๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Mart 2010, 17:04:42



Konu Başlığı: Peygamberimiz as ın Mekke ye girişi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Mart 2010, 17:04:42
Peygamberimiz Aleyhisselamın Mekke´ye Girişi


Peygamberimiz Aleyhisselam; Hicretin 8. yılında Ramazan ayından 13 gece geçtikten sonra,[641] Cuma günü,[642] başına siyah bir sarık sardı.[643] Sarığının bir ucunu, iki om uzunun arasından, arkasına saldı.[644]

Peygamberimiz Aleyhisselamın o gün başına miğfer geçirmiş olduğu da rivayet edilir.[645]

Buna göre; Peygamberimiz Aleyhisselam, ya sangını miğfieriyle birlikte sarmış, ya da Zî Tuvâ´da sangını çıkararak miğferini giymiş, Mekke´ye girdikten sonra, miğferini çıkarıp sangını sarmış demekti.[646]

Peygamberimiz Aleyhisselam; tepelerinden tımaklarına kadar silahlanmış mücahidlerin ortasında,[647] Hz. Ebu Bekir´le Useyd b. Hudayhn arasında[648] Zî Tuba´dan hareket edip Ezahir yolundan Mekke´nin üst tarafına doğru ilerledi.[649]

Ezâhir; Ahnes hanedanının Hira dağı ile Sakar dağı arasındaki mahallesi ile geniş yol arasında kalan yo kuştur.[650]

Peygamberimiz Aleyhisselamın taşınan sancağı beyazdı.[651]

Peygamberimiz Aleyhisselam devesinin üzerinde bulunduğu halde Mekke´ye girerken Feth sûresi ni yüksek sesle okuyor,[652] Allah´a şükür ve tevâzuundan, başını önüne eğmiş bulunuyordu.[653]

Ezâhir yokuşuna çıkınca, kılıç parıltıları gördü ve:

"Nedir bu parıltılar? Halid b. Velid çarpışmaktan men edilmemiş mi idi?![654] Ben çarpışmayı yasak lamamış mı idim?" diye sordu.[655]

"Yâ Rasûlallah! Sanırız ki; müşrikler Halid b. Velid´le çarpışmaya kalkmışlardır!



[641] Zührî, Megâzî, s. 86, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 6, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 374, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 342.

[642] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 342.

[643] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 824, İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 455, c. 2, s. 140, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 387, Müslim, Sahih, c. 2, s. 990, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 54, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 225, Nesâf, Sünen, c. 5, s. 201, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1186, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1 , s. 507, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 67, 68, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 252, Zehebî, Megâzî, s. 457, 458, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 293, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 27, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 319.

[644] Beyhakî, c. 5, s. 68, Zehebî, c. 458, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 293, Halebî, c. 3, s. 27, Zürkânf, c. 2, s. 319.

[645] Zührî, Megâzî, s. 91, Abdurrezzak, c. 5, s. 379, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 191.

[646] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 201, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 324.

[647] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 823.

[648] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 84.

[649] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 49.

[650] Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 287, 288.

[651] Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 32, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 195, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 941, Nesâf, Sünen, c. 5, s. 200.

[652] Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 92, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 70.

[653] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 293, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 83.

[654] Vâkıdî, M egâzf, c.2,s.826,İbnSa´d, Tabakâtü´l-kü brâ, c. 2, s. 136, D iyarbekrf, Târîhu´l -ham fs, c. 2, s. 83.

[655] İbn Hacer, Fethu´l-bârf, c. 8, s. 9, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 197, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 311.





Onlar çarpışmayı başlatmamış olsalardı, Halid onlarla çarpışmazdı!" dediler.[656]

O sırada, Ku rey silerden birisi gelip:

"Yâ Rasûlallah! İşte, Halid b. Velid, adam öldürmeye hızla girişti!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Ensardan, yanında bulunan birisine:

"Kalk, Halid b. Velid´e git! Kendisine, ´Resûlullah sana Mekke´de hiç kimseyi öldürmemeni sana emrediyor![657] Ellerini adam öldürmekten çeksin diyor´ de!" buyurdu.[658]

Adam, gidince, Halid b. Velid´e:

"Ey Halid! Resûlullah Aleyhisselam, Karşılaştığın, kavuştuğun kimseyi öldürmeni sana emrediyor![659] Gücünün yettiğini öldür!1 buyuruyor!" dedi.[660]

Bunun üzerine, Halid b. Velid, çarpışmaya ve müşrikleri öldürmeye girişti.[661] Yetmiş kişi öldürdü.[662]

Ebu Süfyan gelip:

"Yâ Rasûlallah! Kureyş cemaati mahvoldu! Bundan sonra, Kureyş yok olmuş demektir!" dedi.[663]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Niçin yok olmuş?!" diye sordu.

Ebu Süfyan:

"İşte Halid! Halktan, bulduğunu öldürüyor!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Halid´i bana çağırınız!" buyurdu.[664]

Halid b. Velid´i çağırdılar.[665]

Peygamberimiz Aleyhisselam, ona:

"Seni çarpışmaktan men etmiş olduğum halde, sen niçin çarpıştın?!" diye sordu.

Halid b. Velid:

"Yâ Rasûlallah! Önce onlar bizi oka tuttular, bize silah çektiler. Bizimle çarpışmaya başladılar. Onlarla çarpışmaktan ellerimi çekmeye imkân bulamadım.[666]

Kendilerini İslâmiyete, halkın gireceği şeye girmeye davet ettim. Kabul etmediler. Onlarla çarpış maktan başka çare bulamadım.

Sonunda, Allah bizi onlara muzaffer kıldı. Onlar her yere kaçışmaya başladılar" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ey Halid! Hiç kimseyi öldürmeyesin diye sana haber salmadım mı?[667] Adam öldürmekten seni men etmedim mi?" diye sordu.

Halid b. Velid:

"Hayır! Öyle değil. Gücümün yettiğini, ele geçirebildiğimi öldüreyim diye bana haber saldın![668]

Senin tarafından, filan adam gelip gücümün yettiğini öldürmemi bana emretti!" dedi.[669]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ensarîyi bana çağır!" buyurdu. Çağırdılar.

Ona:

"Hiç kimseyi öldürmeyeceksin diye Halid´e emretmeni sana emretmemiş mi idim?" diye sordu.

Ensarî:

"Evet! Öyle emretmiştin.

Ben senin emrini yerine getirmek istedim, fakat Allah başka türlü olmasını diledi! Allah´ın dilediği oldu![670]

Sen bir işin olmasını istedin, Allah da başka bir işin olmasını istedi.

Allah´ın olmasını istediği iş, senin olmasını istediğin işten üstün ve baskın geldi.

Olanı önlemeye güç yetiremedi m!" dedi.[671]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Allah´ın hüküm ve takdir ettiğinde hayır vardır" buyurdu.[672]

Ensarîye birşey söylemedi. Sustu.[673]

Sonra da:

"Ey Halid! Artık, hiç kimseyi öldürmeyeceksin değil mi?" buyurdu.

Halid b. Velid:

"Evet! Öldürmeyeceğim!" dedi.[674]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Müşrikleri takipten, araştırmaktan da vazgeç!" buyurdu.

Halid b. Velid:

"Öyle yapayım!" dedi.[675]