๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Şubat 2010, 19:26:13



Konu Başlığı: Peygamberimiz as ın Abs Oğullarına Halid b. Sinanı Soruşu
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Şubat 2010, 19:26:13
Peygamberimiz Aleyhisselamın Abs Oğullarına Halid b. Sinan´ı Soruşu ve Onlara Onun Başına
Gelenleri Haber Verişi


Abs oğullarından Medine´ye üç kişi daha geldi.

Peygamberimiz Aleyhisselam onlara Halid b. Sinan´ı sordu ve onun başından geçenleri onlara anlattı.[136]

Peygamberimiz Aleyhisselam da, Enuşervan (Nûşirevan) devrinin sonlarına doğru doğmuştu.[137]

Peygamberimiz Aleyhisselamın geleceğini, İsa Aleyhisselam gibi, Halid b. Sinan da müjdelemişti. [138]

Halid b. Sinan Abs oğulları kabilesini doğru yola kılavuzlamak istediği zaman, onlar ona inan madılar.

İçlerinden, Kays b. Züheyr:

"Eğer şu kayalıktan üzerimize bir ateş çağırır, akıtırsan, sana tâbi oluruz. Çünkü, sen bizi ancak ateşle korkutabilirsin! Sen bize böyle bir ateş akıtmayacak olursan, seni yalanlar dururuz!" dedi.

Halid b. Sinan:

"Bu, aramızda bir ahd ve misak olsun mu?" dedi.

Abs oğulları:

"Evet!" dediler.

Bunun üzerine Halid b. Sinan abdest aldı, sonra da:

"Ey Allah´ım! Beni yalanladılar. Sen şu kayalıktan üzerlerine bir ateş seli akıtmadıkça, bunlar bana inanmayacaklar!" diyerek dua etti.

Abs oğulları kabilesinin Hidsan dedikleri, deve boynu gibi uzanan bir ateş zuhur etti!

Ateşin ışığı, gece karanlığında, sekiz gecelik yere kadar olan mesafeyi aydınlattı.

Ateş, uzandığı yerde hiçbir şey bırakmadı, kastı, kavurdu!

Abs oğulları:

"Ey Halid! Sen onu geri çevir! Biz artık sana inanacağız!" dediler.

Halid b. Sinan, Abs oğullarına:

"Ey kavmim! Size zarar veren bu ateşi söndürmemi, Allah bana emretti. Her aileden bir adam, ben imle birlikte gelsin!" dedi.[139]

Abs oğullarından Umare b. Ziyad:

"Ey Halid! Vallahi, sen bize şimdiye kadar hak ve gerçekten başka şey söylememiştin! Şimdi, ateşi söndüreceğini söylüyorsun! Ama, senin ateşe karşı halinin, ateşin de sana karşı halinin ne olduğunu pek bilmiyoruz!" dedi.

Bunun üzerine, Halid b. Sinan, ona:

"Sen benimle birlikte gel!" dedi.

Umare b. Zeyd, yanına Abs oğullarından otuz kişi alarak, birlikte gittiler. Dağ tarafındaki Eşca1 kay alığına doğru ilerlediler.

Halid b. Sinan, orada bir çizgi çizdi, onları orada oturttu.[140]

Onlara:

"Sakın, sizden hiç kimse bu çizgiden ileri geçmesin! İleri geçen yanar![141]

Eğer ben gecikirsem, sakın beni ismimle çağırmayınız! Ben al at gibi yanınıza döner gelirim.[142] Eğer sizden birisi beni ismimle çağıracak olursa, ben helak olurum!" dedi.[143]

Halid b. Sinan, ateşe doğru ilerledi ve elindeki asası ile:

"Dağılınız! Dağılınız! Çıktığınız yere çekiliniz!" diyerek ateşe vurmaya başladı.[144]

Ateşi, geriledikçe, kayalığın ortasındaki, çıkmış olduğu kuyunun içine soktu ve söndürdü.[145]

Halid b. Sinan´ın dönmesi gecikince, Umare b. Zeyd:

"Vallahi, adamımız sağ olsaydı, bu kadar zamandan sonra, yanınıza döner, gelirdi" dedi.

Arkadaşları da:

"Onu ismi ile çağırın bari! Herhalde o ismi ile çağıralım diye bizden gizlenmiştir!" dediler.

Halid b. Sinan´ı ismi ile çağırmaya başladılar.

O da, başını elleri ile tutarak yanlarına geldi ve onlara:

"Ben sizi ismimle çağırmaktan men etmemiş miydim?! Vallahi, siz beni öldürdünüz! Beni taşıyın ve gömün arbk!" dedi.[146]

Abs oğulları, yurtlarından çıkan bu ateş dolayısıyla ibtilâya uğradılar: Onun ışığına taparak Mecûsîleşmeye başladılar.[147]

Sözlerine güvenilir kişilerin bildirdiklerine göre; deniz ortasında, tepesine hiç kimsenin kolay kolay çıkamayacağı büyük bir dağın en yüksek tepesindeki bir mağarada, duru beyaz sofdan ihrama bürün müş, elleri başında, uyuyormuş gibi, hiçbir şeyi değişmemiş bir zât görmüşler, o taraf halkından bir cemaat da, bunun Halid b. Sinan olduğunu söylemişlerdir. [148]



[136] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 200.

[137] Dineuerf, Kitâbu´l-ahbâr, s. 74.

[138] Mes´ûdf, Murûcu´z-zeheb, c. 2, s. 226.

[139] Semhûdf, Vfefâu´l-vefâ, c. 1, s. 1 53-154.

[140] Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 599.