Konu Başlığı: Peygamberimiz as ın Mektubunun Okutturuluşu Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Şubat 2010, 22:43:44 Peygamberimiz Aleyhisselamın Mektubunun Okutturuluşu Kayser´in yıldızlara bakarak tasalandığı sırada, Dıhye gelip, Peygamberimiz Aleyhisselamin mek tubunu Kayser´in üzerinde oturup dinlendiği minberlerden birisinin üzerine bırakmıştı. Kayser mektubu getirtti. Mektubun Arap dili ve yazısıyla yazıldığını görünce, Arapça yazıyı okumayı bilen bir tercüman çağırttı. Mektuba: "Allah´ın kulu ve resûlü Muhammed´den Rumların sahibi, büyüğü Herakliyus´a!" diye başlandığını görünce, Herakliyus´un kardeşinin oğlu kızdı, tercümanın göğsüne şiddetli biryumruk indirip adamı yere oturttu ve mektubu da elinden çekip aldı. Herakliyus, ona: "Sana ne oluyor ki, mektubu çalıp kaçıyorsun?!" dedi. Yennek: "Adamın mektubunu görmüyor musun?! Mektubuna hem senin isminden önce kendi ismiyle başlamış; hem de senin hükümdar olduğunu anmayarak ´Rumların sahibi, büyüğü Hrakl´a1 demiş!? Neden ´Rumların Hükümdan!´ diye yazmamış ve senin isminle başlamamış! Onun mektubu bugün okunamaz!" dedi. Herakliyus: "Vallahi, sen ya küçük bir akılsızsın ya da büyük bir delisin! Ben senin böyle olduğunu bilmiyordum. Ben daha adamın mektubunun içindekine bakmadan, onu yırtıp atmak mı istiyorsun?! Hayatıma yemin ederim ki; eğer o dediği gibi gerçekten Resûlullah ise, mektubuna benim ismim den önce kendi ismiyle başlamakta ve beni ´Rumların büyüğü ve sahibi´ diye anmakta haklıdır.[65] Ben ancak onların (Rumların) sahibiyimdir, hükümdarları değilimdir. Fakat, Allah onları bana uysal kılmıştır. Allah dileseydi Farsların Kisrâ üzerine yürüyüp onu öldürdükleri gibi, onları da benim üzerime yürütürdü!" dedi.[66] Kardeşinin oğlu hakkında da: "Dışarı çıkarınız bunu!" diye emretti. Uskufu yanına çağırttı. Uskuf; görüşü alınır, sözü dinlenir danışman kişi idi.[67] Hıristiyan bilginlerinin ve Hıristiyanların başkanı idi .[68] Peygamberimiz Aleyhisselamın mektubu okunduğu zaman, uskuf Herakliyus´a: "Vallahi, o, Musa ve İsa´nın bize geleceğini müjdelemiş olduğu peygamberdir. Zaten biz onun gelmesini bekleyip duruyorduk!" dedi. Herakliyus: "Sen bana bu yolda ne yapmamı tavsiye edersin?" diye sordu. Uskuf: "Benim görüşüm, ona tâbi olmanızdır!" dedi. Herakliyus: "Ben senin dediğin şeyi yapmanın gerekliliğini çok iyi biliyorum! Fakat, ben ona tâbi olmaya güç yetinemeyeceğim! Çünkü, hem hükümdarlığım elden gider, hem de Rumlar beni öldürürler!" dedi.[69] [65] Muhyiddin b. Arabf, Muhâdarâtu´l-ebrâr, c. 2, s. 130, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 32, Halebî, İnşânu´l-uyûn, c. 3, s. 288, 289, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 339. [66] Muhyiddin b.Arabf, M uhâdarâtu´l-ebrâr, c. 2, s. 130. [67] Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 347. [68] İbn Esîr, Nihâye, c. 2, s. 279. [69] Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 347, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 267, Heysemî, Meonau´z-ZBvâid, c. 5, s. 306, Suyûtî, Hasâisü´l-kübrâ, c. 2, s. 123. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/387-388. |