๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Mart 2010, 23:40:45



Konu Başlığı: Peygamberimiz as ın mescidde dayandığı kütüğün ağlayışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Mart 2010, 23:40:45
Peygamberimiz Aleyhisselamın Mescidde Dayandığı Kütüğün Ağlayışı



Peygamberimiz Aleyhisselam yapılan minberin üzerine çıkıp hutbesini irada başlayınca, Peygamberimiz Aleyhisselamın evvelce hutbe sırasında dayanmış olduğu hurma kütüğünden, gebe veya yavrusundan ayrılan devenin inlemesine benzer sesler gelmeye başladı!

Peygamberimiz Aleyhisselam minberden inip elini kütüğün üzerine koydu.[219]

Cemaat kütüğün başına üşüştüler, inlemesinden rikkate gelip ağlaştılar. [220]

Kütük, çatlayıp parçalanıncaya kadar inledi! [221]

Kütüğün öküz gibi böğürmesinden, Mescid çalkandı. [222]

Cemaatin kalbine korku düştü. [223]

Peygamberimiz Aleyhisselam, yanına varıp kütüğü kucakladı . [224]

Ona:

"Nedir senin bu halin? İstersen Yüce Allah´a dua edeyim. [225] Seni eskiden bittiğin yere geri çevirey im. [226] Seni oraya dikeyim de,[227] sen orada yeniden köklenip yeşer, yapraklan ve meyve ver! [228]

İstersen seni Cennete dikeyim de, [229] Cennet ırmaklarından ve kaynaklarından sulan, orada güzelce yetiş, [230] meyve ver de, Allah´ın sevgili kulları senin meyvenden, hurmandan temelli yesinler dursunlar! [231]

Sen nasıl istersen öyle yapayım?" buyurdu. [232] Sonra, ona doğru eğildi.

Kendisinin:

"Beni Cennete dik de, orada Allah´ın sevgili kulları benden yesinler!" dediğini işitti. [233]

Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Olur! Öyle yapayı m ! [234] Olur! Öyle yapayım!" buyurdu. [235]

Peygamberimiz Aleyhisselamın yanında bulunanlar, Peygamberimiz Aleyhisselamın:

"Olur! Öyle yapayım!" buyurduğunu işitince, [236] niçin böyle buyurduğunu sordular.

Peygamberimiz Aleyhisselam da:

"Cennete dikmemi seçti. [237] Temelli yurt olan ahireti, gelip geçici yurt olan dünyaya tercih etti!" buyurdu. [238]

Kütük, bir çocuk gibi, hıçkıra hıçkıra sustu, sesini kesti. [239]

O günden sonra, kütüğün bir daha iniltisi duyulmadı. [240]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bu kütük, yanında yapılan zikrullahı dinlemekten uzak kaldığı için ağlamıştı. [241]

Muhammed´in varlığı Kudret Elinde bulunan Allah´a yemin ederim ki; [242] eğer kucaklayıp sustur-masaydım, muhakkak, o Kıyamet gününe kadar böyle inler dururdu!" buyurdu. [243]

Peygamberimiz Aleyhisselam, bir çukur kazılıp kütüğün oraya gömülmesini emretti. [244]

Minberin altına gömüldü. [245]

Kütük, Peygamberimiz Aleyhisselamın zamanından Hz. Ömer´in devrinde kadar, minberin altında kaldı.

Mescid Hz. Osman´ın devrinde yeniden yapılmak üzere[246] yıkılıp temizlendiği sırada, kütüğü Übeyy b. Ka´b aldı. Güvelenip ufalanıncaya, toz toprak haline gelinceye kadar, onun yanında, evinde kaldı. [247]

Kuru kütüğün bu ağlaması, inlemesi hadisesi, Mescidde bulunan bütün cemaatin gözleri önünde cereyan etmiş bir hadise olup, Sahîh sahipleri bu husustaki meşhur, münteşir ve mütevatir haberleri, aralarında Übeyy b. Ka´b, Cabir b. Abdullah, Enes b. Malik, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Sehl b. Sa´d, Ebu Safd el-Hudrî, Büreyde b. Husayb, Muttalib b. EbiVedâa ile Peygamberimiz Aleyhisselamın zevcelerinden Hz. Ümmü Seleme´nin de bulunduğu ondokuza yakın sahabiden aynı mânâda rivayet etmişlerdir. [248]

Hasan-ı Basrî, bu kütüğün ağlaması hadisini rivayet ettikçe ağlar ve:

"Ey Allah´ın kullan! Duygu ve saygı sahibi olmayan kuru bir kütük Resûlullah Aleyhisselamın bulun duğu yere yakın olmak, uzak kalmamak özlemiyle inlemektedir!

Siz ise, ona kavuşma özlemine daha lâyıksınız! [249]

Vallahi, kuru kütük inlemişti!

Sübhânallah! İşitip durdukları halde, milletin kalbleri, acaba ne diye yarılmaz, parçalanmaz ki?!" derdi.[250]





[219] Ibn Sa´d, c. 1, s. 188, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 137, Buhârî, c. 1 ,s.22O, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 379, Ibn Mâce, Sünen, c. 1, s. 454, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 23-24.

[220] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 251 .

[221] İbn Sa´d, c. 1, s. 252, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 1 37, İbn Mâce.c.1, s. 454, Dârimî, c. 1, s. 24.

[222] Dârimî, Sünen, c. 1, s. 24.

[223] Abdurreizak, Musannef, c. 3, s. 1 86, Semhûdf, Vefâu´l-vefâ, c. 2, s. 393.

[224] Abdurreizak, c. 3, s. 186, İbn Sa´d, c. 1, s. 252, Ahm ed b. Hanbel, c. 2, s. 109, Tirmizî, c. 2, s. 379, Dârimî, c. 1, s. 24-25, Nesâf, Sünen, c. 3, s. 1 02.

[225] Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 400.

[226] Kadı lyaz, eş-Şifâ,c.1, s. 254, Semhûdf, c. 2, s. 390, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1,s.478.

[227] Dârimî, Sünen, c. 1, s. 23, Semhüdf, c. 2, s. 390.

[228] Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 254, Semhüdf, c. 2, s. 390.

[229] Dârimî, c. 1, s. 23, Kadı lyaz, c. 1 , s. 254, Semhüdf, c. 2, s. 390, Kastalânf, c. 1, s. 478.

[230] Darimf, Sünen, c. 1, s. 23, Semhüdf, Vefâu´l-vefâ, c. 2, s. 389.

[231] Dârimî, c. 1, s. 23, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 254, Semhüdf, c. 2, s. 389.

[232] Dârimî, c. 1, s. 23, Sem hûdf, c. 2, s. 389.

[233] Kadı lyaz, c. 1, s. 254, Semhüdf, c. 2, s. 390, Kastalânf, Merâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 478.

[234] Dârimî, c. 1, s. 23, Kadı lyaz, c. 1 , s. 255, Semhüdf, c. 2, s. 389, Kastalânf, c. 1 , s. 478.

[235] Dârimî, c. 1, s. 23, Sem hûdf, c. 2, s. 309.

[236] Kadı lyaz, c. 1, s. 255, Semhüdf, c. 2, s. 390, Kastalânf, c. 1, s. 478.

[237] Dârimî, c. 1, s. 23, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 401, Semhüdf, c. 2, s. 389.

[238] Kadı lyaz, c. 1, s. 255, Semhüdf, c. 2, s. 390, Aliyyü´l-Kârf, Şifâ Şerhi, c. 1, s. 351.

[239] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 300, Semhüdf, c. 2, s. 388.

[240] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 251, Semhüdf, c. 2, s. 393.

[241] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 300, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 173, Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 400, Zehebî, Târîhu´l-islâm , s. 354.

[242] Dârimî, c. 1, s. 26, Ebu Nuaym, c. 2, s. 401.

[243] İbn Sa´d, c. 1, s. 252, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 306, Dârimî, c. 1, s. 26, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 455.

[244] Dârimî, c. 1, s. 24, Sem hûdf, c. 2, s. 390.

[245] İbn Sa´d, c. 1, s. 251 , Sem hûdf, c. 2, s. 391.

[246] Semhüdf, Vefâu´l-vıefâ, c. 2, s. 393.

[247] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ,c. 1, s. 252, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 1 37,138, Dârimî, Sünen, c. 1, s.24, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 454, Semhüdf, Vefâu´l-vefa, c. 2, s. 393.

[248] Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 253.

[249] Kadı lyaz, c. 1, s. 255, Semhüdf, c. 2, s. 390, Aliyyü´l-Kârf, Şifâ Şerhi, c. 1, s. 301.

[250] Dârimî, Sünen, c. 1, s. 25.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/172-175.





Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimiz as ın mescidde dayandığı kütüğün ağlayışı
Gönderen: Ramazan. üzerinde 26 Nisan 2015, 12:32:04
 Es Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü .Bu dünyada sana hasret yaşıyoruz Ya Rasul Allah. Bu dünyada göremedik nur yüzünü, olamadık yanında, savaşamadık ta şehit bile olamadık senin yolunda. Bu aciz ümmetini ne olur sev Ya Rasul Allah.


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimiz as ın mescidde dayandığı kütüğün ağlayışı
Gönderen: Ceren üzerinde 26 Nisan 2015, 13:01:23
Aleykümselam.Bir kütük bile peygamber efendimize olan bağlılığını gösteriyor.Ondan ayrılmak istemiyor.Taş cana geliyor.Peygamber efendimizin kıymetini bilen,onun şefaatine nail olan kullarından eylesin bizleri inşallah....