an, mü´minlerin kalblerinde imanı berkiştirmek zamanıdır!´ dedi ve ilerledi,[146] çarpıştı ve nihayet şehit olarak öldürüldü.[147] Kardeşiniz için, Allah´tan mağfiret dileyiniz![148] O, şehit olarak Cennete girdi. Şimdi o Cennette yakuttan iki kanadıyla dilediği gibi uçup duruyor-dur.[149] Cafer´i Cennette meleklerle birlikte iki kanadıyla uçuyor gördüm!" buyurdu.[150] Müslümanlar, onun için de Allahtan mağfiret dilediler. [151] Peygamberimiz Aleyhisselam: "Cafer´den sonra, bayrağı Abdullah b. Revâha aldı!" buyurdu.[152] Peygamberimiz Aleyhisselam, bir müddet sustu. Ensarın (Medineli Müslümanların) yüzleri değişti, sarardı. Abdullah b. Revâha´nın, hoşlarına git meyen bazı işler yaptığını sandılar.[153] Peygamberimiz Aleyhisselam, sözlerine şöyle devam etti: "Abdullah b. Revâha iki ayağını berkiştirdi.[154] Elinde bayrak olduğu halde düşmanlarla çarpıştı, şehit olarak öldürüldü.[155] Tereddütlü olarak Cennete girdi.[156] Onun için de, Allah´tan mağfiret dileyiniz!" buyurdu.[157] Abdullah b. Revâha´nın Cennete tereddütlü olarak girişi, Ensarın ağırlarına gitti.[158] "Yâ Rasûlallah! Onun tereddüdü ne idi?" diye sordular. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Kendisi, yaralandığı zaman, düşmanla çarpışmaktan çekindi. Sonra nefsini kınadı. Cesaretlendi ve şehit oldu.[159] Cennete girdi" buyurunca, Ensar sevindiler.[160] Peygamberimiz Aleyhisselam: "Onlar, Cennette altın tahtlar üzerinde oturur oldukları halde bana gösterildi! Abdullah b. Revâha´nın tahtının arkadaşlarınınkinden engin ve eğri olduğunu gördüm. ´Bununki neden böyledir?1 diye sordum. ´Abdullah çarpışmaya giderken bazı tereddütler geçirmiş, sonra da, çarpışmaya gitmiştir!´ denil di.[161] Rüyada Cennete girdiğimde, Cafer´i kana boyanmış iki kanatlı, Zeyd´i de onun karşısında gördüm. Revâha´nın oğlu da onların yanında bulunuyordu. Kendisinin, onlardan yüz çevirir gibi bir hali vardı. Bunun sebebini de, size haber vereyim: Cafer, savaş meydanına ilerlediği ve ölümü gördüğü zaman, ondan hiç çekinmedi ve yüz çevirme di. Zeyd de öyle yaptı. Revâha´nın oğlu ise, ölümden çekingen davrandı.[162] Kendisinin kılıçtan hoşlanmıyor gibi bir hali vardı" buyurdu.[163] |