๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 30 Ocak 2010, 19:06:32



Konu Başlığı: Peygamberimiz a.s.ın Rahmet ve Şefkati
Gönderen: Sümeyye üzerinde 30 Ocak 2010, 19:06:32
Peygamberimiz (a.s.)ın Üstün Rahmet ve Şefkati


Peygamberimiz (a.s.) Sakif kabilesinden hayır gelmeyeceğini anlamış,[160] ne bir erkeğe, ne de bir kadına İslâmiyeti kabul etti nem em iş olmaktan üzgün[161] ve me´yus1[162] bir halde, Taiften aynlarak Mekke´ye yönelmişti.[163]

Hz. Âişe, bir gün, Peygamberimiz (a.s.)a:[164]

"Yâ Rasûlallah! Senin başına, Uhud gününden daha çetin bir gün geldi mi?" diye sormuş, Peygamberimiz (a.s.) da:

"Senin kavminden neler çektim neler! H ele onların yüzünden Akabe günü çektiğim ise, çektiklerim in en çetini idi:

(Taife gidip) kendimi Abdi Yal illere arz ve bana yardımcı olmalarını niyaz ettiğim zaman, isteğimi kabul etmemiş, reddetmişlerdi.

Ben de, üzgün bir halde Mekke´ye yönelip, yüzümün doğrusuna gittim durdum.

Ancak Kamu´s-Seâlib´de[165] kendime gelebildim.

Başımı kaldırıp baktığım zaman, bir bulutun beni gölgelemekte olduğunu gördüm.

Tekrar baktığımda, bir de ne göreyim?

Bulutun içinde Cebrail var! Hemen bana seslendi:

´Şüphe yok ki, Allah, kavminin sana söylediklerini ve sana verdikleri red cevaplarını işitti de, onlar hakkında dilediğini kendisine emredesin diye sana Dağlar Meleğini gönderdi! dedi.

Dağlar Meleği bana seslendi ve selam verdi. Sonra da:

´Yâ Muhammedi Şüphe yok ki, Allah, kavminin sana söylediklerini işitti.

Ben Dağlar Meleğiyim!

Rabbin, dilediğini bana emredesin diye beni sana gönderdi.

Şimdi, ne dilersen, dile!

Eğer onların üzerlerine iki ahşabı (dağı) kapamamı dilersen dile! (Hemen kap ayı ve reyi m!) dedi.

Ben:

´Hayır! Ben onların helak olmalarını istemem.

Bilakis, Allah´ın, onların sulblerinden, yalnız Allah´a ibadet edecek, O´na hiçbir şeyi şerik koşmaya cak kimseler çıkarmasını dilerim1 dedim" buyurmuştur. [166]




[160] İbrı İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 63, Taberî, c. 2, s. 231, İbn Seyyid.c. 1 ,s.136, Diyarbekrî, c. 1, s. 303.

[161] İbn Şa´d, Tabakatü´l-kübrâ, c. 1, s. 212.

[162] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 63, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 237, Taberî, c. 2, s. 231, İbn Seyyid.c. 1, s. 136.

[163] İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 63, İbn Sa´d, c. 1, s. 21 2, Belâzurî, c. 1, s. 237, Taberî, c. 2, s. 231, Diyarbekrî, c. 1, s. 303.

[164] Buhârî, Sahih, c. 4, s. 83, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1420.

[165] Kamu´s-Seâlib, Mekke´ye iki merhalelik veya bir gün bir gecelik bir yerdir (Bedrüddin Aynî, Umdetu´l-Kârî, c. 15, s.142, İbn Hacer, Fethu´l-bârî, c. 6, s. 224).

[166] Buhârî, Sahîh,c.4, s. 83, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1420-1421, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 1 , s. 281-282, Beyhakî,Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 417, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 135, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 284, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 137, Kastalâni, Mevâhibu´l-ledünniye, c. 1, s. 73, Halebî, İnsânu´luyûn, c. 2, s. 56-58.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/142-143.